Churchill ' Filminin Konusu : Churchill is a movie starring Brian Cox, Miranda Richardson, and John Slattery. 96 hours before the World War II invasion of Normandy, British Prime Minister Winston Churchill struggles with his severe reservations with Operation...
Autumn Lights(2016)(7,3-3561)
Glossary of Broken Dreams(2018)(7,2-3441)
Capsule(2016)(6,2-6686)
I Kill Giants(2018)(6,2-23288)
Braven(2018)(6,1-22882)
Vigilante Diaries(2016)(5,9-5239)
Skybound(2017)(5,5-3668)
The Northlander(2016)(5,4-3243)
Distorted(2018)(5,3-4816)
The Vatican Tapes(2015)(4,9-14555)
Moontrap: Target Earth(2017)(4,7-3218)
The Con Is On(2018)(4,6-5384)
nobel edebiyat ödülünü destansı uzunluktaki ikinci dünya savaşı tarihini anlatan eseriyle almıştır. sevdiğim laflarından birisi ''öldükten sonra cennetteki ilk bir milyon yılımı resim yaparak geçireceğim'' dir. kendisi ressamdır, ama güvensizlikten hep başka imzalar atmıştır resimlerine. başka bir ressam olan hitler ile savaşmış, kazanmıştır, öyle ya da böyle.
(otisabi - 20 Mart 2002 09:59)
bir davette sosyetik bir "madam" ilen yaptığı anlatılan sohbet şöyleymiş:+ hanımefendi, beş milyon pound karşılığında benimle yatar mıydınız?- aman tanrım! bay churchill... hmm, sanırım şartları konuşmamız gerekirdi+ peki beş pound karşılığında benimle yatar mıydınız?- bay churchill, siz beni nasıl bir kadın sanıyorsunuz?!+ onu zaten belirledik. şimdi fiyatta anlaşmaya çalışıyoruz.
(martin edilen - 16 Ocak 2009 13:57)
anglosakson demirel.
(vertical sync - 11 Şubat 2010 12:42)
"uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler."
(silver apple - 25 Eylül 2010 19:13)
"demokrasi karsiti en iyi arguman averaj bir oyverenle bes dakikalik muhabbettir" lafinin sahibi kisi.(the best argument against democracy is a five minute conversation with the average voter)
(plainwalker - 4 Mayıs 2003 00:51)
ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere başbakanı churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş. radyoevinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş: “beni yarım saat bekleyebilir misin?” karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför: “özür dilerim sör, ama başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.” churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin uzatmış. şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş: “sikerim churchill’i, sizi bekliyorum efendim.
(14 love - 6 Nisan 2012 15:09)
norveç'e savaş açıp bu ülke üzerinden isveç'in kuzeyindeki demir madenlerine ulaşmayı planlayan, bu amacını belli eden ve hitleri norveç'e savaş açmaya zorlayan adam. norveç savaşa girdikten sonra ki tepkisi "düşmanımızı böyle bir tuzağa çekmekten memnunuz" olmuştur. norveçlilerin düşüncesini soran olmamıştır konuda.
(staberinde - 19 Şubat 2001 19:23)
1940'ta hitler'in başarılarını kıskanan mussolini yunanistan'a saldırır. yunanlılar saldırıyı karşılar ve durdururlar. bu stabil ortamda churchill yunan hükümetine ingiliz desteği kabul etmesi için baskı yapmaya başlar. amacı almanya'ya karşı büyük birleşmiş balkan hayali ve bu savaşın mümkün olduğunca yayılmasıdır. yunanistan, ingiliz desteğini kabul ederse almanların italyan tarafında olaya karışacağından çekinir ama 9 aylık baskı sonunda nihayet kabul eder. almanlar olaya karışır, yunanlıları, ingiliz destek gücünü, ingiliz akdeniz donanmasının büyükçe bir kısmını 5 haftada halleder bırakır. bulgaristan, yunanistan'a yapılacak saldırı için lazım olduğundan almanlarla zorunlu müttefikliğe itilir.
