Süre                : 2 Saat 15 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Aralık 2017 Cuma, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi,Bilim Kurgu
Ülke                : Japan
Yapımcı          :  Aniplex , Asahi Shimbun , Dentsu
Yönetmen       : Fumihiko Sori (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Hiromu Arakawa (IMDB)(ekşi),Hiromu Arakawa (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ryôsuke Yamada (IMDB), Tsubasa Honda (IMDB), Dean Fujioka (IMDB), Ryûta Satô (IMDB), Misako Renbutsu (IMDB), Yô Ôizumi (IMDB), Kenjirô Ishimaru (IMDB), Yasuko Matsuyuki (IMDB), Shinji Uchiyama (IMDB), Kanata Hongô (IMDB), Natsuna (IMDB), Fumiyo Kohinata (IMDB), Natsuki Harada (IMDB), Jun Kunimura (IMDB), Atom Mizuishi (IMDB)

Hagane no renkinjutsushi (~ Full Metal Alchemist) ' Filminin Konusu :
Elric kardeşler Edward ve Alphonse ölen annelerini diriltmek için alchemy’e başvururlar. Ama insan ruhunu ile değiş-tokuş yapılacak eş değerde bir şey bulunmamaktadır. Deney sırasında büyük kardeş Edward bacağını, küçük kardeş Alphonse ise bedenini kaybeder. Edward elindeki son çareyi kullanıp Al’ın ruhunu bir zırha bağlamayı başarır ama bu esnada da kolunu kaybeder. İki kardeş annelerinin dirilmesin imkansız olduğunu büyük kayıplardan sonra anlar. Automail sayesinde mekanik uzuvlarına kavuşan Ed, kardeşine olanların kendi suçu olduğuna inanır. Al'ın bedenini geri almak ve alchemy’i daha da iyi öğrenmek için Elric kardeşler evlerini yakıp yolcuğa çıkarlar. Önemli Not: Orijinal mangaya daha sadık bir hikâye takip edecek olan, bir yeniden yapımdır. Devam serisi değildir.





Facebook Yorumları
  • comment image

    dünya' da bir şeyi istiyorsan, karşılığında bedelini ödemen gerektiğini, bize anlatan anime.

    ilk izlediğim anime olmamasına rağmen, bende en büyük etkiyi birakan animedir fma. uzun zaman önce izlesemde, hala zaman zaman aklıma gelerek, yaşama sevincimi daha da kuvvetlendiriyor.

    itiraf ediyorum sözlük, bu animeden çok etkilendim.


    (batarmur - 7 Mart 2009 03:01)

  • comment image

    her bir boku izleyen biri olarak söyleyebilirim ki izlediğim en iyi birkaç şeyden biri. buna tüm uzun soluklu dizileri, spielberg yapımı mini serileri, brezilya kökenli sabun köpüklerini , ferhunde hanımlar'ı, joss whedon yapımı işleri, wes anderson'u falan da katarak söylüyorum. gerçi benim beğenilerim ne kadar kalite ölçütlerini yansıtır , onu bilemem . ben rob zombie filmlerini neyim seven insanım en nihayetinde. ne kadar kaale alınırım bilmem ama bu kesinlikle bambaşka bir eserdir bence. öküzü bile içlendirir, ben bizzat bunu deneyimledim.


    (setheleh - 24 Nisan 2010 22:48)

  • comment image

    simyacı olan iki kardeşin felsefe taşını arayışlarını konu alan anime. eşit takas prensibi temel konusudur, buna göre simya da bir dönüşüm yapılmak istediğinde yaratılan şeye karşılık bir bedel verilmesi gerekmektir. ölen annelerini diriltmek için insan dönüşümü yapmayı denemiş olan bu iki kardeşten birisi bedel olarak bir kolu ve bir bacağını diğeri ise bütün bedenini bedel olarak simya dönüşümü sırasında kaybetmiştir. son dakikada büyük kardeş, küçük kardeşin ruhunu zırha bağlayarak kurtarmıştır. bedelsiz dönüşüm yapmanın anahtarı olan felsefe taşını bularak bedenlerini geri kazanma amacı taşıyan kardeşler diyar diyar gezmeye başlarlar. dizinin ismi ise şuradan öte gelir; bu arayışta daha geniş bir araştırma olanağına sahip olmak için çok yetenekli olan büyük kardeş ulusal simyacı ünvanını kazanır. ulusal simyacı olan (devlet destekli askeri birime bağlı simyacılar. savaş sırasında bu simyacıların savaşa katılması zorunludur) her kişiye gösterdiği yeteneği veya durumuna göre bir ek ünvan verilir. büyük kardeş, ulusal simyacı seçildiğinde, kaybettiği bir kolu ve bir bacağı yerine otozırh denen makine kol ve makine bacağa sahip olduğu için metal simyacı (fullmetal alchemist) ünvanına layık görülür.


