Süre                : 1 Saat 35 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Mayıs 2015 Cuma, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  BFI Film Fund , British Film Institute (BFI) , Creative England
Yönetmen       : Andrew Haigh (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Andrew Haigh (IMDB)(ekşi),David Constantine (IMDB)
Oyuncular      : Charlotte Rampling (IMDB)(ekşi), Tom Courtenay (IMDB)(ekşi), Geraldine James (IMDB)(ekşi), Dolly Wells (IMDB)(ekşi), David Sibley (IMDB), Sam Alexander (IMDB), Richard Cunningham (IMDB), Hannah Chalmers (IMDB), Camille Ucan (IMDB), Rufus Wright (IMDB), Martin Atkinson (IMDB), Rachel Banham (IMDB), Michelle Finch (IMDB), Paul Goldsmith (IMDB), Peter Dean Jackson (IMDB), Kevin Matadeen (IMDB), Alexandra Riddleston-Barrett (IMDB), Max Rudd (IMDB)

45 Years (~ 45 Yil) ' Filminin Konusu :
45 yıldır evli olan, çocukları bulunmayan Kate (Charlotte Rampling) ve Geoff (Tom Courtenay) çifti, yaklaşan yıldönümlerini bir partiyle kutlamaya hazırlanmaktadır. Ancak Geoff'in aldığı bir mektup, sakin hayatlarının ortasına bomba gibi düşer: Geoff'in evlenmeden önce kız arkadaşı olan, ancak İsviçre'de bir gölde yaşadıkları trajik bir kaza sonucu donarak ölen Katya'nın cesedi neredeyse 50 yıl sonra bulunmuştur. Kate bu olaya çok önem vermemeye çalışsa da Geoff'in eski günlerine giderek daha fazla özlem duymaya başlaması, Kate'i huzursuz edecektir. Sonunda ikili, geçmişlerini iyice deşmeye ve sorgulamaya başlayacaklardır. Filmin başrolünde yer alan iki isim, Rampling ve Courtenay, 2015 Berlin Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu.

Ödüller      :

Berlin Film Festivali:Silver Berlin Bear-Best Actor, Silver Berlin Bear-Best Actress


  • "anafikir olarak "halının altına süpürülen her şey önünde sonunda ortaya çıkar." fikrini işleyen film. oyunculuklar fevkalade başarılı, bilhassa manzara planları göz dolduruyor. beğendim."
  • "basit bir konunun iyi oyuncular tarafindan canlandirilmasiyla izlenebilir hale gelen film."
  • "manzaralar dışında pek de bir şey bulamadığım film oldu, bana hitap etmedi. charlotte rampling'den pek hazzetmem, belki de bu sebeple. ama sevmedim."
  • "5/101) musluktan su içilebiliyor.2) içtiği sigarayı yeren atan birini gördüm.3) beko buzdolabı kullanıyorlar.4) kadın unutmaz.pişmanım.."
  • "oyunculukları çok iyi, konusu yavan film. ha birşey oldu olacak derken film bitiveriyor. ama manzaralar muhteşem, her saniye keşke şuan orda olsak diyor insan. (bkz: norfolk broads)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    anafikir olarak "halının altına süpürülen her şey önünde sonunda ortaya çıkar." fikrini işleyen film. oyunculuklar fevkalade başarılı, bilhassa manzara planları göz dolduruyor. beğendim.


    (cemvscem - 28 Eylül 2015 12:25)

  • comment image

    basit bir gerçeği kırkbeş sene boyunca göremeyecek kadar aptal olmakla kalmayıp o yaştan sonra ergen kızlar gibi triplere giren bir kadının uyduruk hikayesini iyi oyunculukla katlanılabilir hale getirmiş. garip bi film.


