Süre                : 2 Saat 9 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Mart 2017 Perşembe, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Aile,Fantazi,Müzikal,Romantik
Taglar             : Disney,peri masalı,chauvinism,Kahraman
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Mandeville Films , Walt Disney Pictures
Yönetmen       : Bill Condon (IMDB)
Senarist          : Evan Spiliotopoulos (IMDB),Stephen Chbosky (IMDB)(ekşi),Linda Woolverton (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Emma Watson (IMDB)(ekşi), Luke Evans (IMDB)(ekşi), Ewan McGregor (IMDB), Dan Stevens (IMDB)(ekşi), Gugu Mbatha-Raw (IMDB)(ekşi), Stanley Tucci (IMDB)(ekşi), Emma Thompson (IMDB)(ekşi), Ian McKellen (IMDB)(ekşi), Josh Gad (IMDB), Kevin Kline (IMDB), Audra McDonald (IMDB), Sonoya Mizuno (IMDB), Hattie Morahan (IMDB), Adrian Schiller (IMDB), Nicole O'Neill (IMDB), Henry Garrett (IMDB), Michael Jibson (IMDB), Gerard Horan (IMDB), Karl Farrer (IMDB), Zoe Rainey (IMDB), Nathan Mack (IMDB), Erica Melargo (IMDB), Sophie Reid (IMDB), Lynne Wilmot (IMDB), Skye Lucia Degruttola (IMDB), Harriet Jones (IMDB), Lindy Pieri (IMDB), Richard Banks (IMDB), Lara Decaro (IMDB), Jane Fowler (IMDB), Paul De La Rosa (IMDB), Dan Trotter (IMDB), Sophia Brown (IMDB), Johanna Smitz (IMDB), Rudi Goodman (IMDB), Tyrone Love (IMDB), Abigayle Honeywill (IMDB), Isobel Hamilton (IMDB), Norma Atallah (IMDB), Dale Branston (IMDB) >>devamı>>

Beauty and the Beast (~ Güzel ve Çirkin) ' Filminin Konusu :
1987-1990 yıllarında arasında CBS'te yayınlanan, aynı adlı dizinin uyarlaması olan yapım, çirkin aslan adam Vincent ile güzeller güzeli Catherine'nin imkansız aşkını ele alacak ve orijinal versiyonunun modernize edilmiş hali olacak. Birkaç yıl önce Catherine, annesiyle birlikte bir silahlı saldırıya uğramıştır. Bu saldırıda annesini kaybeder; fakat, kendisini biri -ya da "bir şey" demek daha doğru- kurtarır ve ortadan kaybolur. Bu kişiden etkilenen Catherine, onu aramaya koyulur ve yıllar sonra bir şekilde ona ulaşır. Çeşitli özel sebeplerinden ötürü sosyal yaşamdan kendini soyutlayan Vincent'ın, 10 yıldır sakladığı büyük bir sırrı vardır. Kendisi sinirlendiği zaman, gücünü ve duygularını kontrol edemeyen, ürkütücü bir yaratığa dönüşmektedir. Catherine, bu sırrı annesininin cinayetiyle ilgili işe yarar bir bilgi karşılığında korumaya söz verir. İkili bu cinayet meseleleriyle meşgul olurlarken de aralarında karmaşık bir ilişki oluşmaya başlar.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Best Costume Design


2017 Top 10 / 10
  • "stockholm sendromunun masal hali. birbirimizi kandırmayalım.ha disney'in yaptığı filmi tekrar tekrar izlenesi değil midir, öyledir tabi, orası ayrı."
  • "an itibariyle trt 1 de ilk bölümü yayınlanan gençliğimizin en en en dizilerinden biri. seni çok özlemişim vincent!"
  • "catherine bi öpemedin şu çocuğu!"
  • "seksi herifin birinin yanağına çizik atmışlar,"beast" olmuş güya.*1947'deki filmde*80'lerdeki tv dizisinde*1991'deki filmde*bu da yeni dizideki hali;ehe ehe(bkz: hadi ordan seksi)"
  • "olmamış filmdir bence, sebebi de şu:beast'in çirkin olması gerekmiyor mu lan, insan halinden daha yakışıklı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    1991 tarihli disney animasyonu. akademi ödülleri tarihinde en iyi film dalında aday olmayı başarmış tek animasyon filmdir aynı zamanda. (ikincisinin, bu yıl wall-e olmasını temenni ediyorum.) tabi o zamanlar en iyi animasyon diye bir dal yoktu.


