Toast (~ Mesterkokken) ' Filminin Konusu : 1960'ların Britanya’sının yiyecekleri üzerine muhteşem bir nostalji yolculuğu…
hayatından birini çıkarman gerektiğinde; ama nasıl yapacağını bilmediğinde...onlarca saat düşünüp olaya çok yönlü bakmaya çalışarak ilişkiden bile sayılmadan o amorf şeyi bir ilişkiye dönüştürmeye çalışıp başaramadığında...yüreğinin içindeki ağırlığı aslında karşı tarafın değil de seni yarattığını anladığında..kendi başına beceremeyip herkese danışarak bu illetten nasıl kurtulacağını yolu aradığında; ama kimsenin yolu sana uymadığında...ve bir sürü düşünce içinde kendi kendini boğarken tesadüfen bu şarkı kulaklarına gelirse; dinlerken bir şeylerin aktığını hissedersin içinden ve sonunda da it’s time to let you go derken yüzünde huzurlu bir gülümseme belirir.içindeki o sıkıntı da kaybolmuştur ve bir daha seni hiç rahatsız etmez. güneş daha güzel parlamaktadır artık.
(kaliptra - 28 Mayıs 2009 00:41)
bbc nin noel de yayınlayacağı, nigel slater ın gençlik anılarından oluşan; slater ın gençliğini charlie and the chocolate factory deki "charlie" freddie highmore un, helena bonham carter ın da kötü üvey anneyi oynadığı drama. merakla bekliyoruz;kekler,pastalar,tartlar,çörekler....
(limonlufiruze - 14 Kasım 2010 19:19)
eski roma'da ezilip şaraba batırılmış ekmeğe denirdi.
(de payens - 10 Ocak 2011 11:37)
maclerde gordum ben bunu. bos diske hop program yazıyo kaydediyo falan. nero misali.
(mceyhan - 30 Ocak 2003 04:23)
ingilizce tost degil de kizarmis ekmek anlamina gelir.
(everythingbutthegirl - 2 Şubat 2003 11:26)
2010 yapımı ingiliz filmi. yemeklere ve yemek yapmaya meraklı bir çocuğun büyüyüp aşçıya dönüşmesinin hikayesi. son döneme amélie tarzı filmler epey yaygınlaştı. bu da onlardan biri.http://www.imdb.com/title/tt1658851/
(kuzgun - 20 Nisan 2011 11:07)
harika müzikler dinleyebileceğiniz film.(bkz: dusty springfield)
(eccocan - 22 Mayıs 2011 14:02)
acken izlenmemesi gereken, based on a true story, tatli film. helena bonham carter iyi bir referans neticede. bir ara yoldan gecen adam olarak dahi johnny'yi gormeyi beklemedim degil.
(bir kere de calar saati sen uyandir - 7 Temmuz 2011 23:32)
sırf helena bonham carter için bile izlenebilir. iddasız naif bi anlatım. çok derine inmeden; yoğun bir duygu hissiyatı oluşturmuyor ama güzel izlenecek bir film özellikle ingiliz filmleri seven biri olarak iyi bir etki bıraktı bende. sinema filmi değil bir tv filmidir bbc için yapılmıştır.
(iklimdegisikligibizinekadardegistirdi - 5 Ağustos 2011 14:34)
ilk yarım saatte ağlayacak, sonra gülmeye başlayacağınız çok güzel bir ingiliz filmi.
(hamlaus - 29 Ağustos 2011 12:07)
çarşamba sabahı atlas sinemasında büyük bir keyifle izlenecek film.
(edebiyat sever kimyager - 30 Eylül 2011 21:44)
8 - 15 ekim 2011 film festivali'nde seyredilebilecek olan başarılı ingiliz filmi.filmde, konserveye olan nefretiyle yemeklere olan düşkünlüğü içinde bir çocuğun aşçılığa olan ilk adımlarını çok iyi anlatmış.biraz önce izledim. tavsiye ederim.