    (dirtydream - 7 Ekim 2015 10:31)

  • comment image

    başka sinema kapsamında gösterime giren film. david constantine'in kısa öyküsünden uyarlanan film, kate ve geoff mercer çiftinin evliliklerinin 45. yıldönümünde gelen bir mektupla sarsılan ilişkilerini, ortaya çıkan iletişimsizliklerini anlatıyor. daha önceki entrylerde söylenenlerin çoğuna katılmıyorum; film evliliğe, evliliğin getirdiği huzursuzluğa dair değil, insanlar arasındaki müthiş iletişimsizliğe ve bunun sonucunda yaşanan hayal kırıklıklarına dair. ve bence bu zaten çağın vebası, birçok kötülüğün sebebi. o yüzden basit ve sıkıcı gelmedi bana, daha ziyade fırtınalar koparan bir film hatta insanın içinde.

    45 yıl nezaketle, huzurla yani mutlu ilerlemiş bir evlilik, bir kaza sonucu yaşamını yitiren eski sevgilinin cansız bedeninin bulunduğunu haber veren bir mektup geldiğinde sarsılıyor. sürdürdüğünüzü zannettiğiniz evlilikte 45 yıl sonra bulunan, üstelik cansız bir bedenin bir evliliği mahvetmesi elbette normal değil, o yalnızca bütün iletişimsizliği karşılayan bir imge. çok da iyi düşünülmüş bir imge, donmuş bir kadın, aslında donmuş bir hayat. saçma fakat gerçek, 45 yıllık birlikteliği sarsması gülünç ama kesinlikle şaşırtıcı değil. çiftin aralarındaki gerginliğe rağmen karşılıklı çabalarla iletişim kurabildikleri anlarda geçmişlerini etkileyen birçok olayı hiç konuşmadıklarını, huzur zannedilen şeyin aslında sessizlik ve sorunların dillendirilmemesi, haliyle çözümlenmemesi olduğunu görüyoruz.

    ben çok çok sevdim filmi. birkaç salonda gösterimde şu sıralar. öneririm. iç acıtıyor, kelimelerime daha çok sarıldım film bitip gözlerim dolduğunda.


    (time traveler bird - 17 Ekim 2015 18:03)

  • comment image

    başrollerinde tom courtenay ile charlotte rampling'in oynadığı, öyle tırt filan da olmayan film. filmi doğrudan lars von trier'in melancholiası ile birlikte değerlendirmek gerekli. zira melancholia filminde anne karakteriyle karşımızdaydı charlotte abla, melankoliyi doğurmuştu. (melankoliyi, insan merkezli olmayan sistemlerin duyarlı insanlarda meydana getirdiği kronik rahatsızlık olarak ele alıyorum)

    oyuncu seçiminden ziyade filmin başında mutfaktan dış mekandaki kadın ve adama dönük kamera; filmin sonunda dış mekandan mutfaktaki kadına dönük. melancholia'da filmin başında iç mekandan dışardaki ateşe dönük kamera da filmin sonunda dış mekandan iç mekana dönüktü.

    bunun yanısıra "45 years" filminde düğüne sayılan günler mevzusu, melancholia'da çarpışmaya sayılan günlerle doğrudan benzerlik gösteriyor. hakeza her iki filmde de düğün konuşma sahnesinin hazırlığı ve konuşma sahnesinin, yeniden bu gözle değerlendirilmesini öneririm. oldu olacak bir de anahtar telmih verip analize geçeyim;

    "...each man has way to betray the revolution. this is mine."
    leonard cohen

    --- spoiler ---

    "45 yıl" derin bir melankoliyi anlatmaktadır efendim. her ne kadar kadına odaklanıyormuş gibi görünse de kadının üzerinden adamı anlatıyor. böyle bakıldığında melancholia'nın cinsiyet eksenli rövanşı niteliğinde. görünürde 45 yıl boyunca en yakınındaki kadın tarafından anlaşılamamış bir adam var. en basit örneği ise mutfakta hannah hakkındaki mektubu aldıktan sonra geoff'la kate arasında geçen konuşma... geoff, buzulun içinde yıllarca bozulmadan kalmış hayvan fosilini metafor olarak kullanmak ister. bunu kate'le paylaşırken kate, coğrafi konumdan bahsederek yabancılaşmanın işaret fişeğini yakar. sohbet saçma bir hal alır ve biter...