(staberinde - 19 Şubat 2001 19:32)
1940 yılı, general o'connor komutasındaki 22bin kişilik ingiliz keşif grubu (bkz: desert rats) 350bin kişilik italyan libya kuvvetlerini bozguna uğratır, çölde haraket ve lojistik organizasyonuyla ilgili bütün rekorları kırarak libya'nın yarısını ele geçirir. libyanın kalan yarısını ele geçirmek için minimal bir cephane ve petrol desteği lazımdır.churchill sahneye atlar. o'connor'ın en iyi birliklerini alır ve yunanistan'a yollar. yunanistan'da yenilir. o sırada libya'ya rommel inmiştir. kuzey afrika'daki mücadele, churchill'in dehası sayesinde, 1943 yılına kadar sürer.
(staberinde - 19 Şubat 2001 19:39)
bir siyasetçinin önde gelen özelliğinin ne olması gerektiği kendisine sorulunca, şu cevabı vermiş politikacı;"yarın, önümüzdeki ay, önümüzdeki yıl neler olacağını şimdiden söyleyip, zamanı gelince de neden gerçekleşmediklerini açıklamak."
(nick dedigin - 18 Mart 2013 01:23)
hayati boyunca 24 ocak tarihini ugursuz bellemis, bunun ötesinde çok korkmus, babasi da bir 24 ocak'ta öldügünden kendisinin de ayni gün gidecegine inanmis, ve hakikaten 24 ocak 1965'te hakkin rahmetine kavusmustur.halley'in gözüktügü gün dogup da tekrar gözüktügü gün ölecegine inanan ve cidden de öyle olan mark twain gibi, insanlarin nasil kendi ölüm tarihlerini etkileyebildigini, descartes'in mind-body ayriminin cilvelerini gösterir bu zannimca. hatirliyorum, kanadali bir yazarin yazdigi "the summer my grandma was supposed to die" diye bir hikaye vardi, orda da yasli kadin -bir musevi adetine göre- bosandigi kocasiyla ölümünden sonra bulusmak için ondan en az yedi yil sonra ölmek gerektigine inaniyor, ve senelerce korkunç hasta, bir bitkiden farksiz yatalak oldugu halde sirf bunun için yedi yilin geçtigi yaza kadar dayaniyordu (son kisim entry basligindan sapti biraz, evet)
(lacrima - 4 Mart 2001 19:21)
dresden bombardımanı'ndan sorumludur. dolayısıyla yargılanmamış bir savas suçlusudur. aynı şekilde, (bkz: harry s truman) ve (bkz: atom bombası).
(gandy phoebus - 9 Eylül 2003 20:25)
bernard shaw ile hiç geçinemezlermiş.irlandalı yazar bernard shaw, pygmalion adlı oyununun galasına davet ettiği winston churchill’e şu notu iletir: “pygmalion’un ilk gecesi için size iki bilet ayrıldı. bir dostunuzu da getirin, eğer varsa...”churchill, böylesine iğneli bir davetin altında kalmaz: “ilk gece gelemiyorum. ikinci gösteriye gelebilirim, eğer olacaksa...”
(anouschka - 11 Mayıs 2013 00:39)
kendisi 1965'te vefat ettiği halde papağanı hala ileri geri konuşan eski ingiltere başbakanı. churchill'in papağanlarından biri olan 104 yaşındaki charlie, churchill'in kendisine öğrettiği gibi ve sahibinin karakteristik ses tonuyla hala adolf hitler'e ve nazilere küfrediyormuş.
(uzum - 21 Ocak 2004 10:05)
2. dünya savaşı esnasında almanlar ruslara saldırınca, ruslarla ingilizlerin arasında dayanışma olmuş ve buna binaen churchill başında iskoç bir general olan askeri heyeti moskova'ya yollamış. askeri heyet gitmiş gitmesine ama ruslar ingilizlere pek güvenmediği için heyete ne yer gezdirmiş ne bilgiler vermiş. churchill iskoç generalden bilgi beklerden, hiç bir şey alamayınca sinirlenmiş bir mektup yazmış:sayın general, hükümetimiz moskova'da yağan yağmurdan hoşnut, bununla birlikte başka şeyler de öğrenmek isteriz.general de cevap vermiş:sayın başkan, moskova'da yağmur yağdığını sizden öğreniyorum, zira bizim pencereden bakmamıza bile izin vermiyorlar.
