bir insanın çalışması gereken bir işi, temizlemesi gereken bir evi, yazması-çizmesi gereken tezi, zaman ayırması gereken arkadaşları varken uzunca bir süre hepsinden koparacak olan oyun.

la oğlum yapmayın be, ben ki uyumadan 3 gün diablo 3 oynayıp, işe gittiğinde insanlara günaydın yerine iyi geceler diyecek kafada bir insanım. kafayı klavyeye dayayıp, uyuma tekniğim de gelişkindir ama zamanı değil şimdi. bu sene değil, şimdi değil. hayır biliyorum, oyun çıkacak ve ben yine "siktir et yaaa, hallederiz onları da..." deyip, girişeceğim oyuna. yapmayın!

(pillikedi - 31 Ocak 2013 11:29)

elder scrolls'un bir atmosferi, yaşayan bir dünyası vardır. vahşi doğada kaybolursun, gizli bir örgüte üye olur entrikalara karışırsın, bir zindana dalarsın 2 adım sonra ne çıkacağını bilmeden heyecanla ilerlersin vs.

bu oyunda her yer ziplaya zıplaya dolaşan zibidilerle dolu. birşey keşfediyorsun, bir hikaye dinliyorsun, bir gizem çözüyorsun yanında dikilen 5 tane sap. zindana dalıyorsun içeride oradan oraya koşan bir sürü tip. sadece bu bile oyunu piç etmeye yeterli benim gözümde.

skyrim'in estirdiği rüzgarı daha çok paraya çevirme telaşesinden başka birşey değil bu oyun.

(aptal - 9 Şubat 2014 01:06)

şu an hakkında en çok konuşulan mmorpg.

başlamadan şunu belirteyim wow, aoc, everquest2, warhammer, gw, gw2, aion, swtor ve cd-keylerini bile kaybettiğim bir çok mmorpg oynadım. yani tarz hakkında az çok bir fikrim var.

yapıcı ya da yıkıcı eleştirilere başlamadan önce mmorpg’nin ne olduğunu anlamak lazım. yeni her oyuna getirilen eleştiri wow klonu olduğu yönünde. ancak artık bu türün standartı wow. wow’a benzemeyen kaç mmorpg var? ultima online ve eve online. diğer tarafta onlarca genel yapısı biribirine benzeyen oyun varken belki de ultima ve eve’nin başka bir kategori altında değerlendirmesi gerekiyor.
wow kendinden önce gelen oyunları harmanladı, üzerine yorumunu katarak tarzın standartını belirledi. “quest alıyorsun, görevi yapıp teslim ediyorsun, wow’un aynısı işte” diyenler başka tür oyunlarda şanslarını denemeliler. bi araba yarışı açıp “gaz, fren, sağ, sol lotus’un aynısı ağbeee” diyen yoktur herhalde. mmo’ların üzerine neden bu kadar gidiliyor anlamıyorum.

aslında biraz anlıyorum; birbirinin kopyası olan neredeyse onlarca call of duty var ve her sene fiyatlarını arttırarak piyasaya çıkıyorlar. örneğin bu sene çıkan call of duty başlığına bakalım. neden kimse 70$’lık fiyatından şikayet etmiyor? cevap: kimse bu oyunlara para ödemiyor da ondan.

crack kullanarak mmo oynanmıyor. o para ödenecek arkadaş. yoksa bu oyunları oynayamayız.
ama mmo’ların şöyle teklifleri de var: “para ödemek istemiyor musunuz? o zaman sana free to play oyunları önerelim”. ama onları da oynamayız ki. bedava oldukları için boktanlar çünkü.
paralı olacak ama para ödemeyeceğiz. istediğimiz bu. aksi hiç bir teklifi kabul etmeyeceğiz. bedava olan veya para ödenmesi gereken tüm oyunlar yok olsun, yapanların evlerini ateşler sarsın. istediğimiz bu.

derdimiz üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
bağcıyı dövmek isteyen arkadaşlarla burada yolumuzu ayıralım, üzüm yemek isteyen arkadaşlarla devam edelim.

başlıklar şeklinde devam edeyim:

