aliye ronanın bahçe makasıyle kınalı yapıncağın saçlarını keserken girilen zoom in'in beni hepten ürküttüğü, ve engin çağların hülya koçyiğite dakika başı "askerlik arkadaşım" dediği bir filmdir.

(ve ben bunları niye hatırlıyorum...)

(mortifera - 17 Aralık 2006 20:07)

filmde aliye rona hülya koçyiğit'i kastederek "bunun adı mestan olsun" dedikten sonra köşkün hizmetlilerinden babacan olanı "ama nasıl olur hanımefendi, mestan kedi ismi" diyerek mestan isimli şahısları üzmüştür.

(indolento - 7 Haziran 2010 16:54)

sevemediğim bir yeşilçam filmi. sebebiyse;

-s!-
tecavüz gibi bir olayın basit bir gönül eğlendirme gibi sunulmuş olması. esas kız her ne kadar kendine bu kötülüğü yapandan -güya- gönül eğlendirerek intikam almak istese de asıl amaç kendine aşık etmek ya da sonra bir şekilde direnci kırılıyor. (kadının tecavüzden sonra kendini öldürmeye çalıştığını da unutmayalım). kınalı yapıncak ve amca arasında geçen bir konuşma ise gerçek anlamda mide bulandırıcı:

(esas oğlan tecavüz ettiği kadınla evlenmeye karar vermiştir, belki vicdan belki de çocuğu olduğunu öğrendiği için. adamın, zengin halini değil de kınalı yapıncak'ı seçmesi kızımızı epey sevindirir). ve amca konuşur.

-haha erkek adammış!

neyin kafası bu? adam bildiğin tecavüzcü ve sarhoş olup olmamasının önemi yok. nasıl olur da aklarlar ve ona "erkeklik" yüklerler anlaşılır gibi değil. (erkeklik meselesi de başka bir entry konusu da neyse)

-s!-

yeşilçam filmlerinin çoğu saçma, mantık aramak sadece izleyini yorar ama bu kadar hassas bir konuda yanlış mesajlar vermiş olmaları utanç sebebi.

(johndonne - 24 Ocak 2014 12:26)

"her kadının kandırılmaya açık budala bir tarafı vardır. " cümlesi, filmdeki kadın istismarını özetliyor aslında. korkunç bir alt metin vardır bu filmin. tecavüzcüyle barışma fikrini taşır.

(nazarethme ne olur - 2 Ağustos 2014 16:40)

tokadı yedikten sonra gülen daha sonra da dans etmek istediğini söyleyen bir kadın karakterle karşı karşıya kaldığımız türk filmi.

(ahmetguven - 2 Ağustos 2014 16:48)

hanımının iğnesi kaybolduğunda benim de hafiften şüphelendiğim kadın. salondan çıkınca utandım kendimden.

(nutella yerken sandalyeden dusup geldim - 2 Ağustos 2014 19:53)

kadına tecavüz etmek o kadar da kötü bir şey değildir, hele bir de tecavüzcüsüyle evlenirse ortadaki "namus" yerini bulacaktır. hem kadının tecavüzcüsüyle evlenmesi o kadar da korkunç bir şey değildir, zamanla aşık dahi olabilirsiniz ve her şey düzelir diyen zihniyetin, allayıp pullayıp önümüze koyduğu film.

sadece tecavüzü normalleştirmekle de kalmaz ayrıca. kınalı yapıncak tecavüze uğradıktan sonra başına gelen talihsiz olaylar sonucu yaşadığı şokla tekrar konuşup duymaya başlar, üstüne üstlük bir de tonton bir amca vesilesiyle de zengin olur. yani şair burada demiş ki, bak kızım oldu bir talihsizlik tecavüze uğradın ama dilin çözüldü, zengin oldun; daha ne istiyorsun, git de güzelliklen evlen işte, der aynı zamanda. boşa her şerde bir hayır yoktur çünkü.

