Aşçı / 10
  • "eski roma'da ezilip şaraba batırılmış ekmeğe denirdi."
  • "maclerde gordum ben bunu. bos diske hop program yazıyo kaydediyo falan. nero misali."
  • "ingilizce tost degil de kizarmis ekmek anlamina gelir."
  • "harika müzikler dinleyebileceğiniz film.(bkz: dusty springfield)"
  • "acken izlenmemesi gereken, based on a true story, tatli film. helena bonham carter iyi bir referans neticede. bir ara yoldan gecen adam olarak dahi johnny'yi gormeyi beklemedim degil."
  • "ilk yarım saatte ağlayacak, sonra gülmeye başlayacağınız çok güzel bir ingiliz filmi."
  • "çarşamba sabahı atlas sinemasında büyük bir keyifle izlenecek film."
  • "altyazi cevirilerini kimin yaptigi bircok insan tarafindan merak konusu olan film.(bkz: emine beder)"
  • "sıradışı karakterleri yaratarak (2000'lerin başında) graffiti de bir ekol haline gelen türk writer.link 1link 2(bkz: ata bozacı)"
  • "fiil halinde olunca "şerefe kadeh kaldırmak" anlamına da gelen ingilizce sözcük."
  • "cd writer software"




Facebook Yorumları
  • comment image

    hayatından birini çıkarman gerektiğinde; ama nasıl yapacağını bilmediğinde...
    onlarca saat düşünüp olaya çok yönlü bakmaya çalışarak ilişkiden bile sayılmadan o amorf şeyi bir ilişkiye dönüştürmeye çalışıp başaramadığında...
    yüreğinin içindeki ağırlığı aslında karşı tarafın değil de seni yarattığını anladığında..
    kendi başına beceremeyip herkese danışarak bu illetten nasıl kurtulacağını yolu aradığında; ama kimsenin yolu sana uymadığında...
    ve bir sürü düşünce içinde kendi kendini boğarken tesadüfen bu şarkı kulaklarına gelirse; dinlerken bir şeylerin aktığını hissedersin içinden ve sonunda da it’s time to let you go derken yüzünde huzurlu bir gülümseme belirir.
    içindeki o sıkıntı da kaybolmuştur ve bir daha seni hiç rahatsız etmez. güneş daha güzel parlamaktadır artık.


    (kaliptra - 28 Mayıs 2009 00:41)

  • comment image

    8 - 15 ekim 2011 film festivali'nde seyredilebilecek olan başarılı ingiliz filmi.

    filmde, konserveye olan nefretiyle yemeklere olan düşkünlüğü içinde bir çocuğun aşçılığa olan ilk adımlarını çok iyi anlatmış.

    biraz önce izledim. tavsiye ederim.


    (kelebek ordusu - 3 Ekim 2011 01:51)

  • comment image

    ağlatırken bir anda gelen komik bir diyalogla ( ki bu genelde nigel'ın arkadaşının diyaloglarıdır) güldüren, oyunculukları başarılı, müzikleri mükemmel, introsu yaratıcı film. baba rolündeki ken stott up'taki carl'a çokça benzer. neticede tatlı krizine yol açma ihtimali yüksek film.


    (biz bu filmi izlemistik - 13 Ekim 2011 18:32)

  • comment image

    ingiliz aşçı nigel slater'ın hayatından esinlenilerek yazılmış tatlı bir film. çocukluğunda yaşadıkları, yemeğe olan ilgisi ve aşçılığa başlamasına uzanan öykü renkli görüntüler ve hoş müziklerle anlatılıyor. helena bonham carter kötü üvey anne rolüyle iyi iş çıkartmış. sevdiğim bir isim olması, izlerken karakterine sinir olmamı engellemedi. bu da başarısını gösteriyor. hem usta bir aşçı hem de kötü bir anne olarak son derece itici bir karakterdi.

    charlie and the chocolate factory, august rush, finding neverland gibi filmlerde izleyip sevdiğim çocuk oyuncu freddie highmore artık çocuk olmaktan çıkmış. haliyle büyümüş. zaman çok enteresan gerçekten.

    film boyunca pişen yemekler, tatlılar, amelie tarzı yaratılan renkli görüntülerle hem iştahınız kabarıyor, hem de yemekle ilişkilendirilen aile draması sizi üzüyor. gözleriniz dolmuşken birden güldüren bir olay oluyor.

    izlenesi, renkli bir film gerçekten.

    --- spoiler ---

    bir tek beğenmediğim konu nigel slater'ın eşcinselliğinin filme kötü yerleştirilişi oldu. çok alakasız bir yerde, filmin öyküsüyle hiç alaka kurulmadan bu olayı görüyorsunuz. şaşırıyorsunuz. sonra niye koydular ki bunu filme, konuyla hiç alakası yok yorumu kaçınılmaz oluyor. bu kısım daha iyi ele alınabilirmiş. bir tek öpüşme koyup, yapmış olmak için yapmak garip olmuş.

    ---
    spoiler ---


    (cncn - 8 Aralık 2011 18:50)

  • comment image

    tori olen erkek kardesi icin yazmis.

    http://www.youtube.com/watch?v=_30xafuw1m0

    "i raise a glass make a toast/a toast in your honor i hear you laugh and beg me not to dance/ 'cause on your right standing by is mr.bojangles/ with a toast he's telling me it's time to let you go let you go/ i thought i'd see you again. you say you might do maybe in a carving in a cathedral somewhere in barcelona"


    (procastinator - 24 Kasım 2012 15:39)

  • comment image

    tori'nin yeni albümü the beekeeper'ın kapanış şarkısı:

    i thought it was easter time
    the way the light rose
    rose that morning
    lately you've been on my mind
    you showed me the rope
    ropes to climb
    over mountains
    and to pull myself
    out of a landslide
    of a landslide

    i thought it was harvest time
    you always loved the smell of wood burning
    she with her honey hair
    dalhousie castle
    she would meet you there
    in the winter
    butter yellow
    the flames you stirred
    yes, you could stir

    i raise a glass
    make a toast
    a toast in your honor
    i hear your laugh
    and beg me not to dance
    on your right standing by
    is mr. bojangles
    with a toast he's telling me it's time
    to raise a glass
    make a toast a toast in your honor
    i hear you laugh and beg me not to dance
    'cause on your right standing by
    is mr.bojangles
    with a toast he's telling me it's time
    to let you go let you go

    i thought i'd see you again.
    you say you might do
    maybe in a carving
    in a cathedral
    somewhere in barcelona.


    (arsonist - 17 Ocak 2005 02:03)

Yorum Kaynak Link : toast