ödeme şekli:
bildiğiniz gibi oyun 55€, aylık ödemesi de 13€. indirimler takip edilirse oyun 100lira gibi bir fiyata satın alınabiliyor (reddit'te özellikle gmg indirimlerini takip etmek gerekli. %20-25 indirim denk gelebilir. http://www.reddit.com/…/search?q=gmg&restrict_sr=on) evet ucuz değil. ancak geçireceğiniz zamanla oranlarsanız o kadar pahalı da değil. 100liraya 1 ay sabahtan akşama kadar oynarsınız, beğenmezseniz başka para ödemezsiniz. bu kadar basit, biter gider.
gw2 gibi aylık ödemesinin olmamasını isterdim. ancak eminim bu konuda düşünmek için zenimax benden çok daha fazla zaman harcamıştır. kar oranlarını arttırmak için böylesinin daha iyi olduğuna karar vermiş olmalılar, bunu değiştirmek için yapabileceğimiz bir şey yok. keşke 100lira ile yırtabilseydik.
oyun f2p olur mu? olabilir. ama f2p çığırtkanlığı yapmak, bu süreci hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz. kur gibi; kimse almazsa paranın değeri düşer ve zamanla sudan ucuz, hatta bedava olur. tabi kalitesi de düşer.
bekleyelim, f2p olacaksa da o zamana kadar keyfini çıkaralım.

grafikler:
oyunun grafikleri beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. kaplamalar, ışık efekleri vs. özellikle bir mmorpg için oldukça iyi. ancak kesinlikle skyrim tarzı değil. daha aydınlık ve iç karartmıyor. içinde çok uzun zaman geçirmeniz planlamış bir oyunun karamsar bir havada olması beklenmez. oyuna girdiğinde içine bir sıkıntı çöken adam bir de oyuna aylık para öder mi? ödemez. bu nedenle mantıklı bir seçim.
low ve high grafik ayarları arasında aşırı fark var. bu da eski sistemlerde de oyunun oynanabileceğini gösteriyor. 3-4 senelik amd masa üstü sistemimde de hiç kastırmadan high ayarlarda oynayabildim.
grafikler hakkında hiç bir olumsuz eleştirim olmayacak.

oyun evreni ve genel oynanış:
eso sandbox değil, theme park olarak tasarlanmış. yani açık bir evren yerine, yazılımcılar tarafından tasarlanmış bir dünyada ilerliyorsunuz.
hatta ilk levellerde wow kadar özgürlük bile tanımıyor insana. ilerleyebilmek için belli görevleri tamamlamanız gerekiyor, yoksa başlangıç adasını terk edemiyorsunuz. bunu hiç sevmedim. ben en azından level 1 olarak tüm dünyayı dolaşabilmek (dolaşmaya çalışmak) isterdim. insana çok daha fazla özgürlük hissi veriyor. bu değiştirilemeyecek bir özellik değil ancak bedhesta bu tarz bir değişiklik yapmak ister mi bilemem.
edit: bu durum değiştirildi. artık direk büyük şehirlerde oyuna başlayacağız. ilk adaları istersek ziyaret edeceğiz.

level 10’dan sonra durum değişiyor diyorlar ancak betada level 9 üzeri karakterim olmadığından kesin bilgi veremeyeceğim.
beta’ya ilk başladığımda eşimle birlikte koştura koştura görev yaptık. oraya koş, bunu öldür vs. kesinlikle sıkılmadım. ama biraz hayal kırıklığına uğradım. akşam tek başıma kaldığımda daha ağırdan aldım. oyunun keyfi tam olarak bu anlarda ortaya çıktı. o alışılan mmo koşuşturması buz dağının görünen kısmıymış. bahsettiğim küçük başlangıç adalarında bile o kadar çok keşfedilecek şey var ki. sadece etrafı gezerek ve crafting item ı toplayarak aylar değilse, haftalar geçirebilirsiniz (başlangıç adasında değil, oyunda). örneğin kıyının biraz uzağında minik bir ada görüyorsunuz ve sizi o adaya yönlendiren hiç bir motivasyon yok. hiç bir npc o adada şu görevi yap demiyor. ama gitmek ve orayı keşfetmek isterseniz harika bir manzaranın yanı sıra bir de chest bulabilirsiniz. o adayı gezdiğiniz için oyun sizi ödüllendirir. oldukça güzel bir deneyim. buna benzer şekilde keşfetmeyi oyun bir çok farklı şekilde ödüllendiriyor.