    (deadlocked - 16 Ocak 2009 15:32)

  • comment image

    an itibariyle trt 1 de ilk bölümü yayınlanan gençliğimizin en en en dizilerinden biri.
    seni çok özlemişim vincent!


    (jaded - 10 Aralık 2011 00:26)

  • comment image

    lion king, up, wall-e bunların hepsi mükemmel animasyonlar fakat hiçbiri beuty and the beast kadar sıcak ve güzel olamaz.seslendirmenlerinin de bunda payının büyük olduğunu düşünüyorum.3dsi gelecekmiş tekrar gitmek için sabırsızlıkla bekliyorum.


    (gleek - 25 Nisan 2012 01:26)

  • comment image

    hoş olmuş dizi. ilk duyduğumda "emen bunu da mı dizi yapıyorlar." demiştim, şu an zevkle izliyorum. the beast demişler ama taş gibi çocuk, yanağında bir çizik yapmışlar sadece. işte dellenince the beast oluyor canavar gibi ama normalde adam yakışıklı. kristin kreuk zaten çok hoş bir kadın, hele gözleri, yarı uzakdoğulu etkisi çok hoş değişik bir güzellik katmış ona. jay ryan ile inanılmaz yakışıyorlar dizide. ama sürekli gerim gerim geriliyorum vincent'ı öğrenecekler, bulacaklar onu diye.

    --- spoiler ---

    14. bölümde sonunda öpüştüler ben böyle holeleyley tey tey modunda izledim.

    catherine: ı love you.

    vincent: ı'm so in love with you..

    oy vincent o derin, kısık sesiyle ne de güzel dedi.

    ---
    spoiler ---


    (engiribord - 22 Şubat 2013 21:30)

  • comment image

    congresium'a geleceğini öğrendiğim andan bugüne kadar heyecanla beklediğim müzikal. lakin yine muhteşem bir başarı göstererek cumartesi akşamı heyecanla salona gelip biletimi aslında cuma geceki gösteriye aldığımı, özetle biletlerimi çatır çatır bir güzel yaktığımı fark ettim. hayatımı yazsam kitabın adı yapılmış en aptalca dalgınlık olurdu bence. o biletler yanınca bir ağlama isteği, bir kendini duvardan duvara vurma isteği. bileti aldığım tixbox'ın yetkilileri de yapacak bir şeyleri olmadığını söylediler. ben vefat, ben iptal. kapının önünde mendil açıp önümdeki kağıda "gerizekalıyım, bana sadaka bile vermeyin" yazacak ve yıllarca orda oturacaktım ki onu gördüm. sanırım organizatör olan ece hanımcığım. derdimi özetledim hemen. orda gördüğüm en güler yüzle yardımcı olabileceğini söyleyip iki dakika içinde yeni biletleri elime tutuşturdu. hem de benim biletlerimden çok daha güzel bir yerde. heyecandan doğru düzgün teşekkür bile edemedim. ece hanım siz bir melek olmalısınız. sizi hiç unutmiciim. ay lav yu.

    oyuna gelirsek izlediğim en, en, en güzel müzikaldi. hatta görüyorum ve arttırıyorum, sahnede izlediğim en güzel şeydi. şu an böyle hayaller diyarındayım. onlar nasıl sesler, nasıl yetenekler. bayıldım. imkanım olsa tekrar tekrar izlerim.

    ece hanım'a burdan bir kez daha kucak dolusu sevgiler.


