Çıkış Tarihi     : 09 Kasım 2004 Salı, Yapım Yılı : 2004
Türü                : Aksiyon,Macera,Komedi,Aile,Fantazi,Gizemli
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Activision
Yönetmen       : Mo Davoudian (IMDB)
Senarist          : Daniel Handler (IMDB)(ekşi),Michael Humes (IMDB)
Oyuncular      : Jim Carrey (IMDB)(ekşi), Tim Curry (IMDB)(ekşi), Emily Browning (IMDB)(ekşi), Liam Aiken (IMDB)(ekşi), Karis Campbell (IMDB), Daniel Hagen (IMDB), Bob Joles (IMDB), Donna Bullock (IMDB)(ekşi), April Stewart (IMDB), S. Scott Bullock (IMDB), Jay Gordon (IMDB), Kari Wahlgren (IMDB), Jocelyn Blue (IMDB), Robin Atkin Downes (IMDB), Brian Stepanek (IMDB), Zoë Raye (IMDB)

A Series of Unfortunate Events (~ Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events) ' Oyununun Konusu :
A Series of Unfortunate Events is a video game starring Jim Carrey, Emily Browning, and Liam Aiken. Three orphans must live with their cruel uncle who is only interested in their inherited fortune.


  • "torrent'e düşmüş.ulen iyi ki bi netflix öğrendiniz he."
  • "izleyicileri bir an için cobie smulders'ın anne olduğuna inandırarak how i met your mother'a selam çakmış dizi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    ana karakterler

    violet baudelaire

    baudelaire öksüzlerinin yaşça en büyük olanıdır. ilk kitapta 14 yaşında olan violet, son kitapta 16 yaşındadır. mekanik aletlere, icatlara ilgisi olan violet, başlarına gelen her türlü zorluğun altından kalkmak için kısıtlı imkanlarla ustaca buluşlar ortaya çıkarmıştır. onu tanıyan herkes kurdelesi ile saçlarını arkadan topladığında aklını bir buluşa yoğunlaştırdığını bilir. violet kardeşlerin ablası konumunda olduğundan onların başına gelen kötü şeylerden kendini sorumlu tutar ve ailesine vermiş olduğu sözü tutmak için elinden geleni yapar.

    klaus baudelaire

    baudelaire öksüzlerinin ortanca kardeşi olan klaus ilk kitapta 12, son kitapta 14 yaşındadır. bir kitap kurdu olan klaus eline geçen her türlü kitabı okumakla beraber bu kitaplardan edindiği bilgileri güçlü hafızasına kaydeder. karşılaştıkları zor durumlarda klaus'un bilgileri daima çözüm bulma yolunda önemli olmuştur. gözlüğü olmadan görüşü aşırı derecede kısıtlanan klaus gözlüğünü yanından asla ayırmaz. aşık olmuş ve aşk acısı yaşamış bir gençtir ayrıca klaus. mantar mahşeri isimli kitapta fiona adlı bir kızı sevmiş ama kardeşleriyle birlikte ihanetine uğramıştır.

    sunny baudelaire

    baudelaire öksüzlerinin en küçüğüdür. seri başladığında henüz 1 yaşına bile basmamış olan sunny, serinin sonunda kitapta 2 yaşındadır. en büyük eğlencesi ısırmak olan sunny son derece keskin, bir bebekte görülmeye alışık olunmayan dişlere sahiptir. bu özelliği birçok durumda işlerine yaramıştır öksüzlerin. yaşı biraz daha ilerlediğinde sunny'nin yemek yapmakta ne kadar usta olduğu da ortaya çıkıyor. kısıtlı besin stoğuyla lezzetli yemekler yapabilen sunny, yaşına aldırmadan hayatın sırtına yüklediği büyük sorumlulukları gerektiği gibi taşımasını bilmiştir. gerektiğinde sekreterlik yapmış, gerektiğinde karanlık bir asansör boşluğundan tek başına tırmanmış, gerektiğinde medusoid mycelium mantarına direnmiştir. sunny çoğu zaman anlaşılmaz sözlerle konuşur. ancak kardeşleri onu anlamaktadır.

    kont olaf

    hizipleşme sonucu canilerin tarafını seçmiş eski bir git üyesidir. bileğinde git sembolü olan bir göz dövmesi vardır. evindeki kulede de bu gözün bulunduğu birçok resim mevcuttur. birbirinden ayrı tek kaşına yerine tek bir kaşı vardır. tiyatro topluluğundaki hempaları ile birlikte baudelaire ailesinin servetine konmak için türlü planlar tasarlamaktadır. kılık değiştirme konusunda baudelaire kardeşler dışında herkesi kandırmayı başarmıştır. ayrıca bir katildir. son isimli kitapta kit snicket'e olan aşkı ortaya çıkmıştır. yine aynı kitapta aldığı bir zıpkın yarası sonucu ölmüştür. sanılanın aksine baudelaire yangınının sorumlusu olmadığı güçlü bir ihtimaldir.

    bay poe

    baudelaire ailesinin eski bir aile dostu olan bay poe, beatrice ve bertnard baudelaire'in ölümünden sonra ailenin mali işlerini üstlenen bir bankacıdır. kazıkçı para yönetimi bankası'nda çalışmaktadır. özünde iyi kalpli bir insan olan bay poe, asla öksüzlere tam olarak yardım edememiştir. kont olaf'ı daima elinden kaçırmıştır. sürekli öksüren ve mendil taşıyan bir kişidir. violet 18 yaşına gelene kadar baudelaire serveti onun koruması altındadır.