ırklar:
oyunda 3 alliance ve 10 oynanabilir ırk var. önsipariş yaptıysanız istediğiniz ırk ile istediğiniz alliance’ta oynayabiliyorsunuz. yok oyun piyasaya çıktıktan sonra aldıysanız nanay.
kısaca özet geçeceğim, yoksa ırkların hikayeleri falan çok detaylı:

the aldmeri dominion:
altmer: bildiğin high elf
bosmer: bildiğin wood elf
khajit: bildiğin kedi

the daggerfal covenant:
orsimer: orc
breton: yarı highelf yarı insan
redguard: arap zenci karışımı

the ebonheart pact:
dunmer: bildiğin dark elf
nord: kuzeyli insan
argonian: kertenkelemsi

ımperial: bu ırkı sadece 20dolar fazla verip imperial edition alanlar oynayabiliyor. ne gerek varsa artık. saçma.

sınıflar ve ırklar hakkında güzel bir excel'i burada bulabilirsiniz.
burada da ırkların pasif yetenekleri listelenmiş

sınıflar:
4 ana sınıfımız var ve her sınıfın her rolü üstlenebileceği söyleniyor. ne kadar doğru olduğunu bu kadar kısa sürede deneyimleyemedim. ancak sınıflar genel olarak aşağıdaki gibi kullanılabilir.
templar: healer
dragon knight: tank/damage
sorcerer: dps/tank
nightblade: damage/healer (nasıl healer olur bundan benim de aklım almadı ancak öyle sınıflandırılmış)

zırh ve silahlar:
her silah ve zırhı her sınıf giyebiliyor. hiç bir engelleme yok. ancak skill pointlerinizle bir armor türüne ya da silaha ağırlık vermeniz gerekecek.
bir silah ya da zırhı ne kadar kullanırsanız o kadar skill puanı dağıtabiliyorsunuz. ben hiç mace kullanmıyorum ama ilerle lazım olur mantığı ile skill puanı veremiyorsunuz.
silahlar ve sınıflar hakkında güzel bir dps tablosu

skill sistemi:
her level aldığınızda health – mana – stamina üçlüsünden birine puan veriyorsunuz. bir de skill seçme şansınız oluyor. becerilerinizi kullandıkça o alana skill point dağıtabiliyorsunuz. yukarıda biraz bahsetmiştim zaten. ayrıca etrafa saçılmış skyshardlar bulabiliyorsunuz. her 3 skyshard için bir skill point kaanıyorsunuz.
çok çeşitli skill kategorileri var.
armor, weapon (her bir silah çeşidine tek tek puan veriliyor), class skills (sınıf için 3 ana skill ağacı var), crafting skills, guild skills, world skills aklıma gelenler.
bu kadar geniş bir skill sistemi, sınıflarında çok farklılaşmasına neden oluyor. örneğin medium armor giyen, baltalı ve kalkanlı bir healer yapabilirsiniz. ha ne kadar iyi olur bilemem ama yapılır mı, yapılır.
aynı anda biri ultimate olmak üzere toplam 6 skiliniz aktif oluyor. level 15’te weapon swap özelliği alınca bu sayı artıyor.

crafting:
iş hayatına 30 yaşında atılmış (atılmışmış, mecbur kalmış diyelim) biri olarak mmo’larda hiç bir zaman meslek kasmadım. ancak eso’da en azından dünyadan materyal toplamak zevkli. crafting itemlarını çevrede görmek çok zor. first person bakış açısıyla çok dikkatli bir şekilde bakmak lazım. ama şöyle bir güzellik var, örneğin blacksmith olmaya karar verdiniz, o zaman 2 skillinizi mesleğe harcıyorsunuz, bu malzemeleri çok daha kolay bir şekilde bulabiliyorsunuz.
mesleklerde hiç bir sınırlama yok. her malzemeyi toplayarak, her çeşit mesleği yapabilirsiniz. meslekler şunlar:
blacksmithing: metal silahlar ve heavy armor yapılıyor.
clothing: light ve medium armor
woodworking: staff ve kalkan
alchemy: potion
enchanting: bildiğin enchanting
provisioning: yemekçilik ve biracılık.
alchemy skyrimin aynısı. hiç detaya girmeyelim.
blacksmithing, clothing ve woodworking benzer şekilde icra ediliyor. ham maddeyi ve sayısını seçiyorsunuz, stil seçiyorsunuz ve bir de özellik (traits) seçiyorsunuz (ekstra mana vs gibi). sonra da craft ediyorsunuz.
ham maddeler: çevreden toplanıyor ya da eski itemları ham maddeye çevirebiliyorsunuz. crafting yaparken ham maddenin sayısını arttırırsanız itemın kalitesi artıyor ancak giyilebileceği min. karater leveli de orantılı olarak yükseliyor.
stil: her ırk mesleğini kendi ırkının stilinde default yapabiliyor. ancak diğer ırkarın stilleri de oyun içinde öğrenilebiliyor. orc tarzında armor giyen bir argonian olabilirsiniz.
trait: anladığım kadarı ile sadece reseach ile unlock edilebiliyor. mesela bir staffın +15 mana özelliği var. siz bu staff ı reseach ile yok edip, bu +15 mana sağlayan taşın özelliklerini keşfediyorsunuz. reseach 4 saat ile birkaç gün arasında sürebiliyor. öğrendiğinizde de sadece stafflarda +15 manayı kullanabiliyorsunuz. her malzeme için ayrı ayrı research yapmak gerekli.
denildiğine göre crafting ile yapılan itemlar oyunların en iyi itemları olacak. sağdan soldan bulacağınız itemlar, crafted itemların yanına yaklaşamayacaklarmış.
enchanting ve provisioning’in detaylarını çok bilmiyorum. o konuyu es geçeceğim.

