ne kadari gercek ne kadarina dokunulmus bilmiyorum ama kesin olarak soyleyebilecegim tek sey mutlaka izlenmesi gereken bir film oldugu. abarti felaketler, bir o kadar gercekustu mucizeler yok bu filmde. ona ragmen duygusallik var, farkinda olmadan yuzunuzde neden oldugu gulumseme var. yasli bir adamin safligi var. bundan yararlanmak isteyen gercek kotu ya da tam tersi iyilik melegi insanlar yok. sadece insanlar var, senin benim gibi. iyi niyet var, adanmislik var, yurru bee dedirten sicacik yasli bir amca var. super bir film var ve pisman olan olursa bana firca atabilmek icin mesaj fasilitesi var.

(winters - 13 Ocak 2007 02:14)

bir yol hikayesi. sadece yeni zelanda'dan amerika'ya değil, rüyadan zafere giden bir yolculuğun hikayesi.

--- spoiler ---

film boyunca sadece burt munro'nun bonneville salt flatsa vardığında gözlerin dolu dolu olması hatta kalp rahatsızlığına, yanmış bir bacağa, durmak için devrilmek zorunda olmasına rağmen gülümseyerek başarının keyfini çıkarması tek kelimeyle müthişti.

--- spoiler ---

(slam drunk - 1 Şubat 2009 21:35)

motorcuların, bisikletçilerin... ya da iki tekerle sınırlandırmaya gerek yok; hayatında "sebze gibi" yaşamak dışında bir şeylere tutkuyla bağlanıp hayalleri peşinde koşanların; hatta bunlardan da önce, emekli olup günlerini kahvelerde kağıt oynayarak tüketen amcaların, dedelerin izlemesi gererken bir film.

--- spoiler ---

filmde bir çok güzel sahne var ama; açılışta burt'ün kendi eliyle yapıp kullana kullana eskittiği pistonlarla dolu rafta yazan "offerings to the god of speed"^* ve burt amerikaya yola çıkarken, sahilde kapıştığı motorcuların arabasına motorlarıyla eşlik etmesi bence en etkileyici sahnelerdi.

--- spoiler ---

(alpinsamuray - 4 Mayıs 2009 14:36)

doğru ve saf iletişim adına örnek bir film. film bittiğinde aklıma organize işler den bir replik geldi. cereyanı var bir kere adamın. yaklaşık 2 saatlik süresiyle uzun gibi gözükse de ilk 10 15 dakikadan sonra burt munro nun cereyanı filmdeki diğer karakterler gibi seyirciyi de bağlıyor.

--- spoiler ---

burt munro nun kalbinde sorun çıkınca bir film klişesi olarak eminim bir çok kişinin aklına feci son gelmiştir. sen kır rekoru sonra ağlat herkesi. ama sonuyla da güldürmeyi bildi yaşlı kurt.

--- spoiler ---

(onestab - 16 Eylül 2009 00:35)

dünyanın en alçakgönüllü, imrenilecek kadar kendine güvenli, kendiyle de insanlarla da - karşısındakinin saçma sapan kötü tavırları olsa bile - barışık, uzaktan bakınca mülayim, yakından bakınca hırslı adamının hikayesi.

--- spoiler ---

burt munro: i can't get my leg in because of the asbestos cloth on it. let me take it off.
rolly: well, what about your leg and the heat?
burt munro: screw it. i've got a spare one.

--- spoiler ---

(fiyonk - 21 Aralık 2009 21:10)

anthony hopkins'e hali hazırda hastayım da, burt munro'nun bizzat kendisine de hasta olmamı sağlamış bir filmdir. hayalini gerçekleştirmek için ne yaşını, ne sağlık sorunlarını, ne maddi durumunu, ne de mesafeleri dert etmiş amcam. bize hiç benzemiyor yani. helal olsun.

--- spoiler ---

tom: ne kadar hızlı gittin?
burt: bayağı hızlı. birinde saatte 200 mili geçtim.
tom: vay canına! o hızda giderken ağzını açsan ne olurdu?
burt: kıçından çıkıp pantolonunu patlatırdı heralde.
tom: ehehehehhe!

