--- spoiler ---
kahramanlarimiz vogon insaat gemisinden uzay bosluguna firlatilmak uzerelerdir

ford - keske annemi dinleseydim
arthur - nelerden bahsederdi ki
ford - bilmem hic dinlemedim
--- spoiler ---

(oz portnoy - 14 Ocak 2007 03:59)

"adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, rickmanswort'de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birden fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. bu sefer doğru olanı bulmuştu, işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.

ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti.

bu, o kızın öyküsü değil."

(olay - 2 Şubat 2007 23:21)

douglas adams tarafindan yazilmi$ a$mi$ bilim kurgu serisi ve ayni zamanda serinin ilk kitabinin adi.

(ssg - 6 Mart 1999 00:00)

"there is a theory which states that if anyone ever exactly discovers what this universe is for and why it is here, it will instantly disappear and be replaced by something even more bizzarre and inexplicable. there is another theory which states that this has already happenned."
(bkz: ama ama)

(i invented internet - 19 Haziran 2002 01:09)

film geçenlerde tv8de bu adla gösterildi. ve bir arkadaşın, gözlerini kısarak televizyona bakan dedesi tarafından şu şekilde yorumlandı: "aa filmin ne değişik adı varmış, orospunun galaksi rehberi" hehehe şeklinde gülünüp geçidi ve kitaba göre oldukça vasat kalmış film izlenmeye devam edildi.

(semolina pilchard - 19 Şubat 2009 16:51)

çok ilginç bir kitap. şöyle ki:

1. evinde yeni türkçe çevirisi olana 10 karizma puanı;
2. ilk türkçe çevirisi olana 20 karizma puanı;
3. ingilizcesi olana 30 karizma puanı;
4. ciltli ingilizcesi olana 40 karizma puanı;
5. olur olmaz yerde havlu ve 42 diyene her bir kullanımı için 10 karizma puanı;
6. türkçe metninden birkaç cümleyi ezbere bilene her cümle için 10 karizma puanı;
7. ingilizce metninden birkaç cümleyi ezbere bilene her cümle için 20 karizma puanı;
8. her tekrar okumada 50 karizma puanı;
9. "okumadıysan bilim kurgudan anlamıyorsundur abi." cümlesini sarf edebiliyorsan 80 karizma puanı;
10. "okuyup da o kadar bayılmadıysan bilim kurgudan anlamıyorsun abi." cümlesini sarf edebiliyorsan 100 karizma puanı;
11. başka hiçbir bilim kurgu kitabı okumamana rağmen sırf bu seriyi okudun diye kendini bilim kurgucu zannediyorsan 200 karizma puanı

veriyor.

böyle de ilginçtir.

(satine - 24 Mart 2009 23:47)

http://dunya.milliyet.com.tr/…1/1444698/default.htm

balina yeni düşmüş.

(sweet leaf - 29 Eylül 2011 21:56)

douglas adams'ın neden herhangi bir sayı değil de "42"yi seçtiğini tartışırken uğur arkadaşımız dahiyane bir fikir öne sürdü: "maymunun kromozom sayısı 42'dir!"
tabi ardından bu fikri destekleyecek pek çok sav gelmekte gecikmedi. kitabı okuyanların bildiği gibi pek çok yerde adams evrimimizi açıklamaya çalışmıştır kendi yöntemleriyle. ayrıca kısa adı dna (bkz: douglas noel adams) olan birinin böyle bir şeyi gözden kaçıracağını zannetmiyoruz, hele hele de adams kadar zeki birinin.
not: 42 yazan kolyemi gören herkesin sorduğu üzere "42" sayısının konya plakası ile alakası olduğunu zannetmiyorum. evet.

