50 cent' bu film hakkındaki bir ropörtajda "bana sorarsanız, ben yeni denzel washington'ım" demiş. ben de "hee olur" dedim. "zaten aktör dediğin goril gibi olmalı".

edit: burada amacım 50 cent'in fiziksel özelliğiyle veya gorillerin genel tavrıyla dalga geçmek değildir. sümme haşa, rabbimizin bahşettiği özelliklerle alay edene azab vardır. amma lakin ki öyle değildir, çünkü elli sent adındaki mü'min kardeşimiz kendini kibir dolu bir ifadeyle denzel vaşington'a benzetirken bir noktayı atlamıştır. vaşington ağabeyin karizması etseterası bir yana, kendisi oldukça hırbo tavırlara ve zeki, kitleleri peşinden sürükleyen bir protagonist olamayacak kadar da hantal bir görüntüye sahiptir. yoksa kaslı maslı adam işte, allah sevdiğine bağışlasın. ^*

(funkychild - 28 Aralık 2007 20:04)

de niro filmde "turk"!

(endless bliss - 5 Nisan 2008 19:44)

-most people respect the badge. everybody respects the gun...

(fezader - 27 Temmuz 2008 13:29)

iz birakmayan, senaryosu bilindik, sonu anlasilir bir hollywood fotokopisi.
iki efsaneyi karsilikli doktururken izleme imkani verdigi icin yine de gorulesi.

(antarktika - 21 Eylül 2008 05:59)

dedektif dedeler.

(trip - 27 Eylül 2008 02:29)

o ikili (bkz: al pacino&robert de niro) beraber poz verse ve 101 dakika boyunca sinema perdesinde o fotoğraf yayınlanacak olsa yine de gidip izlemek lazım..(bkz: biraz abartmış olabilirim)

(supermenolmaklazimbazen - 29 Eylül 2008 01:28)

filmin sonunu daha ortasindan cok net bicimde tahmin etmek mumkun.. "her filmin sonu surpriz olacak ya degil ya, onemli olan aki$" da diyemeyiz cunku film $a$irtmak uzerine tasarlanmi$. hizli akan, uzun sahnelerle baymayan bir film ama bu tek ba$ina yetmiyor.

bir cumartesi gecesi bunun icin evden cikip sinemaya gitsem pi$man olurdum verdigim paraya, duzeyi o.

(kusmuk - 2 Ekim 2008 02:11)

ne yazık ki robert de niro ve al pacino dışında hiç bir izletici faktöre sahip olmayan sıradan film.

(ukaladumbelegi - 2 Ekim 2008 17:54)

iki tane hastası olunası insanı izleyebilme zevkinin dışında çok da matah olmayan bir yapım. lakin çevirilerin hastası oldum. misal;

--------------------------spoylır gibi de tam da değil-----------------------------

eleman vurulur, ortağı telsizi kapar;

-officer down (3-5-2 siçueyşın, paramedikgitsin, koronergelsin, endirekt serbest vuruş gibi bazı havalı kodlar, terimler, telsizden anonslar) ay ripiit officer down...
çikın trensleyşın: memur bey eğilin...

--------------------------spoylır gibi de tam da değil-----------------------------

nefis çeviri. bayıldım.

(maketbicaa - 8 Ekim 2008 11:59)

al pacino'nun yaşı ilerledikçe gözlerindeki anlamın, yüzündeki ifadenin kaybolmaya başladığını farkettiğim film'dir. sanırım devil's advocate'den sonra başladı bu süreç.

(ellisboydredding - 10 Ekim 2008 12:36)

heat 'in yanina bile yaklasamamis, sonu basindan besbelli, artcik cok klise olan "sonda flasbeklerle cozumlemesi" olan film. ha bi de araya 50 cent sokusturmuslar.

