Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 31 Mart 2017 Cuma, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Drama,Romantik,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : intihar,Alternatif gerçeklik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Endgame Entertainment , Netflix , Protagonist Pictures
Yönetmen       : Charlie McDowell (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Charlie McDowell (IMDB)(ekşi),Justin Lader (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Robert Redford (IMDB)(ekşi), Mary Steenburgen (IMDB)(ekşi), Brian McCarthy (IMDB), Jason Segel (IMDB)(ekşi), Rooney Mara (IMDB)(ekşi), Jesse Plemons (IMDB)(ekşi), Ron Canada (IMDB)(ekşi), Riley Keough (IMDB)(ekşi), Connor Ratliff (IMDB), M.J. Karmi (IMDB), Kimleigh Smith (IMDB), Willie C. Carpenter (IMDB), Wendy Makkena (IMDB), Adam Khaykin (IMDB), Lindsay Schnebly (IMDB), Colin Allen (IMDB), Paul Bellefeuille (IMDB), Jim Boyd (IMDB), Mark Burzenski (IMDB), Kateri DeMartino (IMDB), Suzanne Gillies (IMDB), Elaine Victoria Grey (IMDB), Jed Griswold (IMDB), Rosemary Howard (IMDB), Stephen Kyle (IMDB), Sigrid Lium (IMDB), Ally Looney (IMDB), Danny T. O'Brien (IMDB), Richard O'Rourke (IMDB), Joseph Paolo (IMDB), Rickland Powell (IMDB), Americo Presciutti (IMDB), Anastasia Tsikhanava (IMDB)

The Discovery (~ A Descoberta) ' Filminin Konusu :
Lee Room (Jeong Yoo-mi) sevgilisini deli gibi seven biridir, fakat eski sevgilisi Kang Tae-Ha (Eric Moon ) yeni sevgilisi hakkında büyük hata ettiğini görür ve ona karşı çıkar. Romantik komedi türündeki bu dizi gerçek aşkı arayan ve tam onu bulduğuna inandığı anda, eski erkek arkadaşı ile karşı karşıya kalan bir kadının hikayesidir.


  • "güzel bir filme benziyor.31 mart'ta netflix'de yayınlanacaksa sinemalarda ne zaman izleyeceğiz hiçbir fikrim yok..."
  • "uğruna netflix'e üye olunacak bir film değilse de işlediği ilgi çekici konudan kurtaran bir bilim kurgu diyebilirim. film değil de daha çok bir black mirror bölümü gibi. puanım 6,5."
  • "fragmanda çalan güzel şarkı roy orbison'un only the lonely'sinden başkası değildir.(biliyormuş gibi yazınca epeyce havalı oluyor, oysa ilk kez fragmanda duyup da araştırdım nedir ne değildir diye)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    uğruna netflix'e üye olunacak bir film değilse de işlediği ilgi çekici konudan kurtaran bir bilim kurgu diyebilirim. film değil de daha çok bir black mirror bölümü gibi. puanım 6,5.


    (saladze - 1 Nisan 2017 21:59)

  • comment image

    filmi izlerken kapılıp gidiyorsunuz lakin biraz değişik bir film. bu değişik hem iyi hem kötü anlamda.
    iyi, çünkü konu güzel, oyunculuk güzel, sorgulattığı şeyler çok güzel, karakterler iyi. en gereksiz gelen karakterin yaptıkları bile mantıklı geliyor.
    kötü, çünkü bazı yerlerde konu harcanmış hissine kapılıyorsunuz. en önemlisi , filmin sonu, açıklamaları bir anda oluyor ve bitiyor.
    tanıtımlarda gecen "a love story" kısmı asıl konuyu biraz eziyor gibi olsa da hatta izlerken e hani nerde bu love story derken açıklığa kavuşuyor birçok şey. açığa kavuşuyor derken her şey kesin ve net açıklanmıyor ama güzel bağlanıyor.
    kısaca, izlemesi asla zaman kaybı değil. bu tarz konuları seviyorsanız kaçırmayın derim. yeterince etkileyici bir film.

