Süre                : 1 Saat 48 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Kasım 2005 Cuma, Yapım Yılı : 2005
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD,İngiltere
Yapımcı          :  Di Bonaventura Pictures , Miramax , Patalex V Productions Limited
Yönetmen       : Mikael Hafström (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Stuart Beattie (IMDB),James Siegel (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Vincent Cassel (IMDB)(ekşi), Clive Owen (IMDB)(ekşi), Addison Timlin (IMDB)(ekşi), Melissa George (IMDB)(ekşi), Jennifer Aniston (IMDB), RZA (IMDB)(ekşi), Tom Conti (IMDB), Rachael Blake (IMDB)(ekşi), Richard Leaf (IMDB), Xzibit (IMDB), Catherine McCord (IMDB), Denis O'Hare (IMDB), Georgina Chapman (IMDB), David Oyelowo (IMDB), Giancarlo Esposito (IMDB), Jennifer Joan Taylor (IMDB), David Morrissey (IMDB), Sam Douglas (IMDB), Chiké Okonkwo (IMDB), Floyd Bradley (IMDB), Jason Camp (IMDB), Chenique Charmaine (IMDB), Aimee Denaro (IMDB), Sue Durso (IMDB), James Fisher (IMDB), Reese Foster (IMDB), Beth Hebert (IMDB), Georgiana Jianu (IMDB), Cherie Nichole (IMDB), Ike Ononye (IMDB), Ernest Pierce (IMDB), Mel Raido (IMDB), Gary Sedlock (IMDB), Georgie Smith (IMDB), Michael Stailey (IMDB), Richard Strobel (IMDB), Ron Valdez (IMDB)

Derailed (~ Raydan çikanlar) ' Filminin Konusu :
Reklamcı Charles Schine her gün işiyle evi arasında mekik dokuyan Chicago'lulardan birisidir. İşine gitmek için her sabah düzenli olarak 8:43 trenini yakalamak zorundadır. Bir gün treni kaçırır ve Lucinda Harris ile tanışır. Lucinda çok güzel, büyüleyici ve baştan çıkarıcıdır. Artık Charles'ın hayatı sonsuza dek değişecektir. Lucinda ve Charles'ın her ikisi de adeta çocuklarıyla evli olmasına rağmen sanki bir manyetik alan gibi birbirlerine doğru çekilirler. Birlikte yedikleri öğle yemekleri kısa sürede iş sonrası akşam yemeklerine dönüşür. Çok geçmeden de kendilerini bir otel odasında bulurlar. Charles ile Lucinda'nın mükemmel gibi görünen ilişkisi, odaya LaRoche adlı acımasız bir yabancının girmesi ve ikisini silahla tehdit etmesiyle çıkmaza girer. Yasak aşk artık akla hayale sığmayacak kadar tehlikeli ve şiddet yüklü bir kabusa dönmüştür. Charles'ın yaşamı artık ihanet, şantaj, şiddet ve cinayetlerle doludur. Karısına açılamayan ve polise de bir şey söyleyemeyen Charles, artık tanımlayamadığı bambaşka bir dünyanın içinde tuzağa düşmüştür. Yakın zaman öncesine kadar bildiği hayatından eser kalmamıştır.


  • "clive owen oynamasa gidilcek gibi bir film degil."
  • "ing.raydan çıkmış.örnek kullanımmegadeth - train of consequencesmy thinking is derailedi'm tied up to the tracksthe train of consequencesthere ain't no turning back"
  • "(bkz: clive owen/@deinnorra)"
  • "''laroche,i chose this prison''"
  • "sinemada izlenecek baska film yoksa gorulebilecek bir film. bastan sona kadar film izlendigi hissediliyor. gercekcilikte buz devrini bile yakalayamayan bir film."
  • "başından sonuna kadar gerilim yüklü, vincent cassel 'in her zamanki gibi müthiş bir oyunculuk sergileyip, kendinden nefret ettirmeyi başardığı bir film."
  • "allahın sopası yok temalı film. clive owen için izlenmeli.."
  • "clive owenin felaket zayıfladığını farketttiğim film olmuştur.bir sonraki sahnede ne olacağı kestirilebiliniyor ama sonlara doğru olanlar şaşırtmıyor da değil."
  • "izlerken clive owen yerine sürekli nicolas cage'i gördüğüm film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ana mesajı karınızı kocanızı aldatmayın sonra işin içinden çıkamazsınız olan film.

    fragmanını izledikten sonra acaip bir reindeer games'e benzediği izlenimini uyandırıyor.