(jander - 11 Ekim 2008 01:41)

gecen sene imdb'de robert de niro ve al pacino ikilisi ile cekildigini ogrendigim andan, sinema salonuna girdigim ana kadar duydugum haz; izlerken bana verdigi hazdan kat kat fazla olan filmdir. bana derin bir of cektirmistir.

bu filmin cekildigini ogrendigimizde arkadasim ile de niro ve al pacino'yu fbi sefi ve ny polis sefi olarak hayal etmistik. mafya'ya karisiyorlardi, buyuk isler cevirip bilimum pislige burunlarini sokuyorlardi. ancak sonucta elde ettigimiz sey, yasini basini almis universite arastirma gorevlileri gibi, 70'inde iki polis; heyecandan yoksun bir senaryo. bu filmde al pacino gibi bir ustadi sinik, sinsi bir rolde izliyoruz. rolleri buyuk ustalara o kadar hafif kaciyor ki, bize zevk verecek seviyede bir oyunculuk sergile(ye)miyorlar. filmin siradan olay orgusu can sikici.

bu ikiliyi ayri ayri vasat filmlerde gormeye alismistik ama ikisini birden boyle bir filmde oynatmak, butcede luzumsuz bir yuk olusturmustur. bence hazir kesenin agzini acmisken, junkie barmen olarak emineme, ofise posta getiren ezik postaci olarak jack nicholsona, dedektif olmaya calisan yalaka polis memuru olarak edward nortona, club'in yasli dj'i olarak david bowieye ...vs rol verilmemesi yazik olmustur.

kisaca sinemaya zaman ayiriyorsaniz, righteous kill izlenmeyecek kadar kotu bir film degil; ama ben haftada en fazla 2 saat televizyon izliyorum, sahilde kosuya cikiyorum, kung-fu dersim var, hayat mucadelesi geceleri taksicilik yapiyorum ...vs diyorsaniz bir pacino-de niro ikilisi izlemek icin zaman ayirmaniza degecek bir film de degil.

(caligramme - 12 Ekim 2008 18:28)

aslında hiç senaryoya falan gerek yok bu iki üstadı izlemenin keyfine varmak için. bu film için verilen para yine verilseydi bu adamlara da, karşılıklı muhabbet etselerdi, o yeterdi. zaten ikisinden başka da izlemeye değer ne konu ne de oyuncu vardı. hakkaten yahu, beraber waiting for godot'u sinemaya uyarlasalar çok daha izlenesi olurdu. tek plan, tek senaryo. hem zorlama "yaş yetmiş iş bitmemiş" savını kanıtlamak istercesine anlamsız sevişme sahnelerine de gerek kalmazdı.

(lamazigogo - 15 Ekim 2008 10:14)

tamamen hayal kırıklığı.

al pacino'nun, tamam, kaşlarını kaldıra kaldıra komik bi bakışı vardır, ellerini komik bi yana açışı, saçma bi boş bakışı vardır. ama bunu severim ben arkadaşım, o bambaşka bi adamdır gözümde. al pacino'yu görmem çünkü ona bakarken, carlito brigante'yi görürüm ben. neblim, tony montana'dır o adam, corleone'dir, şeytan'ın ta kendisidir, büyük adamdır. bu filmde bi halt değildi afedersin. öyle kaşlarını kaldırıp boş bol bakan bi adamdan başka hiçbi şey değildi.

robert de niro zaten tamamen yağdan göbekten müteşekkil biri olarak varoldu filmde.

ilk yarım saatine filan dayanabildim, o nası çakma bi senaryo, nası bi "bu iki adamı bir araya getirip koysak başka şeye gerek kalmaz" mantığı, nedir yani? necefli maşrapa muamelesi yapmışlar adamlara. ekrana koy ikisini, başka bişeye gerek yok. yek yeeaaa!

(dagny taggart - 18 Ekim 2008 13:22)

sevgili takimim fenerbahce gibi olan bir film. oyuncular iyi, butcesi yuksek, filme gitmek icin can atan cok hayran var. fakat vasat bir yonetmen ve kurgu yuzunden siradan bir film olmus. aynen su aralar fenerbahce'nin oynadigi siradan futbol gibi.

