fragmanında empire state of mind'ın cuk oturmasına ek olarak çalan 2. şarkı ricki-lee - can't touch it'dir.

(hassan - 11 Nisan 2010 12:23)

--- spoiler ---
serinin bu filminde aidan shaw geri dönüyor.
--- spoiler ---
2. trailer için;
http://www.youtube.com/watch?v=ktdmvebemgg

(zeeeeeynep - 16 Nisan 2010 01:38)

146 dakika uzunlukta. goodfellas da 146 dakika uzunluktaydı. bu mantığı kullanarak bir şaheser bekliyorum.

(alibeyler - 25 Mayıs 2010 20:08)

--- spoiler ---

eleştirmenlerin g.tüne koysunlar. çok da şahane bir film olmuş. başlangıcından bitişine kadar ihtişam içinde geçen film.

kanımca, filmin gösterime girmesinin ertelenme sebebi müslümanlık ile ilgili dalga geçilmesinden ziyade yahudilik ile ilgili ögeler barındırmasıydı. (bkz: jude law)

liza minnelli her daim muhteşem olduğunu yine gösterdi.

ve olmazsa olmazı: iyi ki varsın samantha jones.

--- spoiler ---

(lily cherrylace - 12 Haziran 2010 00:39)

--- spoiler ---

öyle bir düğünüm olacaksa gay olayım dedirten film olmuştur. ayrıca carrie'nin yeni evine bayılmamak mümkün değil. mr. big seksi karizmadan daha bir sarılıp siyah beyaz film seyretmelik adam moduna geçmiş. penelope cruz sadece laf olsun diye görünmüş filmde. filmin yıldızı ise kesinlikle samantha idi..

--- spoiler ---

.

(cupid of hatred - 12 Haziran 2010 18:16)

sonunda ikinci filmi de izledim ve içime bi mutluluk doldu yine.. bu filmin de dizinin de insan üzerinde (kadınlar mı demeliyim) mutluluk yaratıcı bir etkisi var... sanırım karakterlerden biri ile özdeşleşip, o mutlu şaşaalı dünyada yaşıyormuş hissi uyandırdığından... günlük hayatta kadınların en çok yapmayı sevdikleri şey olan en yakın arkadaşları ile takılma ve alışveriş yapma eylemlerinin, en büyük hayalleri olan mutlu bir aşk hayatı, zenginlik ve lüks ile birleştirilmiş ütopik bir manzara sunuyor olması..

bu filmden ne beklediğini bilerek giden insanların hoşnutsuz olarak çıkmalarının mümkün olmadığını düşünüyorum.. filmin anlattığı şeyin çok ilginç olması gerekmiyor, güzel vakit geçiren güzel giyinmiş hayatın tadını çıkaran bu kadınları izlerken, araya serpiştirilen günlük hayatın ufak sorunlarının bu arkadaşlarla paylaşılarak üstesinden gelinmesinin gösterişli ve espirili bir dille anlatılması... filmin vaad ettiği şey bu, tıpkı dizinin 12 yıldır yapmış olduğu gibi...

özellikle diziyi de takip edenlerin 12 yıldır tanıdıkları bu kadınları kendi arkadaşları gibi görmeleri de mümkün, çünkü onlar yıllardır bizimle...

bugün bu filmi izlemeye yalnız gittim, ve sinemadan şu anda başka bir şehirde olan en yakın arkadaşıma birlikte tekrar izleme sözü veren bir mesaj atarak...

(bewhy - 12 Haziran 2010 23:16)

carrie'nin giderek çirkinleşmesinin beni yorması dışında gayet de eğlenceli film. hiç de öyle çok kötü iğrenç efsanenin çöküşü denicek gibi diil. daha iyi dizi bölümlerini görmedik mi gördük ama yine de güzeldi. ayrıca amerikalının fütursuzca orta doğuyla müslüman kadınlarla dalga geçmesi falan gibi şeyler de deniyo ama alakası yok. çarşafın içinde peçesinin altından patates kızartması yiyen kadını görsem ben de carrie kadar şaşırırım yani sanki bu türkiye için çok normal bi görüntüymüş de aa carrie dalga geçmiş gibi bi durum yok.

(miss magara kadini - 13 Haziran 2010 12:30)

eleştirmenlerin laflarına gerçekten itibar etmememiz gerekiyor, bunu anladım. niye yerin dibine sokmuşlar ki? gayet de eğlenceli, komik, hoş vakit geçirttiren bir film olmuş. ilişkiler hakkında verdiği mesajlar da güzel. son olarak;

--- spoiler ---

abu dhabi duuu!