    tipik bir emekli öğretmen profiliyle ve köpeğiyle! karşımıza çıkan kate mercer bu haliyle statükoyu temsil eder. geoff'la aynı yaşta olmasına rağmen buzula gömülüp hep genç kalmış olan hannah ise devrimi. geoff, italya dağlarındaki almanca bilen rehberi kıskanmaktadır. aslında rehber üzerinden almancadan çeviri yapan tercümanları kıskanır çünkü "felsefenin dili" almancadır. tercümanlar ise bahsi geçen fikirleri/görüşleri daha önce öğrenmektedirler. bu da hannah ile önden yürüyor olmaları anlamına gelir.

    geoff'un, kierkegaard'ın kitabının devamlı ikinci bölümününden öteye geçememesine iki uçlu bakabiliriz. birincisi yönetmenin/senaristin, varoluşçuluğu yarım kalmış bir akım olarak görmesi olabilir. ikincisi ise geoff'un yarım yamalak varoluşunun metaforu olabilir.

    hülasa geoff'un çerçevesinden baktığımızda iki kadın, iki farklı hayatı temsil etmektedir. biri eve hapsolmuş; pişmanlıklar, yüzeysel ilişkiler ve rahatsız edici toplumsal normlara sahip olan düzen. diğeri ise salt özgürlük. statükonun kısıtladığı alanlarda 45 yıl sonra açığa çıkan bir yabancılaşma... geoff artık bir tutunamayandır.

    filmin kahramanı geoff, alplere gidip hannah'la yeniden yüzleşemez. düzene yenik düşer, ağlayarak da olsa bunu kabullenir. düzenin onun için uygun bulduğu; kuş gözlemi, köpeğin gezdirilmesi gibi hobilerle ! hayatının son bulmasını bekleyecektir.

    son olarak geoff'un emekli olduğu işyerinde verilen yemekten dönüşte, arabada tam bir umutsuzluk içinde söylediği, beni önce güldüren ardından üzen, ama çok gerçekçi şu sözleri ile bitiriyorum;

    "inanabiliyor musun kızıl lenny'ye ? adama lenin diyorduk... kızıl lenny'nin oğlu bankacı olmuş"
    ---
    spoiler ---


    (arnavut kaldirimi iyi hal indirimi - 13 Kasım 2015 11:43)

  • comment image

    weekend ile eşcinsel cinsiyet kimliğini bilinen sulardan uzaklaştırarak günlük yaşamın içine dahil eden ve ilişkiler üzerine ahkam kesmekten geri durmayan andrew haighfilmi.

    haigh, filmde evliliklerinin 45. yıl dönümünü kutlayacak olan bir çiftin hikayesi üzerinden aşk üzerine söyleyeceklerini kaldığı yerden devam ettiriyor.

