Fireproof (~ A prueba de fuego) ' Filminin Konusu : İtfaiyeci Caleb ve babası gibi cesur bir itfaiyecinin hayalini yıllarca kurduktan sonra Caleb'e aşık olup evlenen Catherine 7 yıldır evlidirler. İş, para gibi klasik konularda tartışan çift sonunda ayrılma kararı alırlar.Boşanma işlemleri yapılırken Caleb'in babası oğlundan, evliliklerini kurtarmak için 40 günlük bir deneyimden geçmesini ister ve Caleb, ilişkisini kurtarmaktan çok babasını kırmamak için onun isteğini kabul eder.Bu deneyimin sonunda karısına olan aşkını anlar ve onun kalbini tekrar kazanmak ister. Caleb, tıpkı itfaiyecilerin dediği gibi geride asla birini bırakmayacaktır.
The Encounter(2011)(7,0-2795)
Courageous(2011)(7,0-17540)
Faith Like Potatoes(2006)(6,9-2608)
Flywheel(2003)(6,9-3539)
Facing the Giants(2006)(6,7-14464)
The Grace Card(2011)(6,6-2482)
War Room(2015)(6,4-11422)
Do You Believe?(2015)(6,1-6435)
Left Behind II: Tribulation Force(2002)(5,2-3418)
God's Not Dead(2014)(4,8-37464)
God's Not Dead 2(2016)(4,4-9945)
Unstoppable(2013)(4,3-542)
pillar'a ait bir şarkı. sözleri şöyledir;here's a chance to show you how i feeljust for you to see it's realto see just what i feel inside and who it is that's by my sidei will never change my mindtry to torch me and you'll findyou can't turn me or deter meno matter how you tryyou can't burn mei know where i stand and what'll happen if you try iti am fireproofi know my heart and i just can't deny iti am fireproofi tried to tell you but you wouldn't be quieti am fireproofi'll never bow down and you won't buy iti am fireproofnow you know what i'm all aboutthere's no chance i'll ever doubtthe only one who can control mei extol the almightyyou want me to put it on the lineand give yield to you this timesee but i won't compromise and i realizeit's my time to riseyou'll never take me in the fireyou'll never take my own desire
(imzam yok parmak atsam olur mu - 6 Kasım 2008 00:11)
hristiyanlik propagandasi yapan bir film. boyle bir suru ogudu dinlemek istemiyorsaniz tavsiye edilmez.
(oshamahue - 11 Şubat 2009 04:04)
seyrettigim en gerizekali filmler listesinin basina oturtuyorum bu filmi, evliligi kurtaracam derken incilden ogut icinde kalan itfaiyeci gencin dramini anlatan, nah daha basindan nereye gittigini tahmin edebildiginiz god tv gibi film, uydudan god tv acip 15 dakika seyredin ne dedigimi anlayacaksiniz...
(panopticon - 28 Aralık 2009 06:25)
televizyonda yerli yersiz ve sürekli çirkin şeyler izlemekten sıkıldıysanız, insan ilişkileri ve evliliğin önemi hakkında hazırlanmış harika bir film. şahsen izlediğim en güzel, en duygu yüklü filmlerden biri olduğunu da eklemem gerek. film aynı zamanda katıldığı pek çok festivalde ilham verici olarak görülmüş ve çok sayıda ödül de kazanmıştır.--- spoiler ---itfaiyeci caleb holt işi söz konusu olduğunda başarılı bir ortak olmasına rağmen, özel hayatında ilişkisiyle ilgili problemler yaşamaktadır. babası evliliğini kurtarması için oğluna 40 günlük bir "sevgi deneyi" yapmasını öğütler. çift boşanma aşamasına geldikten sonra ayrı hayatlar yaşamaya başlar ve caleb bu deneyi evliliğini kurtarmak için ciddiye alır. böylece hem aşkın ve evliliğin anlamını keşfedecek, hem de inançlarını tazeleyecektir.--- spoiler ---ortağını asla geride bırakma! slogan diye de buna denir işte. kesinlikle tavsiye olunur!