(baranba - 27 Kasım 2015 22:19)
purosuyla ağzından köpükler saçarak sağa sola saldırmasıyla ünlü ingiliz devlet adamı. birgün avam kamarasında stalin'i överken avam kamarasındaki temsilcilerden birinin " sen stalin'i övüyorsun" diye çıkışması üzerine "hitler cehenneme saldırsa, bu kürsüden şeytanı da övecek iki şey söylerim" cevabını yapıştırmıştır.
(neceflimasrapa - 29 Eylül 2004 21:03)
churchill ölüm döşeğindedir ve kızının evinde kalmaktadır. yatalaktır, bilinci zaman zaman gidip gelmektedir. günlerden bir gün kapıya bir gazeteci dayanır, churchill'le röportaj yapmak istemektedir. churchill o sırada salondaki yatağında yatmaktadır. kapıyı damadı açar. gazeteci churchill'le görüşmek istediğini söyler. damadı alçak sesle gazeteciye durumu izah eder:- kendisiyle görüşebileceğinizi sanmam, zira son günlerde iyice kötüleşti, bilinci yerinde değil, bizimle dahi konuşmuyor, konuşunca da saçmalıyor.gazeteci ısrar eder. damat da adamı churchill'in yanına alır. churchill'in gözleri açıktır, ama kendinde olup olmadığı belli değildir. gazeteci sorar:- sayın churchill, siz bütün dünyanın takdirini kazanmış bir politikacısınız, peki, sizin özellikle beğendiğiniz, hayran olduğunuz biri var mı?churchill'den cevap gelmez. gazeteci uzunca bir süre bekler. damat yanlarına yanaşır, yine alçak sesle:- bakın, size demiştim, kendinde değil, eminim ne sorduğunuzu dahi anlamamıştır, boşuna çabalıyorsunuz, sizinle konuşacağını sanmam. gazeteci biraz daha bekler, tam vazgeçip gitmek için toparlanırken churchill'den cevap gelir:- mussolini'yi çok takdir ediyorum.gazeteci bir an şaşkınlığa uğrar, sonra devam eder:- ama nasıl olur? siz mussolini ile savaşta düşmandınız. dahası mussolini'den nefret ettiğinizi de biliyoruz, şimdi neden kendisini takdir ediyorsunuz?churchill yine sessizliğe gömülür. damat fısıltıyla devam eder:- işte, demedim mi, ne söylediğinin dahi farkında değil, iyice çıldırdı artık, saçma sapan konuşuyor, bence boşuna çaba harcıyorsunuz. gazeteci yine bekler, tam kalkmak üzereyken churchill ses verir:- damadını astırmıştı da ondan..
(geven - 3 Temmuz 2005 17:25)
askeri tarihten bihaber suserların israrla göklere çıkardığı ayyaş politikacı, güçlü hitabet adamı, undercredit ressam. bilgisizlik had safhada olunca, saçmalamak kaçınılmaz oluyor. yorumumuza başlarken rahmetli uğur mumcu'yu sevgi ile anıyoruz. çekirdekten asker, kurmay subay, başkomutan, mustafa kemal; içkisi ile askerliğini hiçbir zaman bir tutmamış, çizgisini hep ayırmıştır. ben okuduğum herhangi bir kaynakta; mustafa kemal'in çanakkale'de, trablusgarb'da, ırak'ta, sakarya'da, büyük taruz'da,* viski şişesi ile gezip, astlarından uçuk kaçık isteklerde bulunduğunu okumadım. en zor'u 57. alay'a verdiği "size taruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum" emridir, mecburen vermiştir. paşa'nın politika hayatını, diplomasi yemeklerinin ortamını hele hele özel hayatını, başkumandanlığı ile karıştırmayın.*hiç okumadığınızı&bilmediğinizi gördüğümüz (bkz: dresden bombardımanı) ikinci dünya savaşı'nın ingiliz cephesindeki gerçek kahramanları* şişko vinstın değil, bilgisizce sövdüğünüz aristokrat ingiliz generallari ve belki de**bletchley park'ta enigma'nın şifrelerini kıran cesur ingiliz şifre kırıcılarıdır. raf'ı*, destek veren kadın gönüllüleri ve radar operatörlerini unutmuyoruz. gerçek kahramanlar, hep en az görünenlerdir.