eski halloweenci rick rosenthalın yönettiği serinin 8. filmi. film tarih olarak son olayların 3 sene sonrasını baz alıyor. zekice yazılmış ve hızlı gelişen bir açılışla zımba gibi giren film, ne yazık ki ilerleyen sürede bu performansını gösteremiyor. efsane olmaya başlayan michael myers bu filmde pop stara dönüşüyor. john carpenter'ın mirasına çizilmiş bir kara leke olarak gördüğüm bir film.

--- spoiler ---

film dediğim gibi zımba gibi başlıyor. kafası uçurulan michael myers'ın geri dönmesi zekice ve mantıklı bir açıklamayla sunuluyor. psikopata bağlayan laurie strode'in de gerçekleri öğrendiği ve myers'ı beklediğini görüyoruz. sonrasında myersın hastanede katliamlarına devam etmesi ve sonunda amacına ulaşmasını izliyoruz. hayatta kalan son kardeşini de öteki tarafa yollayan -ya da seyirciye anlatılmak istenen bu, strode ölmedi- myers bıçağını seri katil biyografileri ezberleyen bir deliye bırakıyor. ki filmin en büyük hatası, myers'ın hayatını anlatan delinin 20 yıllık süreçte işlenen cinayetleri ve serinin 4-5-6'ncı filmlerini yok sayması. neymiş en son kardeşinin peşine düşen myers 20 yıl sonra bir üniversitede tekrar ortaya çıkmış. yok ya. yeğeni için tekrar kasabaya gelen ve ortalığı kana bulayan myers'ın yaptıklarını saymamak hem diğer filmlere hem de halloween fanlarına büyük bir terbiyesizliktir.

neyse bunun üstüne bir de myers'ın pop ikonu gibi sunulması, 3-5 zibidinin maskarası olması tuzu biberi olmuş. hele o zenci yapımcı yok mu. yavşak yavşak konuşup, karate yapan karakter iticiliğin sınırlarını zorluyor. bir şekilde alaksız tipler eve giriyorlar ve şenlik başlıyor. myers yine her zamanki gibi. filmin de tek artısı bu zaten. filme sadece myers odaklı bakarsak tatmin edici bir sonuçla karşılaşıyoruz. işlediği cinayetler yaratıcı, kanlı ve çok başarılı. örneğin iki myers'ın arka arkaya yürüme sahnesi etkileyiciydi. tabii myers'a karate yapan zenci bu etkiyi silmeyi başardı.

son olarak bir lafım da tv başında maç izler gibi cinayet işleyen zibidilere. bi siktirin gidin. neymiş mobil iletişimmiş. arkanda, koridorda diyeceğinize polise gitsenize itoğluitler sizi. koskoca amerikada da bu programı sadece bu ibişlerin izlediği sonucuna varıyoruz.
o izbe ortamda 2 dakikada sevişmeye başlayan azgın tiplere de odunla girme isteğimi belirterek, o kadar yaşanan şeyden sonra hala ve hala myers'ı bir odaya bırakıp, öldü bu diyen sağlık görevlilerine, emniyet teşkilatına selamlarımı yollarım.

--- spoiler ---

(crowley - 6 Nisan 2007 11:04)

son filmde ölenin myers olmadığını hatırlatmak isterim.halloween 8 ;19 temmuzda amerikada gösterimde.^*

(gregor - 14 Mart 2002 16:33)