    --- spoiler ---

    günümüzün sevilen romans filmlerine benzer bir aşk öyküsüymüş gibi başlayacakmış izlenimi veren 45 years, yeryüzündeki en kusursuz ilişkilerde bile gizemli çelişkiler ve şüphelerin olduğunu, tek bir şüphenin bütün bir mutluluğu nasıl yok ettiğini; geçmişle bağını koparamayan bir doğrusal zaman içerisinde, bir zamanların muğlâklığını şimdiki zamana uyarlayarak eylemselleştiriyor. bu hiçlik duygusundan kaynaklanan, boşluktan doğan bir eylemdir… yönetmenin izleyicisine evliliklerin gerçekliği ve mutlu aşkın imkânsızlığı konusunda bir ders vermeye kalkıştığını düşünmeyin. bunu eline geçirdiği her fırsatta radikal bir biçimde yıkmakta bir an bile tereddüt etmiyor. filmde kurulan dramatik yapının mükemmelliğinin yanı sıra, geçmişteki bir eylemin şimdi de uyandırabileceği şüphe duygusunu, seleflerinde karşılaşmadığımız bir ciddilik ve kâmillik içerisinde derdest ederek, ilişki psikolojisini oyuncularının muhteşem performansları ile beraber izleyicisine geçirebiliyor. çok yakın bir zamanda weekend ile var olan bir değeri bizlere hatırlatan andrew haigh, şimdi 45 years ile bu değeri daha da yüceltiyor; duygusal temasları.

    ---
    spoiler ---


    (budemu - 1 Ocak 2016 13:13)

  • comment image

    esasında filmle ilgili başlıkta gerçekten çok güzel izlekler var ve doyurucular..ancak benimde nacizane birşeyler karalayasım geldi..

    melankoliyi yaratanın sanırım yaş ve yaşanmışlıkla paralel olan bir durum olduğunu düşünüyorum. ters köşeler hep sonradan kadın rolü üzerinden yürürken aklıma gelen şu oldu: ketum olan kapris kıskançlık gösteren kadın iken, sonunda memnuniyetsiz olan yine o..ve çocukları olmaması ve -ağır spoiler- sanki alman hatunda fotoğraflardan hamile olabileceği kanısına kapıldım. hani ruhsal bir doyum eksikliği gördüm kadın karakterde..
    erkekse gerçekten önceden tahmin edilebilendi yine, garip..


    (donquijote - 14 Ocak 2016 13:40)

  • comment image

    sakin kafayla dingin bir ruh halindeyken izlenesi film. hani iç ısıtan filmler vardır ya bu kesinlikle öyle değil. tam tersi içiniz soğuyor. bunu kötü anlamında asla demiyorum çok güzel fazla gerçekti fazla gerçek olmasından kaynaklı da doğal olarak kendimi kadının yerine koyduğumda içimin üşümemesi mümkün olamadı. tam olarak erkeklerin kendini adamın yerine koyacağı kadınların da kendisini kadının yerine koyup irdeleyeceği bir film çıkmış ortaya. haklı olan bir taraf yok herkes kendine göre haklı iki tarafında tepkileri çok normal. herkesin de ilerleyen bir yaşam sürecinde gerçekten yaşayabileceği bir durum. oyunculuklar da çok güzeldi özellikle charlotte rampling'e gerçekten bayıldım.

    --- spoiler ---

    45 yıl boyunca beraber olduğunuz eşinizin geçmişinde iz bırakmış unutamadığı eski aşkının hayaletinin aranızda dolaşmaya başlaması temalı bu film. her şey gelen bir mektupla değişiyor. adamın belki de çok derinlere gömdüğü düşünceleri, hisleri, eski aşkının cesedinin bulunmuş olma ihtimaliyle tekrar su yüzüne çıkıyor. her ne kadar kadınsal duygularla ara ara adama sinirlensem de mantıksal olarak baktığımda adamın hiç bir suçu yok. ortada yaşanamamış yarım kalmış bir şeyler var, normal bir ayrılık süreci yaşanamamış eğer o kadın hayatta olsaydı neler olurdu kafasında olmamak mümkün değil adam için. zaten kate'in geoff'e sorduğu evlenir miydin? sorusuna verdiği cevaptan da belli oluyor bu durum gayet basit bir şekilde. bir de ölen kadının hamile olma durumu var (emin olmamakla beraber bana da kadın hamile gibi geldi) yani bir şeyler fazlasıyla yarım kalmış geoff hayatının aşkını ve (muhtemelen) çocuğunu kaybetmiş. bütün bu yaşananları toptan kaldırıp kilit altına almış fakat işte gelen bir mektupla her şey su yüzüne çıkıveriyor.