    beatrice baudelaire

    öksüzlerin annesidir. bir dönem lemony snicket ile sevgili olmuş fakat evliliğin eşiğinden dönmüştür. daha sonra bertnard baudelaire ile evlenmiştir. lemony snicket'in asla unutamayacağı bir aşk olarak kalmıştır daima. bu yüzden her kitabın başında ona yazılmış kısa dizeler vardır. esmã© squalor'un içinde bulunduğu bir olay sonucu hayatını kaybetmiştir. lemony snicket ölümünde kendi suçu olduğunu da düşünmektedir. ayrıca bu ölümün bir ok ile alakalı olma olasılığı yüksektir. ancak baudelaire yangınında ölmüş olma olasılığı da yüksektir. bir dönem her şeyin sonunda oraya vurduğu düşünülen bir adada yaşamıştır.

    bertnard baudelaire

    öksüzlerin babasıdır. bazen havai bir insan olabilmektedir. baudelaire yangınında hayatını yitirmiştir.

    lemony snicket

    ayak bileğinde bir göz dövmesi vardır. bir git üyesidir. yazar olarak hayatını sürdürmektedir. beatrice baudelaire'e aşıktır. snicket belgesi'nin 13. sayfasındaki resimdeki elinde not defteri tutan kişi olma olasılığı çok fazladır. baudelaire yangınından sağ kurtulan tek kişi olma olasılığı da bir hayli yüksektir. kendini korkak olarak tanımlamaktadır. bir takım hatalar yaptığından bahsetmektedir. beatrice'e bir yüzük vermiştir. ancak beatrice bilinmeyen bir nedenden dolayı yüzüğü ona geri vermiştir. kaçaktır. ilginç bir yaşamı vardır.

    quagmire üçüzleri

    baudelaire öksüzleriyle katı kurallar okulu'nda karşılaşmışlardır. 13 yaşındaki bu üçüzler baudelaire öksüzlerinin tek dostudur. onlar da anne ve babasını bir yangında kaybetmiştir. onlara da anne babalarından quagmire safir taşları miras kalmıştır ve olaf onların da peşindedir.

    duncan quagmire
    ileride muhabir, gazeteci olmak istemektedir. siyah kaplı bir not defterine araştırmalarını not etmektedir. en son karga laneti kitabında görülmüştür. hector ile birlikte sıcak havalı gezici ev üzerinde uzaklara gitmiştir. kit snicket son kitapta onlara yardım edemediğini itiraf etmiştir. kargaların saldırısına uğramış olduklarını da belirtmiştir.

    isadora quagmire

    iki dizeden oluşan şiirler, kupleler yazmaktadır. yetenekli bir şairdir. üçüzlerin tek kız olanıdır. duncan gibi o da sıcak havalı gezici ev ile kaybolmuştur.

    quigley quagmire

    üçüzlerin ölmüş olduğu sanılanıdır. ancak kaygan yamaç'ta ortaya çıkarak ölmediğini göstermiştir. violet ile arasında bir yakınlaşma olmuştur. kitabın sonunda nehirin akıntısı ile kaybolmuştur. ancak kit snicket'in söylediğine göre hayattadır.

    ---
    spoiler ---


    (marley - 1 Şubat 2009 20:52)

  • comment image

    --- spoiler ---

    kont olaf'in hempalari

    kanca elli adam

    asıl ismi fernald'dır. kaptan widdershins'in üvey oğludur. fiona'nın abisidir. hizipleşme sonucu kaptan ile araları açılmış ve kötü tarafı seçmiştir. iki eli yerine iki kancası vardır. evvelki tehlikede kont olaf'ın söylediğine göre yanından ayrılmıştır.

    uzun burunlu dazlak adam

    uzun burunlu ve dazlaktır. kaligari karnavalında aslanlarla dolu çukura düşünce aslanlara yem olmuş ve hayatını kaybetmiştir. ismi bilinmemektedir.

    ne kadına ne erkeğe benzeyen azman kişi

    cinsiyeti ve ismi bilinmemektedir. iri cüsseli bir kişidir. dehşet hastanesi'nde hamarat cırcır hastanesi'ndeki yangında hayatını kaybetmiştir.

    beyaz yüzlü iki kadın

    suratları daima beyaz pudra ile kaplıdır. kaygan yamaç'ta kont olaf'a yardım etmeyi bırakmış, yanından ayrılmışlardır. kız kardeşlerini bir yangında kaybetmişlerdir.

    colette

    kaligari karnavalı'nda önce çocuklar ile dost olan daha sonra kont olaf'a katılan vücudunu şekilden şekile sokabilen kadındır. yangından kurtulup kurtulmadığı bilinmiyor.

    georgina orwell

    bitik orman'daki göz doktorudur. hipnoz konusunda uzmandır. klaus'a hipnoz uygulamıştır. bıçkıhanedeki korkunç bir kazada hayatını kaybetmiştir.

    hugo

    kambur bir karnaval çalışanıdır. baudelaire kardeşler ile dostken kont olaf'ın yanına geçmiştir. yangından kurtuldu mu bilinmiyor.

