Daredevil (~ Demolidor) ' Dizisinin Konusu : Matt Murdock günlük hayatta başarılı bir avukat olarak kanunları uygulamaktadır. Geceleri ise Daredevil kişiliğine bürünerek kanunu kendi eline almakta ve kötülere karşı savaşmaktadır. Çocukluğunda kimyasal maddelere maruz kaldığı için görme duyusunu yitirmiş, ama diğer duyuları inanılmaz bir gelişme kaydetmiştir. Şehrin en büyük çetesinin lideri olan Kingpin, önünde en büyük engel olarak gördüğü Daredevil'i ortadan kaldırmak için bıçak kullanmadaki ustalığı ile bilinen Bullseye'ı devreye sokar. Bu arada yine Kingpin'in hedeflerinden biri olan atletik Elektra ile Daredevil'ın yolları kesişir.
Ödüller :
Sherlock(2010)(9,1-721002)
The Punisher(2017)(8,6-153923)
Jessica Jones(2015)(8,1-167653)
Agent Carter(2015)(8,0-64501)
The Flash(2014)(7,9-267345)
Gotham(2014)(7,8-197616)
Arrow(2012)(7,6-396424)
Agents of S.H.I.E.L.D.(2013)(7,5-198343)
Luke Cage(2016)(7,4-100602)
The Defenders(2017)(7,4-71171)
Legends of Tomorrow(2016)(6,9-77163)
Iron Fist(2017)(6,6-96408)
Best Streaming Superhero Television Series
ateş edildiğinde havada giden merminin sesini duyup eğilerek ondan kurtulabilen kahraman. fekat nasıl oluyor da merminin sesi sesten daha hızlı giden mermiden evvel elemanın kulağına varabiliyor pek anlayabilmiş değilim doğrusu.
(bindokuzyuzseksendort - 7 Nisan 2003 23:19)
dizisinin muhteşem olduğuna dair söylentiler ve izleyenlerin paylaştıkları giderek artıyor. ama burada trailer'ından bok gibi olmuş falan diyolar slaşfasşfs. mesela peter parker'dan sonra en sevdiğim karakter matt murdock'tır ve bana göre de hiçbir sıkıntısı yok trailer'ın. sanırım insanlar bazen bir sk bilmeden konuşmayı baya seviyor ya. hayat çok garip bazen.
(parma maniac - 7 Nisan 2015 01:42)
aşırı büyük beklentilerle izlediğim ve hayal kırıklığına... uğramadığım dizi amk. dibim düştü daha ilk 5 dakikada.keşke haftadan haftaya ekleselerdi bölümleri. izle izle bitmeyecek şimdi... :/
(standart orbit - 11 Nisan 2015 03:14)
bölümleri izledikçe arrow'dan tiksinti duymama neden olmuş dizi. beklediğimin çok çok ötesinde bir dizi çıktı. diğer 3 diziyi ve özellikle the defenders'ı iple çekmeme neden olmuştur.
(xaxxbczczaaxax - 11 Nisan 2015 14:01)
emre tilev'in kingpin'in sağ kolunu canlandırdığı enfes dizi.
(kutup cizgisinde ask - 12 Nisan 2015 20:40)
dünyanın en iyi ses kasan adamı. counter strike da falan karşısına çıkmak yürek ister.
(zrl - 12 Nisan 2015 21:56)
dizide wilson fisk'ten hiç "kingpin" diye bahsedilmemiş fakat şöyle çok hoş bir göndermede bulunulmuştur.bilal'e anlatırcasına: kartı tahtaya tutturmak için kullanılan zımbırtıya "pin" denilmektedir.
