chicago'da dogup buyuyen ancak geleneklerine goreneklerine bagli ve yunan olmaktan sonuna kadar gurur duyan bir ailenin kizinin bir amerikali ile tanismasi ve evlenmeye kalkmasi uzerine cok eglenceli bir film. basroldeki nia vardalos ayni zamanda senaryoyu da yazmis.

(kereste - 29 Temmuz 2002 18:15)

muson dugunu'nu bile mumla aratacak kadar kotu ve klise, bence bu film. butun o, vatanindan uzakta, abd`de, ingiltere'de vs. yasamini surduren, orada iyi kotu kok salmis yasli kusak ve diaspora'da dogmus ve buyumus, dolayisiyla etnik bilinci olmayan genc kusak catismalari var burada. hersey, herkes oylesine stereotip ki, basliktaki 'greek'i cikarin, yerine mesela 'armenian' vs. koyun, iste filmde gosterilen kulturel ogeleri, ermenilere uyarlayin, ayni filmi elde edeceksiniz. muson dugunu'nde en azindan hint filmlerinde gosterilmesi tabu kabul edilen ensest iliskilere, ufak da olsa deginilmis, standarddan bir nebze uzaklasilmisti. burada da en kucuk bir rahatsizlik yok, bol bol gurultucu yunan tiplemesi, bol kahkaha, aski icin herseyini fedaya hazir amerikali, cekirdek amerikan ailesi, ve tabii ki mutlu son var. sikinti verici...

(willy van der kerkhoff - 22 Ağustos 2002 00:15)

5 milyon dolara yapilip, hali hazirda 60 milyon dolar hasilati gecmesiyle, su anda blair witch project ve crouching tiger hidden dragon'dan sonra en fazla kar yapmis bagimsiz film. halen gosteriminin surdugu dusunulurse onlari gecme ihtimali de var. bu arada, turkiye'de gosterime girmeyecegini tahmin etmekteydim ve fakat eylul ayinda vizyona sokulacagini yeni ogrendim.

(tramell - 1 Eylül 2002 13:35)

basi sonu belli bir film olmasina, her kalitede esprilere sahip olmasina ragmen eglenceli bir gercek hayat insani filmi. yunan-amerikan birinin kendi anavatan kulturunu elestirme kilifinin yani sira yerinde wasp tesbitleri olan bir film.

arka plana gercersek, filmin produktorunun tom hanks ve yunan asilli esi rita wilson oldugunu, filmin aslinda nia vardalos'un kendi hayati uzerine yazdigi tek kisilik oyunundan yine kendisinin uyarladigini soyleyelim. bu hanim second city'li oldugu icin olacak film chicago'da geciyor, ama standard chicago^* filmleri gibi cekimler daha ucuz olan ikiz sehir torontoda yapilmis.

(celikmetre - 3 Eylül 2002 03:10)

yunanlilarin herseye sahip cikmasi sorunsali'na parmak basan eglencelik bir hollywood filmi. $ahsen uzun zamandir bir filme gulmedigim kadar guldum, ustune ustluk yunanlilarin turklere ne kadar benzedigi konusunda da cok ince detaylara rastlamak mumkun filmde. film ba$roldeki nia vardolos'un gercek hayatina dayaniyor, vardolos once bu hikayeyi stand-up olarak sahneye koyuyormu$ sonradan, i$i azitip senaryo yazmi$, ustune bi de filmde ba$rol oynuyor kendisi. 6 eylul'de ulkemizde kalbinin sesini dinle adi ile vizyona girecek.

(neen - 4 Eylül 2002 13:44)

siradanligiyla ic sikan, televizyon filmi standartlarinin bir adim otesine gecemeyen, oyunculari (ozellikle de evlenecek cift) arasinda zerre kimya olmayan, "e madem etnik ogeler kullaniyorsun bari adam gibi muzik ve dans koysaydin be kardesim" dedirten ve hemen hic guldurmeyen bir romantik komedi musveddesi. (bkz: cin iskencesi).

(electric cafe - 7 Eylül 2002 02:17)

amerikalı erkeğin binbir kötü davranışa, işkenceye maruz kaldığı, ortodoks kilisesinde vaftiz töreni sırasında holy water ile boğulma tehlikesi geçirdiği, yunan ailenin her dediğine boyun eğdiği, kendinden had safhada ödünler verdiği bir film...yunan lobisi iyi çalışmış, amerikalıların rumları hoş tutma taktiği yine gündemde..yunanistandan gelen geleneksel babaannenin "pis türkler, çirkin türkler" diye ortalıkta gezinmesi de ayrı bir tat tabii..

(wrathful lilith - 19 Eylül 2002 18:15)

bir sahnesinde "sen turksun, beni kaciriyorsun" diyen babaanneye "savas bitti turklerle dostuz" denilen, babaannenin ortalikta oyle dolasmasi komedi kapsaminda olup gocunulmamasi gereken, turk ve yunan kulturlerindeki benzerliklerden dolayi bize daha bir komik gelen oldukca basarili film.