    (uc tekerlekli pisiklet - 28 Kasım 2015 23:43)

  • comment image

    hayatımda gittigim ilk ve haliyle en guzel müzikal. daha önce bir kac kez devlet tiyatrosuna gittigim icin tiyatronun sarkili oynamali versiyonunu bekliyordum. bi basladi agzim acik kaldi lan resmen. o sahne ışık oyunları, kostumler falan ne acayip seyler yapiyorlar lan. kendimi fantastik bi filmin içinde buldum birden. bilet fiyatı pahalima gitmisti ama ilk ok dakka sonunda elektirikler gitse, hadi herkes eve bilet iadesi de olmayacak deseler çok sitem etmezdim yani. hakkaten o bilet benim için hakkini ilk on dakikada vermisti.
    dunyada neler olup bitiyormus lan diye kendime soruyorum hala. cahil cahil yaşıyorum resmen.


    (cek denimen - 10 Aralık 2015 03:27)

  • comment image

    1987-1990 yılları arasında yayınlanmış (türkiye’de de 90’ların başında yayınlanmıştır büyük ihtimalle ama kesin bilgim yok) , türkiye’de güzel ve çirkin adıyla gösterilmiş, başrolerinde linda hamilton(87-89) ve ron perlman(87-90)’ın olduğu, new york şehrinin altında, toplumdan dışlanmış insanların oluşturduğu bir toplulukla birlikte yaşayan ve aynı zamanda onları koruyan, yarı aslan yarı insan görünümlü vincent (bkz: aslan adam vincent) ile, ölümden kurtardığı catherine chandler adlı bölge savcısının maceralarını anlatan dizi.. vincent ile catherine arasında çok farklı bir bağ vardır; vincent catherine'in varlığını hissedebilmekte, tehlikedeyse bunu anlayabilmektedir. bir şekilde catherine'in koruyucusu olur ve zamanla aralarında ne kadar imkansız olsa da kaçınılmaz olarak romantizm gelişecektir.

    dizinin ismini aldığı hikaye gibi mutlu bir sonu yoktur. çekildiği seneye göre özellikle şehrin altındaki yaşam ile ilgili tasvirlerdeki görsellik dikkat çekicidir. bazı bölümlerin video kasetlerine amazon com'dan ulaşılabilir

    jeneriği buradan dinlenebilir: http://www.beautyandthebeast-tv.com/…ow/beabeast.au

    jenerikte duyulan vincent ve catherine’in sözleri de şöyledir:

    vincent : this is where the wealthy and the powerful rule. it is her world...a world apart from mine. her name...is catherine. from the moment i saw her, she captured my heart with her beauty, her warmth, and her courage. i knew then, as i know now, she would change my life...forever.

    catherine : he comes from a secret place, far below the city streets, hiding his face from strangers, safe from hate and harm. he brought me there to save my life...and now, wherever i go, he is with me, in spirit. for we have a bond stronger than friendship or love. and although we cannot be together, we will never, ever be apart..

    3. sezonda linda hamilton ayrıldıktan sonra 12 bölüm daha oynamış ve yayından kaldırılmıştır.

    bölümleri de şu şekildedir:

    .......1. sezon

    1. once upon a time in the city of new york
    2. terrible savior
    3. seige
    4. no way down
    5. masques
    6. the beast within
    7. nor iron bars a cage
    8. song of orpheus
    9. dark spirit
    10. a children's story
    11. an impossible silence
    12. shades of gray
    13. china moon
    14. the alchemist
    15. temptation
    16. promises of someday
    17. down to a sunless sea
    18. fever
    19. everything is everything
    20. to reign in hell
    21. ozymandias
    22. a happy life

    .......2. sezon

    23. chamber music
    24. remember love
    25. ashes, ashes
    26. dead of winter
    27. god bless the child
    28. sticks and stones
    29. a fair and perfect knight
    30. labyrinths
    31. brothers
    32. a gentle rain
    33. the outsiders
    34. orphans
    35. arabesque
    36. when the blue bird sings
    37. the watcher
    38. a distant shore
    39. trial
    40. a kingdom by the sea
    41. the hollow men
    42. what rough beast
    43. ceremony of innocence
    44. the rest is silence