(kelebek ordusu - 3 Ekim 2011 01:51)
ağlatırken bir anda gelen komik bir diyalogla ( ki bu genelde nigel'ın arkadaşının diyaloglarıdır) güldüren, oyunculukları başarılı, müzikleri mükemmel, introsu yaratıcı film. baba rolündeki ken stott up'taki carl'a çokça benzer. neticede tatlı krizine yol açma ihtimali yüksek film.
(biz bu filmi izlemistik - 13 Ekim 2011 18:32)
altyazi cevirilerini kimin yaptigi bircok insan tarafindan merak konusu olan film.(bkz: emine beder)
(ginevra molly potter - 15 Ekim 2011 17:19)
ingiliz aşçı nigel slater'ın hayatından esinlenilerek yazılmış tatlı bir film. çocukluğunda yaşadıkları, yemeğe olan ilgisi ve aşçılığa başlamasına uzanan öykü renkli görüntüler ve hoş müziklerle anlatılıyor. helena bonham carter kötü üvey anne rolüyle iyi iş çıkartmış. sevdiğim bir isim olması, izlerken karakterine sinir olmamı engellemedi. bu da başarısını gösteriyor. hem usta bir aşçı hem de kötü bir anne olarak son derece itici bir karakterdi.charlie and the chocolate factory, august rush, finding neverland gibi filmlerde izleyip sevdiğim çocuk oyuncu freddie highmore artık çocuk olmaktan çıkmış. haliyle büyümüş. zaman çok enteresan gerçekten.film boyunca pişen yemekler, tatlılar, amelie tarzı yaratılan renkli görüntülerle hem iştahınız kabarıyor, hem de yemekle ilişkilendirilen aile draması sizi üzüyor. gözleriniz dolmuşken birden güldüren bir olay oluyor.izlenesi, renkli bir film gerçekten.--- spoiler ---bir tek beğenmediğim konu nigel slater'ın eşcinselliğinin filme kötü yerleştirilişi oldu. çok alakasız bir yerde, filmin öyküsüyle hiç alaka kurulmadan bu olayı görüyorsunuz. şaşırıyorsunuz. sonra niye koydular ki bunu filme, konuyla hiç alakası yok yorumu kaçınılmaz oluyor. bu kısım daha iyi ele alınabilirmiş. bir tek öpüşme koyup, yapmış olmak için yapmak garip olmuş.--- spoiler ---
(cncn - 8 Aralık 2011 18:50)
sıradışı karakterleri yaratarak (2000'lerin başında) graffiti de bir ekol haline gelen türk writer.link 1link 2(bkz: ata bozacı)
(atmosphere - 26 Ocak 2012 18:03)
fiil halinde olunca "şerefe kadeh kaldırmak" anlamına da gelen ingilizce sözcük.
(antimatter - 20 Haziran 2003 12:50)
tori olen erkek kardesi icin yazmis.http://www.youtube.com/watch?v=_30xafuw1m0 "i raise a glass make a toast/a toast in your honor i hear you laugh and beg me not to dance/ 'cause on your right standing by is mr.bojangles/ with a toast he's telling me it's time to let you go let you go/ i thought i'd see you again. you say you might do maybe in a carving in a cathedral somewhere in barcelona"
(procastinator - 24 Kasım 2012 15:39)
tori'nin yeni albümü the beekeeper'ın kapanış şarkısı:i thought it was easter timethe way the light roserose that morninglately you've been on my mindyou showed me the roperopes to climbover mountainsand to pull myselfout of a landslideof a landslidei thought it was harvest timeyou always loved the smell of wood burningshe with her honey hairdalhousie castleshe would meet you therein the winterbutter yellowthe flames you stirredyes, you could stiri raise a glassmake a toasta toast in your honori hear your laughand beg me not to danceon your right standing byis mr. bojangleswith a toast he's telling me it's timeto raise a glassmake a toast a toast in your honori hear you laugh and beg me not to dance'cause on your right standing byis mr.bojangleswith a toast he's telling me it's timeto let you go let you goi thought i'd see you again.you say you might domaybe in a carvingin a cathedralsomewhere in barcelona.
(arsonist - 17 Ocak 2005 02:03)
cd writer software
(atreju - 18 Ocak 2002 07:20)
Yorum Kaynak Link : toast