(standart orbit - 14 Nisan 2015 03:47)
henüz iki bölüm izledim ve abartısızca diyebilirim ki en gerçekçi dövüş sahnelerine sahip dizi. adamların dövüşürken yorulduğunu, dengelerini giderek kaybettiklerini, gardlarının zamanla düştüğünü görebiliyor ve adeta dövüşü hissediyorsunuz. öyle kaliteli çekmişler ki bu sahneleri. bir an süperhero dizisi değil sıradan bir karakteri izliyor gibisiniz. adam dayak yiyor, direniyor, mücadele ediyor savaşını bileğinin hakkıyla kazanıyor.hele ki ikinci bölümdeki dövüş sahnesi gerçekçiliğle, çekim kalitesiyle, kurgusuyla efsane olmuş.bu kalitenin benzeri bir tadı game of thrones'un ilk sezonundaki kılıçla dövüş sahnesinde almıştım. o koca koca kılıçları kaldırmakta zorlanıyorlar, yoruluyorlardı. çok iyi bir detaydı. rahmetli ned stark iyi adamdı.hâlâ başlamayı düşünenler varsa vakit kaybetmesin.edit: ilk sezon bitti. entryde bahsettiğim gerçeklik giderek azalsada dizi kalitesinden kopmuyor.ikinci bölümdeki efsane sahne için: https://www.youtube.com/watch?v=b66feinucfy
(cok bilinmeyenli denklem - 14 Nisan 2015 23:58)
--- spoiler ---6. bölüm itibariyle en çok fisk'in güntekin onay kılıklı yancısına kıl olduğum dizi.--- spoiler ---
(guardian of the blind - 18 Nisan 2015 04:06)
marvelin daredevil uyarlaması the flash, arrow bunları toplayıp dörde katlamış. arka arkaya gözümü kırpmadan izledim. müthiş bir maraton yaşattı bana. haliyle biraz karanlık, biraz kasvetli. ilk başlarda saçma sapan bir love triangle yapacaklar sandım ama neyse ki the cw kanalının ergen ilişkilerine döndürmediler. hatta ondan sonraki hafta the flash ve arrowu izleyesim kalmadı.
(patibis - 21 Nisan 2015 18:04)
true detective'den sonra izlediğim en iyi tek seferde çekilmiş sahneye (plan sekans diyorlar sanırım) sahip dizi.bkz
(huzursuz beyin sendromu - 21 Nisan 2015 20:42)
sezon finali ile 'çizgi roman dizisi böyle yapılır'ın dersini veren dizi birimi. - hikaye - orjinal çizgi roman iliskisi => 10/10 (vanessa bile var, artı sadece "daredevil begins" degil "kingpin begins" olmus, not dusulsun) - aksiyon => 10/10; herhangi bir çizgi roman dizisi ve filminden fersah fersah otede bir koreografi- karakter gelisimi => 10/10 - atmosfer => 10/10 (bu diziye karanlik cekilmis diyenler seinfeld'e de "yha bu da fazla sarkastik" falan diyebilirler, cocukluklarina verelim) - kingpin => 10/10 (the dark knight <=> joker ile kiyaslanabilir, bir süper kahramanin degerini bas-dusmani belirler, sirf o acidan bile dizi 10 numero)- casting: 10/10 (karen page bile iyi olmus, hanim kizimiz pek sevilesi degil ama karen page de pek sevilesi bir karakter degildir zaten; foggy'den ise hic bahsetmiyorum) son olarak: sesege, sen git bir çay koy, arka sokaklar'ı seyrederken iyi gider.
(ses yalitimi - 27 Nisan 2015 02:34)
sesegenin nasıl bir kafaya sahip olduğunu, şu diziyle dalga geçmesinden anladım.daha önce hiçbir fikrim yoktu. sağolsun.
(frankoturk - 27 Nisan 2015 02:38)
flash varken en iyi uyarlama payesi verilemez diyen adamların yorumladığı dizi saflaösşfösafşa bi de utanmadan daredevil'i daredevil yapan unsurlar falan yok demiş. senin okuyacağın çizgi romanı yırtayım ben ya. he he b list süper kahraman.
(parma maniac - 29 Nisan 2015 20:14)
dizisini sevmeyip ben affeck'li versiyonu tercih eden bir insan taniyorum. allah'tan eleman yunanli da itelemeye gerek kalmiyor.
(ses yalitimi - 17 Mayıs 2015 17:59)
flash ve arrow gibi "parlak teen" dizisi değildir, o yüzden kimileri sevmez.