(jazzanova - 13 Mayıs 2010 12:28)
az önce moviemax'te denk geldi izledim. tepeden tırnağa jesus loves you şiarıyla yola çıkmış bir film ki zaten kendisini saklama gereği duymuyor. filmde, boş zamanlarını internet başında porno izleyip osbir çekerek geçiren baş kahramanımız itfaiyeci caleb ile hastanede ne sikime yaradığını anlamadığım bir asistanlık tarzı görevi yerine getiren, boş zamanlarında hastanenin sikişgen doktoruyla yakın temasta bulunmaktan çekinmeyen meyilli catherine'in çatır çuturduyan evliliğine tanık oluyoruz. evliliğin kurtuluş formülü ise yetmişinden sonra hak yoluna dönen ve dindar olmayı seçen oğlan babasından geliyor. oğluna evliliğin kurtuluş formülü olarak verdiği, kırk günlük bir programın olduğu defterin yüzde sekseni incil kokteylinden oluşuyor. "jest yap, gülümse, elini çükünden çek" ve benzeri öğretilerle caleb isimli esas oğlanımız gün geçtikçe esas duruşa geçmeye başlıyor. alevlerin içinden insan kurtarmakta beis görmeyen caleb evladımız, içinde yanan ateşi de kısa zamanda fark ediyor ve koyu katolikleştikçe şansı da yaver gitmeye başlıyor.bizzat kendi deyimiyle hak yoluna girince tanrı onu karısına tekrar aşık ediyor, elindeki nasırlar azalıyor, yanlış tanıdığı anasıyla arasındaki buzdağı eriyip gidiyor. jesus ışığın kaynağını bir kere verdi mi ondan adeta bir santral yaratılıyor. hatta karısı bile ondaki ışıktan etkileniyor ve "ben de o kaynaktan faydalanmak istiyorum" diyor.şimdi babacım bak biz dalgamızı geçiyoruz falan ama imdb abi sağolsun ondan öğreniyoruz, bu film 500 bin dolar bütçeyle çekilmiş. 2008 yılında 839 salonda gösterime girmiş ve toplamda 33 milyon dolar hasılat etmiş. (yiihhhaaaa)filmin sitesi ayrı bir cafcaflı, forumlarda yapılan yorumlar ayrı bir şekil. bittabi en başta koyu katolikler olmaz üzere hıristiyan aleminde büyük ilgi ve sevgi görmüş bu film. daha da enteresanı, ilişkisinde sorun yaşayan çiftlere çevresindeki dostları terapi niyetine bu filmi öneriyormuş. birçok çift de bu film sayesinde sorunlarını aşabiliyormuş. peki bu mümkündür? vallahi orası amerika be babacım, adamı amuda kaldırıp kıçında kestane pişiriyorlar deseler inanırım. amerikan toplumu, dünya üzerinde eşi benzeri bulunmayan bir cemaat. eğer onlar hakkında bir mukayese yapılması gerekiyorsa muhakkak yine kendi tarihlerini kullanmak gerek. fast food denen zıkkımın ne denli zararlı bir şey olduğunu anlamaları meselesi buna en güzel örnektir. sikik belgesel supersize me isimli filmde dallamanın birisi 30 gün boyunca bir fast food restoranında aynı yemekleri yemedi mi? eşek akdar amerikalılar acaba adama ne olacak diye merak ve huşu içind ebu belgeseli seyretmedi mi? ulan bi adama otuz gün sadece anzer balı yedirsen adam şıraya döner ölür gider. 30 gün boyunca hamburger yiyen bir adamdan ne bekliyorsun yarraaam? herif 15 kilo aldı, amı götü dağıttı, kolesterolü fırladı falan. yani sözün özü, milyonlarca amerikalının, fast food'un ne yarak bir beslenme çeşidi olduğunu idrak edebilmesi için 30 gün boyunca hamburger yiyen bir adamı bizzat izlemesi ve takip etmesi gerekiyordu.şimdi bu noktadan hareketle bizim osbirci caleb ile meyilli catherine'in mundar olma yolunda ilerleyen evliliğinde sinirine hakim olmak, empati kurmak, eşine hediye almak, onu övmek, sevdiğini söylemek eylemleri yerine getirildiğinde işler yoluna giriyorsa ve sebebi de misyoner babanın tabiriyle "her şeyi tanrı yaptı evladım" noktasına bağlanıyorsa elden ne gelir? birçok çiftin bu filmi izleyerek ilişkisini düzeltmesi, içinde mutlu yusufçukların havalanması tam da bundan kaynaklanıyor mu zaten? "her halükarda sen ne kadar doğru yaptığına inansan da her şey o ulaşılmaz gücün elinde ve emrinde..." buna inanmak, sahiplenmek insanın kendi yanlışlarıyla yüzleşmesinden daha kolay çünkü. "bu evlilik kötü gidiyordu çünkü ben bencil, osbirci, orospu çocuğunun biriydim" demekten ziyade "ben düzgün bir adamım ama tanrı da istemeli, o bana doğru yolu göstermeli" alternatifi daha kolaya geliyor. çok yazdım, çok uzattım kısa kesiyorum. catherine yengemiz erik gibi kütür kütür ve bu filmi bizim memlekette çekseler paranın amına koyarlar...
(jokond - 23 Ekim 2010 22:50)
gerçek bir hristiyan olursanız evliliğinizin ne harika gideceği ile ilgili bir sanat eseri. yaklaşık on kişi ile çekilmiş bu filmi 1 saat 58 dakika boyunca izleyebilene incil hediye etmeleri lazım.o değil de bu filmde yapılanları aile terapisi sananlar var ya, işte ben bugün buna üzülüyorum.
(quasi - 12 Nisan 2011 16:43)
çok güzel bir albüm. en sevdiğim parçası da catherine. film biterken turan bağcı ismi de çıkıyore yayında ve yapımda emeği geçen olaraktan.
(etkilenmekicinkotuarkadasariyorum - 30 Ekim 2012 20:12)
istanbul konserinin iptaliyle kalbimizi kıran the national'a gelsin bu şarkısı..you keep my secretsand ı keep nonewish ı could go backand keep someıt’s fireproofnothing breaks your heartıt’s fireproofıt’s just the way you areyou tell me you’re waitingto find someonewho isn’t so hopelessbut there’s no oneyou’re fireproofnothing breaks your heartyou’re fireproofhow’d you get so faryou're the needle in the haythe water at the dooryou’re a million miles awaydoesn’t matter anymorejennifer you are not the only reasonmy head is boiling and my hands are freezingjennifer you are not the only onethat sit awake until the wild feelings leavenothing breaks your heartıt’s fireproofıt’s just the way you areyou’re fireproofthat’s what you always sayyou’re fireproofı wish was that way
(oinone - 18 Haziran 2013 11:59)
the national ın güzide şarkısı. ilk kez dinlediğimde belki ruh halimden de kaynaklı hüzünlere gark etmişti. o yuzden belki de kafam bozukken biramı alıp içmeye başladığımda elimin gittiği kulağımın aradığı şarkıdır.
(bokunu cikartma - 7 Ağustos 2014 11:24)
Yorum Kaynak Link : fireproof