(honour - 26 Eylül 2002 23:30)

"in the end we are all fruit..."
filmde fotula'nın babasının sarfettiği bu laf birçok şeyi anlatmaktadır: etnik çeşitliliğin öcü olmadığını mesela. neden böyle dediğini anlatmak için ise uzuuun uzuun yazmak gerekir. o yüzden izleyin derim ben.

çok eğlenceli bir film ve birçok gerçeği yansıtıyor. ayrıca da 90-60-90 olmayan aktrislerin de var olduklarını hatırlatıyor.

(cosmic girl - 18 Ekim 2002 12:21)

amerika'da okulda izledigim ve cikista amerikali arkadaslarin neredeyse hepsinin turklrle ilgili sakalar uzerine bana sorular sormalarina neden olmus bir film

(antihistaminik - 20 Kasım 2002 10:50)

amerika hasılatı 225 milyon $ civarında su sıralar.

(neon tetra - 20 Kasım 2002 11:31)

yunan kültürünü iyi tanımayanlara aramızdaki birçok benzerliği gösteren bir film.

(murdock - 20 Kasım 2002 11:54)

soyadlari portakal olan 60larda amerikaya gocmus bir yunan ailesini merkez alarak chicagodaki yunan toplumunun yasantisini anlatan, bu arada da araya bir evlilik sikistiran komedi filmi.. komik unsurlari genelde kulturler arasi farkliliklardan kaynaklanan durumlara ve slapstick e dayaniyor.. (bkz: hollywood girgiriyesi)

(lestat de lioncourt - 24 Aralık 2002 20:18)

amerikalı amerikalı diye refere edilen genç aslında bir italyanı canlandırmaktadır. hasılatı 300 m$a yaklaşmış bir mucize gözüyle de bakılabilir. imdbden öğrenildiği kadarıyla tv seriesi çekim aşamasında olup 2003 tarihinde hazır olacakmış.
portokatlos^* ailesinin maceraları gerçekten izlemesi ilginç bir tv serisi olacaktır.^*
genel olarak izlemesi zevkli, kültürümüzle olan benzerlikler yüzünden eğlenceli hale gelen bir film.
filmde türklere gönderme yapılan yerler yazılarak filmin ne amaç taşıdığını özgür iradenizle anlamanız istenmiştir. herhangi bir polemik elbette oluşmayacaktır.
7. dakika civarında babaanne kılıklı teyzenin^* greece'ten gelerek oğluna kapıda
"listen up ugly turk,you are not kidnapping me" demesiyle başlamaktadır.^*
25. dakikada "bloodthirsty turks"
74. dakika civarında türklerin ve almanların yunanlıları köylerinden nasıl kovduklarıyla ilgili bir hikaye. ve yaşadığımız için şanslıyız gibi bir cümle ile filmin en duygusal anlarından birinin oluşturulması.(doğruluğunu tartışmak saçma ama polemik olması daha saçma olacak)
bunların dışında yırtık dondan fırlayan babaanne kılıklı teyzenin^* sürekli bir yerlerden çıkıp türklere laf atması fakat filmin sonuna doğru "ulan ben ne yapıyorum" diyip gelin kızımıza güzel bir sürpriz yapması akıllara durgunluk veren bir senaryo örneğidir.
filmin verdiği vereceği mesaj ise yunanlıların büyük ailelere sahip olduğu,geleneklerini yaşatmaya çalıştıkları,birbirlerine destek oldukları ve kız çocuklarından beklenenin evlenip çocuk makinası olma görevlerini yerine getirmeleridir.

(ozdek - 3 Ocak 2003 01:30)

bunu sevenler: (bkz: bend it like beckham)

(portakal - 24 Ocak 2003 21:49)

sirin bir film, gercekten de yunanlilarla turklerin benzerliklerini gorebilecegimiz, bazi yerlerde icimizi siksa, cok klasik bir senaryosu da olsa komik, eglenceli, izlenebilir bir film

(shiba - 26 Ocak 2003 13:50)

soundtracklerinden biri olan "istanbul coffee house" aslinda bizim atadan kalma "karanfil oylum oylum"dur.

(catch22 - 19 Şubat 2003 11:43)

aman cok tutuldu bu film hadi dizisini de yapalim, suyunu cikaralim dyerek, dizisini de cekmeye bashladilar su sira...

(minik sincap - 9 Mart 2003 00:35)

izledikten sonra bir yunanli hatunla evlenesim gelmistir..gercekten guzel bir film, turk ve yunan kulturunun ne kadar ic ice oldugunu bir kes daha gozler onune seriyor..en sevdigim karakter babaanneydi, super bi kadin gorsem elini opucem o kadar yani..^**

(frot - 29 Mart 2003 06:46)

televizyon filmi olmak için bile çok basit, ne ara nası hangi kişiler tarafından ilgi gördü de dizisi çekilmeye başlandı yarab!

uzo ve bunak ninedir tek atraksiyonu, gerisi olmasa da olurmuş.

(mortifera - 29 Mart 2003 06:58)