    kate onu anlamaya dinlemeye çalışıyor ama 45 senelik eşinizin bu değişimi daha önce hiç duymadığınız olayları yeni duymaya başlamanız durumun ne kadar ciddi olduğunu fark etmek insana koymicak cinsten değil. mesela beni en çok üzen olay bunlar sevişirken daha doğrusu sevişmeye çalışırken kadının adama "gözlerini aç" demesiyle adamın bütün arzusunun bi anda gitmesiydi. burada direkt aklıma o ölen kadını hayal ettiği geldi. e gözlerini de açınca bütün motivasyon gitti tabi. dedim neyse belki de öyle değildir ama bu olaydan kısa bir süre sonra gecenin bir vakti adamın yataktan gidip tavan arasında ölen kadının fotolarına bakmasıyla bu düşüncemi kendi kendime doğruladım. bunlar sözle tabir edilemeyecek durumlar sadece bir kadın hissiyatı ve kate'in de aynı böyle düşündüğünü hissettim. bu gerçekten insanı inanılmaz şekilde yaralayacak bir durum. nitekim tavan arasındaki durumu da görünce kate de iyice bir umutsuzluk oluşmaya başladı. peki böyle bir umutsuzluk oluşmuşken neden bırakıp gidemiyoruz ?

    sonlarda geoff'in yaptığı konuşmadan bu kesit,

    " bizler yaşlandıkça karar vermeyi bırakıyoruz, en azından büyük kararlar. belki de hayat boyu o kadar
    çok karar hakkımız var ki hepsini kullandığımızda bitiyorlar. "

    filmi özetler nitelikte aslında. kutlamadan önceki gün kate ve geoff ciddi bir şekilde konuşurken yemek masasında bir anda kate'in "bugün haplarını aldın mı? gidip getireyim. sonra yemek yiyip yatarız.sonra da kalkarız. ve baştan başlamaya çalışırız." demesi de zaten tam olarak geoff'in kurduğu cümlenin somut olarak örneklendirilmiş hali gibi. ayrılık gibi büyük bir karar için artık çok geç.

    büyük keskin bir karar alacak cesareti olsa tabi ki kendisiyle beraberken aklı başka yerde olan adamla kimse devam etmek istemez. kate'in zaten filmin sonunda bile o umutsuz bakışlarını fark etmeyen yoktur. kocasının konuşmayı yapmasının ardından bile kate'in yüzü biraz gülse de sonrasında yüz inanılmaz şekilde düşüverdi. böyle bir durumda tam olarak insanın içi hiç bir zaman rahatlamaz. unutmaya çalışır bir şeyleri görmezden gelmeye çalışır ama sadece bir anlık bir olay ya da düşüncede gene su yüzüne çıkıverir o umutsuzluk... sen-kocan ve uğraşamayacağın geçmişten bir hayaletle yaşamak... devreye de şuan bu etkileyici replik giriveriyor;

    " eve işlemiş bu kokunun kaynağını keşfettim. onun parfümü. bunca zaman boyunca arkamda odanın köşesinde duruyormuş gibi. her şeyi bozuyor. tüm kararlarımızı, tatilde nereye gideceğimizi, okuduğumuz kitapları, hangi köpeği istediğini, ne tür şarkı dinlemek istediğimizi. önemli olayları da. özellikle önemli olayları. keşke aklımdan geçen, bildiğim her şey ağzımdan dökülebilse ama dökülemiyor. "

    tabi ki bu duyguları bana inanılmaz şekilde hissettiren charlotte rampling'e saygı duymamak mümkün değil. oscara da iyi ki aday olmuş.