    --- spoiler ---
    izledikten sonraysa başta bırakılan bu izlenimin son derece yerinde doğru bir tespit olduğunu gördüm. benzer bir kız ve onun başının belaya girmesi sonucu çıkan problemler... ardından kızın belalısının aslında erkek arkadaşı olması vs. baya bir reindeer games etkileşimleri gösteriyor. ancak daha ilk sahneden ya kesin bu kızda bir bok var bak adamdan hemen bir sürü parası olduğunu da öğrendi demesine rağmen başarılı oyunculuk ve yazılmış zekice senaryo sonucu filmin ortalarına doğru baştaki şüphelerin unutturulması filmin büyük bir başarısı. tabi sonunda ulawn ben bunu baştan tahmin etmiştim ama nasıl da iyi yedirdiler yine de dedirtti bu film bana. ayrieten hapse gidenin clive owen olmaması da güzel bir aldatmacaydı.
    ---
    spoiler ---

    başlardaki bir iki rahatsız edici sahnesi dışında izlenmesi zevkli güzel bir bulmaca sunan bir film derailed. dediğim gibi reindeer games'i biraz da wild things'i anımsatıyor. yer yer bokunu çıkarmaya yaklaşıyor olunsa da bence dumurlar yerinde bırakılmış. yine de bunun yerine reindeer games'i tercih ederim lakin charlize theron bence jenniffer aniston'dan daha güzel.


    (man of five - 14 Kasım 2005 06:14)

  • comment image

    herseyin basladigi gun, her gun gibi siradan bir gunmus; charles her zaman bindigi trenini kacirmis, bir sonrakine binmek zorunda kalmis ve olaylar gelismis. iyi ki gelismis, iyi ki håfström filmini cekmis... seklinde bir girizgahtan sonra ''two thumbs up'' diye ekliyor, roger ebert'e istemeye istemeye selam ediyoruz.

    * spoiler *

    filmde gerilimin tavan yaptigi sahne kuskusuz laroche'un (vincent cassel) charles'in (clive owen) evine geldigi sahne. adami bir anda ozelinin icinde, karisiyla dizdize bulunca bizimle beraber o da olayin ciddiyetini daha iyi anliyor. bu noktada insani sinirden güldüren bir detay varsa o da deanne'in yabanci hayrani aptal amerikali tribidir herhalde. laroche şirin fransiz aksaniyla konustukca kadinin agzi acik, basi yana egik sekilde onu izlemesini, aralarinda gecen ''au revoir'' diyalogunu baska sekilde aciklayamayiz herhalde. neyse... film oncelikle bir gerilim filmi tabii, ama dramatik ogeler de iceriyor her ''ikisi bir arada''/pazarlama harikasi holivud filmi gibi. trende tesaduf eseri tanisma sahnesiyle olsun, ''dudaklarina dokunmadan seni opebilirim'' diyaloguyla olsun, charles'in otel odasindaki ''o beni sirtimdan vurdu'' temali monologuyla olsun film icinizi titretmekten geri kalmiyor. bunlar gibi bir de charles'in kizinin hasta olmasi durumu var; o da charles'in santaj meselesini polise goturmemesinin ona -manevi olarak- ne kadar pahaliya mal oldugunu, ve lucenda'ya olan ilgisinin boyutunu seyirciye gostermek icin konmus bir detay. detaylarin yerinde ve gercekci kullanildigi bir diger konu da setting. chicago'da geciyor film, ve chicago'nun gangsterlerle, drug dealer'larla, itle kopukla hasir nesir olan gecmisi malumumuz. laroche'un charles'la bulustugu yer sehrin en tekin olmayan yerlerinden. ''polisli fahiseli sahne ne alaka?'' diyen olduysa, ''chicago'lu bir filmde chicago polisi olmadan olmaz...'' diyebiliriz kolaylikla. o sahnede arabada ölü olarak yatan winston'i polisin bulma ihtimali yurek hoplattiriyor, ama sahnenin bir baska fonksiyonu da sehrin, insanlarin ne kadar bozulmus oldugunu bir kez daha gostermesi. deanne'in filmin baslarindaki ''i hate the city'' cumlesi de filmin vermeye calistigi mesajlardan birinin bu oldugunu kanitliyor. daha winston'a dair soylenecekler de var ama burada keselim simdilik.