    kevin

    çakırpençe bir karnaval çalışanıdır. baudelaire kardeşler ile dostken kont olaf'ın yanına geçmiştir. yangından kurtuldu mu bilinmiyor.

    saçlı ama sakalsız kadın ve sakallı ama saçsız adam

    kont olaf'tan daha da üst düzey hizipleşmede kötü tarafı seçmiş kişilerdir. kont olaf'ı bile korkutacak kadar gizemli ve korkunç kişilerdir. git kargalarını kullanmaktan çekinmemişlerdir kaygan yamaç'ta. adalet strauss ile birlikte yüksek mahkeme yargıçıdır her ikisi de. otel epilog yangınından kurtulup kurtulmadıkları bilinmiyor.

    vasiler

    montgomery montgomery

    sürüngen odası'nadki vasidir. öksüzlerin monty amcasıdır. vasilerin içinde onlara en samimi, şefkatli davranan ve en iyi bakandır. bir herpatologdur. sürüngenler ile yakından ilgilidir ve bilgilidir. birçok sürüngeni barındırdığı bir sürüngen odası vardır. en büyük keşfi inanılmaz ölümcül engerek'tir. ancak ismi sadece bir yanıltmacadır. aslında cüssesina karşın inanılmaz ölümcül engerek en dost canlısı sürüngenlerden biridir. herpataloji derneğindekilere bir oyun oynamak için bu ismi vermiştir. zira dernek üyeleri onun ismiyle alay etmektedir. kont olaf tarafından öldürülmüştür.

    josephine anwhistle

    uçuruma bakan pencere'deki vasidir. josephine teyze'dir. kocası isaac ya da kısaca ike'ı ağlayan göl'de sülükler tarafından yenilerek kaybetmiştir. son derece korkak bir kişidir. fırın, buz dolabı, kapı tokmağı, telefon gibi birçok aletten korkmaktadır. dil bilgisi hastası bir kişidir. tek eğlencesi budur. tüm korkaklığına ramen uçurumun kenarında, dayanıksız bir evde oturmaktadır. nitekim fırtına esnasında ev uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır. büyük bir dil bilgisi kütüphanesi vardır. korkaklığı sebebiyle kötü bir vasi olmuştur. ike'ın eski bir git üyesi olması muhtemeldir. kont olaf tarafından kocası gibi sülüklere yem edilmiştir ağlayan göl'de.

    beyfendi

    bitik orman'daki vasidir. ismi fazla uzun ve telaffuzu zor olduğu için kendine "beyfendi" diye hitap edilmesini ister. meymenetli kokular bıçkıhanesi'nin patronudur. ortağı charles ile çalışmaktadır. sinirli bir yapısı vardır. insanlara hakaret etmeyi sever. bir müzik aleti olan "obua"yı hakaret olarak kullanır. “dangalak” sevdiği bir sözcüktür. çalışanlarına kupon ile maaş vermekte ve öğle yemeğinde çam sakızı ikram etmektedir. berbat bir vasidir. öksüzleri ağır işlerde çalıştırmaktadır. en son evvelki tehlike’de otel epilog’da görüldü. hayatta kalabildi mi bilinmiyor.

    müdür neron

    katı kurallar okulu'ndaki vasidir. katı kurallar okulu'nun müdürüdür. insanların söylediklerini aşağılayıcı bir ses tonuyla taklit etmek gibi kötü bir huyu vardır. çalmayı bilmediği halde keman çalmaktadır ve kendini bir dahi olarak görmektedir. yetenkesiz olduğunu kabul etmeyerek keman resitalleri vermektedir ve her öğrencinin bu resitallere katılması zorunludur. en son evvelki tehlike’de otel epilog’da görüldü. hayatta kalabildi mi bilinmiyor.

    esme gigi genevive squalor

    alacakaranlık bulvarı'ndaki vasidir. jerome squalor ile evlidir. eskiden baudelaire ailesi ve lemony snicket ile bir bağlantısı vardır. kont olaf'ın sevgilisidir. alacakaranlık bulvarı 667 numaralı apartmanda oturmaktadır. şehrin en önemli 6. finans danışmanıdır. modayı yakından takip eder. neyin cici neyin fos olduğu hayatının temelini oluştur. servet, şöhret ve gösteriş düşkünüdür. otel epilog yangınından sağ kurtuldu mu bilinmiyor.

    jerome squalor

    esme'nin eşidir. daha sonra ayrılmışlardır. beatrice baudelaire'in eski bir arkadaşıdır. iyi kalpli olmasına karşın tartışmaktan daima kaçındığı için öksüzlere sahip çıkamamıştır. evvelki tehlike isimli kitapta git'e katılmıştır. yangından kurtulabildi mi bilinmiyor.

    hector

    karga laneti'ndeki vasidir. gak-guk ikindisi tutkunları kasabasının kırkambar adamıdır. bir kütüphanesi ve icat stüdyosu vardır. bir daha asla ağacı'nın hemen yanında bir evde oturmaktadır. meksika yemekleri konusunda yeteneklidir. iyi kalpli ve yetenekli olmasına karşın kasabanın ihtiyar heyetinden ölesiye korkmaktadır. onlara asla karşı çıkamamakta ve ağzını bile açmamaktadır. sıcak havalı gezici ev'i icat etmiştir. baudelaire kardeşler ile birlikte burada güvenle yaşamayı tasarlarken quagmire kardeşlerle birlikte gitmek zorunda kalmıştır. bir daha da haber alınamamıştır.