[askeri tarihten bir haber olmanıza üzülüyor, daha fazla gülmek istemiyoruz. mizahı şuradan sürdürelim.**]çörçil'i severim. şişko patates, gerçektende savaş sırasında bir inat ölçüsünde kararlı durmayı başarmıştır. ama, sonuçta yaptıkları savaşın nihai sonucunu etkilemekten çok şov adamı kimliği altında gelişmiştir. sabahları geç kalkacak, kahvaltısını yatağında edip, banyo keyfini aksatmayacak kadar rahatına düşkün vinstıncıkımız, en az hitler kadar şovmen'dir ve malesef askeri açıdan direkt cephe tecrübesi olan onbaşı hitler'den geridedir. (zaten ikinci dünya savaşının nihai sonucu manş hattında değil, doğu cephesinde yazılmıştır. bu ayrı ve uzun bir entry'nin konusudur.) kitleler zor zamanlarında bir lider görmeye şartlanırlar. zor zaman liderlerinin bazıları çok yönlüdür ve ilgilendiği her alanda çok iyidir*. çoğunluk ise ekranda iyi gözükür ama arka planda; askeri anlamda, politik anlamda, kültürel anlamda, vs. zayıftır. çörçil'i ikinci guruba dahil etmek, ikinci dünya savaşında yaptıklarına, çabasına bir saygısızlık ve bok atmak değildir. sadece gerçekci olmaktır.ilgili bir not: vinstın amcam o çok üstün askeri bilgileri ile, çanakkale'yi yalnızca deniz yolu ile geçip istanbul'u alabileceğini düşünmüş, süper planını ingiliz kabinesine kabul ettirerek, çanakkale destanımızın doğuşuna ön ayak olmuştur. kendisinin 1915-39 arasındaki mecburi ve uzun kariyer suskunluğunun, askeri yeteneklerini arttırmadığını ekler, çanakkale'nin kahramanlarını içki masasına meze etmemenizi hatırlatırız.şimdi engin bilgilerinizle düşünce üretmeye devam edebilirsiniz. **.
(anoktale - 21 Aralık 2004 19:41)
laf cambazıdır kendisi.. hakkında bazı anekdotlar:amerikalı bir tiyatro yazan, bir eserinin ilk temsil edilecegi gece için churchill’e bir çift davetiye göndermi$ ve bir de not eklemi$:— davetiyelerden biri sizin için, digeri de bir dostunuz için, $ayet varsa...churchill, te$ekkür ederek cevap vermi$:— eserinizin ilk temsiline gelemeyecegim.. ikincisine gelmeye çalı$ırım, $ayet oynarsa...bir diğeri;avam kamarasındaki bir konu$ması sırasında devamlı "adamlar" (insanlar anlamında kullanarak) diye hitap ediyormu$.. kadın parlamenterlerden biri ayaga kalkıp churchill’e müdahale etmi$..— burada yalnız adamlar degil, kadınlar da var.. niçin ikisine birden hitap etmiyorsunuz?churchill "adam" sözünün kadınları da kapsadıgını ifade etmek için:— adamlar kadınları da kucaklar, diye cevap vermi$.bir ba$kası:85. yas günü kutlamalarına gazetecileri de çagırmı$.. parti çok kalabalık olmu$ ve ne$eli geçmi$.. davetli gazeteciler veda edip ayrılırken churchill için bir temennide bulunmu$lar:— efendim yüzüncü ya$ gününüzü de böyle ne$eyle kutlamayı dileriz...— elbette kutlarız. kendinize iyi bakarsanız niçin olmasın?...
(mavimor - 30 Ekim 2005 15:13)
"sampanya soguk, buyuk miktarlarda ve bedava olmalidir" vecizesinin sahibi, ayrica icince sapittigi soylenir, hatta su meshur anektod churchill'e aittir; bir partide bir bayan yaklasarak churchill'e "biraz sarhossunuz sanirim" der, alacagi cevap ise "ben yarin ayilacagim ama sen hala cirkin olacaksin" olacaktir. bu adama nobel baris odulu vermek istediler ama ikinci dunya savasinin en baskin figurlerinden olan birine bu odulu vermek pek de uygun kacmayacagi icin yerine edebiyat odulu verdiler. ne yazdigini ise bilemiyorum, anilarini filan yazmistir herhalde..
(kitkat - 14 Eylül 2001 03:00)
Yorum Kaynak Link : winston churchill