    *
    spoiler *

    sozun ozu: 'aman allahim nasil bir filmdir bu!' etkisi yaratmayacak olsa da, izlemesi keyifli bir film olmus.


    (shisha - 20 Kasım 2005 06:24)

  • comment image

    filmin ortalarina yaklasirken "sikacak galiba bu" diye endiselendiren ve hatta sikmaya baslayan ama sonlara dogru hareket kazanan bir film olmus. evde otururken falan izlenebilir rahatlikla, vakit gecirmis olursunuz. ancak sinemada gideyim derseniz klasik bir alengir filmi izlemis olursunuz, yazik olur.


    (thewicked - 1 Şubat 2006 22:30)

  • comment image

    vincent cassel icin izledigim ve sukut-u hayale ugradigim film. esasen bir yere kadar gerilimi tutturmus tum stereotipleri de yerli yerine oturtmus ama bir yerden sonra raydan cikiyor ve gene bir sogukkanlilik gosterisiyle metamorfoza evriliyor karakterler. sinemada izlenmez evde bakilir sooyle bir.


    (genx - 24 Mart 2006 01:01)

  • comment image

    sinemada izlenecek baska film yoksa gorulebilecek bir film. bastan sona kadar film izlendigi hissediliyor. gercekcilikte buz devrini bile yakalayamayan bir film.


    (gelishine yarim vole - 27 Mayıs 2006 22:04)

  • comment image

    başından sonuna kadar gerilim yüklü, vincent cassel 'in her zamanki gibi müthiş bir oyunculuk sergileyip, kendinden nefret ettirmeyi başardığı bir film.


    (furie - 28 Mayıs 2006 09:52)

  • comment image

    clive owenin felaket zayıfladığını farketttiğim film olmuştur.
    bir sonraki sahnede ne olacağı kestirilebiliniyor ama sonlara doğru olanlar şaşırtmıyor da değil.


    (rossgaller - 29 Mayıs 2006 15:25)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ferdi tayfur un bi filmi vardı böyle. adam sevgilisini kurtarmak için arazisini satıyor ama daha sonra kız kötü adamın sevgilisi çıkıyodu falan. filmi izlerken aa bu bizim ferdinin filmi dedim ve ondan sonrasını tahmin etmek zor olmadı. ne diyelim bu hollywood, senaryoları bizden araklayıp yine bize satıyo biz de yiyip izliyoruz böyle.

    ---
    spoiler ---


    (eigeus - 31 Mayıs 2006 18:48)

  • comment image

    filmdeki hapishane galiba prison break'teki hapishaneydi.. bunu farkettikten 5-10 dakika sonra da dizideki ajanlardan birini hapishane görevlisi olarak görünce tamam dedim.. dizi çekiminin arasında 15 dakikada sıkıştırmışlar heralde o sahneyi ahah..

    gayet güzel film.. clive owen için diyeceğim tek şey bir aktör bir filmle* kendisinden bu kadar iğrendirdikten sonra diğer yapımlarıyla kendisini bu kadar sevdirebilirdi heralde.. film ahlaki bir takım sorunlar yaşıyorsa da öyle kalması güzel olmuş kanımca.. her filmin çok da ahlaklı olması gibi bir zorunluluk yok zaten..

    --- spoiler ---
    clive owen yine filmin açılışında hapishanede gibi görünüp nanik çekiyor filmin sonunda.. benzerini daha yeni izlemiştik halbuki inside man'de.. filmin ilk sahnesinde owen'ın sesiyle sırtı dönük adamı görünce direk inside man'i düşünerek şerefsizim aklıma geldi, yemezler dedim.. yemedim de.. ama filmin geri kalanında bir boku tahmin edemedim.. denyoya döndüm..
    ---
    spoiler ---


    (parma maniac - 1 Haziran 2006 14:49)

  • comment image

    beş para etmez bir film olup, olay örgüsünün daha başladığı anda sonunun nereye varacağını tahmin etmek o kadar kolay ki, "ulan bak bari öyle olmasa, çok salakça ve basitçe olur" diyerek izliyor insan filmi.