--- spoiler ---

(fofeynk - 13 Haziran 2010 13:25)

adinin acilen altin kizlar olarak degistirilmesi gereken film. zira dort " kiz"imizin artik altin caglarini yasadigi, ne sex ilen ne city ilen bi islerinin kalmadigi sad but true dur

(beter kocek - 13 Haziran 2010 16:18)

bu kadar ağır eleştirmesinler, çok eğlenceli bir film. öncelikle amacına hizmet etmiş.

--- spoiler ---

son sahnede yüzüğü parmağına takan carrie'nin big'e "bu elmasın rengi neden siyah?" diye sorduğunda aldığı cevap karşısında gülümsememek için kendimi zor tuttum. her genç kızın rüyası işte bu cevap herhalde... carrie'nin de "ruh halimi yansıttığı için bu renk bir elmas satın aldığını söylemenden çok korktum" demesi fazlasıyla carrie bradshaw değil miydi?

--- spoiler ---

(osculus - 13 Haziran 2010 21:06)

seriyi "samantha and the others"a dönüştürmüş filmdir. bu filmde carrie, miranda ve charlotte'a doğrudürüst bir hikaye bulamadıkları için her şey samantha'nın halihazırda eğlenceli karakterine kalmıştır.

yalnız bunun bir hata değil senaristin tercihi olduğunu düşünüyorum. zira filmde samantha'nın üstlendiği roller (jason lewis'in star yapılması, abu dabinin promosyonu falan) gerçek hayatta sex and the city markasının yaptığı ve yapmakta olduğu şeyler. franchise ile samantha eşleştirilmiş gibi. zaten carrie 10 küsür senedir dırdır edip duruyor. bi eğlencesi kalmadı artık.

bir de filmden, özellikle ilk yarım saatinde, bir yapmacıklık akıyor resmen. normalde senaryonun içine eritilen espriler, mecazlar falan abartılı mimiklerle, tepkilerle karşılanıyor, çok göze battı. ilk filmi de pek sevmediydim ama bu sefer yalnız kalmadım bu fikrimde.

(lecterhouse - 14 Haziran 2010 14:48)

hiç gerek yokken çekilmiş ve pişmiş aşa su katmış olan filmdir.

hayranları için 6 senelik çok güzel bir serüvene çok güzel bir film ile zirve yaptırmış ve olayı kapatmıştı. ilk filmden tatmin olmayan hiçbir satc fan'ına rastlamadım ben çevremde de internette de ama bu film nereden çıktı? ne gereği vardı ki? peki serinin yıldızları böyle bir film yapmaya nasıl razı oldular? salondan çıkarken aklımdan geçen sorular bunlardı.

--- spoiler ---

diziyi izlerken aklıma zaman zaman gelen bir soruydu, bu 4'lünün yollarının nasıl kesiştiği. ve film başladığı zaman bodosloma bir şekilde bu konuya girince gerçekten heveslendim. böylelikle hem geçen filmin bıraktığı yerde kalacaktı öykü ( ki olması gereken buydu ) hem de biz boş ama eğlenceli bir 2 saat geçirecektik. ama olmadı filmdeki diğer bütün öyküler gibi bu 'tanışma' olayı da manasız bir skeç olarak filmin başında geçti.

daha sonra big ve carrie'nin evliliklerinin monotonlaştırılmasına seyirci olduk. olabilir evet böyle şeyler yaşanbilir ama film boka sarsın diye mr. big'e carrie'ye yıl dönümlerinde lcd ekran aldırtmak nedir? nasıl birşeydir yani... imkanı var mı böyle birşeyin olmasına. yani deselerdi ki carrie ve mr.big'in evlilik yıl dönümüydü ve mr. big bunu unuttu, unutmakla yetinmedi bu özel gecede evlilik yataklarında 3 latin hatunla grup seks yaptı, buna bile inanıp '' eh mr.big tabi kardeşim'' diyebilirdim ama böyle ultra bir mallık? hiç kimse yemedi resmen boka sarsın ilişkiler diye yapmışlar. ya da bu televizyon mevzu bir çok evlilikte yaşanan bir tartışma konusu diye seyirci kendini öykünün içine çeksin diye mi yapılmış, kadınlara eşlerine dönüp ''ya bak mahmut sende mr.big gibi bir öküzsün işte '' dedirtebilmek için mi yapıldı hiç anlamadım. ondan sonra saatler sürecek bir şatafat. ama öyle böyle değil, uşaklar mercedesler zümrüt suiti bilmemne aman allahım! tamam bu dizide şatafat önemli bir parçadır onu biliyoruz. carrie bakkala ekmek almaya çıkarken dior'dan gelinliğimsi bir kıyafet giyer de gider ama bu böyle bir lüks ne dizinin ruhuna yaraşaıyor ne de öyküye birşey katıyor bence. resmen bi ara açıp götlerine buzlu badem sokacaklar sandım.

