bu oyunda kullanilan ta$lar, bilardo sporuna ilginc bir $ekilde malzeme olmu$tur.
http://www.youtube.com/watch?v=mnqp8lbuwgs
ps: 3 dakikanizi ayirip izleyin lutfen, pi$man olmayacaksiniz.

(karaktersiz - 1 Ocak 2007 16:06)

keira knightley...

diyorum, başka birşey demiyorum. filmi tek başına sattırıyor, izlettiriyor. aslında tony scott'ın izlediğim hiçbir filmi çok kötü, yarıda bırakılır değil (5'i geçmiştir). hafif-klişe senaryoları, üstün görselliği ile izlettiren bir adam. kardeşi ridley'in gölgesinde kalıyor ama kalburüstü bir yönetmen.

bu filmde biraz abartmış, çok fazla klip estetiği ile uçuk bir film olmuş. ben sabrettim izledim, çok kötü değildi, izleyen sonuna kadar gidebilir ama sıradışı görüntüleri ile sıradan bir film olmuş. filme konu olan hatun kişinin -domino harvey- hayatından daha sıkı bir filmde çıkabilirdi, bizimkiler kolayına kaçmış.

neyse, açılış ile kapatalım. eğer başrol oyuncunu sevdi iseniz, sorunsuz izlersiniz. ne dediysem onunla kapatıyorum:

keira knightley...

(anoktale - 25 Şubat 2007 03:49)

özellikle almanların dizip sonra devirmeye çok meraklı olduğu (bkz: domino etkisi) taşlar. bunların bir domino day'i oluyor ki ; izlemeye doyum olmuyor.

(maersk - 15 Mart 2002 22:43)

başrolünde brigitte nielsen^* teyzenin oldugu 1989 yapımı erotik bir filmdir ayrıca.

http://www.imdb.com/title/tt0097224/

(cakil carlos - 27 Nisan 2008 15:50)

açıkcası aksiyon sahnelerinde manyağa dönen kamera açılarından ve zırt pırt çıkan flashbacklerden gözlerim yoruldu ama keira knightleyi ilk kez bu kadar başarılı ve güzel gördüm.izlenilebilirliği olan filimlerden ama domino harveyin hikayesinden daha güzel bir film çıkabilirdi.

--- spoiler ---
-bunlar göğüs değil sinek ısırığı !!
-?!? çat!
--- spoiler ---

(mademoiselle jeilempti - 23 Aralık 2008 16:26)

ören bayan markasının enerjik şarkısına karşılık, yumuşak ve hatta romantik denebilecek bir cıngılla reklamlarını yapan iplik markası.

domino çiçeklerini
rüzgârlara bırakın
beyaz güneşlerine
o güzelim renklerin
eski zaman sandığından
çıkarın örtüleri

domino'yla, domino'yla
nice yıllar nakışların türküsüdür
domino

(kitarobit - 15 Eylül 2010 21:32)

jessie j'nin sesinin nakaratında feci şekilde katy perry'i andırdığı parça olmuştur kanımca. normalde kendisinin sesinin katy perry'e bin basabilecek seviyede olması da enteresan tabi :)

(bizdik - 10 Şubat 2012 18:20)

(bkz: lotus domino)

(magician - 15 Mayıs 2001 16:35)

arkadaşları tarafından beatrice olarak çağrılan x force üyesi.kendisine iyi şans karşısındakine kötü şans veren,henüz tam olarak anlaşılamamış bir tür psionic mutant özelliğine sahip mutant.ayrıca iyi bir atlet,dövüş ustası,yüzücü,patlayıcı ve silah uzmanı.

(sargonnas - 19 Mayıs 2004 23:14)

güzide bir kiss parçası. severek dinliyoruz eski günleri yad ediyoruz. sözleri de sizlerle paylaşmak istiyoruz;

"now lemme tell ya my story, i got a man-sized predicament
and it's a big one, goes like this, yeah"
my my, ow, yeah!

never had confession, never had a home
never had no worry, until i met domino

ain't the virgin mary, love her i confess
got my hesitations, 'cause she kisses like the kiss of death

loves lots of money, back's against the wall
calls me "sugar daddy", she knows she's got me by the balls

got a reputation, haven't got a hope
it's a sticky situation, if she ain't old enough to vote

loves to play with fire, loves to hurt so good
loves to keep me burnin', 'cause she's a bad habit, bad habit
bad habit that's good, good, good

they call her domino, domino, domino

"every damn time i walk through that door, it's the same damn thing
that bitch bends over, and i forget my name - ow!"

loves lots of money, back's against the wall
calls me "sugar daddy", she knows she's got me by the balls - ow!
loves to play with fire, love her i confess
got no hesitations, cause she's a bad habit, bad habit, she's a bad habit!