    --- spoiler ---

    gerçekten bir şekilde en büyük pişmanlıklarımızın olduğu anlara, ya da kelebek etkisi yaratacak seçimlere gidip farklı şekilde ilerleme şansı veriyor olsaydı bu buluş, muhtemelen filmin ilk başında ne kadar yadırgamış olsam da, ben de ölmeyi tercih edebilirdim. burada beni tek düşündüren, bir nevi paralel bir hayata geçerken deneyimlerimizin ve bilincimizin de bizle beraber gelip gelmediği. anlık hatırlamalar, bu bana tanıdık geliyor vs tarzında değil, gerçekten de tüm bilinci aktarmak. eger boyle olsaydı ve fiziksel şartlara bağlı olmasaydık yaşlı bir şekilde bu işi denerim. boylece daha cok gormus gecirmiş olacaktım. fakat öldüğümüz zamanki fiziksel sartlarımızla yeni hayata başlıyorsak kesinlikle genç ölmek isterdim. gerçi pişmanlık anlarımıza gidiyorsak bu seneler öncesi de olabilir. bilemedim, aklım karıştı.

    ---
    spoiler ---


    (literally dead - 3 Nisan 2017 13:40)

  • comment image

    netflix'ten koca bir hayal kırıklığı olarak özetlenebilecek film. tek cümlelik özetiyle bile insanı bu kadar meraklandıran eğlenceli bir konudan çıka çıka bu vasat film çıkmış.

    --- spoiler ---

    "dünyada herkes intihar ederken birbirini seven ancak biri the discovery'ye inanırken diğeri inanmayan iki aşığın hikayesi" üzerine bir senaryo yazılsa tüm bu şato, deney, tulumlu insanlar, leblebi gibi ölüp dirilmeler türevi saçmalıklardan çok daha iyi bir filmin ortaya çıkacağına bahse girebilirim. ama onun yerine size 2 saate yakın bir süre boyunca tuhaf bir tesadüfler silsilesini izletmeyi tercih edip fikri deyim yerindeyse bok etmişler.

    dram/gerilime hayli uygun kasvetli ve izole bir adada, yetmezmiş gibi bir de şatoda geçmesine rağmen sinematografi zayıf. akılda kalıcı tek bir açı bulmamışlar. gerçi izlerken filmin bütçesinin çok da fazla olmadığını anlıyorsunuz ama yine de daha iyisi olabilirdi.

    zorlamama rağmen ne will'e, ne ısla'ya, ne de will'in ginger kardeşine ısınabildim. gerçi bunda rooney mara'dan hoşlanmamam, jason segel'i dram oynarken izlerken acı çekmem gibi öznel nedenler de var.

    filmin romans kısmı alabildiğine basmakalıp işlenmiş. ikilinin ne zaman öpüşeceğini, ne zaman sevişeceğini dahi sahnenin üçüncü saniyesinde setting'e bakarak anlayabiliyorsunuz. ortada alabildiğine sıkıcı ve tahmin edilebilir bir aşk var. ayrıca bir çift birbirine ancak bu kadar yakışamazdı.

    son olarak, giriş ve gelişme bölümüne 1,5 saat harcanırken sonuç bölümünün 10 dakikada oldu bittiye getirilerek cücük gibi bırakılması zaten gözünüzün önünce böcek gibi can cekişen filme shelltox sıkıyor. ne oldu da böyle oldu, ekipmanların kiralama süresi mi bitti? biriniz de "ya sanki bu son sekanslar etkileyici olmadı hiç" demedi mi? bu acele yüzünden belki de filmin tek esprisi olan final twist'i de güme gitmiş. filmin helvası yenirken bu neyin twist'iyse artık..

    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak, güzel bir fikrin senaryo başta olmak üzere pek çok yanlışla harcandığı, bu haliyle ancak bir televizyon dizinin pilot bölümü olabilecek kaliteye sahip, izlenmese de olur türünden bir film.

    illegalcilere not: evo sürümünde ikinci yarıda yarım saniyelik senkron kayması var. bir bu eksikti tam oldu.


