Heaven Knows What (~ Amor, Drogas e Nova York) ' Filminin Konusu : Heaven Knows What is a movie starring Arielle Holmes, Caleb Landry Jones, and Buddy Duress. A young woman struggles to reconcile her love for her boyfriend and for heroin, as she finds out that suicide is the only way for her...
Ödüller :
Jay-Z: Marcy Me(2017)(7,6-13)
Good Time(2017)(7,3-48457)
Tangerine(2015)(7,1-22298)
Go Get Some Rosemary(2010)(6,7-1028)
Lenny Cooke(2016)(6,5-338)
John's Gone(2010)(6,3-74)
The Pleasure of Being Robbed(2008)(5,8-921)
Buttons(2011)(0,0-0)
Venedik Film Festivali : "C.I.C.A.E. Award"
ucyuzden fazla sehirde her ayin son cumasi yapilan bisikletli hareket. kimilerine gore bir protesto, kimilerine gore trafikte bisikletli haklarina dikkat cekmek icin yapilan bir eylem, kimilerine goreyse sadece bir kutlama. kim ne sebeple katilmak istiyorsa o sebeple katiliyor, guzelligi de orada. http://www.critical-mass.info/http://www.critical-mass.org/
(jasmin tea - 8 Aralık 2008 19:00)
critical mass bir bisiklet terimi esasen, ana caddelerde kavşağı dönerken otomobillerin bisikletlilere yol vermesi için bisikletli sayısının eşik bir değere gelmesi gerekiyor, işte bu sayıya critical mass deniyor. tüm dünyada farklı kentlerde her ayın son cuması belli bir yerde belli bir saatte toplanılıyor ve hep beraber geziliyor. peki niye? yaya ve bisikletli hakları ve çağdaş bir kent için.lider yok, yönetici yok. bisikletini kapan katılabiliyor.istanbul'da ilki geçe ay yapıldı, ikincisi bu cumartesi günü yapılacak.http://www.criticalmassistanbul.org/
(deliberte - 28 Mayıs 2009 02:22)
dördüncüsü dün yapılmış aktivite.ilk izlenimlerim şöyle;kimse liderlik havasında değildi, bazı noktalarda yapılması gerekenler tartışıldı çoğunluk ne istiyorsa o yapıldı.yolu kesilen ve bu sebeple kornasına acımadan abanan şoförlere kurabiye ile karşılık verildi."yıllardır diğer araçlar yolunuzu kapatıyor, bir sefer de bizim için bekleyin" gibi bir laf etti kurabiyeyi veren arkadaş, çok hoşuma gitti.patenli arkadaşlar harika idi.yalnız olur olmadık yerlerde hadi şov yapalım diyen arkadaşları anlayamadım.sonuç itibariyle,bisikletsiz hayat, çok bayat!
(gregory - 26 Temmuz 2009 02:36)
türkiye'de yapılanı gün geçtikçe amacına daha da yaklaşan bir etkinlik olmuştur. dağıtılan el ilanları, bildiriler ve açılan zeka dolu pankartları ile gönlümü fethetmeyi başardı. örneğin; 4 şeritli bir yolun yalnızca 1 şeridini kullanan yaklaşık 80 bisikletliye karşı arkadan gelen arabaların umarsızca kornaya basması ve taciz etmesi üzerine patenli bir critical mass katılımcısının "bisikleti seviyorsan kornaya bas!" pankartını açması yüzümü güldürmeyi sağlamıştır.2010 mart ayında yapılanında yaklaşık 110 bisikletli ve patenli bağdat caddesi'nin bir şeridini yaklaşık 1 saat işgal etmiş bulunmaktadır efenim.
