Star Wars ' Oyununun Konusu : Star Wars is a video game starring Harrison Ford, Mark Hamill, and James Earl Jones. In this game, you assume the role of Luke Skywalker and fight past many enemies to to reach and destroy the Death Star.
Virtua Fighter 2(0)(7,9-58)
Virtua Fighter 5(2007)(7,8-225)
Star Wars(2010)(7,8-43)
Virtua Fighter 2(1995)(7,7-188)
Star Wars(1987)(7,1-356)
Star Wars(1991)(6,4-28)
beni her şeyden çok, siyasi mesajlarıyla, dolu doluluğuyla bitirmiş film serisidir. altısını birden izledikten sonra ne kadar süre düşündüğümü, filmi izleyenlerle birlikte ne çok konuşup incelediğimizi anlatamam. evet filmler muhteşem, ama bence star wars'u asıl farklı yapan, hiç de sıradan ve cheesy olmamasıydı ve bunu sağlayan da konusunun doluluğuydu. filmi izlerken gerek kendime sorduğum, gerek birlikte izlediğim kişiyle tartıştığım belli sorular vardı. şimdi burda kötüler gerçekten "kötü" mü? iyiler gerçekten "iyi" mi? tüm bunlar nerden mi çıktı? şuradan:sevmemekle birlikte, antik düşüncenin, demokrasinin kolaylıkla tiranlığa dönüşebileceğini söyleyen felsefecilerine katılmadan da edemiyoruz (platon, aristoteles vs.) yetkilerin arttırılması başta padme gibi koyu cumhuriyetçiler de olmak üzere, senatörler tarafından destekleniyor. neden? çünkü hepsi cumhuriyet'in yıkılmasından, demokrasiden sonsuza dek mahrum kalmaktan korkuyorlar. dolayısıyla, sonsuza kadar mahrum kalmaktansa, birazcık mahrum kalmayı seçiyorlar. farkında olmadan, bilinçsizliğe sürükleniyorlar. palpatine, tıpkı mussolini gibi, başa geçtikten sonra diktatörleşiyor. aynı hitler gibi, "kalanların da yok edileceği" üzerine nutuklar çekiyor. seçimle başa gelmiş, yetkileri meclis tarafından onaylanmış diye, onu diktatör olarak görmeyecek miyiz? bilakis, korku ortamını şahsen yaratarak, istediği her yetkinin önünü açmış durumdadır palpatin. korku, önünü ardını düşünmeden, sorumluluk almaya gerek duymadan, yetki verip kurtularak, bir liderin emirlerini izlemek gibi kolay bir yol açmaktadır insanlara. ve palpatine de bunu kullanmaktadır. oysa "kurtuluş", hiçbir zaman birilerine yetki verip ulaşacağınız kadar basit bir yerde durmaz; bilfiil iştirak gerektirir.sonrasında, istediği ortamı yaratmak için ticaret federasyonuyla anlaşmış olan palpatine'in, istediğine ulaşınca onları da öldürttüğünü, yani ayrılıkçıları ortadan kaldırttığını görürüz. bu tıpkı, soyluları yok etmek için burjuvaziyi kullanan, ardından onları da ezmeyi yeğleyen kralların hikayesine benzer. mesele şudur ki, palpatine de, tıpkı diğer cumhuriyetçiler gibi, ayrılıkçılardan nefret eder ve hepsini öldürtür. bu durumda, hakikaten bir faşist ile bir cumhuriyetçinin farkı nedir? ikisi de başka sistemlere hoşgörüsüzdür, ikisi de üniter yapı istemektedir. yalnız biri tiranlık yoluyla, biri ise hantal bir meclisle bunu yönetmektedir. bu durumda her ikisi aynı bokun laciverdi midirler? yetenekli ve insancıl bir kral, hantal bir demokrasiden daha iyi olabilir mi? veya iyi işleyen bir demokrasinin, güçlü bir tirana yenilmemesinin yolu nereden geçer?palpatine'in emrine