basrollerinde ayhan isik ile belgin doruk'un oldugu 1967 yapimi siyah beyaz film. filmde ayrica vahi oz, mualla surer, suna pekuysal, colpan ilhan ve huseyin baradan da var.

konusuna gelince belgin doruk zengin ve dul kalmis bir prensestir. istanbul'da yasamaktadir. olen kocasinin akrabalari ona kalmis mirastan pay ve ozellikle de sahip oldugu kiymetli mucevherleri istemekte hatta onu tehdit etmektedirler. bir gun belgin doruk ormanda yuruyuse cikmisken, kocasinin akrabalarinin tuttugu iki adam onu yakalar. bu esnada ava cikmis olan elektirik teknisyeni ayhan isik, olanlari gorur ve belgin'e yardim eder ve boylece tanismis olurlar. ayhan ilk goruste asik olur, belgin ise fazla sallamaz. bir sure sonra belgin'in kaldigi koskun elektirik tesisati isi, tesadufen ayhan'a kalir. ayhan, koske gider ama prensesin [belgin doruk] kahyasi ile anlasamaz ve oradan ayrilir. lakin o ayrilirken aile dostu olan ve prensese manikur yapan suna pekuysal'la karsilasir.

bir sure sonra akrabalarinin tehditlerinden bunalan belgin kendisini ve malini koruyacak durust birini dusunurken ormanda kendisini kurtaran ayhan'i animsar ve pazar gunu onu orada olabileceğini düşündüğünden ormandaki cay bahcesine gider. ve hakikaten de ayhan da oradadir, gezerler tozarlar yakinlasirlar ama belgin kendisi hakkindaki her seyi [prenses oldugunu ve zengin oldugunu] soylemez. bunlar boyle yakinlasirken, suna pekuysal bunlari gorur ve ayhan'in paragoz annesine [mualla surer] ve kardesine [colpan ilhan] haberi verir. bunlar da ayhan'in huyunu bildiklerinden kizin asil kimligini soylemeden onu evlenmesi icin tesvik ederler. ayhan zaten dunden razidir ve boylece ciftimiz evlenir. evlendiklten sonra ayhan gercegi ogrenir ve ayri dunyalarin insanlari olduklarini dusunerek evliliklerinin yuruyemecegini zannerek tekrar eski yasantisina geri doner. fakat onu sevdigini anlayan belgin pesini birakmak ve dolayisiyla da onu kaybetmek istemez ve bir plan yapar. guya bu stresli zamanlardan kacmak icin paris'e ikiz kizkardesinin yanina gider. kiz kardesi de aynen ona benzemektedir ama onun tersine zenginligi ve sosyeteyi hor gormektedir. yani tam ayhan'in ayarindadir. ve ikiz kizkardes istanbul'a gelerek ayhan ile takilmaya baslar...

kisisel kanaatimce filmin en unutulmaz sahnesi; ayhan isik ile belgin doruk'un gecenin bir vakti bir parktaki sahneleridir. burada belgin doruk bir sarkiyi soylemektedir daha dogrusu karaoke yapmaktadir. keske kendi sesiyle soyleseydi. daha guzel olurdu lakin yine de bu sekansın ambiyansı muhteşemdir bence...

(darth maul - 24 Aralık 2007 15:55)

ümit besen'in en güzel şarkılarından biridir. fazlasıyla melankolik bir şarkıdır, her bünye kaldıramaz. ümit besen, klip mahiyetinde filmini de çekmiştir bu şarkının ve benim gözümde efsane olmuştur bu film. başka bir zaman da filmi ayrıntılarıyla anlatırım. sözleri şu şekilde şarkının;

sana kul köle oldum fayda etmedi
ölürcesine sevdim çilem bitmedi
ne yazık aşkta da şans yaver gitmedi
ben her şeye alıştım sen kendine bak
sen kendine bak sen kendine bak

mutluluklar dilerim yeni aşkınla
sen beni düşünmeden yaşamana bak
senin dertlerin var ya benim yanımda
ben onlarla yaşarım sen keyfine bak

ben ağlatılmak için yaratılmışım
en sevdiğim sen bile ağlatmadın mı
koskoca şu dünyada sana muhtaçtım
en kötü günde beni bırakmadın mı
bırakmadınmı bırakmadın mı

mutluluklar dilerim yeni aşkınla
sen beni düşünmeden yaşamana bak
senin dertlerin var ya benim yanımda
ben onlarla yaşarım sen keyfine bak