(melyus - 29 Mart 2010 22:59)
her ayın son cumartesi günü yapılan etkinlikte, haziran ayı pek bir güzel geçti.öncelikle çağatay avşar unutulmamıştı... ki unutulmamalı da.oldukça kalabalık olan bisikletliler, meraklı bakışlarla izlendi. bazı insanlar, hayatlarında ilk kez bu kadar çok bisikletliyi görüyordu... zaman zaman meraklı bakışları meraklı sorular da almadı değil... "neden toplandınız?", "amacınız ne?" sorularına herkes kendince cevap veriyordu. ama verilen cevapların en ortak paydası çağatay avşar'da birleşiyordu...etkinlik esnasında destek verenler olduğu gibi sinirlenenler, karşı çıkanlar, hatta bisikletlileri gerek arabalarıyla gerekse fiziksel olarak darp etmeye kalkanlar da olmadı değil... buradan teşhir etmek gerekirse, beyaz bir land rover içindeki zatlar hiç de hoş görülü değillerdi... insanları tehdit edip neredeyse arbadan inmeye kadar varıyordu ki mevzu, yine bisikletliler tarafından bitirildi...bu ay yaşanan en ilginç olaylardan biri de, onu da teşhir etmek istiyorum, 34 sbh 32 plakalı porsche markalı aracın sahibiydi. critical mass'in en kullanılır sloganı olan arabadan in bisiklete bin nidalarından sonra arabasından indi ve bir bisiklet istedi... birkaç pedal atan arkadaş, caddede bulunan herkes tarafından alkışlandı... bana kalsa "porşesindeki bireysel şovuna devam etti", yine de güzel bir görüntüydü...
(mezura - 29 Haziran 2010 15:55)
okulundan en nihayetinde mezun olmayı başarmış efendilik timsali bir insan. mezun olduktan sonra üniversitesinin başladığı yurt ve sosyal tesis inşaatları durdurulmuş, ona alışan kantinciler mezuniyetinin üzüntüsüyle tostları yarım pişirmişler. 4 yıllık bölümü 9 yılda bitirmesinden dolayı düzenlenen törende sevdiğimiz simalardan critical'ımız şöyle demiş: "çok mutluyum. biraz gecikmeli de olsa mezun oldum ama içime sindi."bu vesileyle biz de kendisinin hem geçmiş dooom gününü kutluyor, hem geçmiş mezuniyeti için hayırlı olsun diyor, hem de geçmiş gelir vergisi için uyarıyoruz. bak geçmiş diyorum critical'ım, öde artık vergini, artık mezun adamsın, ekmek tutan adamsın. üçün beşin hesabını yapma. unutma, vergilendirilmiş kazanç kutsaldır (bir mesajla bitirmek istedim umarsızca...).
(gofret beyin - 9 Ekim 2010 13:40)
aslında türkiye gibi karşıdan karşıya geçmenin büyük bir riskler içeren bir macera olduğu ülkeler için geçerli olan bir teorem. şöyle ki; trafiğin yoğun olduğu bir cadde veya sokakta yaya geçidinde bile bekliyor olsanız sizi gören arabaların durması, yol vermesi mümkün mü? hayır. çünkü onlar araba ve o kadar kompleks makinaları kullanmak kolay iş değil, her yerde geçiş üstünlüğü onlarda. siz beklerken biri daha geliyor yanınıza o da bekliyor, bekliyoruz, sonra biri daha, bir ürkek ceylan daha seyirtiyor yanınıza etti mi 4. yetmez, biri daha geliyor yolu kollayarak, bir başkası daha ekleniyor az sonra. işte bu sayı 6, 7 tedirgin yayayı bulduğunda o kritik sayıya ulaşıp, kitleyi yakalıyorsunuz. birlikten kuvvet doğar, sen mi büyüksün trafik, ben mi! diyerek atıyorsunuz kendinizi yola. kimi anlık fren yapan, kimi direksiyon kıran ve kornaya basan arabalar arasında karşıya geçmeyi başarıyorsunuz. karşıdan karşıya geçmenizi sağlayan o kritik sayı aralığına kritik kitle deniyor işte.not. günlerdir yaya geçitlerine yaklaşırken değil durmak yavaşlamayı bile akıl edemeyen sürücüleri düşünüyorum. sonunda bununla ilgili bir teorem bile olduğunu öğrenince paylaşayım istedim sözlük. bir yolun karşısına geçmeniz üzerine teorem üretilebilen bir ülkede yaşayıp, hala daha geleceğe umutla bakabiliyorsunuz ya, hayranım hepinize. bize bir şeycikler olmaz hakikaten. duvara atsalar geri geliriz alimallah.