    (veret hekau - 6 Ocak 2013 20:20)

  • comment image

    çizim ve anlatım göz önüne konulduğunda yapılmış en iyi animelerden biridir.
    eşit takas kanunu hiçe sayarak annelerini hayata geri döndürmeye çalışan iki simyacı kardeşin başından geçenleri konu alan bir anime. oldukça eğlenceli ve bir o kadar da hüzünlere gark eden sahneleri vardır.

    anime fanları bunu izlemeden hacı olamıyormuş.


    (parmakizi - 11 Mart 2013 13:47)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bana öyle geliyor ki bu animedeki "felsefe taşı" denilen şey, gerçek hayatta "para"ya tekabül etmektedir.
    çünkü felsefe taşı, insanların hayatlarından üretiliyor. ne kadar çok insanın hayatı kullanılırsa o kadar büyük ve güçlü felsefe taşı ortaya çıkıyor.
    para da teknik olarak insanların hayatlarından üretiliyor. insanlar zamanlarını ve emeklerini, yani hayatlarını verip karşılığında para alıyor. felsefe taşı da, para da iyi amaçlara yada şeytani amaçlara hizmet edebiliyor. kötü niyetli kişilerin eline geçerse felaketlere yol açabiliyor. ama temelde ikisi de kirli. iğrenç bir düzene hizmet eden araçlar.
    eyyorlamam bu kadar.
    ---
    spoiler ---


    (freedfrom - 5 Ağustos 2013 10:54)

  • comment image

    2003-2004 anime sezonuna damgasini vurmus ve "gelmis gecmis en iyi 10 anime serisi" gibi bir siralamaya rahatlikla girmeyi haketmis, muhtesem bir anime serisidir.

    hatirladigim kadariyla eylul 2003'de yayinlanmaya basladi ve tarih itibariyle tam 51 bolum yayinlandi. son bolum, yani 51. bolum 2004 eylul'unun son haftasinda japon televizyonlarinda gosterime girdi. 52. bolum, film olarak yayinlanacak deniyor. ayriyeten amerika'da cartoon network'de aksamlari yayinlanan adult swim'de de gosterilmekte (ancak daha kansiz oldugu filan soyleniyor, emin degilim, hic amerikan televizyonuna gelmis versiyonunu izlemedim).

    konusu, cizimleri, hikayesi ile cok hosuma giden, taptigim, uzerinde arkadaslarimlan ve sozlukculerlen saatlerce felsefe yapabildigim bir seri oldu bu.

    farkli dinlerin, farkli etnik gruplarin, farkli devletlerin, farkli ordularin, farkli dillerin bulundugu, fantastik bir dunya hayal edin. yaklasik sene olarak 1900ler'in basi olarak gecse de teknoloji olarak bizim su anki durumumuzdan bile bazi sekillerde daha ileride (automail'in varligi gibi cok yuksek teknolojiler), ancak genel anlamda bakinca teknolojik olarak aslinda cok geride (firin, buzdolabi gibi basit seyler daha icad edilmemistir) olan bir dunya hayal edin.

    ve bu dunyanin en onemli bilimlerinden birinin simya (alchemy) oldugunu dusunun. oyle ki bu, halen daha bir "buyu" gibi islemekte, ancak bir bilim olmasindan dolayi doganin kurallarini takip etmek zorunda olan bir olgu olarak karsimizda bulunmakta. insanlar o dunyada alchemy'e cok fazla guvendiklerinden ve onu cok fazla kullandiklarindan da teknoloji bazi yonlerde cok ilerlemekte, bazi yonlerde ise yerinde saymaktadir.

    bahsi gecen bu simya olayinin temeli sudur denilebilir:

    birsey yaratmak icin, o yaratilacak seyin butun malzemelerinin mekanda bulunmasi gerekmektedir. buna esit takas (equivalent trade, veya japoncasi 'touka kouka') denilmekte. ornegin, eger ki 1 gramlik bi elmas yaratilacaksa, yaklasik 100 gramlik bir komur parcasi gerekmekte, bozulmus bir televizyonu tamir etmek icin, televizyonun bozuk parcalarinin hepsinin orada bulunmasi gerekmekte, vs. ya da en azindan bu, ana karakterlerimizin "simyanin gercekleri" olarak kabul ettikleri "esit takas kanunu" idi bir zamanlar.