(ordinary fish - 19 Eylül 2004 12:35)

uzerinde 0'dan 6'ya kadar rakamlardan iki$er tane bulunan pullarla oynanan oyun.

(tsan chan - 22 Eylül 2001 02:29)

nedense jamaikada kahvelerde okey yerine delilerce oynanan bir oyundur.

(continuum transfunctioner - 13 Nisan 2005 00:22)

(bkz: domino harvey)

(yumusakca - 19 Ekim 2005 08:34)

tom waits'in rol almasiyla bana hos bir supriz yapmis film

(circle takes the square - 23 Ekim 2005 08:06)

shotgun ile kol sihhi bir bicimde nasil koparilir ? sorusuna cevap verebilecek bir filmdir ayni zamanda.

(beerdust - 18 Mart 2006 18:47)

sonuna dogru iyice koptugum ve hic bir bok anlamadigim filmdir. kim kimi niye oldurdu hala idrak edebilmis degilim.

(4e71 - 19 Mart 2006 11:08)

(bkz: bounty hunter)

(july12 - 2 Nisan 2006 05:51)

le corbusier evini de yapmıştır bunun.dom-ino diye yazılır hatta ev anlamından dolayı.basit bir çizimdir ama modernizmin yapıtaşıdır.yükseltilmiş döşeme,kolonlu serbest plan,düşey sirkülasyon bir köşeye konur,kolonlar içerdedir biraz cephede serbest olunsun diye.işin özü budur der le corbusier kısaca.

(atomunu yesile kaptirmis alelade bi ot - 7 Mayıs 2006 20:47)

ana karakterle ilişkişi son derece zayıf, anlaşılması zor bir karambol..
film mi izledik, 2 saatlik bir klip mi belli değil. birbirine geçmiş karmakarışık bir anlatım.
izleyicinin bu filmdeki olay örgüsünü tak diye anlaması mümkün değil.
donnie darko olur,(ki senaristi donnie darko'nun senaristi richard kelly) mulholland drive olur, çözümü zordur, birden çok izler, yeni detaylarını yakalarsın falan ama öyle bir hikaye değil ki bu.
görevimizin gizem çözmek olduğu filmlerden değil.
aslında basit bir olay örgüsü.
ama öyle bir örgü ki, sanırsın koca bi puzzle.
2.yi zaten izlemek istemezsin. son derece yorucu.
hem görsel hem de anlatım olarak.
üstelik domino harvey gibi enteresan bir karakterin üzerine yoğunlaşmak, onun hikayesi ve karakteri üzerine yoğunlaşmak varken, doğru düzgün bir fikir dahi veremeden bitti gitti film. adı domino sadece. o kadar..
bu kadın model, itfaiye gönüllüsü, biseksüel, uyuşturucu bağımlısı ve sonra kelle avcısı.. ama nedir? domino'nun hayatı diye bir film diye tanıt ama kelle avcılığından başka hiçbirşeyin detayına girme (ki o da detaya girmek değil, bir olay çevresinde dönmek) ve herşeyi kırmızı bir balıkla çöz..
bu denli sıradışı bir hayatın ardından 35 yaşında banyosunda ölü bulunan bir kadının yaşamından mükemmel bir drama çıkabilirdi.
sadece bu kesitini yansıtmayı seçtiyse de, bu kesiti anlatmak bir bilmece olmamalı.
filmin başarılı yanları yok mu? var. oyunculara laf yok.. ve kısa film olsaydı, klip olsaydı çok da başarılı olurdu..
ama genel itibariyle düşündürdüğü bunlardır.
en azından bana.. tony scott döktürmek istemiş, döktürmüş de ama fazla döktürmekten işi bir çorbaya çevirmiş ve ana karakteri kaybetmiş..

(cortona - 26 Haziran 2006 01:24)

amerikan balans ve manevrası.

geçenlerde zorla sürüklendiğim "omen" filminden sonra sinemada daha kötü bir film seyredemem heralde demiştim, büyük konuşmamak lazımmış.hani evde uzaktan tv ekranında yine belki seyredilir ama sinemada o burun kıllarına zoom yapmış çekimler dur durak bilmeden yüzünüzde patlayınca gözlerinizi kapatamadan edemiyosunuz. ve dolayısıyla filmin yarısında dışarı vuruyosunuz kendinizi.
ben uzun zamandır böyle "aman ne aksiyon, ne kan, ne romans, ne seksapel, ne mizah, ne labirentik olay örgüsü vs eksik kalmasın" bi filme gitmemiştim.
hele ki -her nasıl oluyo sa 8 takla attıkları karavandan sağ çıkan- ultra cool bi chickim havalarındaki domino ile venezuellali abimiz bi anda halvet oluyolar işte orda yuuhh ulan diye bağırdım açıkçası.

(tonyterrino - 26 Haziran 2006 10:38)