    hal

    öksüzlere bakmakla yükümlü olmasa da dehşet hastanesi kitabında kayıtlar kütüphanesi'nde öksüzlerin yanında çalıştığı yaşlı kişidir. bezelye tanesi büyüklüğünde camları olan bir gözlük kullanır. gözleri oldukça kötü görmektedir. bir anahtar ile kıvrılmış tel parçasını ayıramadığı olmuştur. sevecen bir insandır. külyutmaz postası okumaz. otel epilog'da hint yemekleri üzerine servis yapan bir lokantada çalıştı bir süre. yangından kurtulabildi mi bilinmiyor.

    olivia caliban

    vasi olmak gibi bir görevi yoktur ancak karnaval ucubuleri kitabında kaligari karnavalı'nın sahibidir. madam lulu olarak tanınmaktadır. masasının altında gizli bir kütüphanesi vardır. kont olaf'a yardım etmektedir ancak önemli bilgileri ondan gizlemektedir. git üyesidir. çadırının girişinde bir göz resmi ve git yazısı vardır. olaf'a aşık olduğu düşünülebilir. yangından sağ kurtulan kişinin efkar dağları’nda olduğunu söylemiştir. karnavalı kont olaf ve yardakçıları tarafından yakılmıştır. hayatta mı bilinmiyor.

    bruce

    ilk olarak sürüngen odası kitabında monty amca'nın sürüngenlerini evinden götürürken görülmüştü. kaygan yamaçta bir izci gurubunun lideri olarak görüldü. daha sonra bu izci gurubu kartallar tarafından taşınan bir ağ tuzağı ile uzaklara götürüldü. son olarak evvelki tehlikede dewey akıbet'in ölümünden hemen sonra birinin bruce adında birini yatağa dönmesi için çağırdığını duydu öksüzler. yangın sırasında ise bir adamın bruce için seslendiğini duydular. ancak iki bruce aynı kişi mi bilinmiyor. eğer o bruce ise yangından kurtulup kurtulmadığı da bilinmiyor.

    captain widdershins

    queequeg isimli denizaltının kaptanıdır. git üyesidir. gizemli şeker kasesini aramaktadır. “duraksayan kaybeder” felsefesine inanır. sürekli “hayhay” der. fiona adında bir üvey kızı vardır. kanca elli adam fernald'ın da üvey babasıdır. mantar mahşeri'nin sonunda denizaltından kaybolmuştur. ancak kit snicket'in evvelki tehlike'de söylediğine göre hayattadır.

    frank ve ernest akıbet

    otel epilog'u işleten üç kardeşten ikisidirler. frank gönüllülerin tarafında, ernest ise canilerin tarafında olan kardeştir. üçüz oldukları için daima birbirleri ile karıştırılmaktadırlar. uzun ve zayıf olmakla beraber kolları vücutlarından ilginç açılarla çıkmaktadır.

    dewey akıbet

    alt-alt kütüphanecidir. otel epilog'un yanındaki gölde saklı bir kütüphanesi vardır. gölgeler altında kalmayı sever. kendini pek fazla göstermez. öyle ki bazı kişiler onun uydurma biri olduğunu düşünmektedir. bir git üyesi ve gönüllüdür. öksüzlere yardım edeceğini söylemiş ve birçok sırlarına açıklık getireceğini belirtmiştir. ancak kont olaf zıpkını öksüzlere doğru fırlatmış ve öksüzler zıpkını düşürmüştür. zıpkından fırlayan ok dewey'nin tam kalbine saplanmıştır. göle düşen dewey son nefesini vermiştir. göle düşmeden önce son sözü "kit" olmuştur. kit snicket'ın kocasıdır. kit'in son'da doğan çocuğunun babasıdır. birçok git üyesi gibi ailesini bir yangında kaybetmiştir.

    ismail

    eski bir git üyesidir. baudelaire ailesi ile tanışıklığı vardır. her şeyin bir gün kıyılarına vurduğu adanın danışmanıdır. ancak ada halkını kandırarak onlara yasak olduğunu belirttiği eşyaları kendisi kullanmaktadır. kont olaf'ı öldüren kişidir. medusoid mycelium mantarı adayı sarınca baudelaire kardeşlerin bulduğu çözüme inanmayıp tekne ile tüm halkı adadan kaçırmıştır. sonu bilinmiyor.

    ---
    spoiler ---

    edit: talesfromthetwilightworld'e spoiler uyarısı için teşekkürler.