(alba - 7 Kasım 2013 17:53)

ekonomi ve sosyoloji derslerinde okutulması gereken bir "shoe-event horizon" teorisi vardır.

dünya insanları depresyona / bunalıma girdiklerinde yere bakma eğilimi gösterirler.
yere baktıklarında da ayakkabılarını görürler! neşelenmek içinse kendilerine yeni bir çift ayakkabı almak isterler. bu da, depresyona girmiş toplumdaki ayakkabı talebini artıracaktır.
problemse tam da burada başlar, toplumdaki ayakkabı talebi, toplumun / sistemin kaliteli ayakkabı yapabilme kapasitesinden daha hızlı artar.
bu yüzden ayakkabı kalitesi düşer. ayakkabı kalitesi düştükçe, mevcut ayakkabılar daha hızlı eskir ve yenilerinin alınması gerekir, bu da ayakkabı talebini daha da artırır.
bu döngünün sonucunda ayakkabı talebi deliler gibi artarken, ayakkabı kalitesi de deliler gibi düşer.
bunun sonucunda sistemin ekonomik olarak ayakta kalabilmesi için , ayakkabı dükkanından başka bir şey açmak akılcı olmaz, nihayetinde gezegenin sosyal düzeni çöker.
bu duruma shoe-event horizon denir.

ve bu bir douglas adams klasiğidir... daha fazlası için rehberi karıştırın.

(carterwebb - 28 Nisan 2014 21:26)

hayatın anlamını mı düşünüyorsunuz,tanrı,evren, kainat vs. kavramları kafanızı mı kurcalıyor, ne, kim, nerde, nasıl, ne zaman ve neden gibi bir sürü sorumu aklınıza geliyor ve bunu öğrenmek için her şeyden vazgeçebileceğinizi mi düşünüyorsunuz . o zaman bu kitabı okumayın çünkü hayatın anlamı bu kitapta. evet evet yanlış duymadınız(okumadınız) hayatın anlamı bu kitap ta. şimdi sakın ola ki açıp bu kitabı karıştırmayın, sakın ama sakın kapağına bile bakmayın,ne yapacaksınız hemencecik hayatın anlamını bulmayı. lütfen sözüme kulak verin ve hayatın anlamını arayıp durun. bu size 15 milyon yıl artı 42 ye mal olabilir ; ama lütfen arayın! yorulacaksınız; ama emin olun değecek. şu kestirmelerden vazgeçin artık ve bu kitaba elinizi bile sürmeyin. ha bir de sözlükteyseniz lütfen çıkın çünkü burası yolu kısaltıyor. son olarak lütfen paniğe kapilmayin.

(yasam atesi - 26 Mayıs 2004 20:55)

bu kitaptan alınan tadın tek rakibi almanlıktan alınan tattır.

(diger camasir suyu - 26 Temmuz 2014 02:58)

"...onun geldiği dünyada, halk halktır. liderler ise kertenkele. halk kertenkelelerden nefret eder ve kertenkeleler de halkı yönetirler.
'garip' dedi arthur, 'bunun bir demokrasi olduğunu söylememiş miydin?'
'öyle dedim,' dedi ford. 'bir demokrasi.'
'o halde,' dedi arthur, saçmalayan bir kalın kafalı gibi konuşmadığını umarak, 'halk neden kertenkelelerden kurtulmuyor?'
'dürüst olmak gerekirse, bu akıllarına gelmiyor,' dedi ford. 'hepsinin oy hakkı var ve bu yüzden oy verdikleri hükümetin aşağı yukarı istedikleri hükümet olması gerektiğini düşünüyorlar.'
'yani, halkın kertenkeleler için mi oy verdiğini söylemek istiyorsun?'
'şey, evet,' dedi ford omuz silkerek, 'elbette.'
'ama,' dedi arthur, yine büyük sorusunu sorarak devam etti, 'niçin?'
'çünkü eğer bir kertenkeleye oy vermezlerse,' dedi ford, 'yanlış bir kertenkele başa gelebilir.'..."

~douglas adams, elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler, otostopçunun galaksi rehberi #4

(nobetciokur - 31 Ağustos 2014 22:41)

icinde oyle bir dua vardir ki mavi ekran felan oldum.

1. tanrim beni bilmem gerekmeyen seyleri ogrenmekten koru. hatta beni bilmedigim seyler oldugunu ogrenmekten de koru. ogrenmemeye karar verdigim seyler oldugunu ogrenmemeye karar verdigimi bilmekten koru.