aidan shaw gibi evcimen, sadık oğlu sadık, bir insanı ta anasının amında carrie'nin karşısına çıkarmak ondan sonra da ikisini öpüştürmek peki nasıl bir mallıktır? ulan bu adam carrie onu aldattı diye çöktü lan bunalıma girdi. carrie yüzsüz yüzsüz gelip de '' ehe aidan ne de taşmışsın sen bakayım bir daha mı denesek ?'' dediğinde hayvan gibi '' you broke my heart!! '' diye böğürmedi mi? ee şimdi noldu? tabi abu dabi'de carrie'yi görünce çok sevdiği eşini ve 3 tane çocuğunu unutuverdi, aldatılmanın nasıl bir duygu olduğunu da bir kenara itti ve carrie'ye yumuluverdi. mükemmel bir hamle doğrusu. ondan sonrası bariz carrie zevzevkliği tabi. olaydan saatler sonra hemen telefona sarılıp, yakın bir zamanda ''seni sürekli hayalkırıklığına uğrattığımı hissediyorum'' diyen kocana ''ben burada eski aşkımla rastlaştım. restoranda muhammara yidip bende onu dudaklarından öpütm. çok fena hissettim sana da söyliyim dedim'' denir mi? öküz müsün sen? yemişsin bir bok bari sus! ama yok düşüncesizliğin dibine vurman lazım. ''iyi bok yedin'' cevabı yemeye bu kadar meraklı olunur mu ya?

filmde tek hoşuma giden, çocuk bakmanın ve anneliğin ne kadar da zor birşey olduğu realitesini oldukça iyi yansıttığı charlotte-centric sahneler oldu. ne çok abartıydı ne de silik. kararındaydı. güzeldi. gülümsetti.

--- spoiler ---

sex and the city fanlarına gitmeyin diyicem. ama biliyorum gidicekler. yoksa her yerde bu kadar sikim gibi review olan bir film bu kadar hayvan gibi gişe hasılatı nası yapsın? neyse gidince sizde benim anlattıklarımı görürsünüz diye tahmin ediyorum.

(joel - 14 Haziran 2010 23:11)

gösterime girdiği ilk gün gittim. sinemasal bir şaheser izleyeceğim beklentisinde değildim. ilk filmden daha kötü olmasını bekliyordum hatta. sadece tayfanın ne yaptığınıo ne ettiğini vs. merak ediyordum. fakat beklentimin de üstesinde çok eğlendim. özellikle samantha lı bir iki sahnede çok güldüm. müslümanlara hakaret niteliğinde herhangi bir öğe barındırmıyordu. bu konudaki her sahne gayet hayatın olağan akışına uygun sahnelerdi. yalnız kabul etmek gerekir ki baş karakter carrie olacak diye kasılmış, olay onun üzerinden dönsün diye gereksiz olaylara girilmiş. carrie- mr. big hikayesi zaten ilk filmde mutlu sonla bittiğinden onlara cok ellesilmemesi gerektiği kanaatindeyim..

(brooklyncigarco - 14 Haziran 2010 23:21)

--- spoiler ---

özetle "if you liked it then you should have put a ring on it" diyor bu filmde. filmin başındaki düğün sahnesinde liza minelli'nin single ladies coverından sonlardaki 5 karatlık siyah elmas yuzuge kadar.

--- spoiler ---

(yourstruly - 15 Haziran 2010 12:31)

gereğinden biraz fazla uzatılmasının dışında gayet eğlenceli bir filmdi. konu hakkında fikri olmayan biri bile gidip keyifli vakit geçirebilir.

ama benim asıl takıldığım nokta midnight express göndermesiydi. bu tip göndermelerin ne kadar etkili olabileceğini hepimiz biliyoruz. uzerimizdeki arap imajından şikayet edip bunu düzeltmek için hiç birşey yapmıyoruz. bu tip konularda tepkisiz kalıp daha sonra ,işe deveyle mi gidiyorsun, diyenlere de 2 saat açıklama yapmak zorunda kalıyoruz. adamlar cahil, sinemada gordugune gore yorum yapıyor, gitsin 2 satır okusun demek gayet makul gorunse de o işler öyle yürümüyor ne yazık ki. sırf garfield lazanya yiyor diye lazanyayı balık zanneden çevremizde bile 10000 kişi varken kimseye ahkam kesmeyelim bence.

