bir bastille şarkısı. sözleri dan smith tarafından yazılmıştır.

look who's digging their own grave
that is what they all say
you'll drink yourself to death

look who makes their own bed
lies right down within it
and what will you have left?

out on the front doorstep
drinking from a paper cup
you won't remember this

living beyond your years
acting out all their fears
you feel it in your chest

your hands protect the flames
from the wild winds around you

ıcarus is flying too close to the sun
and ıcarus's life, it has only just begun
ıt's just begun

standing on the cliff face
highest fall you'll ever grace
ıt scares me half to death

look out to the future
but it tells you nothing
so take another breath

your hands protect the flames
from the wild winds around you

ıcarus is flying too close to the sun
and ıcarus's life, it has only just begun
and this is how it feels to take a fall
ıcarus is flying towards an early grave

you put up your defences when you leave
you leave because you're certain
of who you want to be

you're putting up your armour when you leave
and you leave because you're certain
of who you want to be, oh

ıcarus is flying too close to the sun
and ıcarus's life, it has only just begun
this is how it feels to take a fall
ıcarus is flying towards an early grave

(safkan ogretmen ailesi cocugu - 1 Haziran 2015 16:39)

mitolojiye göre icarus ya da asıl yazımıyla ikaros daedalus'un oğludur. babası ikarus'a mum ve tüyden kanatlar vermiştir ve onu ne çok alçak ne de çok yüksek uçmaması için uyarır yoksa kanatları ya denizden tıkanacak ya da güneşten eriyecektir. fakat yolculuğu sırasında icarus güneşe çok yakın uçar ve kanatları erir. ve denize düşerek hayatını kaybeder.

bu nedenle düştüğü sular adı ardından anılır. icarian (bkz: ikari denizi) ismi bu hikayeden gelmektedir. önceki entryimde sözlerini yazdığım bastille parçası için dan smith'i tekrar tebrik ediyorum...

ıcarus is flying too close to the sun
and ıcarus's life, it has only just begun

(safkan ogretmen ailesi cocugu - 3 Temmuz 2015 15:29)

yunan mitolojisinde, kendine balmumundan kanatlar yapan ıcarus, göklere yükselip uçmaya başlar, kendini alamayıp güneşe çok yaklaşınca kanatları erir ve yere düşer. ıcarus, rönesans avrupası'nda, gurur ve kendini bilmezlikle özdeşleşmiştir.

(cantaloupe - 30 Ağustos 2016 13:33)

biraz melodik metal ve biraz da pink floyd eklendiğinde ortaya çıkan monkey3 eseri. post rock severler için kaçırılmaması gereken bir tren.

(givemesomesubstance - 23 Kasım 2016 15:52)

netflix'de yeni yayina girmis belgesel. rusya ve rusya'nin devlet destekli doping programina dair cok carpici iddialari arastiriyor.

(loosey - 5 Ağustos 2017 15:12)

grigory rodchenkov'un itiraflarıyla iyice ayyuka çıkan, rusya ve doping hadisesini konu edinen belgesel.
9/10

(spengler - 10 Ağustos 2017 16:40)

belgesel'in yönetmeni bryan fogel aynı zamanda amatör bisikletçi.

armstrong olayından yola çıkıyor. sistemin nasıl alt edileceğinin ve dopingin vücuda nasıl etki edeceğinin kanıtını göstermek için amatörlerin tour de france'ı denilen bir yarışa katılıyor^* 14üncü oluyor. ''ilk 10 ile aramda dağlar kadar fark var, onlar kesinlikle farklı bir seviye '' diyor.

(bundan sonrası biraz spoiler)
daha sonra ucla labaratuvarlarının da kurucularından abd'li bir amcaya yanaşıyor(ona nasıl ulaşıyor hiç bilmiyorum). '' bana sistemli doping verin ne kadar güçleneceğimi ve wada'nın doping testlerini nasıl alt edeceğimi belgeleyeceğim '' diyor.

abi, ben ''yapmam ama omurgasız bir rus var, o yapar'' diyor ve skype ile grigory'ye ulaşıyor. bunlar işi grigory'nin bir ara los angles'a gelmesi ve beraberinde bryan'ın sidik örneğini kaçırmasına kadar işi ilerletiyorlar.
bryan grigory'nin gözetiminde düzenli olarak doping alıyor ve idman değerlerini profesyonel kişilere ölçtürüyor. bir sene önceye göre yüzde 20 performans artışı yaşıyor.
tam bir sene sonra aynı amatör yarışa katılıyor ve ilk 4 günü ilk 10 içinde geçiyor ancak sonra bisikletinde bir arıza olduğu için 25. falan bitiriyor.