(miocaro - 7 Ekim 2012 13:47)
http://www.facebook.com/events/198037167003133/
(role - 26 Ocak 2013 11:58)
londra'da katıldığımda oradaki şoförlerle bile zaman zaman boğaz boğaza kavga edildiğini ve sinirli porş sürücülerinin üstümüze üstümüze gaza bastığını gördüğümde istanbul'a dönünce nasıl katılırım diye düşünmüştüm. geldim geri, son iki aydır çatır çatır yapıyoruz valla. kışa rağmen her ayın son cumartesi günü 5'te göztepe parkı'nda yaklaşık 50 kişi buluşup ana yolları yaklaşık 2 saat kitliyor ve yolun en kalabalık yerinde bisikletleri omuzlarımızın üstüne alıp "arabadan in bisiklete bin" yapıyoruz. bir de tabi gündem gereği "köprü değil bisiklet yolu" sloganı. arabaların dünyayı hallaç pamuğuna çevirmesinden rahatsız olan herkesi bekleriz.amaç yılın her günü bize yol bırakmayan zehirsaçarlara ayın bir günü nanik yapmak..
(sesim dusunce - 4 Mart 2014 01:27)
her ayın son pazar günü bisikletini kapan göztepe parkı'na geliyordu. halen de devam ediyor bildiğim kadarıyla. biraraya gelen onlarca bisiklet, zil sesleriyle, sloganlarla insanların dikkatini çekmeye çalışıyordu. bağdat caddesi'nin, sahil yolunun tabiri caizse anasını sikiyorlardı. la olm 4 şeritli bağdat caddesi'nin 3 şeridi kapatılır mı amk? ben de bir sefer katıldım bu etkinliğe. bir ara arabalar dellendi üzerimize felan sürdü. dedim sesege telef olacaksın bunların arasında amk! :)) bir daha da gitmedim davos'a. arabadan in, bisiklete bin diye slogan atan, ağzındaki düdükleri var gücüyle üfleyen, zillere asılan, araçların geçişine mani olan bisikletliler ahaliyi bisiklete binmeye falan özendirmez. kaç kişiyiz o gün orada? atıyorum, 100 kişiyiz. işte o 100 kişi koyun sürüsü gibi dip dibe bisiklet sürmek yerine, kendi başlarına takılacaklar trafikte. haftada bir gün binen iki gün binecek. bisiklet alma hevesi olanlara ''al al bisiklet iyidir'' diyecek. trafikte seyreden bisikletlilerin sayısındaki artış bir süre sonra diğer insanların dikkatini çekecek. arabanın içinde ampül gibi oturanlar, yanlarından geçen bisikletlileri görecek ve özenip bisiklet alacak. öyle bağırmakla çağırmakla olmaz bu işler!avrupa'da bisiklet satışları otomobil satışlarını geçmiş durumda. bizde de bisiklet sayısında artış var ama istenen ölçüde değil. metrodan iner inmez özürlü asansörüne koşan mallara bedava versen de bisiklet kullanmaz. bisiklet kullanma merakında olup korkan insanları ikna etmemiz lazım şu ara.milletin bakışlarına aldırış etmeden bisiklete binen aşırı şişman kız, benim dev alkışım sana.
(sesege - 18 Nisan 2014 04:08)
Yorum Kaynak Link : critical mass