    .......3. sezon

    45. though lovers be lost, part 1
    46. though lovers be lost, part 2
    47. walk slowly
    48. nevermore
    49. snow
    50. beggar's comet
    51. a time to heal
    52. in the forests of the night
    53. the chimes at midnight
    54. invictus
    55. the reckoning
    56. legacies


    (auroriel - 14 Ekim 2004 19:33)

  • comment image

    soğuk bir kış gecesinde, ayıcıklı pijamalarım üzerimde, zorla sütümü içtikten sonra yatağıma koşup anne öpücüğüyle uykuya daldığım andaki gibi hissediyorum kendimi. öyle güzel, öyle naif. defalarca izlesem bile etkisi geçmiyor. her seferinde kalbim kırık, gözlerim dolu dolu kapatıyorum ekranı.

    bir animasyon ve hayatımda izlediğim en muhteşem şey.


    (tembelliginkatibi - 13 Ocak 2017 22:28)

  • comment image

    çok şükür 2017 fotokopisi de eksik kalmamış olan masal.
    https://www.youtube.com/watch?v=ovw_l8stu5e

    yıl olmuş 2017... bu vakte kadar klasik masal evrilip çevrilmiş; gotik, fantastik allah ne verdiyse şekilden şekle sokulmuş ama bir kerecik bile "masal bu ya bir kere de kız tarafı 'tövbe bismillah' bir tip olsun; sırf iç güzelliği nedeniyle eli yüzü düzgün, iyi karakterli ve iyi kalpli bir erkek tarafından sevilsin" denmemiş arkadaş! yazar madam gabrielle–suzanne de villeneuve mezarında ters dönmesin diye hikayenin aslına titizlikle sadık kalınmış zaar*.
    masalın yazılmış, çizilmiş ve çekilmiş her versiyonunda; eli yüzü düzgün, iyi huylu, iyi kalpli, çilekeş, karşıdakinin tipine ve triplerine bakmaksızın ısrarla bir umut ışığı bekleyen, aşık olmaya azmeden, sabreden taraf hep kız tarafı. yazuktur!

    ayrıca masalda koskoca şatoda ihtişamlı zenginlik içinde yüzen boğa boynuzlu, aslan görünümlü, aslan sesli*, gizemli, ilgi çekici, güçlü ve dev adamın "vay hayvan vay-çirkin-canavar-ucube- ooyy kaç kaç!!!" diye kaktırılmaya çalışılması da ayrı alemdir. aslan suratlı ve pençeli değil de 746 ayaklı çiyan görünümlü olsa... ihtişamlı zenginlik içinde yüzmüyor da pislik içinde sürünüyor olsa... boğa boynuzlu değil de hamamböceği antenli falan olsa... aslan görünüşüyle bütünleşen, fısıltıda bile güçlü ve etkileyici bir sese değil de sinir edici sivrisinek vızıltısına sahip olsa... bak al sana öz hakiki ucubeli hayvan*. buyur bekle, tanısan seversin belki... yok tabii masalda bile yememiş böyle bir şey. sadede gelecek olursak; biri* güç, diğeri* hem güç hem estetik sembolü iki hayvanın devleştirilmiş, insanlaştırılmış kombinasyonundan "çirkin" çıkmaz arkadaşım, çıksa çıksa "mitolojik tanrı" çıkar. kız da zaten buna vurulmuştur. ilk görüşte "oyy tipe bak, korktum kaçayım" tribiyle basıp gidip sonra güya başka nedenlerle şatoya tıpış tıpış geri dönmesinin, her eziyete sabırla katlanmasının, beklemesinin asıl sebebi güçlü görüntünün cazibesidir *. bin yıldır "bu masal iç güzelliğinin öneminden bahs..." diye uyuyanları uyandırayım dedim.

    not: fransızca ve ingilizce didikleyemediğim için masalın en eski, orijinal halini bilemiyorum, belki oradaki "beast" görkemli değil de tiksinç bir hayvan olabilir. ancak yakın tarihli yazı, dizi, film ve çizgi film versiyonlarındaki "beast" tiplemesine bakacak olursak eyyorlamam yukarıdaki şekilde.