(corona borealis - 31 Mayıs 2015 23:42)
netflix'in dizisinden önce ismen tanıdığım ancak hakkında pek bilmediğim bir karakterdi. dolayısıyla "dizi, karakteri ekranlara yansıtmakta ne kadar başarılı"yı tartışmak bana düşmez. iş bu yazı da karakterden çok dizi üzerine olacak zaten. öncelikle dizide de kullanılan chopin'den raindrop prelude bir kenarda çaladursun ve yazımıza başlayalım. daredevil'e marvel sinema evreninin bir uzantısı olarak başlamıştım aslında. ancak dizi marvel'ın o parlak ve aydınlık dünyasından daha karanlık bir köşeye çekiyor izleyeni. zaten dizinin asıl başardığı şey bizim halihazırda yaşadığımız dünyanın kötü taraflarını anlatması değil, inanmak istediğimiz o hayal dünyasının görmek istemediğimiz pis sokak aralarını göstermesi. burada stick'ten bir alıntı yapalım: "big world... not all of it is sunshine and flowers." orada polisler, devlet görevlileri ve gazeteciler yozlaşmış, sirenler hiç susmuyor ve hakkını arayanların hakkından gelecek bir hukuk sistemi var. hatta diziyi izlerken o büyük avukatlık şirketlerini gördükçe aklıma avengers'tan bir sahne geldi: hulk'ın bir şehri viran etmesinin ardından "merak etme tony stark'ın avukat ordusu iş başında, onlarla kimse uğraşamaz." diye bir muhabbet geçiyor. böyle bakıldığında bizim dünyaca ünlü süper kahramanlarımızın "for a greater good" diyerek mahvettikleri hayatların da savunucusu bir karakter var karşımızda. hatta inanıyorum ki matt murdock'un avengers ekibini gördüğünde edecek bir çift lafı vardır kesin. nitekim dizide de daha ilk bölümde matt ve foggy kendilerine ofis bakarken battle of new york'un muhabbeti geçiyor. ve matt şehirde yaşayan diğer herkes gibi bu durumdan mutsuz olduğunu belirtiyor. tüm bunlar izlediğimizin bildiğimiz bir "süper kahraman hikayesi" olmadığını kanıtlıyor. buna ek olarak sanat yönetiminden sinematografisine, kurgusundan müziklerine kadar her öğe bir action filminden ziyade bir film noir'a yakışır şekilde sunulmuş vaziyette. eh hikayemiz de "man in the mask" kısmını dışarıda bıraktığımızda tam bir dedektiflik hikayesi zaten. benim en çok hoşuma giden ayrıntılardan biri karen'ın ofise getirdiği eski ofis malzemeleridir mesela. gördüğüm anda "işte bir film noir mekanı tamamlandı!" dedim. kısacası dizinin benim nezdimde en büyük başarısı süper kahraman hikayesiyle, film noir genre'sını birleştirerek ortaya çok başarılı bir hybrid çıkarmış olması. şu anda dizinin tek eksiği bir femme fatale kadın, ancak karen'ın karakter gelişimini göz önünde bulundurunca gelecek sezon kendisinin bu eksiği dolduracağına inanıyorum.bu kadar dedektiflik ve film noir lafı geçmişken yine çok başarılı bir uyarlama olan başka bir diziye değinmeden geçmek istemiyorum. evet, hannibal. internette de daha önce tartışıldığı üzere daredevil'ın hannibal'a çok benzediği noktalar var. intro'su bunlardan biri. her ikisinde de kırmızı bir sıvı yavaş yavaş dağılarak şekiller ve suratlar ortaya çıkarıyor. ancak görsel olarak birbirlerine çok benzeseler de anlatılmak istenenlerin çok farklı olduğuna inanıyorum. hannibal dedektiflik hikayesi ile psikolojik gerilimi birleştiren bir dizi. nitekim diziye adını veren karakteri bir psikiyatrist. ve dizi boyunca insanın iç dünyası ve psişesi hakkında çıkarımlar yapılıyor. yani insanın kafasının içinde olanların dışarıya tezahürleri üzerine bir hikaye izliyoruz. dolayısıyla intro'da kırmızı şarap ya da kan gibi sıvının surat şeklinde bir kabın içini dolduruyormuş gibi görünmesi dizinin bu haline çok uygun düşüyor. öte yandan daredevil'de her şeyden önce kimliğini örten ve maske takan bir baş karakterimiz var. ve dizi, karakterin iç dünyasına da bir hayli değinse de, aslında yaşadığı şehiri değiştirme