geçen klon orduları bence şahane bir göndermedir. anakin jedi tapınağı'na saldırırken arkasından bölük bölük gelen klonlar zaten görüntü itibariyle nazi ordularını fazlasıyla anımsatıyorlar. ama bence asıl gönderme, bu orduların klonlardan oluşacak şekilde tasarlanmasıdır. tıpkı hitler dönemindeki gibi, düşünmeyen, hepsi birbirine benzeyen, emre sualsiz itaat eden, aynılaşmış insanlar, bu filmde klonlar olarak karşımıza çıkar. (hannah arendt'in totalitarizm'deki "tektipleştirilmiş, fuzulileştirilmiş insan doğası" yergisini hatırlayalım) onlar ki, önceden alman işçi partisi'nin ordularıyken onun tam düşmanı olan kayzer'in, imparator'un güçleri haline gelmişlerdir. çünkü onlar sadece "emri uygulamış"tır. (bkz: kötülüğün sıradanlığı) sonuçta ise imparator'un adem-i merkeziyeti savunanları yok ettiği, birliği sağladığı ve bunun da daha önceden cumhuriyet'in amacı olduğu düşünülürse, aslında imparator tam da cumhuriyetçilerin istediği şeyi yapmış olmadı mı? daha da ironik olansa, ayrılıkçıları dıştalayan cumhuriyetçilerin birer "asi" ve "ayrılıkçı" konumuna düşmesidir tabii.gelelim dark side ile light side'ın savaşçılarına, yani sith'ler ile jedi'lara... korku, öfke, kızgınlık gibi sebeplerle canlıları öldürmek yasakken ve anakin bunu yaptığında bu "fena" bir hareket iken, aynı hareketi windu uygulamak istediğinde bu gerekli bir hareketti. fakat pişmanlığından ders alan anakin, yapacağı şeyin sonuçlarını da öngöremeyerek, palpatine'i öldürmenin jedi yoluna uygun olmayacağını söyleyerek windu'nun elini kesti ve onu ölüme, kendisini ise karanlık yola sürükleyecek olayların önünü açtı. oysa teknik olarak söylediği doğruydu. jedi'lar, fazlasıyla dogmatik bir cemaatler, esnekliğe sahip değiller, oysa gördük ki, onların kuralları bile zamana ve yere göre değişebilirmiş, değişmeliymiş. zaten ne çektilerse bu esneksizlik yüzünden çektiler. biraz daha anlayışlı, biraz daha esnek olsalar, insan psikolojisi denen şeyden biraz daha haberdar olsalar, anakin'i dışlayarak onu kendi elleriyle palpatine'e vermemiş olacaklardı. bir türlü insan denen varlığın 2+2=4 gibi bir mantıkla çalışmadığını kavrayamadılar, anakin'i şımartmamak, burnunu sürterek aklını başına getirmek gibi hesaplarla hepten kaybettiler. özellikle windu ekstra sinir bozucu tavırlı haliyle, pek kibirli görünüyordu ki, karanlık tarafın da jedi'lara mahsus yönü buydu herhalde: anakin'i kibirle suçlamalarına rağmen hepsi feci kibirliydiler. şahsen, karanlık taraftan tek farkları şuydu gözümde: savaş anlarında, lord sidious ya da darth moul onların üstüne zarar verme amacıyla bir şeyler fırlatırken, onlar -özellikle yoda- bunu asla yapmadı, sadece kendisini korudu, üstüne atılanları karşıya fırlatmak yerine yalnızca sağa sola indirdi hep. (ki o da yoda'nın saçmalığı, zaten onun yüzünden kont dooku kaçabildi) tabii jedi'ların doğu savaş sanatlarıyla haşır neşir oldukları bir gerçek. onlarda da bilindiği gibi saldırmak ve zarar vermek yasaktır, sadece kendinizi koruyabilirsiniz. (bu noktada, aslında neden jedi'ları amerikalılar kadar ilginç