tam o arada ruslara karşı başlatılan doping avı ayyuka çıkıyor ve grigory'nin göt inanılmaz tehlikeye giriyor. zaten oradan sonra belgeselin de yönü tamamen buna kayıyor. grigory istifa ediyor ve ülkeden kaçıyor vs.vs.

belgesel'de yıllarca dopingin sistemlice yapılmasını yönetmiş grigory şirin gösterilmiş bence (evet çok renkli bir karakter ama bu onu masum yapmıyor aq).
bunun dışında her ne kadar rusya kadar hükümet eliyle olmasa da, diğer ülkelerin de ne bok olduğu ortada, ona pek değinilmemiş.

ama onun dışında hem rusya'nın nasıl bir sistemli psikopat olduğu hem de bu işlerin artık nasıl mide bulandırıcı hale dönüştüğünün çok iyi bir portresini çiziyor. kaliteli belgesel.

bryan fogel : they’re all doing it. ıt led me to think, “what is wrong with the system?” rather than “what is wrong with lance?”.

(mvpatakan - 13 Ağustos 2017 07:42)

bazı gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarparken gerçeklerin her zaman yeterli olmadığı gerçeğini tekrar bize hatırlatan bir belgesel. belgeselde rusya örneği üzerinden hareket edilmiş ancak doping belasına bulaşan hemen her ülkede durum aşağı yukarı aynı. bu ülkelerden birisi de maalesef biziz. siyasi güç ve gücü perçinleme aşkı sporun ruhunu öldürüyor.

belgeseldeki putin'e karşı duyulan güven grafiği dikkat çekiciydi. soçi öncesi ve sonrası inanılmaz bir değişim söz konusu. o grafik üzerinden devlet destekli dopingi bir temele oturtmak mümkün. belgeselin 1984 ve george orwell ile desteklenmiş olması da bence grafikle doğrudan bağlantılı. milli benliğini ön plana alan toplumlar için bu tarz başarılar fazlasıyla kıymete değer. biz de bu tarz bir toplum olduğumuz için siyasiler kendi güçlerini perçinlemek için gencecik sporcuları bu bataklığa sürüklüyor.

(coyg - 14 Ağustos 2017 23:27)

izleyen herkesin son zamanlarda izlediğim en iyi belgesel, şeklinde nitelendirdiği bir netflix yapımı. kesinlikle tüyler ürpertici bir belgesel. sporun amatör ruhtan arındırıldığı ve profesyonelleştiği günümüzde nasıl iğrençleşebileceği ve milliyetçilikle birlikte nasıl milyarlarca insanın kandırılabileceğinin çok net bir belgesi olmuş.

rusya'nın ve öncesinde sovyetler birliği'nin propaganda amacıyla nasıl iğrençleşebileceğini görüyoruz. eski adıyla kgb'nin de içinde olduğu, uluslararası bir doping komplosunun nasıl teşkil edildiği anlatılıyor belgesel boyunca. devlet başkanından spor bakanına, ulusal olimpiyat komitesinden ulusal anti-doping ajansına inanı şaşkınlığa sürükleyen bir zincirden bahsediyoruz.

peki, binden fazla sporcunun karıştığı bu devlet destekli komplo sonrası ne oldu? rusya hâlâ enterne edilemedi, hâlâ uluslararası spor organizasyonları düzenliyor, hâlâ uluslararası müsabakalara ortadaki şaibe kaldırılmadığı hâlde ülke olarak katılabiliyor. en ürkütücü yanlarından biriyse soruşturmanın derinleştirilememesi. sovyetler döneminde başlayan bir doping skandalından bahsediyoruz. en az 8 yaz ve 8 kış oyunlarından bahsediyoruz. sayısız avrupa ve dünya şampiyonasından bahsediyoruz.

(global village - 17 Mart 2018 19:17)

beni spor izlemekten komple soğutan belgesel. fikir olarak dopingin yaygın olması benim için şok edici olmadı. ama bunun bu kadar sistematik bir biçimde, sporcular da dahil olmak üzere herkesin bildiği, uyguladığı, kabullendiği ve düzgün denetimden geçmeyen bir süreç olması gerçekten üzücü ve heves kırıcı. belgeselde de söylendiği gibi bunun tek bir ülkeye has olduğunu zannetmiyorum. insanlık yine yarattığı güzel şeylerden birini kendi elleriyle mahvetmiş. bir daha olimpiyat vs. izler miyim gerçekten emin değilim.

(bardged - 17 Mart 2018 22:57)