    (marley - 1 Şubat 2009 20:56)

  • comment image

    --- spoiler ---

    diğer karakterler

    fiona

    kaptan widdershins'in üvey kızıdır. klaus'u hayal kırıklığına uğratmış ve kalbini kırmıştır. bitkilerle yakından ilgilenmektedir. bu konuda kitapların bulunduğu bir kitaplığı vardır queegueg'de. seri bittiğinde 17 yaşındadır.

    charles

    beyfendi'nin tam zıttı olan ortağıdır. iyi biridir fakat beyfendi ile fazla tartışmak istemez. onun haklı olduğunu daima kabul eder. yangından kurtulabildi mi bilinmiyor.

    phil

    bıçkıhanede çalışan fazla iyimser bir kişidir. daima dünyaya iyi tarafından bakar. bıçkıhanede ayağına bir alet düşüp sakatlanınca "en azından artık insanlar sağ ayak mı sol ayak mı olduğumu sormayacak" diyerek bunu kanıtlamıştır. quuequeg'de kaptan widdershins'in yanında çalışmaya başlamıştır mantar mahşeri'nde. yemek yapma işi ona aittir. çocuklar için iyi bir dost olmuştur.

    adalet strauss

    yüksek mahkeme yargıcıdır. olaf'ın komşusudur. kont olaf ile kaldıkları sırada çocukalara evindeki kütüphaneyi açmıştır. iyi kalpli ve sevecen biridir. evvelki tehlike isimli kitapta git'e katılmış ve kont olaf'ı tutuklatmak için çalışmıştır ancak diğer iki yargıç hizipleşmenin karşı tarafında olduğundan başarılı olamamıştır. saçlı ama sakalsız kadın ve sakallı ama saçsız adam diğer yargıçlardır. otel epilog'da çıkan yangında çocuklarla birlikte bota binmeye yaklaşmıştır ama olaf buna müsade etmeyince orada kalmıştır. kurtuldu mu bilinmiyor ancak ölmüş olma ihtimali yüksektir.

    gregor anwhistle

    ike anwhistle'ın kardeşidir. anwhistle akutiği'nin kaşifidir. git üyesidir.

    ike anwhistle

    josephine teyze'nin eşidir. git üyesidir. isminde bir sözcük oyunu vardır. "i can whistle" yani "ben ıslık çalabilirim". ağlayan göl'de sülükler tarafından yenmiştir. lemony snicket ile eski arkadaş olduğu yüksek bir ihtimaldir.

    larry

    tedirgin palyanço lokantasında garsondur. git ile bir ilgisi bulunmaktadır.

    polly poe

    bay poe'nun eşidir.

    bay remora

    sürekli hikayeler anlatan ve muz yiyen bir katı kurallar okulu öğretmenidir. otel epilog yangınından kurtuldu mu bilinmiyor.

    bayan bass

    her şeyi ölçmeye meraklı bir öğretmendir. tüm nesneleri ölçtürür öğrencilerine ve bunlardan sınav yapar. elinde para çantaları ile görülmüştür. otel epilog yangınından kurtuldu mu bilinmiyor.

    carmelita spats

    öksüzlere kötü davranan sinir bozucu bir kızdır. şımarık hareketleri bolca mevcuttur. kaygan yamaç'tan itibaren esmã© ve olaf'ın kızı konumuna gelmiştir. istekleri olaf'ı oldukça bunaltmıştır.. yangından kurtuldu mu bilinmiyor.

    jacques snicket

    üç snicket kardeşinden biridir. git üyesidir. kont olaf olduğunu sanan gak-guk ikindisi tutkunları kasabası halkı tarafından yakılarak öldürülmüştür.

    kit snicket

    üç snicket kardeşinin tek kız olanıdır. dewey akıbet'in eşidir ve bir kızı olmuştur. ancak o doğarken kendisi hayatına veda etmiştir. kont olaf ile aralarında eski bir aşk vardır. git üyesidir. hizipleşmenin iyi tarafındadır. ölmeden önce kont olaf son kez dudaklarından öpmüştür kit'i. her şeyin sonunda kıyılarına vurduğu adada ölmüştür. ölüm nedeni medusoid mycelium mantarının sporlarıdır. kızının ismini beatrice koymuştur. ve kızını baudelaire kardeşlere emanet etmiştir.

    ---
    spoiler ---


    (marley - 1 Şubat 2009 21:03)

  • comment image

    şimdi yıllar önce bende bırakmış olduğu izlenimlerin ve aklımın çekmecelerine tıkış tıkış doldurduğu düş evreninin değerini sabit bir yanımda hala koruduğum, dahi akordeon ustası ve yazar lemony snicket*'in yaratıcılığın koyu tonlarını sayfalarına güzelce yedirdiği ve anakronistik olay örgüsüyle biçimini verdiği gotik evrenini çarpık ve ıstırap öğreticisi bir mizaç ile oluşturduğu bu kitap serisinin karakterlerinin isimlerini realitede karşılık bulan isimlerden aldığı bilinen bir durum. ben de birkaç tanesi hakkında bilinenlerin üzerine eklediğim naçizane fikirlerimi belirteyim:

    öncelikle yolculuğa birlikte çıkıp bağlandığımız öksüzlerimizin soyadları baudelaire. elbette bu isim charles baudelaire'e bir ima taşımaktadır. "lanetli şair"lerin belki de en lanetli yeteneğe sahip olanı konumundaki baudelaire'in bu daimi keder içindeki edebiyatı snicket'in kaleminden öksüzlerin öykülerinin çizgilerine bir talihsizlik aurası yaratılarak aktarılmıştır. bundandır ki lanetlenmiş gibi oradan oraya savrulur, sürülür, dışlanır, kötü sonlara mecbur kılınır öksüzler. yine baudelaire hakkında benim en fazla dikkatimi çeken olgulardan biri kendisinin son derece dobra ve sivri bir üslup ile donanmış oluşudur. doğrusunu söylemekten kaçınmaz, samimiyet ve ruh adamıdır, aynı unfortunate events dünyası gibi bir yaşam kurmuştur kendisine ve ruhuna işlemiş kötülükleri kusar etrafındaki değersiz yahut can sıkan kimselere. daimi sıkıntısı içinde kendi doğrusunu savunur, zor bir çocukluğa ve gençliğe sahip olmuştur o, şiirleri, düz yazı şiirleri*, çeşitli düz yazıları ve hakkındaki psikilojik tahlillerden, psikanaliz denemelerinden* baudelaire de anlaşılabileceği üzre. bu da ana karakterler ile neredeyse bire bir örtüşmektedir. öksüzler de sıkıntı ve kötülük dolu bir çevrenin pençesinde kendi içlerinde çelişkilere düşerek bir çocukluk geçirmiştir. ve lemony snicket'in kitaplar boyunca üzerinde en fazla durduğu konu da yine öksüzlerin kendilerinin suçu olmadan kendilerini içlerinde buluverdikleri acımasız durumlarda, içlerindeki kötülük ile yaptıkları iç muhasebesidir. zorunda oldukları eylemleri ahlak boyutunda değil, doğrudan kendi iradeleri anlamında sorgularlar, kötülüğün onları dönüştürdüğü insan şekline kederlenirler ve değişmek zorunda oluşlarını kabullenirler. lanetlenmişlerdir, ancak tüm bu içlerine hapsolan kötülüğe karşın kendilerine kırbacı vurmaktan çekinemzler ve diğer insanları da doğruları adına yargılar, onlara meydan okurlar. bir baudelaire kötücül dobralığı sergilerler.

    ikinci olarak bay poe karakterine gelelim. bay poe, baudelaire'lerin aile dostu ve mali danışmanı olan bankacıdır. sanırım baudelaire ile edgar allan poe'nun melankoli ve günah sahalarındaki yakın edebiyatları sebebiyle yakın bulunuşunu, baudelaire'ın, poe'nun fransızca çeviri işini üstlenmiş oluşunu ve etkileşim meselesini anlatmamın fazla gereği yok. bay poe, sürekli öksüren ve mendil taşıyan bir karakterdir ve edgar allan poe da pek çok yakınını tüberkülozdan kaybetmiştir. şimdi işi biraz daha ileri götüreceğim. poe'nun philosophy of composition isimli makalesini okuyanlar bilirler, poe şiirlerine ait yazım sürecini tarif ederken adeta matematiksel kurallar, nedensellik ve mantık içerisinde yapılan tercihler, doğrudan beğenilmeye yönelik bir planlama ile hazırlanmış, ilhamın ve duygulanımın anlık yükselişinden uzak cümle ve kelime seçimleri kullanır. zaten hikayelerinde de her zaman bir gönül değil, akıl adamı olduğunun altını çizer. akıl adamı olmasından yola çıkarak kendisini yargılamak elbette mümkün değil ancak raven gibi melankolinin başyapıtı sayılabilecek bir şiirin arka plan anlatısında belirttiği "konuşan hayvan ne olur? papağan. papağan bu temaya uymaz. daha karanlık bir şey olsun? kuzgun.", "r harfi akılda kalır ve telaffuzu etkileyicidir. böyle bir kelime uydurmalıyım. aynı zamanda karamsar olacak. nevermore." yahut "en evrensel tema nedir? aşk. peki en kederli evrensel tema? ölüm. o halde bir aşığın ölümü hakkında yazayım. bunu en iyi kim anlatır? elbette kaybeden sevgili." gibi hesaplama dolu çıkarımlar şairin samimiyetini bir miktar sarsmaktadır. baudelaire'in acısına tam olarak ortak bir yazın şekli kabul edilmesi noktasında kafa kurcalamaktadır çünkü samimiyeti muallaktadır. işte bu yüzden bay poe kitaplarda daima, özünde iyi bir insan, ancak çıkar güden bir "bankacı"* ve asla öksüzleri tam anlayamayan, yanlış yorumlayan ve onlara doğru şekilde yardım edemeyen bir kişi olarak resmedilir.

    bay poe'nun oğullarının adları edgar ve albert'tir. bunlar da edgar albert guest isimli şaire göndermedir ve serinin on birinci kitabında kont olafın denizaltı mürettebatı bu şairin resmi bulunan rozetler takarlar. ve bu esnada şairin yetenek yoksunluğu ve sınırları ile ilgili alaycı diyaloglar geçer.