tam adi halloween : ressurection olan 8. ve muhtemelen son olmayan halloween filmi,
basrollerde jamie lee curtis (?), busta rhymes, tyra banks, bianca kajlich bulunuyor, michael bu sefer evini bulmaktan cok evine gelenleri bulmaya ^* calisiyor.
halloween serilerini takip edenler icin guzel bir acilisa sahip, ancak sonrasinda bugüne kadar yapilmis butun korku filmi cinlikleri bir arada sunulmaya calisilmis; filmin klise gozukmemesi icin yapilan bu ugraslarin yaninda jason x'deki kadar olmasada teknolojik unsurlar ^** oldukca on planda tutulmus.
aslinda bilindik halloween hikayesinin olmamasi bir sure sonra filmi john carpenter klasigi olmaktan cikariyor, zaten film bir rick rosenthal filmi, adam istedigini yapmis.
ancak bu acidan baktigimizda bir sure sonra film koparak resmen bir blair witch haline, ^*, michael myers ise bir sembol haline geliyor, ayni busta rhymes'in anlatmaya calistigi gibi,
herneyse, h2o daki gibi bir atmosfere sahip olmasada yedinci filmden daha gerici ve korkutucu, modern-klasik birlesimi, abuk bir film olmus.
evil finds its way home

(jamie madrox - 21 Eylül 2002 20:31)

halloween filmlerinin en yenisi. fragmanından anlaşıldığı kadarıyla, bbg tadında bir yapımda michael myersın geri dönüşü söz konusu.

(melyche - 16 Ekim 2002 11:24)

(bkz: yürü oğlum myers)

(gregor - 17 Ekim 2002 14:51)

efendim bu filmde klasiklerin dışında^** american piedan tanıdığımız thomas ian nicholas^*, hip hop'un en yakışıklı zencisi busta rhymes ve manken-oyuncu ekolünden tyra banks^* rol almakta. (michael myers bunca senedir bitmek tükenmek bilmeyen bu performansı ne de güzel sergiliyor ve adam o kadar insanı kesmesine rağmen amerikan hükümeti nasıl yakalayamıyor muamma. tam bu noktada bakınız: sinema filmlerinde mantık aramak ve haddimizi aşarak bakınız: maskeli katil ekolü)

(melyche - 17 Ekim 2002 15:15)

dikkat fazlasıyla spoiler içermektedir.
halloween serisinin dördüncü mü sekizinci mi olduğunu anlayamadığım bölümü. aslına bakarsanız filmle ilgili önemli yerlerin anlatıldığı bu yazıyı biri bizi bıçaklıyor başlığı altında yazıp filmle ilgili genel bir fikir edinmek isteyen kişilerin gözlerinden saklamayı düşündüm başta; ama nasıl olsa ispiyon edeyim de istatistiklere gireyim mantığı taşıyan bir gammaz arkadaş bu yazıyı sildirip beni copy paste zahmetine sokacaktı. ne moderatörler yorulsun ne ben diyor, gammaz arkadaşlara da tostumu yedim bekliyorum, tostumu yedim odama bekliyorum, istatistiklere girdim ilgi övgü bekliyorum vb. kofti başlıkları öneriyorum.

gelelim filmimize, yani ilk izlediğimde halloween 8 the homecoming, sinemada gördüğüm adıyla ressurection'a: filmin bana başta "hadi lan yetter be" dedirtmeyişinin ilk sebebi serinin ikinci filminin yönetmeni rick rosenthal'ın geri dönüşüydü. elle tutulur tek sequel'a imza atmış olması itiraf etmeliyim ki beni biraz umutlandırdı. scream queen jamie lee curtis'in senaryoyu çok sevip planlanan 30 saniyelik rolünden daha fazlasını istemesi de yeşeren umutlarıma gübre gibi geldi; ama yazık ki filmin ilk on dakikasında gına geldi, fenalıklar geldi. öncelikle hiç beğenmediğim bir önceki filmin tek adam gibi sahnesini piç ederek başladı. geçen filmin sonunda kafası koparılan michael myers değilmiş 3 çocuk babası zavallı bir adamcağızmış. öncekini izlemeyenler ya da balık hafızalı amerikalılar bunu belki yutar ama sağ ol larry brand'cığım ben almiyim. ben zaten michael'in altıncı kez hortlamasını kabul etmişim ki o bileti alma gafletine düşmüşüm. neden daha da salak yerine koyuyorsun ki. (bu sekizinci bölümse neden altı kere hortladı diye soran olursa, üçüncü bölümde michael'ın yer almadığını söyleyelim)