--- spoiler ---

(mavikedi - 7 Şubat 2010 15:10)

indian marka motosikleti(47 yaşında) ve yılmak bilmez koskoca yüreğiyle, yeni zelanda'nın duyulmamış bir şehrinden, invercargill'den, çıkıp amerika'nın utah eyaletindeki bonneville tuz çölleri'ne, dünya hız rekorunu kırmak için giden yaşlı(68 yaşında) bir adamın gerçek öyküsü bu. adı burt munro.
"burt munro: offerings to the god of speed" adlı kısa belgeselden, belgeselin yönetmeni roger donaldson tarafından uyarlanan bu muhteşem filmin başrolünde anthony hopkins var. hopkins munro'yu şirin ve inatçı bir adam olarak yani tam da munro'ya yakışır biçimde yorumluyor; filmi izlerken rüyasının peşinde koşan bu adamı çok seviyorsunuz, mücadelesi sizin mücadeleniz oluyor.
bilindik başarı öykülerinden çok uzak bir film. başarmak için tam 25 yıl sarfetmiş, hız sevdalısı bir ihtiyar delikanlının geç kalmış rüyasının filmi. aynı zamanda da hoş bir yol filmi.
ilk yarı boyunca munro'nun yeni zelanda'dan amerika'ya giderken başından geçen olaylara tanık oluyoruz.
tatlı mı tatlı ve ağır işiten bir ihtiyarın bilmediği topraklarda başına kötü şeyler gelmesi muhtemel belki; ama üç beş sorun dışında her şey yolunda gidiyor. munro'nun hayata sürekli gülen gözleri insanların ona yardım etmesini sağlıyor; pürüzler aşılıyor.
ikinci yarıda ise yarış başlıyor.
hiç bir şey mucize değil, sihirli bir el dokunmuyor munro'nun rüyasına.
sadece bir şeyin varlığı her şeyi mümkün kılıyor: inanmak.

(dilmacevirmen - 28 Mayıs 2011 20:08)

yer yüzündeki tüm lahanaların seyretmesi gereken bir film. burt munro denen dayıyı normalde hiç tanımam ama hayat hikayesinin bir kısmının anlatıldığı bu filmde geçen olayların yarısı bile gerçekse benim ve benim gibi hayallerini erteleyenlerin büyük sıçışta olduğunu ispatlamıştır. seyredin ve seyrettirin, kendiniz için harcayacağınız en iyi 2 saat'lerden biri olacaktır.

(kumdan kale - 12 Mart 2012 00:52)

anthony hopkins'in dublör kullanmadan çektiği film. adamda yaş yetmiş, ama iş bitmemiş. helal olsun.
burt'un çocuk tom ile olan ilişkisi çok güzel işlenmiş, hiç gereksiz duygusallık yok. yaşlı bir adamın ve 10 yaş civarı bir çocuğun dobralığı ve direkliği var ilişkilerinde.
burt'un amerika'ya geldiğinde yaşadığı kültür şoku daha da sevdiriyor bu karakteri.
çok, çok güzel, arşivlik bir film. muhakkak seyredilmeli.

--- spoiler ---
burt: "hayallerini izleyemeyeceksen, bir gün bir bakarsın bir çeşit sebze olmuşsun."
tom: "ne çeşit bir sebze?"
burt: "bilmiyorum. lahana mesela."

burt: "you are such a nice girl"
tina washington (moteldeki dönme resepsiyonist) : "burt, i am not a girl. i am a boy."
burt: "hmm, i was thinking that there was something different about you."
--- spoiler ---

(gezz - 19 Nisan 2006 14:15)

antony hopkins'in kafadan oscar'a aday olması gerektiğini düşündüğüm, harika bir filmdir.

--- spoiler ---
son zaman filmlerinin curcunasına öyle alışmışız ki, burt'ün yolculuğu boyunca "aman başına ne iş gelecek şimdi", "hah o perdenin arkasından bakan kimse kıracak motoru" gibisinden düşüncelerden kurtaramadık kendimizi. fakat adam seviştikçe sevişti arkadaş ya eheh. süper film süppper
--- spoiler ---

(thug love - 30 Mayıs 2006 00:27)