(scugnizzi - 6 Ekim 2008 21:54)

daha başlar başlamaz mualla sürer ile kızı nesrin arasındaki diyalogla sosyal mesaj da veriyor film:
- sus kız! abini müdafaaya kalkma, avukat mısın sen?
- olurdum belki ama evlendirdiniz!

devamında da mualla hanım, ayhan ışık için "delinin zoruna bak! sana varmayacak kadının aklına şaşarım!" diyor ki tüm bağğyanlar olarak bir oh çekip hak veriyoruz rahmetliye. sonra içeri giren her zaman güleç insan suna pekuysal'ın "günaydın everybody" demesi de ayrı bişi! neyse bu gidişle tüm senaryoyu yazarım ben, bayılıyorum ama bu eski filmlere napıyım!

her köşesinden dönemin ünlü oyuncularının fırladığı 1967 yapımı filmde, ayhan ışık'ın kankası sadri alışık da konuk oyuncu olmuş resmen. 1959 yılında evlendiği eşi çolpan ilhan'ı mı ziyarete gelmiş sete nedir, bir sahnede ayhan ışık kavgaya tutuşur, adamları dövmesine yardımcı olmaz alışık ama sonra ayhan ışık'ın filmdeki ismi "bülent" olmasına rağmen aralarında şöyle bir konuşma geçer:

- hişt ayhan! harikaydın namussuzum!
- çok güzel
- eyvallah... (der gider)
(ayhan kendi kendine) - ben bu çocuğu bir yerden tanıyorum ama nereden?

filmde çolpan ilhan ayhan'ın kardeşi değil evin kahyası bu arada. sürekli prensese akıllar veriyor, insan ister istemez kendine koca bulsaymış ya bu kadar cin fikri varken diyor. bu arada belgin doruk'un karakteri "canan" prenses olduğu için eve girdiği sahnede kraliyet karşılama müziği- ne derlerse onun adına - çalması, evinde yarım düzine hizmetçi olması da güldüren ayrıntılardan!

ayhan ile belgin parktayken çalan şarkı da gene ajda pekkan'ın seslendirmesiyle boşvermişim dünyaya. hatta o sahnede parkın bekçisinin şarkının eşliğinde oynaya oynaya yürümesi beni kopardı! filmin diğer şarkıları da sevdiğim adam ve melodisiyle ispanyol meyhanesi. ayhan'la belgin'in dans ettiği sahnede ise gene enstrümantal seni beklerim öptüğün yerde.

filmde bir sahnede de ayhan ve belgin dolaşırken arka planda sinema görürüz ki 1966 yapımı kibar serseri oynuyor, başrolde de ünlü italyan western aktörü giuliano gemma. orijinal adı kiss kiss bang bang afişi de şöyle. istanbul'un arka plan olduğu bir sahnede de mulenruj tabelalı pubı görmemle "nassı yani?!" dedim, kim açtıysa orayı tebriks!

annesine göre yüksek mühendis(!) arçelik yetkili bayiinde çalışan bülent'in patronu vahi öz'ün kızdıkça "sen de adam olursan ben de bu saçları kökünden keserim" demesi de ayrı komik. ayhan da "aman kıyma saçlarına" diye dalgasını geçiyor! bu arada prenses'den para istemek derdindeki enişte bey'in yalanı da türk insanının bilim anlayışını ortaya koyuyor; makine-adam, bir robot yaptığını söyleyen enişte bey, "makine-adamım kendi kendine altı kol iskambil oynuyor. canınız iskambil oynamak istedi ama arkadaşınız yok, alın benim makine-adamı beş kişinin yerine iskambil oynasın." yahu o kadar robot yapmışsın bütün derdin iskambile adam bulmak mı?! aşmış bir senaryo yazımı var işte o yıllar...

son olarak filmi tek lafla özetlemek gerekirse; (bkz: baldız baldan tatlıdır).

youtube'a koyma inceliğini gösteren biri sayesinde izleyebilirsiniz.

1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm ^*

(su nanesi - 18 Temmuz 2010 08:37)

belgin doruk'un her sahnesinde içten içe "ah!" dedirten, bir buçuk saat kadar gülümsemek isteyen sevgi böceklerine birebir yeşilçam eseridir efendim.