    değineceğim bir diğer husus ise elbette jerome squalor ve esmé squalor çifti. öncelikle j. d. salinger'ın ilk adları jerome ve david'dir. kendisinin nine short stories kitabında "for esme with love and squalor" isminde son derece iç sıkıntısı yaratan harikulade bir öykü bulunur. yani esme'nin adı hikayeden, jerome'unki ise hikaye ve yazardan gelmektedir. esas nokta şudur: j. d salinger benim gibi çok sayıda okurun aklına "sahtelik düşmanı", "zeka ve samimiyetin sarsılmaz uyumunun kalemi" dendiğinde gelecek isimlerin belki de başında gelir. kendisinin ciddi anlamda içten ve dahiyane bir edebiyatı vardır. özellikle çocuk karakterlere yönelik iç çektiren güzellikte bir özlem dolu yaklaşımı vardır. aynı snicket gibi onların zekasına saygı duyar, kelimelerini dinler ve yetişkinlerin alıştığı gibi dünyalarını küçümsemez. buna benzer şekilde jerome karakteri de son derece sevgi dolu, çocuklarla zaman geçirmekten keyif alan, anlayışlı bir karakterdir. ancak kendisinin en büyük korkusu tartışmaya girmektir. ne olursa olsun, sonuna kadar karşı görüşte bile olsa tartışmaktan, hararetli bir konuşmadan daima kaçarak uzaklaşır. inandıklarını savunmaz ve bu da öksüzlere sırt dönmesine sebep olur istemsizce. ne büyük tesadüftür ki j. d. salinger da yaşamının yakın zamandaki ölümüne dek uzun bir sürecini inzivada geçirmiştir ve herhangi bir demeç vermekten, fotoğrafını çektirmekten ve muhabirler ile görüşmekten kaçınmış, topluma karışmayıp evinden dışarı bile nadiren adım atmıştır.

    esmé squalor ise tahminimce bir ironi malzemesidir bu yönden. for esme with love and squalor insani olandan çıkarların gözü kör savaşına bir lanetleme ve sefaletin getirdiği değişimin kederi üzerine daha da geniş açıdan incelenebilir kusursuz bir öyküdür. esmé squalor ise bunun tam tezatı olarak, para içinde yüzen, değer ölçümünü daima maddi unsurlar ışığında yapan, neyin moda neyin demode olduğuna bir takıntısı mevcut, sosyetik çevrelerde ismi anılan, merhametsiz ve çıkarcı bir kadındır. kendisine yakın olan güzellikleri moda ismi altındaki pahalı kalıplarına sokması ile ön plana çıkar. yani can sıkan bir figürdür iki eser arasında.

    ikinci kitabın neşeli, şakacı ve sinema düşkünü monty amcası ise monty python komedi grubunun sembolünden başkası değildir. zararsız, sevecen ve büyük bir yılana sırf meslektaşlarını korkutmak adına "inanılmaz ölümcül engerek" adını koyan bir herpetologist olan monty amca bu absürd ve iğneleyici komedi sahibi mizacı ile monty pyhthon mizahının temsilidir.

    quagmire üçüzlerinin göz önünde bulunan ikilisi duncan ve isodora ise kederli bir yaşam serüvenine sahip, modern dansın kurucularından biri olarak anılan efsanevi isim isadora duncan'dan gelmektedir. çocukları gibi kendisi de arabada can veren isadora duncan'ın temsili olan üçüzlerin ikisi de beşinci kitapta bir arabanın arkasında kaçırılır ve arka camdan baudelaire öksüzlerine uzun süre için son bakışlarını atarlar.

    katı kurallar okulunun keman konserleriyle insanlara eziyet eden müdürü nero da elbette roma yanarken keman çalan imparator olarak anılan beşinci roma imparatorundan alır adını.

    dördüncü kitabın hipnoz alanında çalışmalar yapan göz doktoru georgina orwell ise george orwell'dır elbette. kendisinin muayenehanesi devasa bir göz şeklindedir. tabii ki bunun 1984'ün her şeyi izleyen big brother'ının gözü olduğuna karar vermek zor değil. hipnoz konusu ise kitaptaki düşüncenin tek tipleştirilmesine bir gönderme.

    ikinci kitaptaki virginian wolfsnake isimli sürüngen ise virginia woolf'tur ve monty amca öksüzleri bu yılanın asla bir daktiloya yaklaştırılmaması konusunda uyarır.

    bunların dışında kitaplar edebiyat, sinema, çeşitli terminolojiler, tiyatro, televizyon ve akla gelebilecek pek çok alandan sayısız referans içermektedir. hepsini buraya yazmaya şu an ne mecalim ne de kimisini yazmaya yetkinliğim var. bu kitaplar büyümekte olan nesiller için ve içten şeylere her zaman ayıracak vakti olan yetişkinler için bir hazinedir, sanatın en cana yakın hallerinden biridir.


    (marley - 29 Ocak 2012 19:21)

  • comment image

    harika bir kitaptır, yetişkinlere hitap ettiği gibi, gençlik çağındaki insanlara da hitap eder. gençlere hitap eder çünkü baudelaire kardeşlerin yaşadığı sorunların temelinde yetişkinlerin kendilerini beğenmişliği ve yaşı genç insanları tınlamamasında yatar, halbuki kitaptaki yetişkinler, özellikle bay poe dinlemeye tenezzül etse baudelaire kardeşler huzura kavuşacaktı, bu durumu yaşadıklarını düşünen ergen okuyucular kendisini karakterlerle bütünleşme fırsatı bulup olayların akışına kaptırıyor, kitaptaki karanlık atmosfer de kendi hayatları gibi umutsuzdur...

    hep hak ettiği ilgiyi göremediğini düşünmüşümdür, belki de gerçekten tarihsiz bir kitap serisi olduğundandır.


