Albert Nobbs (~ Hizmetkar Albert Nobbs) ' Filminin Konusu : 19. yüzyıl İrlanda’sında hayatta kalabilmek adına, Dublin’in en gösterişli otelinde uşak olarak çalışabilmek için erkek kılığına giren bir kadının hikayesi.
Ödüller :
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali : "People's Choice Award-International Competition"
george moore'un the singular life of albert nobbs isimli kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan filmin başrollerinde, aaron johnson , mia wasikowska ve jonathan rhys meyers olacak. farklı kaynaklarda glenn klose olacak diye belirtilmiş ama imdb daha güvenilir duruyor. filmde glenn close erkek rolünde olacakmış ve close'a göre çok orijinal bir senaryoymuş. kamera arkasında gabriel garcia marquez'in oğlu rodrigo garcía olacakmış.
(silver apple - 23 Aralık 2010 23:19)
glenn close'un oscar'a oynadığı*, trailerı çok etkileyici görünen film.
(biyiksiz kedi mahmut - 20 Ekim 2011 00:15)
glenn close performansı için bir kerelik seyredilebilecek, ama çok akılda kalıcılığı olmayan ve bir gün mutlaka yeniden seyretme isteği doğurmayan bir film. senaryosunun çizdiği yolun son derece sıradan olması en büyük sorunu bence. açıkçası glenn close'dan damages ile çok daha iyi bir performans izlediğim için bu filmdeki oyununu öyle çok şahane bulamadım. tipik "kim oynasa ödül şansı artar" rollerinden biri aslında. geçen sene de aynı böyle bir rol ile ödülün kapıldığı hatırlanırsa ödül şansının meryl streep'ten daha yüksek olduğu sonucuna ulaşabiliriz gerçi.--- spoiler ---ancak, glenn close akademi ödülünün meryl streep ile birlikte önde giden adayı olarak görülüyorsa bu performansla, hubert rolüyle son derece eşdeğer bir iş çıkaran janet mcteer da en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü alsın götürsün derim ben. gerçi onun da bir kadın olduğu hemen tahmin edilebiliyor olsa da bence glenn close'dan çok daha inandırıcı bir "erkek" olmuş kendisi.albert pek sevebildiğim bir karakter olmadı. ona yapılanlar karşısında üzülsem de garip hareketleri (özellikle hubert ile ilk kez yatağa girdiğindeki) ve sürekli kendi kendine konuşmasıyla son derece garip bir karakter olmuş. kadınların da çalıştığı bir yerde neden kendi olarak iş bulmayı tercih etmediğini de anlamadım açıkçası. film, oyunculuklar sayesinde, albert ve hubert'ı ilk kez elbiseyle gördüğümüzde özlerine dönen iki kadını değil, elbise giymiş iki adamı izliyormuş hissiyatını yaratabiliyor. yani bu konuda bir başarı söz konusu. karakterler tutarlı ve bir süre sonra içinde kaybolabileceğiniz şekilde resmetmişler. bir süre sonra "glenn close'un erkek kılığına girdiği film" olarak izlemeyi bırakıp ötesini görmeye başlıyorsunuz. işte o başladığınız noktadan çok da ötesi olmadığı için film beklentileri karşılayamıyor.mia wasikowska çok nefret edilesi bir kadını, aaron johnson çok nefret edilesi bir adamı; ama özünde kendilerini kurtarmaya çabalayan çaresiz insanları oynadıkları için zaman zaman kızgınlıkla, bazen de anlayışla izleyeceğiniz iki karakter yaratmışlar. --- spoiler ---
(under rug swept - 26 Kasım 2011 20:47)
büyük ihtimal glenn close'a oscar'ı getirecek filmdir.
(comudus - 27 Kasım 2011 09:27)
duyduğumda bana hiçbir şey ifade etmeyen adam mı kadın mı,,film mi,oyun mu her ne haltsa işte
(denizlihorozu - 20 Aralık 2011 16:55)
(bkz: noob) zamanın ötesine gider gibi :)zöe: ulan ne ileri görüşlü adamım.
(ne haber lan multeci - 30 Ocak 2012 05:09)
filmle ve 84. oscar ödül töreninde elde ettiği adaylıkları ile ilgili kapsamlı bir inceleme için ;http://yerliyersizsinema.blogspot.com/…nn-yolu.html
(fatih alti aylik - 10 Şubat 2012 20:35)
31. uluslararası istanbul film festivali programında da yer alan ve biletleri tükenmiş filmdir. ilginç konusu olan bir film, daha önce yazılmış: yaşamını kolaylaştıracağı düşüncesiyle erkek kılığına giren irlandalı bir kadın günün birinde aşık olur ve olaylar gelişir. "a man with a secret, a woman with a dream" tümcesiyle film özetlenmiş aslında. beklentilerinizi yüksek tutmayın derim. konu bakımından ilginç olan filmler beyaz perdeye aktarımlarında beklentileri karşılamayabiliyor. (bkz: cold souls) yine de izlenebilir. zaman kaybı demem oyunculuklara ve konuya haksızlık olur.
