Escape (~ Homem em Fuga) ' Filminin Konusu : Escape is a movie starring Rex Harrison, Peggy Cummins, and William Hartnell. A convict sentenced to three years for killing a detective escapes from a prison and goes on the run aided by a local girl.
House of Strangers(1949)(7,4-2441)
Man of the West(1958)(7,2-5714)
Somewhere in the Night(1946)(7,2-2100)
The Late George Apley(1947)(7,1-652)
The Honey Pot(1967)(7,0-1850)
Lured(1947)(7,0-2521)
Address Unknown(1944)(6,8-337)
Down Three Dark Streets(1954)(6,8-638)
Black Widow(1955)(6,8-1848)
The Quiet American(1958)(6,7-1437)
Strangers in the Night(1944)(6,5-369)
So Dark the Night(1946)(6,4-522)
snake, bütün film boyunca sisteme hizmet ederek new york'un sistem-dışı anarşist adasının içine sıçmış olsa da, filmin en sonunda hem amerikan başkanına orta parmağını gösterir hem de dünya barışı hakkındaki samimi duygularını ortaya koyar. filmde cronenberg isimli bir karakter oluşu da unutulmazdır. bu filmi her izleyişimde içtiğim biralar nedeniyle çiş molası vermek zorunda kalıyor ve çişimi yaparken, "sanırım john carpenter düşündüğümden daha iyi bir yönetmen. hatta en iyiler arasında" diyorum. gerçekten öyle!
(enis zenci - 18 Mayıs 2007 23:16)
john carpenter' ın unutulmaz filmlerinden. çok kitsch filmdir, bu kitschliği efsane oyuncuları, atmosfer yaratmadaki başarısı ve 80'lerin unutulmaz kılık kıyafetlerinden alır. carpenter' ın en sevdiğim filmlerinden biridir ayrıca. devasa bütçeli, bol efektli aksiyon-macera filmlerinden sonra bünyeye ilaç gibi gelir. filmin 30. yılına yaklaştığımız şu günlerde saygıyla anıyoruz.(bkz: call me snake)
(xcays - 4 Nisan 2010 15:31)
mahkumların elebaşısı duke rolünde izlediğimiz adam, üzerindeki mareşal üniformasını filmden sonra gökhan kırdar'a bağışlamıştır. http://i.ytimg.com/vi/khtz5gh3uk4/0.jpghttp://steelrat38.files.wordpress.com/…yes-duke.jpg
(yeramyan - 30 Haziran 2010 11:04)
"escape from" filmlerinin ilki efendim, amerika artik suçlularla ve george w bush ile başa çıkamamıştır, hepsini büyük bir hapisane haline getirdiği new york'a kapatmış, etrafina duvar örmüş, yollari mayinlamiş, internet bağlantısını kısmış, mutlu mutlu yaşamaktadır... fakat bir gün başkanın uçağı tam ny'un içine düşer, onu oradan çıkarmak da kurt russel'in oynadiği snake plisskin'e... önce içeriye sızmayı başarması, sonra da başkanı bulup bütün haydutlardan korumaasi ve dişari çikmak isteyen george w bush'u engellemesi gerekmektedir, tahmin ettiğiniz üzere olaylar gelişir...
(portakal - 21 Haziran 2003 18:32)
kurt russell'i kurt russell yapan film...tam anlamiyla bir john carpenter filmi..adamin kariyeri boyunca ne bir tane eli yüzü düzgün olan filmi var, ne de bir tane kült olmayan filmi. böyle de bir dahidir carpenter..
(malmoth - 29 Nisan 2013 23:33)
william gibson, neuromancer'ı yazarken bu filmden etkilendiğini belirtmiştir. larry maccaffery'e verdiği röportaja şuradan ulaşabilirsiniz. hem snake hem de sprawl'a kaynaklık etmiş film.
