steve carell ve juliette binoche ikilisinden hafif bir film.

(euphrates - 28 Eylül 2007 09:50)

gerçek hayattan çok şey yakalayabileceğimiz; hüngür hüngür ağlatan^*, güldüren, utandıran, umutlandıran; gerçekten çok fazla beğendiğim harika bir film.

(foreignsilhouette - 21 Ocak 2008 20:31)

uzun zamandır en çok güldüğüm, en çok ağladığım film. insanda evlenip bi sürü çocuk yapma, koskocaman bi aile olma isteği uyandıran film. steve carelle -bir iki sahnede michael scott tadı verse de- yine yeni yeniden bayıldığım film. defalarca izleyeceğimden emin olduğum film...

(boo boo - 24 Ocak 2008 00:53)

uc cocuk babası bir adamın^*, kutuphanede tanıstıgı ve asık oldugu kadının aslında kendi kardeşinin sevgilisi oldugunu ogrenmesini ve daha sonradan gelişen olayları anlatan komedi film.

(lenyo - 26 Şubat 2008 02:05)

steve carelli komik bir karakter olmaktan çıkarıp naif bir aile babası haline sokan film. konu olarak başka filmlerde işlenmiş olsa da, farklı bir soluk getiriyor ama sen arkadaşımın aşkısın olayına...

(pillibebek - 5 Mart 2008 13:26)

hem güzel bir romantik komedi, hem de güzel bir aile filmi olarak tanımlayabiliriz. çok sevdiği eşinin ölümünden sonra sarsılan ve genç kızlıklarını yaşayan üç kızını büyütmekte zorlanan steve carell gazetelerde insanlara güzin abla gibi öğütler veren bir yazar. filmin adı olan dan in real life onun gazetedeki köşesinin adı aslında. genel olarak kurallara bağlı, ahlakçı ve aileye önem veren yazılar yazarken ailesinin yanına tatile gittiğinde tanıştığı ve sonradan kardeşinin kız arkadaşı olduğunu öğrendiği juliette binoche aklını başında alıyor. birdenbire aşık olunca kendisi ile çok mücadele etmesine rağmen prensiplerine aykırı hareket etmeye başlıyor. aşık olunca başkalarına bol keseden verdiği öğütlerin ve kızlarına yaptığı baskının ne kadar saçma olduğunu görüyor.

film boyunca aile ve aile değerleri yüceltiliyor. bütün aile eğlenirken dan kendi kendine azap çekiyor ve komik durumlara düşüyor. dan'ın aşık olduğunda ve kardeşinin kız arkadaşı olduğunu öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlık ve bunu saklamaya çalışması,
--- spoiler ---
kızının yeni yetme sevgilisinden öğrendiği aşkla ilgili aforizmaları juliette binoche'ye kendi lafıymış gibi sattığı sahne çok komik.
--- spoiler ---

kahkahalarla gülüp, yerlere yatmıyorsunuz ancak hayatın içinden komik ve güzel bir film. herkese tavsiye edilir.

(mea maxima culpa - 23 Mart 2008 20:45)

film bağımsız falan değil * dan in real life productions * focus features * touchstone pictures

film aile filmi olarak sınıflandırılabilir. ayrıca emily blunt'in ne kadar taş bi hatun olduğunu gördük..
senaryo hoş bence, klasik drama-romantik sularında seyrediyor, gitar soloları hoş bu arada.. toplum değerleri üzerine ilginç göndermeler var

--- spoiler ---

yetenek yarışmasında yapılan düet çok tatlıydı gerçekten. kötü hissettim gerçekten bi an:(

--- spoiler ---

(cryosync - 31 Mayıs 2008 04:03)

sürükleyici olmayan ve beni hayal kırıklığına uğratan filmdir.

--- spoiler ---

aile filmi olarak geçiyor bu film. ancak, esas oğlan kardeşinin sevgilisini ayartıyor ve olaylar gelişiyor. kardeşi, kızın arkasından gözyaşı dökerken, düğünde yeni sevgilisiyle dans etmeye başlar. bu nasıl bir saçmalıktır. bütün aile fertleri de durumu kabullenmiş. esas oğlanın, gazete de köşe yazarlığına kabul edilmesi de anlamsız olmuş. adam kabul ediyor, ben kendim okuduklarımı uygulayamıyorum diyor. buna rağmen iş teklifi kabul ediliyor. özetle, iki karakterin birbirine hissettikleri, ekrana iyi bir şekilde yansıtılamamış. ben bu filmde aşk göremedim.

--- spoiler ---

(cikolatalipasta - 2 Ocak 2009 09:03)

aga bu ecnebilerin family union olayi yok mu? ha iste, o cok acayip bisi ya. hani diyosan biz de bir araya geliyoruz bayramda, seyranda (hassaten mangal basinda), ben daha hic bir bayramda boyle entrika yasandigini gormedim. surekli ovdugumuz harika aile iliskileri acaba o kadar da harika degil mi acaba?

(ole de olur bole de - 20 Haziran 2009 08:17)

çok fazla beklentiyle izlenmemesi halinde güzel olarak sayılabilecek bir film dan in real life. detaylı incelediğinizde mantık hataları ve saçmalıklar bulunabilecek olmasına rağmen gerek yoktur bunları yapmaya. çünkü film zaten geneli itibariyle iddiasız, naif bir filmdir. yani bir şaheser olmak gibi bir amacı olmadığı çok açık. bu yüzden filme biraz daha yüzeysel yaklaşıldığında hoş vakit geçirtebilecek bir film olduğunu söyleyebiliriz.