jamie lee yani michael'in küçük kız kardeşi laurie yanlış adamın kafasını baltayla kopardıktan sonra aklını oynatmış terminator 2 deki linda hamilton olmuştur. akıl hastanesinde ileri derecede asosyalmiş görünüp aslında michael'a hazırlık yapmaktadır. michael beklendiği gibi gelir ve 3-0 olan skoru 3-1 e getirip maçı bitirir. (yani anlayacağınız laurie ağabeyine çekmediyse hall9oween'de yok.) michael akıl hastanesinde seri katillere sempati duyan palyaço maskeli bir arkadaşa kanlı bıçağını autograph verir gibi teslim eder ve evinin yolunu tutar. bu sahnede bana ilginç gelen iki noktayı paylaşalım. öncelikle bu delinin taktığı maske, palyaço katil olarak bilinen seri cinayet faili john wayne gacy'ye bir gönderme (filmde de adı geçiyor zaten) diğeriyse yine aynı kişinin michaelin marifetlerini sayarken sadece ilk iki bölümdekileri söylemesi. son iki bölüm ikinin sonundan yedinin başına kadar olan bölümdeki olayları yaşanmamış kabul ediyor.

michael myers'in 6 yaşına kadar yaşadığı evde biri bizi gözetliyor benzeri bir program hazırlanmaktadır. yapım ekibi üç kişiden oluşmaktadır bu üç kişinin görevi evi kameralar ve denyolarla donatıp elde ettikleri görüntüleri internetten canlı yayınlamaktır. isterseniz şimdi ekibi ve yarışmacıları tanıyalım.

busta rhymes: programın yapımcısıyım geceleri odamda karate filmi izlemekteyim . michael'ı görünce karate yapacağım.

bianca kajlich: filmin akıllı kızıyım. derslerimde başarılıyım ve bu yarışmaya arkadaşlarımın zoruyla katılıyorum. elbette filmin sonunda hayatta kalacağım.

tyra banks: yapım odasındayım. ne olduğumu tam bilemiyorum. göz zevkiniz için burdayım. coyote ugly'de tam görememiş olanlar için kıçımı sallayacağım.

katee sackhoff: sarışın ve iri memeliyim. arada milleti korkutuyorum ve biancayı da bu yarışmaya ben soktum. en feci ben öleceğim. bu arada filmdeki soyadım ilk iki filme parça veren misfits'in solisti glenn danzig'e gönderme olsun diye danzig.

sean patrick thomas: aşçıyım film boyunca sadece bundan söz edeceğim ve michael'a kara biber fırlatıp onu hapşırtmaya çalışacağım.

thomas ian nicholas: filmin seks düşkünü delikanlısıyım. kızları sözle taciz ediyorum. bi punduna getirip memelerini falan görmeye çalışıyorum. elbette ilk ben öleceğim.

daisy mccrackin: psikoloji öğrencisiyim. michael'in neden manyak olduğunu bulmaya çalışacağım. sonra ben manyaklaşacağım. iki dakika önce tersleyip durduğum herifle seks yapmaya kalkacağım. kızıl saçlıyım. taşım. ölmeden önce mutlaka bi cheap tit shot yapacağım; ama çok da heveslenmeyin ödüm bokuma karışırken bile göğüslerimi kapatmaktan başka bi şey düşünmeyeceğim.

luke kirby: filmin cool takılan delikanlısıyım tit shotçı bi abla varsa onu kesin ben götüreceğim.
ben de çok yaşamam herhalde.

hepbir ağızdan: hepimiz çok kötü oyuncularız. bu kadar basit karakterleri oynarken bile sıçıp batırıyoruz!!!

bu kadar mı şablon, bu kadar mı derinliksiz karakter bi araya gelir diyeceksiniz. evet bu kadar olur. bizim 05 edi olsa iki fenerbahçe marşı söylese bundan on kat daha iyi olurdu.

