2010 nisan ayında gösterime girecek, başrollerinde jude law,forest whitaker, liev schreiber ve alice braga olan, yakın gelecekte organ nakli ile ilgili çeşitli yapay makinelerin üretilip fahiş fiyata satıldığı, satın alan kişinin ödemesini yapmaması durumunda kişinin vücudundan hunharca alındığı bilimkurgu-aksiyon filmi. en azından fragmandan anlaşılan bu. 17 yaşından büyükler için olmak üzere iki tane fragmanını aşağıdaki adresten seyredebilirsiniz.

esin kaynağı olan film için (bkz: repo man)

http://www.repomenarecoming.com/

(joom - 28 Ocak 2010 00:55)

(bkz: repo the genetic opera)

(tcfkatpou - 29 Ocak 2010 19:08)

"geri alan adamlar"ın filmi.

(sir gawain - 5 Şubat 2010 10:50)

az önce izlediğim ve jude law'un oyunculuğuna bir kez daha şapka çıkarttığım film.. aksiyon-bilimkurgu tarzı sevenler biraz da kana dayanıklıysa görsün efendim..

(ekumenick - 15 Nisan 2010 21:17)

kült bir film degil. ancak amerikan halkinin, tum dunyaya global kriz olarak yayilan, subprime mortgage krizinden sonra yasadigi travma sonrası stres sendromunu yansitmasi acisindan ele alirsak ilginc bir yapim olmus. schrödinger'in kedisi ile baslayan prolog, okur yazar kitlenin, yasanan kriz travmasinin ardindan nasil da kendi varligini birazcik sorgular hale geldigine dair gondermelerle dolu... netekim son krizi yasama "sansina" erisen kitle, ozellikle beyaz yakalılar, sanirim uzun suredir kendi hayatinin belirsizligi konusunda bu kadar kafa patlatmamisti. oyle ya, sahane rakamlarla koklu sirketlerde calisan, orta mali bu insanlar, herseyin bir gecede nasil yerle yeksan olduguna, bununla birlikte tepelerinde bulunanlarin bu durumdan nasil manyak bonuslarla pacayi kurtardigina sahit oldular.

bu, ancak bu sorunlar dahilinde akil yurutuldugu zaman enteresan olabilen, sona biraz zorlama surprizle erisen bir film. ha ben bunu bu sekilde yorumlarim, sen amerikan saglik sistemini de isin icine katarsin, biraz quantumla susleyip sahane bir macera filmi dersin, ona da varim. ne haddime diyerekten, izlenebiliritesi olan filmler sinifina sokuyorum efem.

(bosch kalfa - 23 Nisan 2010 14:22)

bilimkurgu olduğu kadar gerçekçi de olan bir filmdir kanaatimce. hikayenin ana konusunu düşünürsek pek çok açıdan alegorik bir anlatımla karşılaşırız. alegori denince herkes biraz biraz farklı anlamlar yükler izlediklerine belki, bu nedenle kendi yorumumla zaman harcatmayayım suserlere.

sadece şu kadarını söyleyerek kapatayım entariyi: mideniz sağlamsa ve bilimkurguya "palavra bu yeaa" diye yaklaşmayan kitledenseniz, bu filmde pek çok korkutucu gerçekle karşılaşacaksınız. büyük tavsiyemdir sevgili suserler.

zöge: bunun kötülenmesi ne anlama gelir merak ediyorum...

(robert kokorec - 12 Temmuz 2010 23:41)

soundtrack'leri inanılmaz başarılı olan, ortanın altı, "kötü" diyebileceğimiz bir film. gel gör ki tarzlarının dışına çıkmış iki şukela aktörü izlemek film ne kadar kötü de olsa ayrı zevk.

yok hacı ben kana dayanamam, iki iyi aktör de olsa kötü filme gelemem diyorsanız, nacizhane soundtrack'ini indirin yeter.

(master of life - 28 Temmuz 2010 00:55)

--- spoiler ---

filmin sonlarindaki cift bicakli sahne biraz v for vendettayi andirdi bana.

--- spoiler ---

(sxcosssxs - 28 Temmuz 2010 20:09)

o değil de, koridor sahnesinin aynısını çekmek nasıl bir "gönderme" oluyor oldboy'a ben onu anlayabilmiş değilim. arkada çalan müzik bile benziyor ulan!

(addicted 2 chaos - 14 Eylül 2010 04:18)

film olarak zayıf ama film müzikleri olarak insanı dellendiren cinsten bir film, hani kim bu insanları böyle dellendirenler derseniz, ben diyim julie london siz deyin nina simone..
fly me to the moon' dan giriş yapmış feeling good' dan çıkmıştır tabii yılların vazgeçilmezi sing it back'te bu şarkılar arasında kendine yer etmiştir.

ha filmdeki oyunculuğa ve seneryoya bakacak olursak biraz zorlama olmuş, jude law'a rağmen. senaryo fazlasıyla zayıftı, hani o kadar olay geçerken ''ulan bu milletin polisi, askeri nerede'' diye insanın aklından geçmemesi işten bile değil. universal soldier ile minority report karışımı bir film size, soğuk bir yemeği tekrar ısıtarak. güzel yanı ise filmin sonunda beklenen klasik amerikan ajitasyonunun insanı haksız çıkarmaması, bu bağlamda izleyenleri filmin sonunda ''lan lan bu yapılır mı'' ''böyle bi olay olur mu'' gibi diyaloglar bekleyebilir.