    (pandayavrusu - 2 Şubat 2017 13:04)

  • comment image

    2017 filminde bir casting sıçızlaması yaşanmış.

    taşradan büyük şehre tıp okumaya gelmiş, devlet yurdunda kalan, özünde bencil, fettan, hırslı, beleşçi, çıkarcı, polemikçi, içten pazarlıklı biri olmasına rağmen arkadaş ortamlarında sevilen, ince ve büzük dudaklı, uzun ve sivri çeneli, cılız saçlı, cılız vücutlu, fitne fucür bakışlı, kısık gözlü, sinsi aslı veya yumuşak g'siz tuba rolüne cuk oturabilecek bir tip olan emma watson cimcimesini tutmuş "belle" yapmışlar.
    bu anlamda belle, the beast'ten daha korkunçlu olmuş. yukarıdaki misale ek yapacak olursam; yurtta görsem kaçarım yani o derece...

    gossip girl'de cadı blair rolüyle tanıdığımız leighton meester bile emma'nın yanında pamık prenses gibi kalıyor.

    fanatik disney'ci olarak filmi mutlaka seyredeceğim ancak emma'nın korkunçlu suratına nasıl katlanacağımı bilemiyorum şu an.


    (pandayavrusu - 4 Şubat 2017 17:33)

  • comment image

    filminin 2017 versiyonunu çok beğendim.

    bu hikayenin detaylarını pek bilmesem de genel yapısıyla ilgili en ilginç bulduğum durum kadın-erkek ilişkisinin ters oluşudur. hızlıca düşününce aklıma gelen masallardan kurbağa prens harici hepsinde hapsedilmiş/yardıma muhtaç bir kadın karakter bir erkekten gelecek yardımı beklemekteyken, güzel ve çirkin'de erkek figür, kadın figüre muhtaçtır. ayrıca bu öyle zor durumda kalmış olmaktan dolayı gelecek bir yardım da değildir, erkek karakter, samimi davranarak, kadın karakteri sevmeli ve onun da gerçek anlamda sevgisini kazanmalıdır. hem hikayenin içeriğini öğrenmek, hem kafa dağıtmak, hem de en sevdiğim karakter şamdan'ı görmek için gittiğim bu filmden büyük bir keyif aldım.

    öncelikle çekimlerin ve görüntülerin çok iyi olduğunu söyleyeyim. ben üç boyutlu izledim. bence üç boyutlu izlemek birkaç sahne dışında çok büyük bir fark yaratmayacak olsa da, seyircinin filmin masalsı havasına daha iyi girdiğini düşünüyorum. o yüzden uygun seans varsa üç boyutlu izlenmeli. haziran sıcağında ormanda bir anda kış mevsimine geçiyor olmak, şatonun heybetli yapısı falan derken kendimi filmin içerisinde buldum.

    filmde fransız devrimi dönemine bir sürü atıf yapıldığı hissine kapıldım. hikayenin 20. yüzyılda yaratıldığını sanıyordum, bu yüzden kimsenin sembolik öğeler üzerinden eleştiri yapmaya gerek duymayacağını, kendi kendime abarttığımı sanıyordum ama kısa bir araştırmayla güzel ve çirkin'in ilk kez 1946 yılında, 18. yüzyılda (ancak devrimden önce) jeanne-marie le prince de beaumont'un yazdığı bir masaldan uyarlanarak çekildiğini öğrendim. zannımca yazar dönemin uygunsuz bulduğu şartlarını eleştirmişken, sonraları devrimle ilgili birtakım semboller eklenmiş. çirkin karakteri üzerinden aristokrasinin/yöneticilerin asıl görevini bırakıp bencilleşmesinin, kimseyi umursamamasının ve bu sebeple çöküşünün işlendiği, kurtulmak için ise aristorkasinin aslına dönmesi ve halkla - güzel ile - karşılıklı sevgi ve saygı anlayışını tekrar kurması gerektiği gibi imgeler dolandı kafamda. ancak hem yorgunluktan hem de devrim tarihini çok iyi bilmememden ötürü mantıklı çıkarımlarda bulunamadım, sadece motifler sezebildim.