(muhtar zort - 4 Kasım 2013 22:42)
içinde türk kelimesi geçen filmlerden. ayrıca kahramanımızın susturucu takılmış uzisinin üzerinde hayvan gibi bir dürbün eklenmiştir. mantığını anlayan beri gelsin.--- spoiler ---snake lağımlarda yaşayan hırbolardan kaçarken bir dükkana sığınır. orada tanıştığı seksi hatun türklerle birlikte olduğunu söyler.--- spoiler ---
(shinigami ryuk - 24 Kasım 2013 08:41)
1981 tarihli 1 saat 40 dakikalık john carpenter'ın yönettiği macera-aksiyon-bilimkurgu filmi.1988'de amerika birleşik devletleri'nde suç oranı %400 artmış; new york şehri, tüm ülkedeki en güvenli hapishaneye dönüştürülmüştür. ülkedeki tüm mahkumları barındıran bu hapishane 60 metrelik duvarıyla new jersey sahil şeridini kaplamakta , harlem nehri'nden brooklyn sahil şeridine kadar manhattan adası'nı tamamen çevrelemektedir. tüm köprüler ve su yollarına mayınlar yerleştirilmiştir. birleşik devletler polis gücü, bir ordu gibi adanın çevresine konuşlandırılmıştır. hapishanede gardiyan bulunmamakta sadece mahkumlar ve kendi kurdukları düzen hüküm sürmektedir. tek bir kural vardır: bir kez girdiysen, dışarı çıkamazsın...tüm mahkumları manhattan adasına tıkan bu mutlu mesut amerikan rüyasında olaylar 1997ye kadar sorunsuz devam eder. o zamanlar islami terör olmadığı için komünist bir terörist grup ; ezilen dünya işçileri adına ; başkanın uçağını* içindeki amerika birleşik devletleri başkanıyla birlikte kaçırır. uçak muhtemelen film yapım masrafları daha fazla artmasın diye world trade center yerine onun yakınında ki bir binaya çarptırılır. tabii ki başkan yanına önemli belgelerini de alıp çarpışmadan önce bir kapsülle uçaktan fırlatılmıştır.fakat dünyayı bekleyen çok önemli bir sorun vardır. öncelikle başkan hapishane sınırları içerisine düşmüştür ve burası gece sevgilinizle kol kola dolaşabileceğniz bir yer değildir. etraf yeraltında yaşayan insan yiyen üşütüklerle, oğlancılarla, ve bilimum sıyırmış mahkumla doludur. ikinci problem ise başkanın 24 saat içinde kurtarılması ve rusya , abd , çin arasındaki üçlü tarihi zirveye yetiştirilmesi gerekmektedir.dünyayı kurtaracak adam olarak; tam da hapishaneye yeni düşmüş, eski teğmen, yeni mahkum snake plissken* seçilir. biz onu pek tanımasak da tüm new york'da hangi mahkuma sorarsanız, "ahh evet snake, ama ben onu öldüğünü duymuştum" cevabını alırsınız. dostlarının "snake" düşmanlarının "plissken" dediği bu anti-kahramanımız tüm karizmasıyla, biraz da zoraki olarak göreve başlar, olaylar gelişir...günümüz kriterlerinde değerlendirmenin yanlış olacağı bir filmdir escape from new york. aslında 1981'de çekilmiş düşük bütçeli bir film için iyi bir iş çıkarmış bile diyebiliriz. orijinal bir fikir, hapishaneye dönüştürülmüş bir new york, gökdelene çakılan air force one ve hafif dozaj aksiyon. yine de tüm bunlar filmi üçüncü sınıf bir aksiyon filmi olmaktan kurtaramamıştır. kafalarda "acaba şimdi çekilse nasıl olurdu?" sorusu ile film izlenir ve ertesi güne herşey unutulur.ayrıca (bkz: escape from los angeles)
(ucuncu tekil sahis - 4 Haziran 2004 01:40)
bu filmden michael jackson'un oldukca etkilendigini du$unuyorum, zira manhattan'i yurt bellemi$ haydutlarin cadde ortasindaki $ehir kanalizasyon kapaklarini acarak bir duman icersinde di$ari cikmalari olsun, yirtik pirtik giysiler ve ellerindeki sopalar ile kahramanimizi kovalamalari, evlerin kapilarini ve camlarini kirarak deh$et sacmalari olsun bize filmden iki sene sonra cekilen thriller parcasinin videoklibindeki zombileri hatirlatmaktadir. ayrica filmin kotu karakteri "the duke" 'e $oyle bir baktigimizda birakin sadece zenci olu$unu ve otantik kiyafetini, tip ve duru$u olarak da hik demi$ beat it in klibindeki beyazli adam'in burnundan du$mu$tur.filmde abd ba$kani rolu var ki evlere $enlik.. bu rolde oynattiklari adam oldukca kisa boylu, toparlak, tonto$ ve kel birisi.. yani anlayacaginiz bugune kadar her yerde (gercek hayatta da) filinta gibi, jon gibi bir portre cizen abd ba$kaninin yerinde yeller esiyor.. film, beyaz perdenin me$hur "kotu"'su lee van cleef'in oynadigi son me$hur film olmasi itibariyle onemli addedebilecegimiz bir filmdir, fakat onlardan daha fazla me$hur olmasina ragmen kurt russell'in bir breakdown ve bir unlawful entry filmleri kadar izleyiciyi* ekran kar$isina mihlayamami$tir.
(huger - 12 Eylül 2004 12:36)
fılmın orıjınal muziği dahil tamamı john carpenter'a aittir. burada dikkat edilmesi gereken bir husus "special effects director of photography" dalında james cameron'ın jim cameron olarak adlandırılmasıdır. yani demem odur ki judgement day geliyorum demiş de biz anlamamışız.
(melyche - 14 Eylül 2004 18:52)
Yorum Kaynak Link : escape from new york