ya da değişik bulmadığımızı tahmin etmek zor değil, doğu felsefesinde dervişlik, bir lokma bir hırka, yaradılanı sevmek yaratandan ötürü gibi düşünceler var ve bunlar bize yakın, en azından aşina fikirler, ama bir amerikalı için değil tabii!)tüm bu düşüncesizce hareketlerden sonra, neden yoda'nın luke'a daha ılımlı yaklaştığını da anlayabiliriz sanırım, zamanında babasını 6 yaşında eğitilmek için "fazla yaşlı" bulurken luke'a hiç laf etmedi yoda, üstelik çok daha yumuşak ve sabırlı davrandı. ee 900 yaşında da olsanız öğrenilecek şeyler bitmiyor demek ki!tüm bunlardan sonra, devam filmleri gelse nasıl olur diye merak etmiyor değil insan... mesela cumhuriyet yeniden kuruldu mu, kurulduysa nasıl? bu kez, yeniden eskisi gibi diktatörlüğe dönmemeleri için ne gibi önlemler aldılar? imparatorluk döneminde çok sıkıntı çektiler mi, baskı var mıydı? ve bu kez son sith de öldürüldü, acaba artık barış daimi olabilecek mi?bu derece aksiyon dolu bir filme bunca siyaset felsefesi ve siyasi tarih öğesini katabildiği, insana "iyi" ile "kötü"nün aslında ne kadar benzer olduğunu gösterebildiği, neyin iyi neyin kötü olduğunun bakış açısına göre değişebildiğini hiç sıkmadan anlatabildiği, üstelik tüm bunları muhteşem bir hayal gücüyle yaratılmış bir evrende verebildiği için bence şaheser olarak sayılmayı hak eden bir yapımdır star wars serisi... tek eksi noktası ise -bence- episode 1'de tahmin ettiğim üzere, anakin'in karanlık tarafa geçişinin bir kadına bağlanmasıdır. çok sıkıldım bu "kadın-şeytan yardakçısı" mitinden ne yalan söylemeli... insan illa "al işte bak, bu kadın olmasaydı, çocukçağız da karanlık tarafa geçmezdi" derken buluveriyor kendini... gerçi insana kendini sorgulatması bakımından gene güzel, "ben olsam, sevdiğim hayatta benim karanlık tarafa geçmemi istemeyeceği halde, sırf onu korumak için geçer miydim, geçmez miydim? aşkım uğruna bütün bir galaktik sistemi tehlikeye atar mıydım, atmaz mıydım? diye düşündürüyor. fakat kanaatim odur ki, eskilerin gayet iyi bildiği bir şeyi tekrardan gösteriyor bize: savaşçı dediğin insanın aileyle, çocukla işi olmaz/olmamalı. bunu japon da bilirdi, osmanlı da... evde geride bıraktığını, çocuğunu, bekasını düşünmeye başladığı andan itibaren o insan artık tam olarak savaşamıyor, çünkü kaybedecekleri var. bu yüzden jedi'ların sahip olmasına izin verilmez, sahip olmak bağlanmaktır, bağlanmak kaybetme korkusunu getirir; korkunun ise öfkeyi doğurduğunu, sonuç olarak karanlık tarafa patika açtığını biliyoruz... burada insan psikolojisi açısından süper bulduğum saptama ise, korktuğumuz şeyleri, ne yapıp edip başımıza getirmemiz. bir şeyi kaybetmekten o kadar korkuyoruz ki, onu kaybetmemek için yaptığımız saçma sapan şeyler, bizzat bizim yaptığımız şeyler bize onu kaybettiriyor. padme, anakin'in karanlık tarafa geçtiğini bizzat görmese gene vazgeçmezdi ondan misal, oysa anakin onu korumak uğruna geçmişti o yana. ama işte tüm bu yaptıkları ona sevgilisini kaybettirdi, hatta canından ettirdi ve böylece tüm korkuları başına geldi. fena güzel, insanın içine