    düşünsenize, bir şato var, herkes lanetlenmiş, insanlar şamdanlara, çaydanlıklara, çalar saatlere dönüştürülmüş, ve filmdeki bu karakterler lanetten pay almalarında dolaylı bir etkileri olduğunu ve bu yüzden bu hale gelmeyi hak ettiklerini de söylüyorlar. bir başka deyişle, denetim mekanizmasını çalıştırmayıp her şeyi sineye çektiklerini ve aristokrasinin bu hale gelmesinde sorumlulukları olduğunu itiraf ediyorlar. keza başka konularda da yorumlarda bulunuyorlar ve kendi aralarındaki ilişkiler de içi dolu yürüyor, havada kalmıyor. buram buram sembol kokuyor ama çok düşünsem de bir sonuca varamadım, bu yüzden kendimi filmin masalsı havasına bıraktım.

    müzikler iyi. klasik disney zaten, kötü müzik beklememek lazım. ses efektlerini de beğendim. emma watson haricinde oyunculuklar da çok başarılıydı. zaten çok iyi rol yapabilen biri değil, bir de milyar tane harry potter filminde hep aynı rolü yaptığından artık gözümde hermione karakteri ile bağdaşmış durumda (oysa kitaptaki hermione ile filmdeki hermione arasında da ciddi farklar var da neyse). insanlardan le fou ve maurice karakterlerini oynayanlarla, lanetlilerden şamdan, piyano ve çocuk çay bardağı karakterleriyle uğraşanları ayrıca tebrik etmek lazım. emma watson haricindeki oyuncuları ve seslendirme yapanları bilmeden gittim filme, sizin de öyle yapmanızı öneririm, çünkü

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    <3 ian mckellen <3
    <3 ewan mcgregor <3

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    son olarak bu filmle birlikte şu politically correctness olayından artık iyice tiksinmeye başladığımı da fark ettim. yahu tamam niyetiniz iyi güzel de, 18. yüzyıl fransa aristokrasi çevresinde zenci zenci kadınların yeri ne ya dalga mı geçiyorsunuz?!(hem bakın zencilerden sadece kadın var hiç erkek yok burada da büyük ayıp etmişsiniz) ha plumette'i oynayan gugu mbatha-raw allah için çok hoş kadınmış benim bile bir sarılasım geldi ama saçma yani yine de. illa her etnik kökene eşit davranmak istiyorsanız da beş tane asyalı iki tane de hispanik falan koyun bari. bir tane zihinsel engelli olsun, hikayede kilit rol oynasın falan. böyle diyince kulağa saçma geliyor değil mi, bu yüzden her şey olduğu gibi kalsın, ihtiyaç olmayan yerlerde yeni yeni icatlar çıkarılmasın.


    (de mope - 24 Mart 2017 02:21)

  • comment image

    emma watson'a bok attik dalga gectik ama tum zamanlarin en basarili filmlerinden biri oldu. 10 gunde 319 milyon dolar hasilat tum zamanlarin en yuksek 4. rakami. captain america, star wars rogue one, avengers: age of ultron, iron man 3 gibi filmlerin onunde.

    bir de basrolunde kadin star olan film cok ciddi ticari basari elde edemez derler.


    (hot potato - 28 Mart 2017 02:49)

  • comment image

    aşık olduğum kızla izlemeye gittiğim film.
    açıkcası hiç bir araştırma yapmadan sırf istiyor diye gitmiştim. müzikalle başlayınca tamam dedim biraz sıkılıcam inşallah çaktırmam demiştim ama inanılmaz eğlendim. muhteşemdi açıkcası. belki biraz film fazla karanlıktı evet ama güzeldi.

    emma watson'u pek sevmeme rağmen beğendim. zira tam bu rol içinmiş hatta. acaba "la la land"de emma stone yerine watson olaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim.

    filme gelince herkesçe deli olarak görülen kızın aslında köyün en iyisi en zekisi olması, bu zekilikten dolayı yalnız kalmasını anlatıyor. ki bu durum bana hiç yabancı gelmediğinden biraz daha sevdim emma'yı. belkide küçükken oda masaldaki kız gibiydi.

    not. filmden çok aşık olduğum kızın babası küçükken bu masalı ona okuduğunu söyledi. söylerken gözleri sinemada olmamıza rağmen parlıyodu sözlük. bende ilerde olurda kızım olursa eğer ona bu masalı okuyacağım.