--- spoiler ---

steve carell sinir bozucu baba rolünde iyi gözükmüştür. ayrıca ailenin beraber oyunlar oynadığı sahneler ve çalan müzikler gayet hoştur. dan ve marie aşkı biraz oldu bitti halinde verilmiştir zannımca. ama banyoda marie yüzünü yıkarken gerçekleştirdikleri diyaloglar güzeldir. ayrıca cara ve jane'in babalarından bu kadar nefret etmesi de biraz eğreti durmaktaydı. ne kadar babalarının aşırı korumacı yaklaşımından rahatsız olduklarını belli etmek isteseler de bunun bir nefret gibi izleyiciye yansıması biraz aşırı kaçmış sanırım.

--- spoiler ---

(crimean - 23 Temmuz 2009 00:46)

beklentimin ötesinde bir film. köşe yazarı olan eşini 4 yıl önce kaybetmiş 3 kız çocuğu sahibi dan'in ailesini ziyareti sırasında başından geçen olaylar silsilesi anlatılıyor.

film kesinlikle eğlenceli. carell'ın mizahını artık anlıyorum. olaylar karşısında verdiği umarsız, beklenmedik ya da olağanın altı tepkiler ile güldürmeyi başarıyor. bu filmde de sanatını konuşturması için oldukça fazla tepkisiz kalarak tepki verebileceği şeyler oluyor.

filmin çekildiği yere bakarsak genelde tek bir ev içerisinde olup bitiyor her şey, doğal ortam ve oyuncuların bu doğallıkla bütünleşmeleri bir anda sarıveriyor. geç vakitte izlemeye başlarsanız illaki "çok geç olmadan bitse bari" fikri gelecektir aklınıza ama bittiğinde "ne çabuk geçti" diyeceksiniz.

satır aralarında geçen güzel sözler de cabası.

http://mecazen.blogspot.com/…-dan-in-real-life.html

(yalandunya - 15 Mart 2010 00:52)

güzel bi filmmiş ya. iş güç alkol derken epeydir bu saatlerde tv izlemiyordum; gececinin dostu kanal d^** portföyüne yeni filmler eklemiş. biri de buymuş. steve carell yine çok güzel, film pek güzel. sonunda kızlarıyla yaptığı konuşma falan. tam izlemelik.

(radioheadbanger - 10 Eylül 2010 03:45)

film katili

emily blunt'in ilk defa gorundugu sahne,
tabii ki filmin en etkileyici sahnesi diye dusundunuz,

degil, biraz daha ileri sarin,
marie ile dan'in, bowling salonunda opusurken, birden tüm isiklarin yanmasi ve butun aileyi karsilarinda bulmalari.

bir digeri dan'in evden firlayip ,marie'nin pesinden gitmeye calisirken, ama benim sofor lisansim yok ki dedigi dakka : buyuk kizi karsisinda biter ama dan bütün film boyunca kizina araba kullandırtmamaya yemin etmis baba figurudur.

bir digeri de kendi kizina uc gundur tanidigin birine asik olamazsin deye nasihat ettikten sonra ben marie'ye asigim itirafi yaptiginda, kizlarin hep bir agizdan ,ama sen onu uc gundur taniyorsun demeleri.

simdi biraz geri saralim, emily blunt'in gorundugu sahne var ya, babami keserim uleyn.

film katili

(zirvelerin ozgurlugu - 1 Ekim 2010 16:01)

şimdi öncelikle şunu söylemeliyim ki; eğer bir isveçli gözüyle izlenirse gerçekten çok güzel ve sıcak bir aile filmidir bu ve bundan sonrası acıkın spoiler içermektedir...

--- spoiler ---
yukarıdada bahsettiğim gibi içinde bulunduğumuz ahlak kurallarını bir kenara bırakır ve bu filmi "aşk, herşeyden üstündür" pembe gözlüğüyle seyredersek eğer gerçekten iyi bir filmdir bu. ama ben bütün filmi steve carell gibi bi delikanlıdan aşkını kalbine gömmesini bekleyerek izledim ve film boyunca bunu beklememe dair haklı sebeplerimde vardı...

bu dan denen adam, 4 yıl önce kaybettiği karısının ardından kendini kızlarına adamış ve hatta kızlarının erkeklerle görüşmesini bile kendine yediremeyen bir baba sonuçta ve tabi ki bu durumda bize fazlasıyla muhafazakar türk babasını hatırlatıyor. tüm bunların üstüne adam erkek kardeşinin sevgilisyle evlenip, bütün aileside düğününde alkış tuttuğunda garipsiyoruz tabi...

tüm bunları dışında tuttuğumda ise bana göre ortalamanın çok üstünde bir film.
--- spoiler ---

(dumurilik - 16 Ocak 2012 02:29)

izlenir, steve carell'dan ötürü yer yer eğlendirir, sıkmaz ama vasata dahi yaklaşamaz bana göre. emily blunt'ı bu filmde görmek istemezdim, yani beş dakikalık bir rol neden kabul edilir ki, sonuçta dandik bir film. gene de madem kabul etmiş, bari daha fazla rol verseydiniz. çok komik değil carell'a rağmen, ama dediğim gibi izlenir çok şey beklenmeden.

(sherlock holmes 90 - 10 Nisan 2012 10:01)

türkiye'de konusuyla alakasız olarak şamar oğlanı ismiyle vizyona girmiştir.

(rare - 17 Ekim 2013 14:42)

peter hedges'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği 2007'de vizyona girecek film

(idoru - 27 Haziran 2006 21:46)