dokunan bir şeydi...saymaya kalksam daha binlerce güzel ayrıntı var elbette. altı üstü, sağı solu dolu bir film bu. filmi okudukça içinden neler çıkıyor! ben bu filmi, yıllarca "ayy nasıl izlemezsiiiaaan! çok şey kaçaırıyosuuuaaan!" diyenlerin üzerimde yarattığı eksi etki sebebiyle izlemeyi reddetmiştim. ta ki "sen bu filmi, güzelliği bir yana, barındırdığı siyasi öğeler ve uluslararası güç teorileri için izlemelisin" diyen, herkesin söylediklerinden farklı bir şeyler söyleyebilen birileri çıkana kadar... oturdum izledim, gerçekten haklılarmış. hem film süpermiş, hem de birlikte izlediklerim doğrusu... birilerine siyaset felsefesi/bilimi amaçlı bir şeyler izletecek olsam, birincisi star wars'tur, ikincisi ise battlestar galactica. (uzaydan, bilim kurgudan iyi malzeme çıkıyor vallahi!)p.s.: frp'den bildiğim tonla ayrıntıyı keşfettim, meğer burdan çıkmaymışlar. bir de, pek çok espriyi yıllardır karikatürlerde okuya okuya biliyormuşum. herhalde dünyanın en çok gönderme yapılan filmi budur!star wars vii notu: elleeeh 7. film geliyor! yıllar önce sorduğum "mesela cumhuriyet yeniden kuruldu mu, kurulduysa nasıl? bu kez, yeniden eskisi gibi diktatörlüğe dönmemeleri için ne gibi önlemler aldılar? imparatorluk döneminde çok sıkıntı çektiler mi, baskı var mıydı? ve bu kez son sith de öldürüldü, acaba artık barış daimi olabilecek mi?" sorularına cevap bulmayı umuyorum.
(polly jean - 25 Kasım 2009 21:58)
doğru izleme sırası episode 4, 5, 6, 1, 2, 3, the fifth element, g.o.r.a. şeklindedir.
(nedjohnlansen - 8 Şubat 2010 19:09)
resmi tarihle zerre alakasi yok. rtuk hala nasil yasaklamadi bilmiyorum.
(ssg - 17 Ocak 2011 11:33)
bildiğim kadarıyla insanlar elinden elektrik fışkırtamaz ama bu filmde insanlar son derece iletken.edit: bir zamanlar bir üstümde bu kalıpta bir entry vardı bu seriyi başlatan. o silince serinin trollü ben gibi olmuşum.
(reloaded - 10 Şubat 2011 21:51)
türkçe dublajında "luuuuuke, elektriği kesiyorum" diye birşey duyduğumda kafamı buzdolabına soktuğum bilimkurgu filmi.
(elwood - 8 Mayıs 2001 18:10)
henüz izlememiş bir kişi tarafından haddinden fazla övüldüğü söylenen kült film serisi. önce izleseydin be kardeşim, saygı duyardık yorumuna en azından...
(imam i muazzam - 29 Kasım 2014 02:41)
doğarken annelerini kaybedip farklı ailelere evlatlık verilen ikiz kardeşlerin babalarının karanlık geçmişiyle hesaplaşmasını konu alan film serisi.
(rigidbar - 27 Nisan 2015 09:36)
gezegeninde kendi halinde pod yarışları için parça alım satımı yapan bir kayserili'nin hikayesinin etrafında gelişen olayları anlatan film.
(fuleliadimlisagacik - 27 Nisan 2015 12:04)
çok zeki olduğu halde kendini ifade edemeyen kısa boylu bir gencin hazin öyküsü.(bkz: r2 d2)
(machete klonu - 27 Nisan 2015 12:07)
ilk üç filmi anti demoktrik jedi diktasının yıkılışını, sonraki üç filmi ise milletin hür iradesine karşı gelen postalcı jedi'ların gizlice örgütlenerek özgürlükçü ve demokrat cumhurbaşkanı palpatine'i öldürmesini konu alan drama serisi.
(sayid jarrah - 27 Nisan 2015 12:11)
Yorum Kaynak Link : star wars