--- spoiler ---

bir de hanım kızımız güya intikam almak için sonradan küçük beyimizin yanına gider ve onun "erkeklik gururunu" zedeleyecek sözler söyler, bunun üzerine de iki tane ağır tokat yer.

not: ayrıca küçük beyimiz, kınalı yapıncak' ımızın öz kuzenidir. (merhaba! ensest)

--- spoiler ---

yani bu film başından sonuna kadar sorunlu bir altyapıya sahiptir diyemiyorum çünkü hala varolan düşünce yapısının yansımasıdır ve bu yüzden izlerken bizi rahatsız etmez, hala da kendini izletir. ne de olsa basit bir dönem filmidir.

edit: imla

(eski kitap kokusu - 28 Aralık 2014 17:11)

kınalı yapıncak fakir bir anne babanın kızıdır. köyde yaşamaktadırlar. kendilerince bir düzenleri, bir göz oda evleri, köydeki hanelerce sayılan bir de itibarları vardır. aslen şehirli olan babası zengin kardeşi ile bir zamanlar fakir bir kızla evlenip köye gitmek istediği için bozuşmuştur. genç kız bunu pek bilmez. ne amcasından ne şehir hayatından haberi vardır. onun bildiği gördüğü köydeki insanların iyiliğidir ve bunun karşılığında o da hayattan başka bir şey beklememektedir.
fakat ahırlarına fırtınalı bir gecede düşen bir kıvılcım kızı annesiz babasız bırakır. bu olay onu çok derin etkilediğinden, bir daha konuşamaz bile. dilsiz, beş parasız, ailesiz bu zavallı kızı akrabalarının yanına göndermeyi akıl eder köy ahalisi. ne de olsa kendi öz amcasıdır söz konusu olan. elbet kıza çok iyi bakacak, belki onu iyileşmesi için yurt dışına bile gönderecektir.
fakat öyle olmaz. kızın gönderildiği ev süslü bir hapishanedir. ve burada çekeceği işkenceler sadece fiziksel değil ruhani de olacaktır. geldiği andan itibaren kendisine bir hizmetçiye davranacağından çok daha kötü, sanki yıllarca içinde tuttuğu bir kinin etkisiyle davranan yengesi ilk iş olarak kızın saçlarını kısacık keser. bu haliyle onu çirkinleştireceğini sanmaktadır. bahanesi de bitlenmesini engellemek ve bir ceza vermektir kıza.
kız hepsine katlanmaktadır bir şekilde. kuzenini gördükten sonra ilk defa bir erkeğe karşı heyecan duymanın ne demek olduğunu da öğrenir. kuzeni yakışıklı bir çocuktur. zengin ve hoppadır. ayrıca çok içki içer. hemen hemen her gün gezmede, eğlencede, ve elbette sarhoştur.
bir gece içkiyi fazla kaçırınca kıza saldırır, kız itiraz etse de ona engel olamaz.
hayattaki en derin acı herhalde sevdiği birinden bir darbe yemektir. bir yabancının tecavüzü de elbette korkunçtur ama sevdiği kişinin kendisine zorla sahip olması kızı ikinci bir bunalıma iter. ve ancak bu durumda bir mucize etkisini gösterebilir. kızın dibe vurması onu biraz daha yukarı çıkartacaktır sonunda.
sonunda o da intikam almayı öğrenir, insanlara ders vermeyi, onları kötü hissettirmeyi öğrenir, onlara acı çektirmeyi.. ve en çok acıyı da en sevdiğine çektirmek ister içten içe. asla unutamadığı ve en çok sevdiğine..

(mylia - 6 Nisan 2005 11:08)

super turk filmi. zengin, simarik oglanin fakir hizmetciyi kotu emellerine alet etmesi^*, kizin hamile oldugunu bayilarak ogrenmesi, dilsizken bir kaza sonucu dilinin acilmasi gibi bircok turk sinemasi klasigine rastlanilabilir. kanimca turk sinemasinin en iyi iki karakter oyuncusu olan aliye rona ve hulusi kentmen de performanslarinin zirvesindeler. bu sabah digiturk'ta vardi yine, zevkten eriyerek seyrettim. (bkz: smiley) hastasiyim.
ayriyeten, pul koleksiyonunu gostermek olayinin da ilk defa bu filmle baslamis olmasi kuvvetle muhtemel.

(robin - 8 Kasım 2001 10:10)

- bu kızın banyo yapması lazım!
- ne banyosu! bir leğen al, yattığı yerde yıkanır!
- eü eü eü eee eü (h. koçyiğit tepki verirken)

(neruda - 5 Nisan 2006 12:31)