(gray fox - 16 Eylül 2010 15:19)

--- spoiler ---

finali beğenmesem de, şezlongta güneşlenirken içilen kokteyl klişesinin sahte olmasına sevindim yeminlen..

--- spoiler ---

(pelerinx - 28 Ekim 2010 17:22)

bana burn my shadow diye bir parça öğreterek kaybettirdiği zamanı telafi etmiş gözükmekte. daha önce söylenmiş ancak gene belirtmeden geçemeyeceğim, bir filmin ne kdar kötü olursa olsun sadece müzikleriyle kendisini izletmeyi başarmasının örneklerinden biridir.

--- spoiler ---

pembe kapının arkasında organların okutucuya okutulduğu sahne gerçekten de romantizmin everestidir ayrıca..

--- spoiler ---

(aboutablank - 5 Aralık 2010 19:50)

19 mart 2010 tarihinde gösterime giren abd, kanada ortak yapımı bir film. yönetmen koltuğunda miguel sapochnik oturuyor. bilim kurgu, macera, gerilim barındıran filmin sürükleyici bir senaryosu olmamasına rağmen, farklı konusu izlemeye değer. kan ve ameliyat görmeye katlanamayanlar için tavsiye etmiyorum. bu filmi izleyip severseniz üstüne the ısland izlemenizi tavsiye ederim

(buraklare - 14 Ocak 2011 06:14)

ancak üç günde parça parça izleyip bitirebildiğim film. kesme biçme sahnelerini içim kaldırmadı ne yapayım.
birkaç kez kapatayım sileyim gitsin dedim, sonra finali övenleri okuyunca ya sabır deyip bitirdim.
hiç zevk almadım desem yeri var.
sanırım bu durumdan bu filmin öncesindeki günlerde (bkz: everybody's fine) ve (bkz: the next three days) izlemiş olmam etkili oldu. bu iki filmde aile, aile sıcaklığı vs varken bu film ne bileyim soğuk ve vahşi geldi bana. tabii benim fikrim bu.

(kengutr - 13 Mart 2011 10:15)

ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden biridir. böyle bi son yok. herkes ben şu son kelimelerimi yazana dek izlesin yoksa kendimi tutamayıp nasıl bittiğini söyleyeceğim.

bak şimdi şöyle bitiyor, meğerse film ...

(gios - 23 Temmuz 2012 17:08)

--- spoiler ---

(bkz: surgery porn) adamlarin asil amaci nesterli onsevisme tadindaki final sahnesi cekmekmis de hikayenin geri kalanini ona gore uydurmuslar hissiyatinda.

--- spoiler ---

(inevertried - 28 Ağustos 2012 01:05)

güzel geçen bir günün sonunda, bir film ağzınıza nasıl sıçar, sorusunun cevabıdır bu film. denemesi bedava. valla bak!

(allam yerappim - 4 Aralık 2012 22:14)

--- spoiler ---
remy: "at the end, a job is not just a job, is who you are, and if wanna change who you are, you have to change what you do..."
--- spoiler ---

(arsenic - 17 Şubat 2013 17:07)

bedelini aldığı sürece sizi besleyen, size bakan, sizin en yakın dostunuz olan fakat bedelini ödemezseniz en kötü kabusunuz olan kapitalist sistemin eleştirisini yapmaya çalışan bir film. kim olduğunuz ne olduğunuz fark etmez, sistemi besleyin yeter. sistemi yürüttüğünüzü de düşünseniz, sistemin bir parçası da olsanız onu beslemeyi kestiğinizde sistemin sizi nasıl öğüteceğini anlatmaya çalışıyor.

filmi izlerken bir çok yerde ben bu sahneyi hatırlıyorum ya da bu konu bana tanıdık geldi dedim. oldboy'dan, total recall'a bir çok sahneyi ya da olayı hatırlattı bana.

(makineli tabanca mitralyoz - 25 Şubat 2013 23:29)

ben anlamadim. filmi degil lan. yapilan yorumlari anlamadim.

abartisiz 90 kusur tane filmden esinlenmis/araklanmis deniliyor. ve bahsedilen 90 kusur film arasinda kult olanlar da var: oldboy, shutter island, the others etc.

ve buna ragmen ,,oha cok kotu,, deniliyor. bu neyin kafasi cozemedim bak halen. bu mantikla bakarsak repo men de ,,guzel film,,dir diyebilmek mumkunken, ki arak/esin diyebilecek kadar keskin cizgiler cizilmisken, ne mantikla bu film ,,kotu,, olabiliyor? madem bu derece benziyor? hadi oyunculuga baglayip kotu oldugunu soylense subjektiflik icerdigi icin itiraz etmek manasiz olur. ama gel gor ki senaryo uzerinden giydiriliyor. bu celiskili durumu kabullenebilmis degilim. bu ornegini verdigim esinlenilmis/araklanilmis filmler de kotu o zaman he?

,,kotu kopya,, mantigiysa gene oyuncular uzerinden giydirilmesi lazim, cunku hani diyorsunuz ya ,,su sahneler su filmden arak,, diye, heh o zaman o senaryoda da problem var olmali? cozemedim bakin.

gordugum en iyi finallerden birine sahip. sirf finali bile ortalama yukseltme potansiyeli tasirken, kotu/arak temasinda tartismak da nesi?

(mal gibiyim - 23 Temmuz 2013 12:12)