    (usengecyazar - 16 Nisan 2017 01:05)

  • comment image

    remake'ini izledim aşırı nostalji oldu. çizgi filmini zamanında ne kadar beğendiğimi hatırladım. cgi'lar falan müthiş. bence beast'in "köfte dudaklı" olması dışında eğreti duran bir şey de yok.

    en sevdiğim de kurgunun ve soundtrack'in orijinal çizgi filmle neredeyse aynı tutulmuş olması. emma watson'ı da daha önce izlememiştim oyunculuğunu beğendim.

    soundtrack'ini çok severdim. hatta bir kere istanbul'a cebimde 10 milyon tl parayla gidip 6 milyonuyla beyoğlu megavizyon'dan bu cd'yi alıp sonra ankara'ya dönüş parasını denkleştiremeyince şehirde yeni bir quest line'ı açtığımı bilirim. (bkz: beauty and the beast original soundtrack)


    (ssg - 20 Nisan 2017 01:19)

  • comment image

    2017 versiyonu sanırım gördüğüm en iyi "live action" uyarlamalarından biriydi. en sevdiğim disney animasyonu galiba benim de acayip klişe olarak beauty and the beast'in 1991 versiyonu, belki the lion king ile başabaş giderler çünkü bizim kuşağa da bunlar denk düşüyor, frozen'da olsun, tangled'da olsun büyümüştük ve hatta yaşlanmıştık, biz bunları severiz. ama daha geçtiğimiz yıllarda özlediğim için bir kez daha izlemiştim ve yetişkinken bile müzikal kısmından keyif aldığımı fark etmiştim. emma watson'un belle'i canlandırdığı versiyonunu gerçekten hiç merak etmemiştim, birçok salak mimik yapan oyuncuları, çizgi filmi naifliğinden çıkaracak yeniyetme esprilerini, çirkin çirkin güncel pop şarkılarını falan filme sokacaklarını düşünmüş, bir ara denk gelirse izlerim demiştim. ay her söylediğimi nasıl da yuttum, animasyonun birebir aynısını, en zor sahnelerde bile yapmışlar! tek bir şeyini bile bozmamışlar ve hiçbir oyuncu, çizgi filmin naifliğini bozacak bir tek güncel, günümüze dair bir espri bile yapmıyor, bir mimik dahi göstermiyor, bayağı 1991'de ne çizildiyse o! ağzım açık kaldı yahu, ne biçim de günahlarını almışım.

    üstelik çok zor ya! şatonun aynısını yapmışlar ve çizgi filmdekinden daha bile güzel görünüyor... şu meşhur, "tabak çanak ve çay takımı, şamdan ve saat" işini nasıl çözeceklerini merak etmeye başlamıştım ki, birebir çizgi film formlarıyla olmasa da oldukça şık ve göz kanatmayacak kadar iyi kotarılmış geldiler. bir de, gerçekten merak etmediğim için kimlerin oynadığına hiç bakmadan izlemeye başladım ve saat ile şamdanda ian mckellen ile ewan mcgregor'un sesini ayırt edince gerçekten onlar mı diye baktım ve onlarmış ahah! ewan mcgregor'u eğer konuşurken tanımasaydım bile sanırım şurada tanırdım:

    https://www.youtube.com/watch?v=9qq__xruf3y

    bu şarkının söylendiği sahneyi ne yazık ki youtube'a koymamışlar ki hak veririm, çok ince çalışma. bir şeyi animasyonda abarttıkça abartabiliyorsunuz ya, nasıl olsa çizim, bir şey fark etmiyor, bu sahnenin aslında her şey havalarda uçuşup belle'e kendilerini sunuyor hani. yahu bunu bile çok şık yapmışlar, vallahi bravo. kaldı ki bu sahnede şamdanın dans ettiği kısmı ewan mcgregor'a gerçekten cgi kostümü giydirip dans ettirerek çekmişler, başka türlü yapamıyorlarmış, ewan mcgregor ise gerçek oyuncu takımından olduğu için kesinlikle cgi kostümü giymek istemiyormuş. (sen de ewan, canlandırdığın şey şamdan, o kostümün bir noktada giyileceğini tahmin edemedin mi?) en sonunda yalnızca kamera ekibi ve ewan mcgregor'un olduğu bir yerde çekmişler o sahneyi, hiçbir şekilde o cgi kostümüyle fotoğraf ve görüntü vermek istemediğini belirtmiş oyuncumuz, diğer oyuncuların ve yönetmenin bile kendisini görmesini istememiş ahah, olaya bak.

    bir de 1991 versiyonunda da saati ian mckellen'ın seslendirmesini düşünmüşler fakat kendisi o zaman reddetmiş. bir şey kaderde varsa oluyor gandalf, zorlamanın manası yok.

    dediğim gibi geçtiğimiz birkaç yıl içinde ben bu animasyonu koskoca halimle özleyip bir daha izlemiştim ve o zaman bile "müzikleri ne iyiymiş ya..." demiştim, şu şarkıyı bu ekiple de çok güzel söylemişler, yenice izlediğimde de bu şarkıda yine çok keyiflenmiştim, bu hali de çok iyi olmuş:

    https://www.youtube.com/watch?v=f16o5oak2k8

    orijinal animasyondan 45 dakika daha uzun sürmesinin nedeni de şuymuş ki, üç adet yeni şarkı da filme yedirilmiş ve başındaki sekans daha uzun tutularak şatodakilerin de kap kacağa dönüştürüldüğünün, şatonun kasaba halkının hafızasından silindiğinin falan hikayesi daha uzun anlatılmış. onun dışında neredeyse her sahne, her dans, her koreografi, her diyalog aynıymış, sadece orijinal animasyona atıfta bulunan bir iki minik espri de eklenmiş ve bunları izlerken ben de yakalayamadım, çok büyük ölümcül hayranlar yakalamıştır ancak, imdb'den okuduğum bir tanesi, son sahnelerde lefou'nun çaydanlığa "sen bu fincanın büyükannesi misin?" diye sorduğu sahneymiş, orijinal animasyon vizyona girdiğinde mrs. potts'un insan hali beyaz saçlı, yaşlı ve tombul bir kadın olarak çizildiğinde disney ekibi ve hayranlar bunun hoş olmadığını sonradan fark etmişler, küçük bir çocuğun annesi olmak için mrs. potts'u fazla yaşlı kaçırdıklarını anlamışlar ve bu filmde de ona atıfta bulunmuşlar, filmde mrs. potts bu replikten sonra buharlar çıkararak kızmakta, insan hali sonradan emma thompson olacak çünkü, daha kabul edilebilir bir yaşta ve tombul değil. * (disney ekibi burda kendi kendine eğlenmiş diyebiliriz ahah.)

    acayip beğendim, çizgi filmin ruhuna sadık kalınarak böyle işler yapacaklarsa ben her disney filmini böyle de izlerim valla, keşke böyle güzel olacağını bilseymişim de vizyondayken izleseymişim, büyük pişmanlık.

    ha bir de, son olarak, casting için akıllarda isimler oluşmaya başladığında casting ekibi oyunculara hakuna matata'yı söyleterek notlar almışlar, sonuçta herkes kendi karakteriyle, kendi sesiyle şarkı söyleyeceği için başka bir disney filminden bir şarkıyla ses kayıtları almışlar ve son ekip böyle oluşturulurken bir diğer ayrıntı da, ryan gosling'in the beast için de düşünüldüğü fakat la la land için kendisinin bu filmi reddettiği. emma watson da la la land'i bu film için reddetmişti, resmen birbirleriyle oynamak da bunların kaderinde yokmuş hehe.


    (sweet leaf - 22 Mayıs 2017 21:17)

Yorum Kaynak Link : beauty and the beast