2. tanrim tanrim tanrim... beni yukaridaki duanin sonuclarindan koru.

(abdulica - 20 Temmuz 2004 21:24)

keskin zeka hezeyani, yaraticiligin daniskasi..

bir gezegeni galaktik express otoyol insasi amaciyla yoketmeden once, planlari 50 yil boyunca bir kac isik yili yakinda biryerlerde asili bulundurun ki itiraz edemesinler ve mutlaka gezegen halkina olaydan 5 dakika once kibar, kisa ve oz bir aciklama yapin. o gezegenin ustundeyseniz kacmak icin uzay gemilerine otostop cekin ve bu uzaylilari anlayabilmek icin kulaginizdan, evrensel bir tercuman olmak uzere evrimlesmis baliginizi eksik etmeyin. bu yabanci gemide vakit gecirmek icin oolon colluphidden "iste bu tanrinin defterini durer"i okuyun. 2 uzeri 273binlik ihtimallere guvenin ve ihtimalsizlik motoruyla bol bol oynayin. bu sirada olusacak garip olaylara, mesela yazdiklari hamlet oyunuyla ilgili sizle tartismak isteyen yuzlerce maymunun belirmesine, kulak asmayin. acilmaktan mutluluk duyan uzay gemisi kapilariyla dost olun, paranoid androidin gezegen buyuklugundeki beyniyle dalga gecmeyin ama onunla ilgileniyormus gibi de yapmayin ve enthusiastic gemi bilgisayarini durmadan asagilayin. tabii ilahi adalet olarak, gunun birinde ebedi dumura ugratici gelip hic beklemediginiz bir anda size angut diyebilir.

bu hengame arasinda unutmayin ki bazi gezegenler, farelerin, evren hayat ve herseyin cevabini bulduktan sonra, bu cevabin sorusunu bulmak icin giristikleri milyonlarca yillik deneylerin bir parcasi olabilirler. ipucu isterseniz, mevzubahis gezegen tukenmez kalemlerin gezegenleri degildir. ve hazir akliniza gelmisken, bir bankaya bir penny yatirin ki evrenin sonundaki restorana giderseniz, hesabi odemeden kacmak zorunda kalmazsiniz. oradaki et yemekleri gelip sizden kendilerini yemenizi rica ederlerse, bunun kendilerinin yenmesini istemeyen hayvanlari yemekten daha insani oldugunu dusunup yiyin. ayrica oradaki icecekler sirius sibernetik sirketinin urettigi ve cay yapmaktan aciz makinenin damak zevkiniz ne olursa olsun verdigi sividan daha lezzetlidir. ne de olsa sirius sibernetigin sikayet bolumu de 3 gezegen kapliyor.

cilgin maceranizda ne yaparsaniz yapin, sizi bekletmemek icin gelecegi gorme yetenegiyle donatilmis varoluscu asansorlerle muhattap olmayin. ve biri size bu maceradaki butun gorevinin size kapidan degil de pencereden cikmanizi tavsiye etmek oldugunu soylerse ona inanin. bu arada vergi muafiyeti nedeniyle 1 yillik olum cezasina carptirilmis rock yildizlarinin arabalarini calmak icin gerekli olan diyaloglari sakin unutmayin:

"ne diyorsun ford"
"yani onu yurutelim mi? sence bunu yapmali miyiz?"
"hayir"
"bence de"
"ama yurutecegiz degil mi"
"yapmazsak yazik olur"

artik bu arabayi caldiktan sonra, gunese dogru suzulurken, uygarlik asamalarini dusunecek kadar zamaniniz var. bu asamalar hayatta kalma, sorgulama, incelikli dusunmedir, bir baska deyisle nasil neden ve nerede. ornegin, ilk asama nasil yiyebilirizdir, ikincisi neden yiyoruz ve son olarak ogle yemegini nerede yiyelim.

unutmayin ki evrende cok akilli toplumlar olabilir. bunlar dunyalarinin yokolacagini soyleyip herkesi gemilere dolusturarak felaketlerinden kurtulabilirler. bunun icin 3 gemi yapilir, ilkine liderler, bilimadamlari ve sanatcilar, ucuncusune asil isgorenler, ikincisine de telefon temizleyicileri de dahil kalan herkes konabilir. veya ikinci gemidekilere boyle yapildigi anlatilir ve arkanizdan geliyoruz diyerek onlari uzak diyarlara yollarlar. ne yazik ki geri de kalanlar kirli bir telefondan kaptiklari virusle yokolabilirler.

