Facebook Yorumları
  • comment image

    brezilya yapımı gabriel mascaronun 2015 yapımı filmi.

    belkide hiç geleceği olamayan insanların, yılı bile doldurma ihtimali olmayan hayvanlarla iç içe, uzak diyarların hiç bilinmeyen bir tür rodeo yarışlarını fon alan, neredeyse her sahnesi stilize olağanüstü bir görsellik içeren bu film tam bir surpriz.

    hiçbir iddaa içermeden biz "geleceği hemen hemen garanti" olan sistemin içindeki insanlara dönüp bir ara baktı ve bedenlerimizden utandığımızı görünce tekrar döndü kameraya orda olduğunu bilmeden. hayvanlar kadar çıplak hayvanlar kadar dürüst. ne bir yalan vardı ne de bir ego ne kiminin parası vardı ne de sevgilisi. ama herşeyleri vardı ve hiç talepleri yoktu.

    kim bilir? belkide ölülerdi.


    (ikipirekareboluyedi - 7 Nisan 2016 16:11)

  • comment image

    filmi izlemeyi düşünenler için mutlaka dikkate alınması gereken bir konu var. film içerdiği bazı sahneler rahatsız edici olarak değerlendirilebilir.

    --- spoiler ---
    filmdeki at mastürbasyonu sahnesi ve 15 dakika kadar süren ve hamile bir kadın içeren seks sahnesi bence filmin bütünlüğü için kesinlikle gerekli ancak söylediğim gibi, rahatsız edici olabilir.
    ---
    spoiler ---

    genel olarak, tanımadığımız bir ülkeyi, hayalleri olan sıradan insanları objektif bir gözle dışarıdan anlatan, yalınlığı ve sinematografisi ile oldukça etkileyici bir film boi neon. izleyecekler için filmin temposunun yavaş olduğunu göz önüne almakta fayda var.

    --- spoiler ---
    lan o boğa yarışması ne saçma bişey, boğanın kazanma imkanı sıfır, türke gelmez.
    ---
    spoiler ---


    (foset - 12 Nisan 2016 16:08)

  • comment image

    bizim gibi şehrin göbeğinde değil de doğanın hep şekilde içinde olan insanlar için filmin doğal gelmeyen hiç bir tarafı yoktur. ne spermlerini çalıp potansiyel yarış atı sahip olup hayatlarını değiştirmek için ata mastürbasyon yapmalarının ya da hamile de olsa cinsellikten keyif olan kadının sevişme sahnesinin.

    her şey o kadar suni, anlamsız anlamlarla doldu gibi kafamızdaki pencerelerden belimize kadar sarkıp çerçevesiz, demirsiz dışarıya bakma şansımız olmuyor ne yazık ki ....

    filmin en güzel tarafı doğallığı idi. yaşamak için bok küreklemek zorunda kalanlar, güzel gözüksün diye boğaların kuyruklarını süsleyenler, terziliğe / dikişe tutkun olanlar porno dergilerde dahi giydirek kadınlar görürken, fakirliğin / cahilliğin / olanaksızlığın insanı ilişkiler kurmaya engel olmadığını görüyor insan.

    sımsıcak filmlerden mi ? ah bana göre öyle, bir çok insana öyle gelmese de ... samimi dili, iyi oyunculuğu ve aslında sıradan ama hiç sıradan olmayan öyküsü ile ....


    (ride - 16 Mayıs 2016 20:46)

  • comment image

    herhalde en büyük getirisi, bugüne kadar izlediğim "yalınlık" "doğallık" iddiasındaki pek çok filmin tam da doğalım diye bağıran her sahnesinin gâyet grafik olduğunu göstermek olan film. hem de bana bu kadar yabancı, bu kadar bilmediğim bir hayatı sunarken...
    insanların imkânlar değil imkânsızlıklar içinde nasıl özgür olduklarını göstermesi bir de... belki daha önemlisi...


    (kaktus - 17 Mayıs 2016 13:14)

  • comment image

    bir arthouse. herkese göre değil. kurguyu sevmedim. daha iyi kurgulanabilirdi. hayat kesiti gibi görünüyor da, inceden inceye bir şeyleri eşeliyor, eşeledikçe eleştiriyor gibi geldi ama neleri olduğunu pek çözemedim! ileride izleyecek bir şey bulamazsam yeniden izleyip daha değişik çıkarımlar yapabilirim gibi geliyor.

    bundan sonrası, "spoiler" içerebilir. içermeyebilir de!

    "hayat devam ediyor" havası vardı azıcık sanki. emin değilim.
    rahatsız edici sahnelerden bahsedilmiş önceki girilerde. at mastürbasyonu denen şey, attan sperm sağma ve bunun sapıklıkla ilgisi yok. hırsızlıkla ilgisi var. değerli bir damızlıktan gizlice döl almak...
    bunu da geçelim, finale doğru olan hamile güvenlik görevlisiyle olan sevişme sahnesinde de rahatsız edicilik yoktu bence. rahatsızlık demeyeyim ama beni irrite eden tek sahne, kamyonda, şoför koltuğunda jenital bölgesine ağda yapan kadın karakterdi. bacaklarını açmış ve kamyonun ön camına doğru uzatmış hali irrite ettiği kadar irkiltti de. şimdi pek sayın bazı sinefillerimiz bunu da doğallık olarak görecektir. elbet doğallıktır da, gözümüze bu kadar doğallık sokulmasına karşı olabilirim doğal olarak!

    "beğenmiyorsan izleme" denebilir; "izlemeden beğenip beğenmediğimi bilemem" diyebilirim. deniyor mu? ben demiyorum! *
    netice, farklı bir şeyler izlemek isteyenler için biçilmiş kaftan. her ne kadar bu kaftanı fazla giymek istemesem de, arada bir giyip, sonra naftalinleyip dolaba kaldırmalı. atmamalı. yönetmenin diğer işleri de takip edilmeli, yakın markaja alınmalı. gelecek vaat ediyor olabilir.

    at kafalı "show girl" sahneleri tuhaf bir şekilde david lynch'i anımsattı; tuhaf çünkü lynch'in tam olarak böyle bir sahne çekmediğini biliyorum tüm filmlerini izlediğimden. loşluk, kızıl ışık, müzik ve efektler bu etkiyi yaratmış olabilir yahut bana öyle geldi.

    son olarak, brezilya'nın bir yerlerinde, tüm dünya'da da olduğu gibi ama buradaki daha farklı, hayvanların bu denli insafsızca sömürülmesinin, hele filme adını veren boi neon/neon bull/neon boğa'yı filmde bir sahnede görmenin, bende bir iç sıkıntısı yaşattığını belirteyim.


    (fij - 23 Ekim 2016 05:28)

Yorum Kaynak Link : boi neon