(sahafkedisi - 23 Mart 2012 20:23)
glenn close iyi oynamış. benim film hakkındaki yorumum bu kadar. ne eksiği var, ne fazlası.
(petersachs - 8 Nisan 2012 23:53)
bu kadar geç izlediğim için -hemen hemen 1 yıl kadar- kendime çok pis küfürler ettiğim, aldığı 3 oscar adaylığını köküne kadar hak eden, janet mcteer'ı filmdeki haliyle bile sevip kendisine aşık olabileceğiniz, mia wasikowska'nin restless'tan* hemen sonra yer aldığı ve söz konusu film gibi derin bir filmden sonra aynı derinliği kolayca muhafaza ettiği, aaron johnson'ın kick-ass'teki dave karakteri ile taban tabana zıt bir performans sergilediği filmdir.. glenn close'a ise ayrı bir paragraf, hatta entry ayırmak gerektiği için filmin tanımında yer almaması daha iyidir..düşünün ki 65 yaşındasınız, kariyerinizde 5 oscar adaylığı var ve söz konusu filmlerin hepsi, filmi film olarak görmeyen kitlelerce kült olarak adlandırılıyor, son minimum 10-15 yılda elle tutulur en iyi oyunculuğunuz the stepford wives'ta olmuş ancak siz glenn close değil, başka birisiniz.. bu oscar adaylıklarıyla, ömrünüzü, film eleştirilen programlarla bile bitirebilecek şöhrete sahipsiniz ve size altından her oyuncunun kalkamayacağı bir teklif geliyor ve rolün üstesinden gelseniz bile filmin kariyerinizde büyük bir boşluk açabilecek kadar riskli olduğunu görüyorsunuz.. ne yapardınız?.. ben sağlık sorunlarımı öne sürerek -close'un astım hastası olduğu biliniyor- şöhretimle birlikte köşeye çekilmeyi seçer ve bir an bile tereddüt etmezdim.. ama ismim glenn close değil tabii ki.. işte, nasıl "bir elin parmaklarını geçmeyen, başarı seviyesini "efsane" ile değiştirmiş aktör ve aktrisler var oluyor?" diye düşünüyorsanız benim gibi, bu film bunu anlama noktasında size ipucu değil, tünelin ucundaki ışığı verecektir.. close'un bu filmdeki oyunculuğu ders olarak okutulmamalı, evin bir köşesine, sahne aldığı bütün kısımlar kesip çıkararak asılmalı ve günler, haftalar, aylar, yıllar geçtikçe üzerindeki tozlar alınmalı.. filmin ağırlığı bir tek close üzerinde değil ve yan karakterlerin filme etkisi close'dan daha fazla ama, close'un sahne aldığı her an -saniye, dakika falan değil; an- yaşamın anlatacaklarının sıkıştırılmış bir hap gibi göz yoluyla, kalp ve beyin destekli vücuda alınması gibi geldi bana filmi izlerken.. 3-4 kere ara verip bir sigara yaktım, izmarit yanıp elimi kavururken uzaklardaki şu anda var olmayan yıldızların bendeki yansımasına boğdum gözbebeklerimi.. nasıl ama, sanki bir kitap okumuş ve hayatım değişmiş gibi yazıyorum, değil mi?.. aslında bu filmi izledikten sonra hiç de hayatım değişmedi, nefessiz kalıp "s.ktir yaae" demedim.. ama glenn close ve 19. yüzyıl irlandası hakkında düşünürken kullanacağım hafızamın ilgili bölümleri tıka basa doldu.. sırf bu yüzden bile albert nobbs'u başucu filmlerimden biri olarak önerebilirim..filmin atmosferinin boğucu olduğu düşünülebilir; sanki şu anki yaşadığımız yüzyıl ve ortam midemizi kaldırmıyor, insanlığımızdan şüphe etmediğimiz bir saniye bile olmuyor da.. kişinin sıkıntılarının ve geçmişinin, geleceği üzerine düşürdüğü gölgenin boyunu kısaltmak, bu yapılamıyorsa da gölgenin koyu rengini biraz da olsa açmak için izlenmesi gerektiğini düşünüyorum bu filmin.. büyük kayıp olmayacak izlemeyenler için tabii ki ama izlediğim için bu kadar mutlu olduğum ve aynı anda izmaritin ceset kokusuna doyduğum başka bir film yok hayatımda şu ana kadar.. şiddetle olmasa bile bağnazlıkla önerebilirim izlemenizi..son olarak; nobbs'un filmde en çok canımı acıtan repliğini paylaşmak isterim: "life without decency is unbearable"
(lake of the hell - 26 Haziran 2012 00:28)
20 temmuz 2012'de medyavizyon film tarafından vizyona çıkacak olan glenn close'un başrlünde olduğu irlanda filmi.