    her ne kadar butun elementler orada olsa bile, bir insan vucudu yapmak halen daha bir tabu olarak gorulmektedir. insan vucudu yapildigi zaman icine bir ruh koymak icin cok buyuk bir fedakarlikta bulunulmasi, veya en basidinden vucudun kendisini yaratabilmek icin cok buyuk zorluklara katlanilmasi gerekmektedir. bunu yasak yapan sey ise, insanin "tanri" rolunu oynamasini engellemek olarak ozetlenebilir. veya belki de feragat edilmesi gereken sey cok buyuktur diye bir tabu halini almistir, kim bilir? (diziyi izleyerek ogrenebilirsiniz, daha fazla konusursam spoiler olur).

    burada da philosophers stone (felsefe tasi) adi verilen bir nesne olaya dahil olmaktadir. bu oyle bir nesnedir ki, "esit takas kanunu"nu hice sayip rahatlikla insan yaratabilmeyi, veya en azindan bir vucuda ruh koyabilmeyi mumkun kilmaktadir.

    kahramanlarimiz ise 15 ve 14 yasinda iki kardestir. bunlar, olen annelerini canlandirmaya calistiklari gun, "birseyi yaratmak icin bir baska seyi yoketmek gerekir" kanunu nedeniyle buyuk bir travma gecirirler. yasca buyuk olan kahramanimiz bunu yaparken bacagini kaybetmis, oteki ise butun vucudunu kaybetmis, ancak ruhu da kaybolmasin diye abisi, kolunu da feda ederek onun ruhunu, sans eseri odada bulunan antika bir zirha hapsetmistir.

    boylece biri mekanik aksami olan, automail adi verilen vucut parcalari ile hayatini devam ettirmek zorunda kalmis, otekisi ise ici bos bir zirh olarak etrafta dolasmaya baslamistir. amaclari, kaybolan vucutlarini bir gun geri alabilmektir. bunu yapmanin tek yolunun ise "philosophers stone" denen nesneden gectigini bildiklerinden, onu aramaya koyulurlar.

    hikaye, bu iki oglanin seyahatlerini ve karsilastiklarini, yasadiklari dunyada yasanan trajedileri, simya'nin buyusunu ve insan olmanin degerini anlatir. 51 bolum boyunca insan hep yeni birseylen karsilasir, hikaye cok genisler, kendi alaninda bir realm halini alir, rahatlikla role playing'i yapilabilecek bir dunya haline gelir.

    ve tv serisi cok ilginc bir sekilde biter, "bitmesini istemiyordum ama!" dedirtir. simdi gozler tamamen bu tv dizisinin atmosferinden biraz daha uzak olacak olan, ancak hikayenin devami oldugu icin cok buyuk onem arz eden filme cevrilmistir.

    (bkz: gelmis gecmis en iyi anime)


    (spincrus - 4 Şubat 2004 05:02)

  • comment image

    sanirim artik yuzduk yuzduk kuyruguna geldik, cekilecek filme odaklanmaya baslamamiz lazim. 51 bolum olarak bitecek olan serinin 52. bolumu uzun metrajli film olarak seyredilebilecek ve hikayeden bagimsiz olmayacak. tabii bu da sevindirici bir olay. "stand alone" degil yani film diye biliyorum.

    ayriyeten yazari bir kadindir ve karakterleri yaratan, mangasini cizen, anime'nin hikayesini yazan da ayni sahistir. hatta ed'i seslendiren kadin da o olabilir, bilmiyorum (evet edward elric'i bir kadin seslendiriyor). bu super animenin, ve hatta su ana kadar seyrettigim butun animeler icerisinde (hatri sayilir miktarda seyrettigimi, sadece populer animelerden kenshin'i ve israrla naruto'yu izlemedigimi soylemek isterim) beni en ama en cok dusunduren, ustunde saatlerce arkadaslarimlan felsefe yapmami saglayabilen ve tabiri caiz ise etkileyebilen animedir.