pvp:
pvpseven biri değilim, oynamadım yorum yapamayacağım. sadece pvp nin cyrodiil denen büyük bir alanda gerçekleşeceğini biliyorum. kaleleri alliancelar ele geçiriyor vs.
dediğim gibi bu konu için yorum yapmayayım.

guild sistemi:
oyunda birden çok guilde katılabildiğinizi biliyorum. her yeni oluşturduğunuz karakter default olarak üye olduğunuz guild'e bağlı olarak oyuna başlayacak.
herkesin alışveriş yapabileceği ortak bir auction house oyunda olmayacak. bunun yerine guild içi satış yapılabilicek. ancak anladığım kadarı ile pvp alanı olan cyrodiil'de guildler arası alışveriş yapılabilecek.
bunun yanında oyunda bulunan mages guild, fighters guild, thieves guild ve dark brotherhood ( dark brotherhood oyuna sonradan entegre edilecek) a üye olabileceksiniz. böylece yeni ulaşabileceğini skil sayısı artacak.

endgame:
endgame ile ilgili detaylı bilgiye nereyse kimse sahip değil. ancak level 50’den sonra 10 tane tier olduğunu duydum.
ayrıca level 50 de veteran statüsünü elde ediyorsunuz. böylece tüm dünyayı gezerek, tüm alliance ların questlerini yapabiliyormuşuz. yani derdiniz quest yapmaksa level 50’de oyunun sadece üçte birini bitirmiş oluyorsunuz.

beta:
eğer bir değişiklik olmazsa 28 şubat günü bir beta daha başlayacak. key almak için resmi siteye başvuru yapmanız gerekli. muhtemelen bir önceki betaya katılanların yeni davetiye edinmesi gerekmeyecek. geçen sefer curse.com 250bin civarı key dağıtmıştı. bu sefer de dağıtabilir.
oyun kurulum için 30gb dosya indirecek, ancak sabit diskte 60gb boş alanınızın olması gerekli (kötü optimizasyon).
torrentten ufak kurulum dosyasını çekerek (54mb), şimdiden oyunu indirmeye başlayabilirsiniz.

sonuç:
bana kalırsa güzel oyun olmuş. siz de alın, eğer memnun kalmazsak accountu kapatır, hep beraber zenimax a küfrederiz.
dünya’nın sonu değil.

edit: bir sürü düzetmeler, eklemeler, güncellemeler.

(saluki - 22 Şubat 2014 16:51)

oyunla alakalı insanların kafalarını kurcalayan mini bir sss cevapları vermek isterim.

1. oyunda yüzme vardır suya dalma yoktur (gelecekte ne olur bilemiyoruz)
2. gm versiyonu hero engine kullanmamaktadır.
3. üretimine skyrim'den önce başlanmıştır.
4. henüz suç işleme mekanizması yoktur (onaylandı yakında geliyor)
5. amerikan sunucusu avrupa sunucusu, ps4 ve pc için toplam 4 mega sunucusu olacaktır, henüz transfer mümkün değildir.
6. oyunda fps ve tps olarak oynanmakta ancak otomatik hedef kitleme sistemi kullanmaktadır. (gw2 gibi ama biraz daha fps ye yakın bir tadı var)
7. optimizasyon konusunda ustadır, şu anki hatalardan laglar oluşabiliyor ama 200 kişiden fazla ekranda savaşırken temiz görmek mümkün.
8. 12 kişilik dungeonları ve savaş alanları gelmiştir.
9. şu an ekibi hayvan gibi bugları temizleyip ilk update ile yenilikler getirmek için çalışıyor.

bunların haricinde, son zamanlarda çıkan wow klonlarının vahim durumunu gördükçe, bu oyunu alın öpün başınıza koyun derim. wow ile de kıyaslamayın, biri elma biri armut gerçekten.