    (sir gawain - 4 Nisan 2017 00:22)

  • comment image

    ölümden sonraki hayatın varlığının kanıtlandığı bir dünya kurgulanmış ve filme adını da veren bu büyük "keşfi" yapan kişi, o hayatın varlığını kanıtlamakla yetinmiyor, o hayatın neye benzediğini, ölenlerin tam olarak nereye gittiğini de bir şekilde görebilmeye çalışıyor, aslında filmin gerçekten derin bir felsefesi var fakat ne yazık ki bir televizyon filmi olmaktan, konuyu çok sığ bir tarafından işlediği için muhteşem oyunculuklara rağmen kurtulamamış.

    sözlükte de uzun uzun kafa yorulmuştu: ölenler nereye gidiyor

    --- spoiler ---

    filmde, ölüm anından sonra, sonradan anlaşıldığı üzere en büyük pişmanlık ve hayatta dönüm noktası olduğu görülen ve şansın çoktan kaybedildiği noktaya geri dönülüp bir şans daha elde ediliyor. bir kişi, babasını hastanede hiç ziyaret etmediği için pişmanlık hissettiği için öldüğünde babasını ziyaret etmeye gittiği noktadan hayatını yeniden yaşamaya başlıyor mesela, bir diğeri intihar eden karısını intihardan geri döndürdüğü noktadan, gerçek hayatta o noktayı kaçırmış ve karısını kaybetmiş. her ölümde, yine bir önceki yaşanan hayatta alınan en yanlış karar olduğu düşünülen noktadan geri başlanıyor ve bu hiçbir şekilde hatırlanmıyor, tıpkı oyunlarda kritik noktalarda oyunu kaydetmek gibi ama oyundaki karakterinizin orada öldüğünü bilmemesi gibi. çoğu uzakdoğu felsefesi de bunu savunur, cennet, hayatta en mutlu olduğumuz anın, kendimizi en iyi hissettiğimiz anın sürekli yaşandığı bir yer gibi tasvir edilir, cehennem de, hayatta kendinizi soktuğunuz en sıkıntılı anların pişmanlığını, azabını yaşadığınız bir yer gibi, huriler, şarap nehirleri, ballı meyveler ya da kaynayan kazanlar yerine bu gerçekçi cennet, cehennem tasviri de beni her zaman daha çok etkiler.

    (bkz: #32313483)

    film de buna tutunmuş, hiçbir şekilde cennet ya da cehennem kavramı olmadan, sürekli aynı hayata, kritik bir noktadan yeniden başlamak ve her ölümde, en azından bir pişmanlık için bir şans elde etmek üzerine kurgulanmış ama film o kadar arada kalmış ki bir şaheser olmayı çok ufak farklarla kaçırmış. sürekli garip bir cult içerisindeki insanların sığ ve ilginç olmaya çalışan diyaloglarını, ana karakterlerin birbirine aşık olmaktaki beceriksizliğini izlemekten bayıldığınız noktaya kadar film çok iyi, bir yerde izlemekten vazgeçip uyumakla uyumamak arasında gidip gelinirken bir anda film kendini toparlayıp çok güzel bir vuruş yaptığı gibi aniden de bitiveriyor, belki başka birinin elinden çıksa leziz bir film olacakken bu haliyle netflix'in yeni dönem gizem dizilerinin uzun metrajlı hali gibi. bayağı yazık olmuş.

