Süre                : 1 Saat 12 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Şubat 1947 Perşembe, Yapım Yılı : 1947
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Twentieth Century Fox
Yönetmen       : John Brahm (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Dorothy Bennett (IMDB),Leonard Praskins (IMDB)(ekşi),Raymond Chandler (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : George Montgomery (IMDB)(ekşi), Nancy Guild (IMDB)(ekşi), Conrad Janis (IMDB)(ekşi), Roy Roberts (IMDB), Fritz Kortner (IMDB), Florence Bates (IMDB)(ekşi), Marvin Miller (IMDB)(ekşi), Robert Adler (IMDB)(ekşi), Jack Conrad (IMDB), Al Eben (IMDB), Ben Erway (IMDB), Edward Gargan (IMDB), Reed Hadley (IMDB), Alfred Linder (IMDB), George Magrill (IMDB), Paul Maxey (IMDB), Jack Overman (IMDB), Joe Palma (IMDB), Ray Spiker (IMDB), Houseley Stevenson (IMDB), Jack Stoney (IMDB), Gisela Werbisek (IMDB)

The Brasher Doubloon (~ A Moeda Maldita) ' Filminin Konusu :
The Brasher Doubloon is a movie starring George Montgomery, Nancy Guild, and Conrad Janis. Detective Philip Marlowe encounters a variety of characters while checking on why Leslie Murdock stole a rare doubloon from his mother.


  • "sevilen bir dedektiftir, raymond chandler sağ olsundur, eski zaman artistleri gibidir, çekici, ukala, vurdumduymaz tavırlı, esprili... güzel adamdır."
  • "(bkz: the long goodbye)"
  • "esprili, satranca ve pipoya düşkün dedektif."




Facebook Yorumları
  • comment image

    'lisanslı özel dedektifim, uzun süredir bu işi yapıyorum. orta yaşa merdiven dayamış, evlenmemiş yalnız bir kurdum, zengin değilim. bir kaç defa hapse düstüm, bosanma vakalarına bakmam. içkiyi kadınları, şatrançı ve bir kaç seyi daha severim. aynasızlar benden pek hazetmez, ama anlaşabildiğim bir iki tanesi var. buraların yerlisiyim, santa rosa'da doğdum, annem de babam da öldü, kardeşim yok, bizim meslekte herkese olabileceği gibi, eğer bir gün zımbalanırsam, kimse hayatının temel direğinin çöktüğünü falan hissetmeyecek.'

    diye özetlenebilecek olan kahraman olmaya niyetlenen dünyayı olduğu gibi kabullenen kişidir kendisi.


    (johnwayne - 5 Haziran 2010 03:01)

  • comment image

    en karizmatik roman kahramanlarından biridir. işini iyi yapan insanın duyduğu gururu bu adamın her cümlesinde hissedersiniz. ister müşterisiyle konuşsun ister suçluyla ya da beceriksiz polislerle, cümleleri her zaman bu ağırlıktadır.


    (rhys - 20 Mart 2013 11:51)

  • comment image

    sadece büyük uyku mu? chandler'in bircok romaninda suclularin pesinden kosturmus, ilkeli dedektiftir. james bond gibi durmadan yeni bir heyecan yasayan maceraperest romantiktir. bosanma davalarina bakmaz, kötülük etmez falan fesmekan gibi bi takim prensiplere sahiptir ki, dashiel hammett'in hardboiled dünyasi ve dedektifleri yaninda biraz naif kacabilir marlowe ayaklari. genelde numara aynidir: kitabin basinda marlowe ya bürosunda beklemektedir, ya da bir kapiyi calmaktadir. müsteriyle konusur, müsterisi en basta huysuz serrefsizken marlowe'un hazircevapligi ile yavvastan dize gelir. kitabin ilerleyisi boyunca marlowe arada "neden dünyada böyle serrefsiz insanlar var?" diye düsünerek kendini melankoliye kaptirabilir, dertlenmeyin, hemen gececek, kendisi tekrar ise girisecektir. lakin sam spade marlowe'u kanirta kanirta siker. ve evet benim edebiyattan anladigim budur. kanirta kanirta sikmek.


    (caponsever - 9 Ocak 2004 00:22)

  • comment image

    simdi, philip marlowe prensipleri olan bir dedektiftir. bu durum misal cok sevdigim modern hardboiled polisiye yazari james ellroy'u killandirir mesela. melankolik, yalniz, romantik ve dürüst dedektif tipinin melankolik, yalniz, romantik ve saftirik yazardan kaynaklandigini söylemis, ayni sebepten chandler'i ve romanlarini hakir görmüs, hammett'i tercih ettigini belirtmistir ellroy. kendisine olan saygim bir yana...

    hammett'in karakterleri, gizliden gizliye sahip olduklari ahlaki kodlarini derine gömerler, evet; misal suclularin yaninda masumlarin yaninda olduklari kadar rahattirlar. halbuki marlowe suclularla, mafyayla filan hic anlasmaz. muhabbetini kisa ve sert tutar, eskaza bir güzellik yaptiginda bunu genelde yanlislikla veya baska caresi olmadigindan yapar. ama bunun sebebi diyebilecegimiz marlowiyen sövalyelik dürtüleri hakikaten hakir görülesi midir? kirli bir dünyada yasamaktadir marlowe. o kirin kendi üstüne yapismasindan korkmaktadir sadece. kendine göre bir ahlak anlayisi vardir, polise de fazla güvenmemektedir mesela. yaptiklari yüzünden insanlari yargilamaksizin kendince deger yargilari olusturmustur. o deger yargilari dogrultusunda da tek yaptigi kendisini kirden, suctan korumaktir.


    (caponsever - 29 Ocak 2004 23:30)

Yorum Kaynak Link : philip marlowe