(noc - 30 Nisan 2014 13:57)

role playing hadisesini ciddi ciddi barındırabilen ve fantastik bir evrende olma atmosferini sonuna kadar oyuncuya hissettirebilen tek mmorpg.

eğer eski masaüstü rpg oynayan nesildenseniz yada yeni nesil cool , süper ultra mega karizma dövüş büyü grafik istiyorsanız da bunu barındıran tek mmorpg.

oynamadıgım rpg oyun olmamasına rağmen ve tam bir rpg manyağı olmama rağmen bu benim ilk ciddi mmorpg oyunum. ne wow ne gw2 oynadım. fakat bol bol izledim ortamında bulundum, sarması için çabaladım olmadı.

1) morrowind, oblivion , skyrim kısacası serinin hastası olanların zaten yazıyı okumasına gerek yok çıkabilirler. gözü kapalı severler hatta oyun bazı yönlerden bence skyrimden bile iyi olmuş. pve içerik o kadar iyi ki oynarken bazen online oyun oynadıgınızı unutuyorsunuz. lore desen sonuna kadar var. hem dinazor fanları tatmin edecek kadar kitap vs var, ( serinin her oyununda oldugu gibi) hemde hikayeler kitap okumak istemeyen yeni nesil fanları sıkmayacak kadar kısa ve öz anlatılmış özellikle dialoglarda.

2) grafikler. ama grafik derken full hd manyağı degil, size gerçekten fantastik bir evrendesiniz hissi veren, skyrimden alışık oldugunuz o grafikler.

arayüz resimlerde oldugu gibi sadedir.
http://i.hizliresim.com/pvj3qo.png
http://i.hizliresim.com/jzlodw.png
http://i.hizliresim.com/6yqvoe.png
http://i.hizliresim.com/9vr1kr.png
http://i.hizliresim.com/v2ankp.png
http://i.hizliresim.com/5p4lpa.png
http://i.hizliresim.com/d4og4z.png
http://i.hizliresim.com/boe7r9.png

3) wow mmorpg dalında bir numara olabilir fakat ekranın yarısını kaplayan kontroller, cartoon grafikler, hack n slash benzeri oynanış herkesin hayalindeki role playing dünyasına uymayabilir. wow un oturmuş sağlam yapısını diğer mmorpg lerden hemen beklemek zaten komik olur

kimse unutmasın wow çıktığı ilk gün 10 numara bir oyun değildi, wow un wow olması zaman aldı. bu bağlamda zaten sidik yarışı misali karşılaştırma yapılması ve bunun üzerinden oyuna bok atılması gülünç.

4) oynanışa gelelim birazda. kısaca özetlemek gerekirse bir single player oyun basitliğinde oynuyorsunuz. hack n slash değildir; normal oynanışa ek olarakblock , interrupt ve dodge mekaniğiyle her karakter bir diğerine karşı fark yaratabilir. staminanıza bağllı olan bu mekanikte iyi bir zamanlama ile rakibin hamlesini block edip onu sersemletebilir, interrupt ile range atakları engelleyebilir, dodge ile area effect etkili saldırılardan kaçabilirsiniz. hepsi staminaya bağlı. temelde elder scrolls serisinin 15 yıllık kendi mekaniği olan magicka, health ve stamina vardır. burada stamina diğer oyunlardaki gibi sadece koşmaya yaramıyor, her türlü hoplama zıplama block atak, power atak stamina ile yapılıyor. staminanınz bittiği anda normal ataklarınız etkisiz kalır, magicka kullanmanız gerekir. denge kurmak en iyisi.

5) pvp olayı ise aşırı derecede zevkli. şu ana kadar ki en kalabalık pvp haritasını barındıran mmorpg ünvanını elinde bulunduruyor ( 2000 kişi ) kılıç kalkan büyü vs dalarak ekşın yaşayabileceğiniz gibi , catapult, onager, ballista ile strateji havası yaşıyosunuz. fakat atınız yoksa pvp işkenceye dönüşebilir, bir kaleden bir kaleye gitmek ( teleport yoksa ) rahat 10 15 dk nızı alıyor koşturarak. şu ana kadar tanık oldugum üzere mage, sorcerer classları warrior sınıfına göre pvp de baya üste çıkıyor.

