• "beni efektleriyle filan değilde, dünya üzerinde bu tarz şeyleri akıllarına getiren insanların varlığıyla geren, sadist film."
  • "sabiha gokcen uluslararası havalanının iata kodu"
  • "şu ana kadar çekilmiş olan saw serilerinin hepsini izlemeye kalktığınızda toplam 666 dakika sürüyormuş.atayizler?"
  • "gerilim filmlerinde katilin kim olduğunu ilk 15 dakkada çözmekle övünen bizim gibi tiplere çok güzel ayarı vermiş filmdir.kutluyoruz."
  • "izledikten sonra uzun süre ortalıkta, psikopat bir gülüş ve kalın bir ses tonu ile "hello ahmet", "welcome mehmet" diye dolandırmak gibi bir yan etkiye sahip olan korku filmi serisi."
  • "katilin kullandığı kuklanın deniz baykal'a benzediği film"




Facebook Yorumları
  • comment image

    beni efektleriyle filan değilde, dünya üzerinde bu tarz şeyleri akıllarına getiren insanların varlığıyla geren, sadist film.


    (ciyanni - 22 Kasım 2007 22:26)

  • comment image

    izlemeyenlerin, izlese dahi felsefesini anlamayanların "anca vahşet, kan, işkence vb." kelimelerle tarif ettikleri film serisi.

    saw serisine 7. filminin 3d olması nedeniyle izleyerek başlayıp, beğendiğimden, oturup 2 gecede 1.den itibaren tüm seriyi izledim. her filmi hem bir bütün olarak, hem de kendi içinde parçalarıyla ayrı beğendim. ama ilk kez izlendiğinde, bütün bölümlerde karakterlere ve olaylara dikkat etmek akla pek gelmediğinden tekrar izlemek gerekiyor. ya da en azından ben takip etmemiştim. zaten her izlemede dikkat etmekten yeni şeyler keşfediliyor ki, bu bir filmden tekrar izlendiğinde tat almak için çok büyük bir durum.

    3 gündür seriyi tekrar izledim ve filmlerle alakalı düşündüklerimi (artısıyla, eksisiyle) teker teker başlıklarına yazmaktansa, burada toplu bir şekilde yazmayı tercih ediyorum.

    --- spoiler ---

    - 1. filmde pis bir banyo ve iki adam karşılıyor bizi. ve serinin öteki filmlerindeki mekanların fazlalığına baktığımızda, ilk film daha sade ve olayları daha rahat takip edebilme olanağı veriyor. zaten izleyen herkes tarafından bu film, serinin en iyisi ve şaheseri sayılıyor. ki gerçekten de öyle. nedeni de, kamera arkasında yer alan kişilerin ve özellikle senaristlerin ilk filmlerine gösterdikleri özen ve bunun yanında tüm malzemelerini fazla fazla kullanmalarından. tabii ki serisi yapılan filmlerde hep gördüğümüz, ticarete dönüşünce, senaryonun ne kadar basitleştiği. bunu maalesef bu seri için de bazı yerlerde söylemek mümkün. filme dönecek olursak, bir insanın kendi hayatı, ailesine duyduğu sevgi için neler yapabileceğini dr. gordon'dan görebildik. tabii ki sonunun şaşırtıcı ve mükemmel tarafına diyecek hiçbir şey yok. bana göre bu filmin artıları sonsuz, eksileri yok.

    - 2. filmde, jigsaw'ın tek tek insanları sınava çektiğini zannederken, bütüne baktığımızda aslında, o çok doğruyum diye geçinen dedektif matthews'u sınava çektiğini görüyoruz. herkes ölürken, ya da zarar görürken amanda'nın aynı kalmasından jigsaw'ın yardımcısı olduğu aşikardı. bazı oyunculukların zayıf olması bu filmin eksiğiydi ama o kadar kusur kadı kızında da olur deyip 3. filme geçiyorum.

    -3. film, bana göre en şahanesiydi açıkçası. 1 ve 3 aynı değerde benim için. ilk başta lynn'in kocası zannetmemiz ve sonunda jeff'in olduğunu anlamamız yine filmin klasiği olan bomba sürprizlerdendi bence. ve bu filmde de jigsaw'ın zekasına ve öngörüsüne, güvenmeyişine hayran olmamak imkansızdı. aslında her şeyin amanda'nın üzerine de kurulu olması, affetmeyi öğrenmek gerektiği ve geriye dönüşler, teker teker açıklamalar ince bir zekanın ürünü. senaristler sağ olsun. beyin ameliyatını izlerken fenalaşmadım desem yalan olur. amanda'nın jigsaw'a hayranlığını -hatta bu aslen aşk düzeyinde- da görüyoruz. ve sonu da yine sürprizle bağlanarak 4.nün sinyalleri zaten verilmiş.