    ---
    spoiler ---


    (duzmantig - 15 Ocak 2016 05:46)

  • comment image

    avrupa ruhsuzluğu nedir diye sorarlarsa bu filmi tavsiye edebilirsiniz, ruhunuza fısılayım bu nedir yahu diye düşünülebilir. öte yandan derin bir özlem yaşayan ve karnında çocuğuyla beraber ölen eşini başka bi kadının ruhunda 45 yıl arayan ve bunu kadına hissettirmeyen -ki kadın biraz mal- bi adamın ızdırap dolu yılları olarak da görebilirisiniz.


    (osariyurt - 16 Ocak 2016 02:34)

  • comment image

    andrew haigh'ın oldukça başarılı bulduğum filmi. ancak ben yukarıda yazılanlardan farklı bir şekilde okudum filmi.

    --- spoiler ---

    evet her ilişkide halının altına süpürülen şeyler vardır, evet bunlar yüz üstüne çıkar bir gün ve sorunlar başlar falan filan. ama film bence başka bir çarpıcı gerçek sunuyor.

    kate, oldukça anlayışlı bir eş olarak geoff'un eski sevgilisinin ölümüyle sarsılmış olmasını başlarda anlayışla karşılıyor. derdine ve anılarına ortak olmaya, onu anlamaya çalışıyor. ancak farkediyor ki geoff başka bir diyarda. yıllar sonra eski sevgilisinin cesedinin bulunmasıyla geoff'u eski anıların tutkusu ve yaşanmayan şeylerin acısı sarıyor. adeta kafasının içinde yitirdiği sevgilisinin tutkusu ve acısıyla yaşıyor ve 45 yıllık hayat arkadaşıyla olan birlikteliğine bir anlamda ihanet ediyor.

    kate bu andan sonra kendini berbat ve çaresiz hissediyor. sevişme sahnesi ve sonrasında yaşananlar da malûm. buraya kadar herkesin mutabık olduğunu düşünüyorum.

    ancak ne zaman kate çatı katına çıkıp, geoff'un eski sevgilisinin fotoğraflarına bakıyor, işte orada işin rengi değişiyor. yukarıda kadının hamile "zanneden" arkadaşlar olmuş. kadın bariz hamile, zannedilecek bir tarafı yok. kate'in bu bilgiyi edinmesiyle beraber duygusal dünyası bir evrim geçiriyor.

    o ana dek geoff'un eski sevgilisi, yitirilmiş bir eski sevgili idi. bir gün önce yatakta ona "ölmemiş olsa onunla evlenir miydin?" diye sorup, "evet" cevabını aldığında, geoff'la geçirdiği tüm yaşantısı 'aslında idealde tercih edilmeyen, zorunluluktan yaşanan bir alternatif' olarak gördü. ancak ne zaman kadının "hamile" olduğunu öğrendi, o andan sonra tüm yaşantısı "olmaması gereken bir alternatif" oldu.

    bir şeyin "ikincil bir alternatif" olması ile, "olmaması gereken" olması arasında ciddi bir fark var.

    geoff, seyircinin beklentisinin aksine boşluğa düşmedi. isviçre'ye gitmeye kalkışmadı. anılarına saplanıp kate'i bırakmadı. ancak bunları evlilik yıl dönümündeki konuşmasında anlattığı (bizler yaşlandıkça karar vermeyi bırakıyoruz, en azından büyük kararlar. belki de hayat boyu o kadar çok karar hakkımız var ki hepsini kullandığımızda bitiyorlar) sebepten yaptı. bunu da konuşmada açık açık söyledi. farkında olarak ya da olmayarak.

    ve evlilik yıl dönümünde kate'in korktuğu olmadı. geoff depresif ve metazori değildi. mutlu, memnun ve eşine minnettardı. dans esnasında da oldukça mutlu ve keyifliydi. tıpkı eski günlerde olduğu gibi.

    işte kate o an bütün evliliğinin ne kadar kofti olduğunu, onu seven görünen adamın sevgisinin altında hep bir "kabulleniş", "kanaatkârlık", "elindekiyle yetinme duygusu" olduğunu fark etti.