6 ) ben savaş ekşın istemiyorum eski nesil masaüstü rpgciyim ben diyorsanız balık tutun, dağ bayır dolaşın bitki , maden , odun toplayın blacksmith, alchemist, tailor, carpenter olun. yada yemek falan yapın ateşte aşçı olun amk , derici olun kıyafetçi olun.

eksileri ise kısaca;

-çoğu kişinin başlamama konusunda ana sebebi olan fiyatı,
-henüz wow kadar sağlam bir yapısının olmayışı ( sanki her çıkan oyunda var bir eso da yok amk )
-kısa bir alanda pvp yapılmayışı ( arena benzeri bir kapalı küçük alan olmayışı)
-insanların role playing ile hack n slash kavramlarını ayırt edemiyor oluşu
-arena da arena diyenlerin fps oynasalar counter strike dan öteye gitmeyecek olmaları yatıyor. ( tamam arena olsun da - ki zaten getirecekler - dert edecek kadar büyük bir olay degil )

bu yazıyı 4-5 mmorpg oynamış da kıyaslayan biri olarak yazmadım, biraz taraflı gözükse de aslında gerçekten role playing olayını benimsemiş benim gibileri baz alarak yazdım.

ayrıca dogru düzgün middle earth oyunu olmamasından dolayı da benzerliğinden dolayı fanların kendilerini middle earth de hissedebilecekleri ender oyunlardan biri.

bu arada dark brotherhood, thieves guild in eso ya geleceği söyleniyor ayrıca pickpocket da eklenecekmiş. hazır aklımdayken söyliyeyim dedim.

(hiro nakamura - 15 Temmuz 2014 22:07)

skyrim havası vermediği çok doğrudur. ben skyrim oynadığım dönemde kuzeydeki büyücülük okulunu vs. rüyamda görmüştüm. o derece bir muhteşemlik seviyesi vardı hikayede. ama bu başarı aslında oyunun metin yazarlarının başarısı değildi bence. single player bir oyun olduğu için her şey sana ve seni etkilemeye odaklı tasarlanmıştı.

elder scrolls online'da aynı ambiansı 2 megaserverlık bir multiplayer sisteme oturtmaya çalıştılar. bu devrim gibi bir şey. o yüzden skyrim tadı vermeyeceği, veremeyeceği zaten çok belliydi. "skyrim'i al, aynısının multisini yap" gibi bir mantık olmayacağı için hikaye beklentisini düşük tutmak gerekiyordu zaten. bu haliyle bile yüzlerce artısı var. oynamak gerek.

(lew ashby - 15 Nisan 2015 22:50)

radikal islami terör örgütü konsepti olan bir guilde katıldım. grupça proximity detonation u patlatamadan evvel guilddeki herkes allahu akbar! diye bağırıyor. tabardımız da yeşil ayrıca. bakalım ne zaman ban yiyecez.

(noc - 26 Temmuz 2015 04:03)

elder scrolls online world of warcraft'tan çok başka bir oyundur. eğer oynadığınız oyunun görevlerinin sizi tamriel'in ortasında hissettirmesini istiyorsanız oynayabileceğiniz en iyi oyunlardandır.

world of warcraft ise end-game content için oynanır. amaç competitive bir şekilde raid-dungeon tamamlamaktır. craft bile competitive bir hâldedir. insanlar nerf yiyip oynanamaz hâle gelen sınıfları oynamazlar. en güçlü sınıfı alıp pvp'de 1. olmak veya raid'de max dps max hps yapmayı hedeflerler.

elder scrolls online wow'un yanında casual bir oyundur. ilk levelden itibaren amaç eğlenmektir, dünyası zaten önümüzdeki sonbaharda (one tamriel for everyone patch'i ile) her ırka ve her levele açık hâle gelecektir. yani skyrim gibi geze geze kasabileceksiniz. world of warcraft ise ilk levellerde size yalnızca "nasıl daha hızlı kasılır" sorusunu sordurtur.

elder scrolls online'ın görevleri özellikle 30 levelden sonra sizi tamamen esir alır. aldmeri dominion görevleri gerçekten queen ayrenn'i hayatınıza sokar. bu yüzden bu oyunun aslında wow yerine warcraft 3 ile karşılaştırılması gerekir keza wow'u görevleri için oynamak gerçekten işkencedir, wow theme-park'ın zirvesi ve 'git 30 solucan topla' görevlerinin atasıdır.

peki neden bütün bunlara rağmen wow eso'dan çok oynanıyor?