(turkiyede yasayan kutup ayisi - 10 Ocak 2009 16:04)

sadece bir kere izlenebilecek bir filmdir. cunku sonunda olan olay filmin butun tatavasini gozler onune suruyor. ondan sonra bir daha izlemenin anlami kalmaz.

bazi filmer boyledir. yarattigi heyecan, ilgi alaka filan sonunda olan olayi bilmemenize baglidir. fikra gibi yani, dunyanin en iyi, en komik fikrasi bile iki kere dinlenince anlamsizdir.

ote yandan, misal, saving private ryan veya gladiator boyle degildir. o kadar savas sahneleri, goruntu ve ses efekleri vardir ki, elli kere de izlesen izlersin.

bunun disinda, gercekten oyunculuklar super. ozellikle al pacino super. adam uyusa geberdi zannedersin, o kadar yaslanmis, yuzu haritaya donmus, ama bir oynuyor ki dehset. robert de niro is her zamanki gibi, dalga gectigi veya kizdigi sahnelerde oyunculugunun zirvesinde adam.

bu ikiliyi bir arada son gorusumuz buyuk ihtimal, guzel bir film velhasil-kelam.

(gelirsemkal - 14 Ocak 2009 21:04)

--- spoiler ---

--- spoiler ---
baştan beri katili de nirosanmamızı sağlamaya çalışan siyah beyaz video kayıt sahnesi göz hizasından yapılan bir çekimdi.ancak finalde görüyoruz ki bu kayıt tavandaki güvenlik kamerasından yapılmış.
göz hizasının bir kaç metre üstünden o kadrajın imkansız olduğunu anlamayacak yetenekte bir yönetmen (bkz: jon avnet) tarafından yapılmış sinema filmi righteous kill
ayrıca de niro'nun mimikleri kayıtta kendinden eminken kaydın nasıl olduğunu anlatan sahnede oldukça şaşkın ve tedirgin...
ve yine son olarak galiba türk sinemasına haksızlık ediyoruz.
--- spoiler ---

--- spoiler ---

(siyah gocuk - 19 Ocak 2009 15:53)

bundan daha kötüsünü pacino'ya pelerin niro'ya tayt giydirerek çekebilirsin.
onu da çekse çekse joel schumacher çeker.

(jerf - 20 Mart 2009 05:01)

izleyicinin dikkatini ölçen film.

(az sonra aşağıda yazdıklarımı filmi izlemediyseniz lütfen okumayın. ağır spoiler var. hatta ne spoiler'ı direkt filmi anlatıyorum)

--- spoiler ---

filmin sonuna kadar zevk almak istiyorsanız azıcık dikkatsiz olacak, sonunu tahmin etmeye falan çalışmayacakmışsınız. bunu gördüm. zira dikkatsizliğim sayesinde filmin ilk sahnesinde robert de niro'nun ağzından dökülen ismin david fisk olduğu kalmadı aklımda. böyle olunca da film boyunca ulan bu adam adım david dedi ama buna neden turk diyorlar diye sorgulamadım.

yapımcıların esasında sağ gösterip sol vuralım, bütün ilgiyi buna çekelim de katil uşak çıksın diye bir derdi yok. bangır bangır söylüyorlar katilimizin adı bu diye. ama buna rağmen olay örgüsünü iyi kurduk siz de kim katil acaba diye düşünüp durdunuz, aha da kaliteli film böyle yapılır diyorlar. şimdi hiç gidip film kötü falan demeyin. kimse dikkat etmedi işte. katil kim acaba diye sorguladı durdu.

ayrıca şiirler çok güzeldi.

--- spoiler ---

not: dikkatsizliğimi 48 saattir uykusuz olmama bağlıyorum. yoksa çok üzülürüm. valla bak. hep uykusuzluktan.

(acemiyazar - 9 Aralık 2009 07:58)

--- spoiler ---

"ölmeyen rus"un bardaki araç muhabbetine al pacino'nun cacık olması ve sonunda de niro ile karşılıklı "da" laşmaları filmin en güzel sahnesidir.

--- spoiler ---

(agk - 17 Nisan 2010 02:28)