    tek uzucu nokta animenin bu ay bitecek olmasi ve halen daha roy mustang'in, mangasinda oldugu gibi yeterince "ana karakter" olmamis olmasi. zira manga'da en sevilen karakterlerden ikincisidir (ed birinci, al dorduncu. ucuncu kim hatirlamiyorum, ama boyle bir rating olayina bile girmis millet).

    fanfestleri yapilan bir animedir ayriyeten. millet roy mustang, edward elric ve hatta alphonse elric kiligina girmisken, herifin tekinin greed olarak gelmis oldugunu gordugumde (fotograflardan tabii) kendisini ayakta alkisladim. en sevdigim karakterlerden birinin greed oldugunu hic soylemis miydim? pek tabii sonra envy geliyor.

    ah, bu arada, envy erkek. tayt giymis olmasina bakmayiniz, israrla bazilari kadin oldugunu soylese de envy erkek. ben de ilk duydugumda sasirmis, "hadi be" demistim. taa ki arkadasim bana "yeterince anime izleyince anliyorsun artik, oyle bir noktaya geliyorsun" diyerek ayar verene ve trip atana kadar. cok gulduk, o ayri.

    (bkz: hohenheim of light)


    (spincrus - 7 Eylül 2004 09:13)

  • comment image

    başarısındaki temel noktalardan biri -bence- gerçekçilik dozudur. ele aldığı temel kavramlar, aile, savaş, politika, inanç ve hırs, günümüzde herkesin aşina olduğu, ve bundan öte ister istemez yüksek derecede içinde olmak zorunda kaldığı şeyler. etrafında olan şeylerin karmaşıklığı içinde, yegane amaçları birbirlerini "kurtarmak" olan 2 çocuk, bildiğin çocuğun hikayesini anlatıyor. bahçelerinde oyun oynayabilecek, ilk flörtlerini yaşayabilecek yaşlarındayken, bir çok yetişkinden daha yetişkin hale gelmelerini, bu sırada masumiyetlerini koruma çabalarını anlatıyor. bunlar, modern dünyada maalesef çoğu çocuğun başa çıkması gereken şeyler. buradan sonrası spoiler içerebilir.

    --- spoiler ---

    fma, değinmesi zor konulara değiniyor. ishbal savaşları, ed'in tanrıya bakış açısı, scar'ı tetikleyen dürtüler, ilk bölümlerdeki rahibin güruhu vs. çerçevesinde inanç ve inanç çatışmaları. ayrıca gene aynı konuyla ilintili olarak politika.
    dante ve hohenheim'ın, özellikle dante'nin hırsı, bencilliği... hayatta kalma dürtüsü.
    ed ve al çerçevesinde aile bağları, winry ve o teyze ile kardeşler arasındaki arkadaşlık, dostluk. ve yine bir çok noktada sevgi.
    ed ve al'in yolculukları sırasında olan zibil şeyden ötürü, masumiyet, dürüstlük ve sorumluluk.
    homonculus'ların ötekilik ve yabancılaşmaları.
    scar ve intikam.
    yukarıda bahsi geçen tüm kavramları, bir anime'den bekleyebileceğinizin ötesinde derinlemesine işliyor fma. işin daha da garibi, bundan alnının akıyla çıkıyor. biz ne büyük prodüksiyonlar gördük ki, bu anlamda amacına fma'nın onda biri kadar ulaşamamış olsun. bu başarısı sadece olayları değil, karakterleri de kullanarak yapıyor fma, özellikle karakterler arasındaki bağlarla. bu noktada karakterleri fazlaca eleştirmek biraz haksızlık olur diye düşünüyorum.
    her ne kadar fantastik bir dünyada geçiyor olsa da, gerçekçilik dozu oldukça ağır. ed'in babası, sonlardaki yumuşatmalara kanmazsanız, oldukça kötü bir insan. gene ed'in yaptığı sorumsuzlukların haddi hesabı yok. al çok çaresiz. dakka 1 gol 1, annelerinin diriltme çabalarında korkunç bir trajedi var. hughes öldüğünde ben bile ağlamamak için zor tuttum kendimi.. ve ilk bölümlerden itibaren şirinlik abidesi olarak gözümüze sokulan çocuğunun bir anda yetim kalması. kardeşlerin savaştığı homonculus'ların aslında bizzat kendi günahları ve suçları olması, ama kendi çıkarları için onlarla savaşmaya devam etmeleri... böyle gider bu.
    ---
    spoiler ---


    (poorgod - 15 Ocak 2006 00:00)

Yorum Kaynak Link : hagane no renkinjutsushi