çünkü eso casual. amaç girip tamamen tamriel'i gezip, elder scrolls lore'u öğrenmek değilse wow büyük oranda eso'dan daha önde.

çünkü eso'nun arena pvp'si yok! evet açık dünya bir pvp var (dominion vs pact vs covenant) fakat arena pvp ile kıyaslamak mümkün değil bunu.

çünkü eso'nun late game content'i sadece birkaç yıllık iken wow 10 yılı aşkın bir late-game content'ine sahip. dolayısıyla wow insanları çok daha şiddetli bir şekilde bağlayabiliyor kendisine.

çünkü wow zaten piyasadaki çoğu mmorpg düşkünü oyuncuyu kendisine bağlamış durumda. yıllardır wow oynayan birisi başka bir oyuna geçemez, onu daha iyi bulamaz kolay kolay. bulsa bile her gelen wow patch'inde ek paketinde bir geri dönme hissi yaşayacaktır. tıpkı ultima online oyuncularının bir daha o tadı asla bulamaması gibi.

çünkü elder scrolls online çok kötü bir başlangıç yaptı. beta sürecinden beri oynuyorum, bütün bug'lar neredeyse giderilmiş olmasına rağmen bir daha o kötü ismi ve onca kötü incelemeyi asla silemeyecekler ne yazık ki.

peki neden ben bunca şeye rağmen elder scrolls online oynuyorum?

çünkü skyrim belongs to the nords.

çünkü elder scrolls dünyası warcraft dünyasından daha eski ve daha köklü. ve okuduğum her bir kitap beni daha çok bağlıyor nirn'e (tamriel demiyorum çünkü akavir pek bilinmese de tamriel'den daha çekici bir kitadır)

çünkü eskisi gibi oturup saatlerimi bir raid'e veremem, oyuna girip biraz craft yapıp biraz dünyayı gezip eğlenmek istiyorum yalnızca (ve yalnız başıma)

çünkü sınıf sistemi beni bayıyor, her ne kadar wow'da hunter'lara melee opsiyonu gelmesi ilgimi çekse de istediğim silahı istediğim zaman elime almak istiyorum.

çünkü wow'un community'si kadar toxic değil eso topluluğu. evet wow'un rp server'ları nispeten daha iyi olsalar da tahammül herhâlükarda yok denecek seviyede.

bu oyunu sevebilirsiniz veya sevmeyebilirsiniz, ama elder scrolls dünyasındaki en geniş lore kaynağı olduğu reddedilemez. ve benim gibi bir elder scrolls manyağı iseniz, başka seçeneğiniz yok.

(osmaniye osmanlarindir - 31 Temmuz 2016 16:54)

casual olarak rahatlıkla oynanabilecek bir oyun. iş çıkışı ve haftasonlarındaki boş zamanlarda geze geze, okuya okuya, eğlenerek takılabilirsiniz. yani zevk almak için (bkz: world of warcraft) 'da olduğu gibi ciddi derecede zaman ayırmanıza gerek yok. öyle inanılmaz rekabet gerektiren bir oyun sonu content'i yok çünkü. oyuna başlayalı bir hafta oldu. izlenimlerimi paylaşmak istedim. yeni başlayacak arkadaşlara da biraz tavsiye tadında olur sanırım.

1. ben genellikle tank rolünü severim. o yüzden yine tank rolünü uygun bir karakter seçtim. stamina ve magicka değerlerine abandığım, heavy armor ve silah kalkan kombinasyonu kullanan bir templar nord açtım. paladin gibi takılıyorum şuan. bunu neden anlattım peki size? şunun için; oyunda inanılmaz bir tank eksiği var. dps ve healer olarak dungeon finder'da sıra beklemek gerçekten uzun sürebiliyor fakat tank olarak genelde 1 dakikadan fazla beklemiyorum. yani çantamı boşaltacak süreyi bile bulamıyorum çoğu zaman. bu durum da benim kısa sürede güzel servet kazanmama sebep oldu . yani oyuna yeni başlayan bir oyuncunun, envanter alanını genişletmek, binek almak, meslekler için gerekli sermayeyi kazanmak gibi bir takım gerekliliklerini kısa sürede gerçekleştirdim. tank oynamanın böyle bir avantajı var diyebilirim.