çabasını ele alıyor. dolayısıyla intro'da balmumu gibi daha katı bir maddenin bir şehirin parçalarının ve son olarak da daredevil'in üzerini kapladığını görüyoruz. belki bu çıkarımlar çok zorlama olabilir ancak düşüne düşüne geldiğim nokta bu oldu.daredevil'de bunun dışında da hannibal etkileri görmek mümkün. mesela wilson fisk'in evinde kahvaltı hazırladığı sahne bana ister istemez hannibal'ın yemek sahnelerini hatırlattı. tabii hannibal, her bölümden önce yemeklerin sunumuna kadar her şeyi tasarlayan bir yemek ve sofra tasarımcısına sahip olduğu için fisk'in omleti biraz sönük kalıyor hannibal'cığımın sofralarının yanında. ancak fisk de hannibal kadar elit ve gurme bir karakter olarak çizilmemiş zaten. hatta tam aksine kendisi için çocuksu bile diyebiliriz. kendi kendine şarabını bile seçemeyip sağ kolunun tavsiyelerini dinleyen ve her yemekten sonra tatlı olarak zuppa inglese yemeyi seven bir adam. ancak fisk'in yemek sahnelerinde de hannibal'da çok kullanılan bach'ın goldberg variations aria'sını duymak şaşırtmıyor. toparlamak gerekirse, alışılmışın dışında bir şekilde birbirinden çok farklı iki genre'yı bir araya getirmeyi başarmış bir dizi olarak daredevil umarım bu çizgisini bozmaz. hatta ne yalan söyleyeyim bu sezon çekimlerinde biraz acemilik sezdim, bazı kamera hareketlerinde, kimi yerlerde kurguda ve bazı mekanların dekorunda. ama eminim ki yeni sezonda dizi bütçesinin büyümesiyle bu problemler de aşılacaktır. beklemedeyiz.edit: sağ olsun standart orbit üşenmeyip bütün entry'i okumuş. sonrasında diziye ikinci sezonda elektra'nın gelmesinin gündemde olduğunu hatırlattı. ondan iyi femme fatale mı bulacağız!
(nobody inc - 11 Haziran 2015 01:04)
reddit'te gezerken efsane bir pov fight scene'i ile karşılaştığım dizi:https://www.youtube.com/watch?v=a8ecn4-2uhc*
(mikrobik aygit - 28 Haziran 2015 21:33)
gece 2'de sıcaktan uyandım. etraf karanlık, kimse uyanmasın diye ışığı açamıyorum, kör bir şekilde yolumu buluyorum. bu havasız karanlıkta ne yapacağım? seçenekler:1) 312) netflix buffer yaparken kısa bir 31netflix açıldı, ama hızlı açıldı dikkat edersen, daha donumu indirmemiştim. hafif bir şeyler izleyip sızayım derken, yanlışlıkla daredevil'e tıkladım, hadi dedim bir bölümüne bakayım, bari eğlendirici bir şey olsa. 6 bölüm sonra ben hala kanepedeyim ve işe gitmeye hazırlanan hatuna bunca saattir kahvaltı bile hazırlayamadığım için utanıp salonda uyuyakalmış numarası yapıyorum. ancak o zaman farkediyorum saatlerdir işemeye bile kalkmadığımı ve patlamak üzere olduğumu. izlediğim en iyi marvel şeyi, filmler dahil. yalnız esas oğlanın ortağı olan karakterin olduğu sahneleri atlıyorum genelde, jar jar binks gibi bir şey, lüzumsuz ve söndürülmesi lazım.halen kanepedeyim sanırım, dövüş koreografilerini yattığım yerden yeniden canlandırıyorum. karşı koltuğu iyi dövdüm geçen bölüm, sezon finalinde cam sehpaya dalıcam. bu entry bir rüya mı? buffering...
(immanuel tolstoyevski - 21 Temmuz 2015 22:19)
asıl adı "matt murdock" new york'lu bi abimizdir, radyoaktif bi patlama sonucu kör olmuştur, sarı saçlı , mavi gözlü bu abimiz ilk zamanlar bu yeteneğini boks ringlerinde amansızca mücadelelere girerek bir kazanç olarak görmüş, sonra da kendini adamıştır... frank miller'in çizimleriyle bende büyük hayranlıklar uyandıran daredevil'i okurken sürekli "oha" diyeceğimiz maceralar dener. örümcek'i kurtarır, punisher'in bi macerasında ölür; ağlicaktım okurken nerdeyse...nedense böyle radyoaktif patlamalar hiç bizi bulmaz, gider gavuru bulur, bi türg nası olur o da ayrı bi konudur tabi... - ewimizi radyoaktif merkezlerin yanından alcam bebeim, patlar işalla...
(cyrano - 6 Ocak 2000 07:35)
Yorum Kaynak Link : daredevil