    daha da kötüsü, onu seven adam bu konuda haksız da değildi. ona bunu hissettiren tek şey eski sevgilisine duyduğu tutku değildi. onun çocuğunun annesi de olmasıydı aynı zamanda.

    yani kate'in tüm evliliği, o mutlu geçen yılları; sadece yaşanamamış şeylerin yol açtığı alternatif bir yaşantı değil, aynı zamanda "olmaması", "ideal dünyada yaşanmaması gereken" bir yaşantıydı.

    geoff terkedilmemişti eski sevgilisi tarafından. ilişkilerinin evlilikle sonuçlanıp sonuçlanmaması bir tutuma, temenniye bağlı değildi. olacak olan ve olması gereken bir şeydi. çünkü sevgilisi hamileydi.

    kate'in tüm evliliği, hayatın en acı, en gaddar tarafının yol açtığı "yaşanmaması gereken" bir yaşantıydı.

    ---
    spoiler ---

    haigh'ın ellerine sağlık harika iş çıkarmış. oyuncuları da tebrik ederim fakat charlotte rampling'in, tom courtenay'in önüne geçirilmesini anlayamıyorum. tom amca da bence en az charlotte kadar iyi oynamış. film boyunca yaşananların tamamına charlotte gözünden bakıyoruz neredeyse. daha iyi oynamış diyemem, rolü daha büyüktü hepsi bu. ha yine de oscar için yetersiz. ama eğer illa charlotte aday gösterilecekse bence tom da gösterilmeliydi.

    7/10


    (peterpann - 16 Ocak 2016 10:41)

  • comment image

    34. istanbul film festivalinde de gosterilen basarili film.

    film icin norfolk'un tercih edilmesi bosuna degil. biraz da ciftin sohbetlerinden uzaklasililip butun zerafeti ile gozler onune serilen manzaraya odaklanmali. ayni gibi gorunen ama aslinda her gun degisen gokyuzune, bulutlara ve ruzgara. onlar da en az geoff ve kate kadar ipucu verecekler ciftin evlilikleri hakkinda. ya da evdeki saat tiktaklari, kilise cani; gercekten hicbir sey anlatmiyor mu?


    (anneke von trier - 18 Ocak 2016 22:21)

  • comment image

    manzaralar dışında pek de bir şey bulamadığım film oldu, bana hitap etmedi. charlotte rampling'den pek hazzetmem, belki de bu sebeple. ama sevmedim.


    (feministim ben - 7 Şubat 2016 11:07)

  • comment image

    45 yıllık evlilik üç günde nasıl içerden çöker smile ifade simgesi kaba bir tanımlama yaptım ama yıllarca saklananlarla ilgili çok ince bir ingiliz yapımı. oyunculuk ve yönetmenlikse incelikten kopacak nerdeyse.e charlotte rampling adaysa tom courtenay a da bir adaylık verilmeliydi bence..izleyin derim.


    (spens - 27 Şubat 2016 15:28)

  • comment image

    hemen herkesin emeklilik planlarındaki gibi güzel bir doğadaki pembe panjurlu tatlış bir evde *, ununu eleyip eleğini asan yaşlı tontiş bir çiftin belki de en mutlu olması gereken dönemde; hem de evliliklerinin 45. yılı etkinliği çerçevesinde hazırlıkların sürdüğü haftada bir anda çok eski mevzuların önlerine çıkmasını, önlerine çıkıp da tüm huzurlarını alıp götürmesini iyi oyunculuklarla kotaran oldukça gerçekçi bir film.