2. tank olmak diğer mmporg'lardan çok daha farklı. yani bütün her şeyin tauntunu üstüme alayım, dps'e healer'a hiç damage kaçmasın durumu yok. zaten iki adet taunt skill'i var oyunda. onlarda alan skill'i değil. yani teker teker bütün trash'e balta saplayıp, ateş atmanız gerekiyor. bu skiller de iyi stamina ve magicka yemekte. yani gözünüze kestirdiğiniz, ağır hasar veren boss veya trash'leri taunt'lamanız yeterli oluyor, fazlası zarar... diğer oyuncular kendi başlarının çareşine bakmak zorundalar maalesef.

3. meslekler önemli. bir an önce başlamanızda fayda var. bütün mesleklere hakim değilim fakat ben blacksmithing ve enchanting ile uğraşıyorum şuan. blacksmithing'de iyi armor ve silah üretebilmek için, sağdan soldan düşürdüğünüz item'ları research etmeniz gerekiyor. bu da gerçekten çok zaman alıyor. mesleklere erken başlamanın temel nedeni bu. diğer nedeni ise, lore'da ilerleyip değişen haritalarda, yükselen hammadde seviyesini farmlayabilecek kadar ileride olmanız gerekiyor o meslekte. yoksa hem leveling hem meslek farm'ı aynı anda gitmez. bunu zaten diğer mmporg'lardan da biliyoruz. ayrıca şunu da eklemek istedim, düşürdüğünüz itemları hemen satmayın. mesela ben düşen heavy armor ve silahları ya deconstruct etmek için yada research'de kullanmak için harcıyorum. deconstruct ederek hem hammadde kazanıyorsunuz, hem de mesleğiniz ilerlemiş oluyor.

4. oyunda ticaret yapmak için bir trade guild'e girmeniz inanılmaz faydalı olacaktır. çünkü auction house tarzı bir yer yok. kendinizi atın bir guild'in içine. hem arkadaş edinirsiniz, daha keyifli olur.

5. oyun güzel. lore tatlı. grafikler hoş. oynayan kitle iyi diyebilirim, role play havasına yatkın. oyun tam bir gençliğini farklı rpg'lerin farklı zindanlarında geçirmiş, büyümüş iş güç sahibi olmuş ama eski günlere özlem duyan adamın oyunu bu. rahat rahat oynayın. tadını çıkarın.

şimdilik gözlemlerim bu kadar. öğrendikçe daha fazla ekleme yapabilirim diye düşünüyorum. birlikte oynamak isteyen arkadaşlar yeşillendirebilir. eu server'ında nord oynamaktayım.

(zancar - 28 Kasım 2016 12:00)

sevgili eşimin skyrim evrenini çok sevmesinden dolayı hevesle aldığı oyun. (benim için ise skyrim algısı müziklerinin güzelliğinden ibaretti. evreni de güzeldi ama azıcık korkmasaydım.) kendisi oyunu kurup oynamaya başladıktan sonra meraklı kedi misali yanına tüneyip bakınıyordum arada. karakter yaratma çok ilgimi çekince bir deneyeyim dedim. amanallam sonra sen bir yarat, bir yarat... maşallah kaşına gözüne, boyuna posuna. taş gibi endamlı high elf'ler mi dersiniz, mini boy olsa da ihtişamlı wood elf'ler mi dersiniz. (elfleri hep seviyoruz.) khajiiit'leri sevmedim ama töbe bir değişik. sekiz tane karakter dolmasın diye silip yeniden yapmaya başladım. sonra eşim kızdı belli bir silme sınırı mı ne varmış, karakter yaratma oyunu değilmiş bu. keşke kızmasaydı tabi, kendi de anladı sonra. çünkü son yaptığım tanrıdan hallice büyücüyü silmedim. azıcık zindan oynayayım derken baktım fıtı fıtı görevleri yapıyorum.şimdi ona bir ton soru sorup oynuyorum bilgisayarı arada elinden aldığım yetmiyor gibi. lockpick'leri heyecandan kırıveriyorum. seviye altı olduğuma seviniyorum. arada kusuyorum.(bozuk yemek yenir mi hiç?) milletin ayak işlerini yapıyorum. (eşim ana görevle yan görevin farkını anlatmıştı, anlamamışım nabalım.) üstüme güzel armor'lar alıyorum. çok eğleniyorum.

bak bir de editletiyor: silme sınırı ifadesi tam olarak doğru değilmiş. server'dan toplu halde siliniyormuş karakterler.

(alli pullu deniz kizi - 13 Ocak 2017 22:31)