(e161507 - 1 Ocak 2011 23:58)

temel gürsu'nun yönettiği, erdoğan tünaş'ın senaryosunu yazdığı bu ümit besen filmi için mükemmel sözcüğü yetersiz kalır. ilk 8 dakikasında her şey olan filmler diye bir kategori olsa bu film ilk ona girer. efsane bir ilk 8 dakika... 200 filmlik malzeme var içinde.

http://www.youtube.com/watch?v=adeijzjkgsm

(gofret beyin - 11 Ağustos 2011 01:21)

civan canova'nın naci rolünde oynadığı 1983 yapımı film. bugünlerde fatmagül'ün suçu ne dizisinde avukat kadir olarak izlediğimiz civan canova'nın 28 yaşındaki halini görmek için buyurun: http://www.youtube.com/watch?v=adeijzjkgsm

(dikistutmaz sabri - 12 Ekim 2011 14:18)

ümit besen'in başrolünde olduğu filmin bir sahnesinde thriller çalmaktadır.

(rks8rks - 26 Ağustos 2013 20:31)

bir ümit besen filmi. geçenlerde tv'de denk geldi biraz baktım ümit besen yine triplerde. kız pas vermiyor filan bişeyler bişeyler oluyor, ümit'i suçluyor ama adam suçsuz, kız da biraz mal işte olayları yanlış yorumluyor. neyse en azından filmin müziği güzel bence.

film 1983 yapımı ama hala hippi ortamları var, türkiye'ye anca gelmiştir belki bilemicem. bu arada filmin imdb sayfası da yok.

(aziz baykus - 23 Ekim 2013 02:30)

ümit besen - serpil çakmaklı çiftini izlediğimiz filmin (1983) benzersiz öyküsü:

--- spoiler ---

ümit iftiraya uğrar, baba evinden kovulur. yeni bir yaşama başlamak üzere, şehirden uzakta yaşayan bülent'in yanına gelerek arkadaşının tavernasında piyanist-şantör olur. hayta arkadaş grubuyla bu sayfiye yerine gelen gamze'ye tutulur. gamze zengin ve şımarıktır, ümit'in ilgisini dalga konusu eder. bu arada gruptan arkadaşı naci de kendisine asılmaktadır. bir gece naci gamze'yi bayıltır ve ona tecavüz eder. kadını baygın bulan ümit onu kendi evine getirir. gamze uyandığında tecavüzcüsünün ümit olduğunu düşünerek onu bıçaklar. ümit aşkından ötürü gamze'den şikayetçi olmadığı gibi kadının işadamı babasının prestijini koruması için onunla evlenir. ikisinin de hayatında gerçek bir değişiklik olmaz; aynı evde ayrı yaşarlar, gamze yine arkadaşlarıyla eğlenmektedir. ümit gamze'nin kendisini ezmesine katlanır, “yıkılan gurur”u besteler. bu arada bülent'in menejerliğinde meşhur bir şarkıcı olur, yoksulluktan kurtulur; ama bunlar bile kendisini “babasının aldığı bir oyuncak” olarak gören gamze'nin umrunda değildir. gamze'nin babası iflas edecekken onu ümit kurtarır. gururlu ümit bunu kadından saklamak ister; ama kızının evlendiği kişinin aslında iyi birisi olduğunu anlaması gerektiğini düşünen baba bu sırrı gamze'ye açıklar. gamze ancak bunun üzerine tecavüzcüsünün ümit olmadığına inanabilir. gerçek tecavüzcünün kim olduğunu bulduracak bir ipucunun zihninde belirebilmesi için, o geceyi yeniden ve aynı şekilde yaşamasını planlarlar. gamze bu niyetle arkadaş grubunu sayfiye yerine çağırır. nihayet naci'nin boynundaki kolyeyi görür, bu kolye ona gereken ipucudur. naci gamze'ye yeniden tecavüz edecekken ümit yetişir. naci kaçsa da ümit onu bulur ve tabancasıyla vurur. polis tarafından tutuklanıp götürülmeden önce gamze'ye “kadını olamadıysa da her zaman sevdiği kişi olduğunu” söyler. sarılırlarken polis de gözyaşı dökmektedir.

--- spoiler ---

(geri yinekel - 25 Mayıs 2014 16:28)

serpil çakmaklı'nın babasını canlandıran rahmetli abdurrahman palay'ın aynı zamanda ümit besen'i konuştuğu filmdir. kendisine de sadrettin kılıç dublaj yapmıştır.

serpil çakmalı'yı birçok filmde olduğu gibi jeyan mahfi ayral konuşurken, civan civanova'yı da güner ümit seslendirmiştir.

edit: jack nicholson uyarısı, civan canova'yı civanova yazmışız

(peder hose - 17 Nisan 2016 00:26)