    ayrıca, ölümden sonraki hayatın kanıtlanması ve kamuya açıklanmasıyla birlikte dünyada intihar oranları patlıyor, herkes memnun olmadığı hayatından bir an önce kurtulup "oraya" gidebilmek için kendini öldürmeye başlıyor. kanımca, ölümden sonra herhangi bir gerçeklik olmadığı kelimenin tam anlamıyla kanıtlansa, sanırım sadece o zaman hayatımın kendimce ifade ettiği anlamının boşa çıkması nedeniyle üzülür, ancak o zaman yaşamı sonuna dek deneyimlemenin bir işe yaramayacağı, kaybettiğim insanların tamamen yok olduğu gerçeğiyle yüzleşmeyi kaldıramaz, o zaman bunalıma girerdim, ölümden sonra bir gerçekliğin olduğu bilimsel olarak kanıtlansa bunun yaratacağı ilk heyecan intihar artışı olarak gerçekleşiyor filmde, varoluş sıkıntısına değişik bir yaklaşım. bir an önce oraya gitmek yerine bu hayatı sonuna dek yaşayıp nasıl olsa gittiğimizde göreceğimiz bir yer üzerine daha çok kafa yormak daha makbul, hiçbir şekilde ölümden sonra hiçbir gerçeklik olmadığı fikri, tamamen yok olmak ve hiç var olmamış gibi kaybolmak beni daha çok üzerdi, filmde insanları deli sikiyor, hazır kanıtlanmış bir veri var ve herkes patır patır ölmeye çalışıyor, vay aq ya, ben hala öldükten sonra anlayabileceğime inandığım evrenin sırlarına, kaybettiklerimle yeniden birlikte olabilme, en azından bir kez daha onları hatırladığım gibi görebilme fikrine falan tutunuyorum, değişik.
    ---
    spoiler ---


    (sweet leaf - 10 Nisan 2017 21:57)

  • comment image

    ders çalışmanız gereken zamanlarda, özellikle sınavdan önceki gece çalışılan süreçte, ders çalışmaya ayrılan toplam süreyi bu filmin uzunluğuyla eş değer tutarsak eğer, her sınav öncesindeki gecede ders çalışan öğrenci gibi vaktin çoğunu gereksiz ve de anlamsız işlere harcayıp küçük bir kısmı ders çalışmaya ayırmamız gibi düşünebilir bu film.

    farklı yönetmenlerin elinde belkide muazzam bir başarı ve de muazzam bir felsefi derinliği olabilecek içeriğe sahipken, biraz ciddiyetsizlik filmi tamamen başka boyutlara taşımış. sorgulattığı şeyler, evet güzel. fakat sorgulattığı şeyler 'giriş seviyesinde' olan konular ve zaten bunun altından tam olarak kalkamaması the discovery'i olmamışlar arasına almamızı sağlıyor.

    karakterlerde derinlik olmaması, senaryoya bir türlü giriş yapılamayıp sanki sürekli geyik yapmaya çalışan oyunculardan oluşan bir izlenim veren ve de sorgulatmaya çalıştığı soruların altında ezilmesi olmamışlığın bir kaç sebebi.

    the discovery'nin 2-3 gömlek üstünde bir yapım için, westworld.


    (michonne - 22 Nisan 2017 00:43)

  • comment image

    predestination, inception tatında düşük bütçeli içi dolu bir film. yukarıdaki yorumlarda belirtildiği gibi birşeyler eksik filmde ama yine de tutuyor sizi sonuna kadar. en güzeli ise filmin sonunda yaptınız çıkarımlar ve filmi çözme çabası.

    --- spoiler ---

    filmin tamamı anne ve çocuğun hikayesi ile geçiyor, çocuk sürekli annesini kurtarma çabasında asıl enteresan olan şey ise eleman 5 yaşında halini kendisi kurtararak başka bir uzay zaman kırılmasında devam ediyor. bruce willis aslında ölü dediğimiz noktada kadının 5 yaşında ölen çocuğu aslında elemanın ta kendisi ve öyle sanıyorum ki filmde gördüğümüz babada çocuğun kendisi.

    ---
    spoiler ---

    daha detaylı anlatmak isteyen olursa tabiki de keyifle okurum.


    (st stern - 8 Mayıs 2017 17:36)

  • comment image

    tamemen rooney mara hayranı olduğum için izlediğim , beklentimi düşük tuttuğum bir filmdi.süresi bu konuları anlatmak için kısa gibi geldi bana .başka yönetmenin elinde bir şaheser olabilirdi fakat benim gözümde yine de çok iyi filmdir.illa puan vermem gerekiyorsa 7.3/10.


    (barbarapalvin - 9 Eylül 2017 23:51)

Yorum Kaynak Link : the discovery