    - 4. film otopsi sahnesiyle başlıyordu ki, bence hiçbir falsosu yoktu. gerçeğe uygun yapmaları hoşuma gitmedi değil. bir de filmin en güzel yanı aslında 3. filmle başabaş gidiyor olması. eşzamanlı gittiğini de geriye dönüşlerle anladık. hoffman'dan hiç hoşlanmamıştım ki haksız da sayılmazmışım. -7. filmde başına gelene öyle bir ohh çektim ki, o da finaldi zaten.- filmi dikkatli takip etmek gerektiği bu filmde de çok belli. bir de jigsaw'ın hayatına, geçmişine dair izler görmek çok hoştu. her ne kadar geçmişi şu anki jigsaw'ı yaratmış olsa da. filmin sonunun başında gösterildiğini de ve hoffman'ın tekrar sınavdan geçeceğini de öğrendikten sonra 5. filme geçebiliriz.

    - 5. filmde hoffman'ın kim olduğunu, sınavını görüyoruz. 5 kişilik grubun sınavında, yaptıkları hatada olduğu gibi birlikte hareket etmeleri gerektiği çok aşikarken, her insanda bulunan "önce kendimi düşünmeliyim, kurtarmalıyım" dürtüsünün sonuçlarını gördük. straham'ın salaklığınaysa diyecek yoktu, keşke kibrini bi' kenara bırakıp kendini kurtarsaydı. ölümü ayrıyeten çok iğrenç bir şekildeydi. ve jigsaw'ın namı tabii ki üzerine kalacaktı. ki 6. filmde kaldığını da göreceğiz zaten.

    - 6. filmde jigsaw'ın hikayesinin ayrıntılarını da öğreniyoruz. amanda'yı, jill'e mirasın ne olduğunu ve ne işe yarayacağını da öğrendik. jigsaw'ın sigortacıyla tedavi hakkında konuşmasında benim gözlerim doldu açıkçası. adam gerçekten ölmeyi haketmişti ve hakettiğini de buldu kanaatimce. bu film de aslında aynı zamanda hoffman'ın sınavıydı. ayrıca perez ve erickson da tam gerizekalıydı, insan ortağını hiç mi tanımaz da her yerinden şüphe akan adama güvenir, hem de ajanken? iyi oldu onlara da.

    - 7. ve son filmde ne zamandır beklediğimiz gordon'u ve onun sayesinde ne işlerin başarıldığını, ayrıca hoffman'ı layıkıyla hallettiğini görüyoruz. 3d olması çok büyük bi' şey ifade etmedi bana açıkçası, ama seriyi izlememi sağladı o ayrı. tüm düğümler bu filmle çözülmesine rağmen, açıkçası 8.si de çıksa hayır demem. hiçbir film beni hayal kırıklığına uğratmadı çünkü.

    ---
    spoiler ---

    en nihayetinde, film iyi izlendiğinde; aslında jigsaw'ın bir katil olmadığı, insanlara hayatlarının kıymetini bilmeleri için, yaptıkları hatalar neyle alakalıysa oyunlarının da aynı düzende olduğu, kurtulmak için hırslarından, yanlışlarından vazgeçmeleri gerektiği ve vazgeçtikleri taktirde kurtulacakları anlaşılıyor. zaten, sonunda hiçbir kurtuluş yolunun olmadığı tuzakların jigsaw tarafından kurulmadığını ve birilerinin onun adı üzerinden intikam almak istedikleri kişileri öldürdüklerini de anlıyoruz. sadece kanlı sahneler izlemeyi zorlaştırıyor bu filmde.

    buna rağmen ben severek izledim ve tekrar da izleyeceğimden eminim. senaristlerin hayal gücüne hayran bırakıyor beni bu seri.


    (annebenavukatoldum - 22 Temmuz 2012 00:54)

  • comment image

    şu ana kadar çekilmiş olan saw serilerinin hepsini izlemeye kalktığınızda toplam 666 dakika sürüyormuş.

    atayizler?


    (rakomelo - 9 Mayıs 2013 21:08)

  • comment image

    her ne kadar bazı yönleri ile seven'ı hatırlatsa da özellikle zekice yazılmış senaryosu ile son zamanların en başarılı korku/gerilim filmi. hemen hiç bir yerinde seyirciyi korkutmak için gümbür gümbür ses efektlerine ya da birdenbire görüntüye giren ve sadece o için seyirciyi koltuğunda zıplatan sahte korku unsurlarına başvurmuyor. belli ki yönetmen james wan bir korku filminde en önemli şeyin atmosfer olduğunun farkında. film ilerledikçe olayların gelişimi, kurbanların birbirleri ile olan ilişkilerinin giderek farklı boyutlar alması ve özellikle de filmin sonundaki sürpriz de senaryonun başarılı yönleri.