    (endoplazmikretikulum - 6 Haziran 2006 11:50)

  • comment image

    ek$i sözlük ahalisinin aksine başarılı bulduğum film.

    --- spoiler ---
    öncelikle söylemeliyim ki filmde bir match point havası esiyor. (tabi başarılı demiş olsam da match point ile karşılaştırma nezaketsizliğinde bulunabilecek bir insan değilim bunu da belirtmeliyim).

    neyse filme dönecek olursak bu filmin bizi baştan sona germediğini söylemek haksızlık olur. ha belki kimini germek yerine rahatsız etmiştir ama bence bunu da saçmalamadan yapabildiği için güzeldir. gelin itiraf edelim çoğumuz bizi rahatsız eden filmleri sevmez miyiz? ayrıca filmin sonunu kestirmek csi veya benzeri dizi takipçileri için pek şaşırtıcı olmayabilir; ancak böyle bir sona (iki son mu demeliyiz yoksa) klişe demek de büyük haksızlık olur bence. aman ne kadar da mantıksız falan diye düşünenlere de derim ki böyle olmasaydı bu da film olmazdı.

    filmin benim açımdan en güzel özelliği çoğu hollywood yapımının aksine yasak aşkın yalan çıkmasıdır. filmin başında ve ortalarında "ah be aşka tutkuya bak ne güzel sevişmeler olur hay maşallah" diyecek oluyor ve yanılıyoruz. aşkla göz boyamayan bir film bu yani. insanın biraz gözünü korkutuyor olsa da bu da ilginç bir yaklaşım. çekici kadının çekici erkeğe aşık olmamış olması bile amerikan yapımları açısından büyük bir adım olarak değerlendirilebilir.

    oyunculara gelince mr owen rahatsız duruşuyla gerçekten güzel iş çıkarmış. laroche arkadaş da sağolsun en güzel küfürlerimizi hak edecek bir oyun sergiliyor başarılarının devamını dileriz.
    ---
    spoiler ---

    son olarak diyeceğim bu film olağanüstü bir yapım olmasa da sıradan bir film hiç değildir.


    (schwannoma - 8 Haziran 2006 23:45)

  • comment image

    bazi roller bazi oyuncular icin yaratilmistir sanki. bu filmi izlerken de emin olduğum tek bir sey vardi, bu rol clive owen için degil, tamamen nicholas cage icin yazilmistir. karakter, davranisi, tepkileri... tam bir nicholas cage klasigi olurmus.
    clive owen, cokca da sevmeme ragmen, ezik kahraman rolüne bi turlu gitmemis gidememis.

    jeniffer anistona gelince de, oyunculuğu kotu diyemesem de bi seyler eksik. role bi turlu inandıramıyor insanları. belki de filmin sonunu tahmin etmek bu yuzden daha da kolaylasiyor. bir de brat pitti bunu terk ederek yaptigi angelina jolie tercihinden dolayi tebrik etmeden duramadim, filmle ilgili bi ayrinti olmasa da.

    film son yarim saatine kadar sıkıcı, daha dogrusu ic bunaltici, insani gerginlestiren bi yapisi var. son yarim saatte ise bir anda bosalim "oh be" dedirtiyor.


    (rulerrr - 9 Haziran 2006 15:38)

  • comment image

    vincent cassel'in clive owen'un kendi evinde yumurtalıklarını sıktığı sahnede "aha şimdi s.ki tuttu kesin charles can havliyle kıyıdan köşeden kesici bi alet bulup böğrüne saplayacak" dediğim o an bu iddiam gerçekleşmese de filmin sonunda feci şekilde deşildiğini görüp rahatladığım fevkalade film. filmin sonunda oh be diyorsunuz o derece geren bi film.


    (solo - 26 Temmuz 2006 16:07)

Yorum Kaynak Link : derailed