(kafamkaristi - 5 Temmuz 2012 12:55)
senaryosunu basarisiz buldugum ama glen close icin katlanip izledigim bir film.
(craigslist - 30 Temmuz 2012 05:31)
izleyene birçok açıdan "the remains of the day"i hatırlatan bir güzel film; onun kadar ciddi, onun kadar dramatik yönleri var, onun kadar usta oyunculuk performansları var, hattâ ondan daha da hazin öyküsü, ama mükemmellikte ondan bir adım geride yine de. --- spoiler ---disiplinli ve hayâlleri uğruna çalışma arkadaşlarına karşı bile mesafeli olan albert nobbs'un hemcinsi ve kaderdaşı hubert ile tanışınca gelecek planları tümden değişiyor, ama bir başka hemcinsi, saf ve kör âşık helen'in aptallığı sonunu hazırlıyor. birçok karesiyle izleyeni üzen bir öykü albert nobbs'unki, ama sonu öylesine aptalca ve bir o kadar hazin ki, hem karaktere kızmaya hem de gözlerinizin dolmasına mâni olamıyorsunuz.günden kalanlar'ın stevens'ına kızardım yıllardır, ama albert nobbs helen'ı bir çeşit takıntı hâline getirmesiyle onu da aşmış bir karakter kesinlikle.ah be hubert, cathleen'i yitirince alacaktın her şeyi göze alıp albert'ı yanına, hazin sonu öğrendiğinde mrs. baker'ın karşısında bakakalmayacaktın o zaman! --- spoiler ---filmde jonathan rhys meyers'ın da ufak bir rolü var, ama henry tudorvâri hâller yapışıp kalmış üzerine. kendisini o yüzden mi seçmişler ne.7/10 puanı hak eder bir film, ciddiyetinin ve verilen emeğin hatırına.
(martin jacques mystere - 1 Ağustos 2012 02:15)
(bkz: sona polat)(bkz: burda yaşanmışı var)
(kitarobit - 18 Ağustos 2012 21:36)
film, albert nobbs karakteriyle göz kamaştırıcı bir oyunculuk sergileyen glenn close'la belki de hepimizin takıntılarımıza yenik düşüp akılları baştan alan aptallıklarımızı bize öyle acıklı, o sefilliğin hüznünü öyle güzel aktarıyor ki gözyaşları akıp gidiveriyor. film baştan sona kadar tek kelimeyle olmuş.
(bruegel - 7 Kasım 2012 12:59)
hiç abartmadan,son derece sade bir tonda çekilmiş bir film.izlemeye değer bir film,bana kalırsa;dramatik bir hikaye ancak bu kadar başarılı canlandırılabilir.
(artemisisis - 7 Ocak 2013 09:15)
oyunculukları ile nal toplatan, senaryosu ile şaşırtan ve kabuklarımızın altındaki yüreklerimize dikkat çeken son derece insani bir yapım. çok şahane. çok.--spoiler--nobbs'un biriktirdiği o kadar parayı gene otel sahibi pis kadının ele geçirmesi tam bir trajedi ama alfred isimli bebek de trajik kahramanın isiminin yeniden büyütülmesi, itibarının teslim edilmesi, --spoiler--
(the tempest - 10 Mart 2013 16:27)
kadınların da çalıştığı bir yerde kendi olarak iş bulmayı 'tercih etmemiştir'. neden olabilir?? tek başına bir kadın olarak hayatta kalması, tek başına bir erkek olarak hayatta kalmasından çok daha zorlu, tehlikeli olacağından. erkeklere açık iş alanlarının bir kadına açık olan işlerle kıyaslanamayacak kadar çeşitli, daha prestijli ve yüksek ücretli olmasından. bir kadını sevmek erkek kılığındayken (daha) mümkün olabildiğinden.
(eirene - 12 Nisan 2013 00:35)
albert nobbs tek başına kaldığında bile, tüm hareketleri, davranışları aşırı derece 'kabuklu', kontrollü, kendine güvenli ve ölçülüdür. hubert ile aralarındaki benzerliği bilmeden önce onun tarafından tecavüze uğrama korkusuyla duvar dibinde kıvranışı aklımda yer etmiş. biyolojik olarak kadın bedeninde olmanın onu tamamen savunmasız, şiddete açık kıldığı o an.
(eirene - 12 Nisan 2013 00:43)
aaron johnson izlicem diye heyecanlı başladım filme. tam göründü adam oo dedim beybi. sonra bi konuştu tokat yemiş soğuk denize atılmış gibi oldum. o ne biçim sesti yahu. bu adamın sesi bu kadar tizmiydi hep. velhasıl film güzel yalın bi şekilde anlatmış anlatmak istediklerini. glenn close conan o'brien rolünde gerçekten başarılıydı.
(obsessiveturtle - 17 Nisan 2013 22:10)
Yorum Kaynak Link : albert nobbs