scream filmi tüm teen slasherların ipliğini pazara çıkararak izleyiciler gözünde klişeleri daha belirgin hale getirdiğinden beri senaristlerden daha zekice kurgulanmış birşeyler bekliyorum; ama sonuç değişmiyor. idare eder bir açılış sahnesinden sonra film gittikçe tempo kaybediyor. senaryodaki tek orjinal fikir bbg evi benzeri bir ortam oluşturmak ve filmin sonlarına yer alan internetten gelen direktiflerle katilden kaçma sahnesi.

filmi ilk izlediğimde başlangıç ve sonu da dahil olmak üzere sinemadaki versiyonundan farklılıklar gösteriyordu. bu yeni halinde başı daha kötü sonu daha iyi olmuş (kazaa vbden ararsanız ilk versiyonu homecoming adıyla bulabilirsiniz); ama genel olarak bakarsak ne seriye ne de türe yeni birşey katmayan, sadece seks, alkol, uyuşturucu gibi öldürücü günahlara interneti de eklemesi. demek ki amerikan sağının yeni öcüsü internet.

filmle ilgili birkaç kısa not:

farklı versiyonların sebebi ilkinin çok kötü bulunmuş olması. bu durum rick rosenthal'ın başına halloween 2'de de gelmiş, bazı sahneleri john carpenter yeniden çekmişti.

halloween serisinin john carpenter'ın elinden çıkan orjinal theme'i ile hafif oynanmış. fena
olmamış.

film sık sık blairwitch'e göndermeler yapmaya kasıyor ama pek olmuyor.

michael myers ağırlığındaki bir adam boynundan asılırsa, düğümün omurilik üzerinde yaptığı basınç sonucu bilinç anında kaybolur. iki dakika ipte sallandıktan sonra kabloyu kesmek olanaksız hale gelir. (hoş michael şimdiye kadar yirmi kere vuruldu sayısız kez bıçaklandı iki kere yakıldı bi kere de kafası koparıldı; ama olsun. normal insanlar yapamıyor)

o parmak kadar das experiment kameraları ile asla mum ışığında çekim yapılamaz yapılsa da internetten yayınlandığında bi bok görünmez.

(saruman - 26 Ekim 2002 05:16)

evil finds it's way home sloganina sahip film

(penta - 30 Ekim 2002 20:58)

kendince internet kültürüne ve gerçeklik-telvizyon karmsasina da gönderme yapmaya çalismis film...

(heatmiser - 19 Şubat 2003 13:58)

halloween serilerinin kesinlikle en komik filmi^*

(ex - 29 Mayıs 2003 19:57)

iğrençliğini kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığı film. nasıl ki 4, 5 ve 6. film, seriyi iyice boka sardıkları için halloween h20 20 years later'da tamamen görmezden gelinmiş, siklenmemiş ve sanki hiç yaşanmamışlar gibi hikaye 2. filmin kaldığı yerden devam etmişse, 20 yıl sonra seriye mükemmel bir nokta koyan 7. filmin finalini piç eden, üstüne işeyen ve suratına resmen osuran bu film de serinin hayranları tarafından yok sayılmayı sonuna kadar hak etmektedir. şener şen gibi oldum, aksın göz nurum aksın bundan böyle kör baksın diye geziyorum ortalarda bu filmi gördüm göreli.

sırf para için güzelim 7. filmden sonra bu rezilliğe imza atan mustafa akad'a mı küfredeyim yoksa bu filmde oynamayı kabul ettiği için jamie lee curtis'e mi? nasıl içleri el vermiş hayret ediyorum.

(canned - 7 Temmuz 2012 18:46)

busta rhymes'ın myers'a sinirlendiği ve uzakdoğu dövüş sanatlarından bir bukle sergilediği sahnesi ve tyra banks'i dışında bir numarası olmayan film.

(saladze - 27 Aralık 2013 17:20)