    (filmmaker - 29 Ekim 2004 23:04)

  • comment image

    inanır mısınız bilmem; filmin çekim-edim-sunum dönemi james van ve leigh whannel'e 1 milyon dolara patlamı$tır. "peki ya ne kadar kar elde etmi$, gi$eden cebe ne kadar para indirmi$ bre zındık, bre maddiyatçı" diye üzerime geldiğiniz vakit, "be$ milyon poundu" sadece ingiltereden cukkaya paketlediğini ellerimi böyle "beee$ bee$$" diye açaraktan göstermeme de ses çıkarmayın isterim...

    filmin iyiliği, fenalığı, korkunçluğu bir yana; bu yapım ve sunum ba$arısı gerçekten de dü$ünmeye değerdir. zira sinema öğrencisi tayfası, yahut bağımsızlık sava$ı verme yolunda bayraklar açıp, daha varolmayan dev aynalarında boğulan bir çok sinemacının ba$armaya çalı$tığı "az bütçe iyi fikir (sanat) bol para" $eytan üçgeninde, özellikle senarist leigh whannel'ın yaptıkları son derece kayda değer, kadir$inas öğütler olmalı yola yeni çıkan kimi sinemaveletleri için.

    henüz tüm dünya pazarına gözlerini açan filmin, önce uzun bir süre dı$ardan saklanması da pazarlama alanındaki önemli taktiklerden biri olmakla beraber; bu gibi durumlar bizleri ne zaman sıkıntıya sokabilir, elbette film kötü çıkarsa. yani bunca merak edilen ürünün, dandik çıkması sonucunda. ama gelin görün ki, film de iyi, yani sanatın hem ticari hem de kendi halinde bir ba$arısı söz konusu. o nedenle filmi izlerken, filmi hem yazıp hem de adam rolünü canlandıran leigh wahannel'a mı özeneyim, filmin hakaten de dudak uçuklatan kimi imgelerinden mi yerlere devrileyim bilemedim, edemedim...

    bilmem dikkat çekti mi, filmin rejisörü james van'dan ziyade senaryo yazarı ve fikir babası leigh whannel'dan sıklıkla bashetmekteyim. zira kendisi yarın birgün bir andrew kevin walker, bir david koepp, bir chuck palahniuk gibi milyor dolarlık projelerin tepesinde bir kalem olacak mı bilinmez, ama $üphe yok ki saw iyiyse bunun sebebi yönetmen james van'dan ziyade senaryo yazarı leigh whannel'dır. zira james van'ın, en azından; bir rejisör olarak daha çok ekmek yemesi gereken, iyi bir sinemacı olduğunu dü$ünüyorum. izleyenlere de, "filmin mtv generation sekansları, o sessiz ve son derece tekinsiz atmosfere biraz hasar vermiyor muydu" gibisinden spoiler yapmamaya çalı$an ka$ göz i$aretleriyle derdimi anlatmaya kasıyorum...

    spoiler demi$ken, her ne denli "burada sopiler vaar" diyen ku$aklarla örülü olsalar da, filmi izlemeyenlerin kesinlikle keyfini kaçırmamaları için, herhangi bir forum sayfası, blogger sayfası, entry ya da ele$tiri metnine yakalanmamaları gerekiyor. hatta filmle ilgili ne kadar az bilgiye sahipseniz, filmden o kadar çok keyif alacağınız a$ikar. ben denedim gayet güzel oluyor, o nedenle bu filmi izlemeden okuduğunuz son yorum bu olsa, hakkınızda hayırlı olur....

    (not: ha bir de salonda korku filmlerinde soytarmaya meyilli dallamalarla kar$ıla$abilirsiniz. e o kadarına ben müdahele edemiyorum. )


    (lem - 30 Ekim 2004 02:09)

  • comment image

    gerilim filmlerinde katilin kim olduğunu ilk 15 dakkada çözmekle övünen bizim gibi tiplere çok güzel ayarı vermiş filmdir.kutluyoruz.


    (dikine solucan - 2 Kasım 2005 20:38)

  • comment image

    izledikten sonra uzun süre ortalıkta, psikopat bir gülüş ve kalın bir ses tonu ile "hello ahmet", "welcome mehmet" diye dolandırmak gibi bir yan etkiye sahip olan korku filmi serisi.


    (rashune - 15 Aralık 2005 14:51)

  • comment image

    --- spoiler ---
    amacina ulasmis, izleyiciyi katili tahmin etme konusunda ters koseye yatirmis film.ama yine de sanki bazi olaylar tesadufe bagliydi ve kurgu hatalari vardi:
    katil tum kurbanlarina yasama sansi veriyordu.ancak fotografci veledin boyle bi sansi yoktu bunu neden yapti?
    ayni sey migdesinde anahtar bulunan kurban icin de gecerli.
    karisi doktora fotografci veledin ismini soyledi, bunu kimden ogrendi?
    doktorun yerde 6 saat hareketsiz yatan, ki bu da sacma, bi adamin nefes almasini farketmemesi normal mi? katilin ya osurasi gelseydi nolucakti?
    zincire elektrik verirken hareket etmesi lazim yerde yatan adamin, bunu neden farketmediler?
    hademe oyuna devam etmek yerine once hastaneye sonra polise gitseydi nolurdu?
    daha bunun gibi bisuru soru vardi film bittiginde.
    ---
    spoiler ---


    (carlito - 7 Şubat 2006 16:13)

Yorum Kaynak Link : saw