    (denizgonen - 10 Temmuz 2012 00:27)

  • comment image

    ortaokulda iki kitabını bir günde sabah 8'e kadar sabahlayarak okuduğumu hatırlarım ki bir saatlerce ara vermeden kitap okuma işini başka hiçbir zaman başaramadım. çocukken okuduğum en etkileyici kitap serisiydi ve bana bir çok şey öğretmişti.

    ağustosta dizisi geliyor. tabii kitabının keyfini veremeyecek ama yine de heyecan verici. count olaf'ı neil patrick harris oynayacakmış.

    not: serinin kitaplarını gözden geçirirken farkettiğim bir şey tüm kitap isimleri aynı harfle başlıyor. bad beginning, miserable mill, reptile room vs. maalesef çevirmenler bu detayı es geçip "berbat başlangıç, sürüngenler salonu, bitik bıçkıhane" gibi son derece basit çeviriler yapmak varken "kötü günler başlarken, bitik orman" gibi isimlerle kafalarına göre takılmışlar.


    (tojourus - 30 Mart 2016 10:25)

  • comment image

    öncelikle baştan belirteyim, sadece ilk iki bölümü izledim, izlerimlerimi ve tahminlerimi bu bölümlere dayanarak yapacağım. lakin kitap serisini daha önce okumuş olduğum için, yazacağım entry'nin serinin devamı için de spoiler içermesi muhtemeldir. uyarmadı demeyin.

    ilk kitabını okuduğum günden beri serinin hayranıyım, o yüzden rezaletler ötesi filminden sonra bu tarz bir uyarlamasının yapılması cidden çok rahatlatıcı oldu benim için. neil patrick harris'i count olaf rolünde göreceğimizi zaten aylardır biliyorduk, ancak baudelaire kardeşlerin annesi rolünde cobie smulders'ı görmek de hoş bir sürpriz oldu.

    ben diziyi beğendim, hatta ilk iki bölümdeki anlatımın kitabın anlatımına benzerlik göstermesi (beatrice'e bir mektupla başlaması, sürekli açıklanan kompleks kelimeler vesaire). sanırım bunda dizinin yazarlarında lemony snicketmahlasıyla kitapları yazan daniel handlerın olmasının da etkisi büyük. ama şimdiye kadar gördüğüm tüm uyarlamalar arasında orijinal esere stil bakımından da en fazla paralellik gösteren yapıtın bu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim sanırım.

    --- spoiler ---

    daha önce de belirttiğim gibi spoilerdan kastım diziyi izlemeyenlerden ziyade kitap serisini okumamış olan herkes için.

    öncelikle dizinin içerisine serpiştirilmiş bazı detaylar - artık easter egg mi dersiniz, foreshadowing mi dersiniz, orası size kalmış - var ki yakalaması çok eğlenceli. senaristler hakikaten serinin ilerisini de düşünmüşler ve kitabı okuyanları da es geçmemişler, onların fark edebileceği küçük şirin detaylar bırakmışlar dizinin orasına burasına. ben buna bayıldım. fark ettiklerimden bir kaçı:
    -lemony snicket'ın volunteer fire department kelimelerini kullanmış olması. (kitabı okumayan biri muhtemelen bunu es geçer, ben çok heyecanlanmıştım)
    -gustav'ın ölürken "the world is quiet here" demesi
    -count olaf'ın "i can't seem to find the sugar bowl" demesi. kafayı yiyorum!

    öte yandan yeni gelen karakterler var (gustav konusunda pek emin olduğumu söyleyemem -ki öldürdüler de adamcağızı zaten, emin olmasam da olur- ama jacquelyn'in yeni olduğuna kalıbımı basarım), ben bunu çok sorun etmedim açıkçası. hem jacquelyn'e kanım kaynadığı için de olabilir, hem de yazarlar arasında daniel handler da olduğu için bu tip eklemeleri veya farklılıkları kitapların anlatımda bıraktığı boşlukları doldurma amaçlı olduğunu tahmin ediyorum, o yüzden çok irdelemeyeceğim.

    en önemlisi de (son kitabın da sonundan, duble duble spoilerlı) şunu anlayamıyorum: baudelaire kardeşlerin ebeveynleri yaşıyorlar mıydı gerçekten? yani beatrice'in öldüğünü ilk bölümün başındaki mektuptan anlıyoruz, demek ki öldüler: ama malikanedeki yangında ölmemişler miydi? bu kısmı ben de unutmuş olabilirim, bilmiyorum, ama yangından kurtulan kişi baudelaire kardeşlerin ebeveynlerinden biri değil de quigley quagmire değil miydi? buna sinir oldum çünkü a) ya beatrice baudelaire kardeşlerin annesi değil de başkası gibi lanse edilecek ki bu en azından mutlu sonlu falan olsa bile kitap serisine resmen hakaret, ya da b) baudelaire ebeveynlerinin ölümüne tanık olacağız ki halihazırda hüzünlü olan bir dizide bir de bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum:(

    (göte geldim editi: göte geldim.)

    ---
    spoiler ---

    velhasıl ben beğendim. bu dizi olmuş.


    (miapladicus - 14 Ocak 2017 22:37)

  • comment image

    netflix yapımı olarak geri dönen seri.

    ve hatta şöyle bir detay yakaladım: 7. bölümde orada bir köy var uzakta çalmakta. tam olarak count olaf' ın eski sevgilisini görmeye gittiği sahnede (14. dakikada).


    (rhys - 17 Ocak 2017 01:12)

Yorum Kaynak Link : a series of unfortunate events