(fshbn - 19 Haziran 2010 12:39)

filmin kendisiyle ilgili kötü bişi söylemeyi yüreğim kaldırmaz, yılların satc bağımlısıyız her bölümü seksen kere izlemişiz. amaaaaaa;
dilerim filmin ingilizce bilmeyen çevirmeni eksisozluk okuyordur. kendisine laflar hazırladım zira
1) güzel kardeşim "not my/your cup of the tea" bana/sana göre değil demektir, carrie nin charlotte a arap kahvesi içtikten sonra söylediği. senin büyüüüük bir cehaletle çevirdiğin gibi "senin çayına benzemiyor" değildir.
2)straight sözcüğü düzcinsel diye çevrilmez. düzcinsel ne olm şaka mısın?
3)abu dabi deki otellerine yerleşen kızlar aynı süitte kalacaklarını öğrenince aynı anda roomiiiiess (yani ooleeey oda arkadaşı olduuk) diye bağırıolar. ama ingilizce bilmeyen çevirmenimiz bunu odacıklaaaar diye çevirip beni koltuğumda yan, sevin okyay ı evinde ters çeviriyor.

daha bunun gibi kritik en az 10 tane hata vardı filmin sinemada yayınlanan gösteriminde.

(inner silence - 11 Temmuz 2010 19:41)

is sex and the city oldugu zaman, kendim icin bilirkisi desem cok da abartmis olmam. diziyi ilk ciktigi yillarda izlemeye baslamistim, ardindan teker teker dvd'lerini satin aldim, su anda 6 sezonun da dvd'si karsimda bana siritiyor.

sex and the city dedigimiz dizi -seversiniz sevmezsiniz o ayri bir konu- kurgusal olarak, bolum ismi icerik iliskisi olarak, yaratilan karakterlerin inandiriciligi olarak kendi icinde cok mantikli ve cok basarili, cok zeki bir dizidir efendim.

amma ve lakin uzun metraj dizi gibi degil ki; sen 25 dakikada hikaye anlatma yetisine sahipsin diye aynisini sinemada da yapabilirsin demek degil. nitekim sex and the city 2 bunun kanli canli bir kanitidir.

her seyden once ben bu kadinlari ayagi bir cukurda bir sekilde oradan buraya haddinden fazla sasaali kostumler icerisinde kostururken gormekten hic hoslanmadim. o kiyafetler new york'a, hamptons'a yakisiyor, abu dabi'ye degil.

haydi onu gectim, insan bir konu bekliyor ama bulamiyor. onun yerine kendi capinda bir defile, o ani kurtarmaya calisan diyaloglarla geciyor tum film. nerede benim replikleriyle vay be dedirten samantha'm, nerede frennemies gibi bir kelimeyi turetebilen carrie'm? bu kadinlar bizim kulturumuze gore asifte olabilirler ama kafalari calisan egitimli kadinlar hesapta; o yuzden ezan duyunca alik alik etraflarina bakinmalari diziye ihanet benim gozumde. ustelik bu bir espriyse hic de komik degil. zaten kalan espriler de komik degil, yeterince bayagi ve aptal isi. uzadikca uzayan ciklete donen bir filmden daha fazlasini beklemek en buyuk aliklik belki de, ama elimizde 6 yillik muhtesem bir miras varken insan daha fazlasini bekliyor.

(zipzip - 26 Temmuz 2010 09:02)

dizinin hatrina sonuna kadar dayandigim film. simdiye kadar, hicbir bolumde kapatip gitmeyi bu kadar hissetmemistim gercekten, tabii bunda hedef kitlenin degismis oldugu ve benim bunun disinda kalmis oldugum etkili saniyorum. sadece bir defile izliyormus havasinda izledim acikcasi, yoksa bu kadar oryantalizmi ben bile kaldiramayacagim. "aman tanrim bir cift ayakkabi sadece 20 dolar mi", adana geri don carry, biz seni orada seviyoruz (yada seviyorduk).
--- spoiler ---
kapali carsidaki "real housewives from abu dabhi" ile gercekten en son noktaya cikmislar. tamam kimse uae'deki kadinlarin iyi durumda oldugunu soylemiyor ama onlarin sizin gibi olmaya calistigini soylemek biraz kendini begenmislik degil mi?
--- spoiler ---

(amandur - 3 Ağustos 2010 15:13)

şeyhin biri demişki
“yahu gelin kızlar
gelin de burda bi filim çekin”
kızlar da çok istemiş,
ve lakin boyunlarını bükmüşler.
“paramız yok ki şeyhim
neyleyelim”

“lafı mı olur kızlar
siz hele bi gelin
bakarız icabına
hem arada gezer
eğleniriz sevabına”

“ayy ne güzel”
demiş bizimkiler de
“eski bölümlerden çırparız
arada menapoz muhabbeti yaparız”

şeyhin otelinde
bi eğlenmişler
bi eğlenmişler
bi eğlenmişler

biz de aval aval seyretmişiz.

(bir aslan miyav dedi - 2 Kasım 2010 01:50)

anthony ve stanford'un evlilik törenleri sebebiyle rtük tarafından filmi gösteren kanaldan savunması istenilen film.

(dreamerpikachu - 26 Mart 2011 00:07)