    sevgilisini bir kazada kaybedip travmasını başka bir kadını severek aşan, eski sevgilisinin cesedinin bulunmasının ardından balataları yakan dayı ve 45 yılını eşine saçlarını süpürge ederek geçiren; eski sevgili olayını vaktinde duymuş olsa bile bu kadar detaylı bilmeyen, nihayetinde herkes herkesin eski sevgilisidirmottosuyla fazla aldırış etmeyip yıllar sonra gelen bir mektupla detayları öğrenen, öğrendikçe de hayal kırıklığına uğrayan, "acaba beni gerçekten sevdi mi?" diye içten içe soran bir teyzeye ait; belki de hayatlarının son demlerinde bir daha o eski huzuru ve mutluluğu bulamayacak olmalarının hikayesi. bir acelesi yok filmin. nakış nakış, yavaş yavaş anlatıyor derdini tüm soğuk rüzgarlarıyla.

    böyle bir olayın senin benim, ana * babamızın, hatta yer yer dayı ve yengemizin başından geçmesi oldukça olası. dahası geçiyor da. bu kadar durgun, rutin bir hayatın içindeki -bize göre- sıradan bir mevzunun bu kadar soru sordurtması ise başarı işaretidir.


    (frank castle - 2 Mart 2016 01:32)

  • comment image

    hayatımda izlediğim en berbat filmler içerisine girebilecek kadar dandik bir film. 45 sene evli kaldıktan sonra kezban tripleri atan bir kadınla aptal bir kocanın saçma sapan hikayesi. inanın başka bir şey değil.


    (aydaki ayak izi - 3 Mart 2016 02:04)

  • comment image

    bu filmi seyredeli epeyi bir süre geçti üzerinden. zaman zaman bazı anlar ve sahneler geliyor aklıma hala. charlotte rampling'in oscar almasını çok isterdim bu filmle. hayat bu, olduğu gibi akıp gider, mutlusunuzdur, neden ve nasıl olduğunu bilmeseniz de akışına bırakırsınız, "settle" edersiniz.

    peki ya 45 yıllık evliliğinizin arifesinde yaşadığınız ve bildiğiniz her şeyin çok da farklı olduğunun farkına varsanız? yine aynı ahenkle devam edebilir misiniz o çok alıştığınız hayata, dinamiklerine? bilmiyorum, ben böyle bir şaşırtmacayla karşılaşsam aynen bu filmdeki kadın gibi davranırdım, aynen bu şekilde tepki verirdim gibi geliyor.

    çok seviyorum böyle hikayeleri, bizden, ondan, bundan, o kadar yakın ki. biraz da yaş almanın etkisiyle daha çok değer veriyorum sanki anlatılan bu hayat hikayelerine, o kadar uzak ama bir o kadar yakın...


    (veronica marsta - 12 Mart 2016 02:31)

  • comment image

    95 dakikalık, 2015 yapımı film.

    7 / 10.

    andrew haigh sade ve güzel bir drama sunmuş. en güçlü yanı ise ilginç bir hikayesi olması. aslında her çiftin aklının bir köşesinde yer alan "geçmişte neler oldu acaba?" kuşkusunu da inceden harlamış ve kullanmış.

    eşinizin en büyük tutkusu musunuz? acaba sizden gizlediği, onu zamanında derinden yaralayan bir hikayesi mi var? sizle yalnızca hayata devam etmek için mi ilişki yaşıyor? filmi izlerken bunların hepsi aklınıza gelebilir. üstelik bunlar hayatlarının sonbaharın olan iki insan üzerinden sunulunca daha da ilginç hale gelmiş.

    güzel oynnamış ( charlotte rampling özellikle harikaydı ),anlatımını uzatmamış, tavsiye edilebilecek bir drama.

    her eve imdb


    (karinca beli - 19 Mart 2016 14:26)

  • comment image

    oyunculukları çok iyi, konusu yavan film. ha birşey oldu olacak derken film bitiveriyor. ama manzaralar muhteşem, her saniye keşke şuan orda olsak diyor insan.

    (bkz: norfolk broads)


    (jandi - 30 Temmuz 2016 14:42)

Yorum Kaynak Link : 45 years