(immanuel tolstoyevski - 9 Eylül 2004 15:43)

eksi sozlugun yaratılmasında ana fikir kaynagı olması muhtemel douglas adams yaratıcılıgı.

(synthetic - 23 Eylül 2001 00:50)

douglas adamsın 5+1 dizisinin ilk kitabının türkçe adı.

''galaksinin haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde,
gözlerden uzak bir güneşin yörüngesinde,
tamamıyla önemsiz küçük bir gezegen döner.

gezegenin maymundan gelen halkı genellikle mutsuzdu.
ağaçlardan inmekle büyük hata yaptıklarını düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve okyanuslardan asla ayrılmamış olmaları gerektiğini söylüyordu.

sonra adamın birinin,
sırf değişiklik olsun bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra,
bir perşembe günü,
o önemsiz gezegen bir kestirme yol uğruna yok olup gidecekti.

ama bilinmeyen gerçek şuydu ki gezegenin yaratılış amacı yalnızca nihai soruya cevap bulmak için yapılan bir deneydi...''

(medusa5 - 1 Nisan 2005 19:58)

- efendimiz haberler iyi! filmin gi$e hasilati cok iyi gidiyor!
- south park, family guy vs sevenler ne diyor bu duruma?
- e.. efendimiz... kendileri...
- geveleme lafi! cabuk soyle bana south park, family guy vs sevenler ne diyor!?!?!?!?
- begenmemi$ler efendim. fakat b...
- lanet olsun! eger onlar begenmediyse, yaptigimiz $ey kotudur.. lanet olsun..
- fakat efendimiz?
- yok watson.. bir daha du$undum, eger south park, family guy vs seyreden kimse begenmediyse yaptigimiz i$ gercekten kotudur. $imdi du$unuyorum da sanirim ben de hic begenmedim yaptigimiz i$i. sanki biraz.. bilmiyorum.. yani south park, family guy vs seyircilerine ula$amadik watson.. bu kainatta south park, family guy vs seyreden bir insana ula$amayan hangi eseri iyi kalibina sokabilirsin?
- efendim onlar sadece trend, iyilik kriterleri degil
- olsun watson ben trendi south park, family guy vs seven arkada$larimin cizdigi yolda takip ediyorum. onlar iyi diyorsa iyidir kotu diyorlarsa kotudur. onlarin kotu dedigi bir filmi sonuna kadar seyretmeye dahi dayanamam o kadar dolduru$a hazirim.
- galiba haklisiniz efendimiz. gercekten south park, family guy vs seven bir kitlenin durdugu tepe noktasindan kotu not almi$ bir $eye iyi demek mumkun degil galiba...
- galiba si mi var watson! eger ki ben ba$tan south park, family guy vs sevenlerin bu filmi sevmeyecegini bilseydim hic yapimciligina giri$mezdim. niye aklimiza gelmedi niye sormadik biz bunu south park family guy vs sevenlere watson daha onceden?
- bilmiyorum efendimiz ama adim watson degil, hamit.
- whatever hamit.

(ssg - 1 Mayıs 2005 12:21)

bir otostopcunun yanında bulundurması gereken en önemli esyanin havlu oldugunu ogrendigim kitap.

bugün aksam otobusle eve dönerken önümdeki koltukta hintliye benzer biri vardi (hatta hintliydi). ilginç bir şekilde bir çizgi roman okuyordu ve bir omuz çantası vardi. bir ara çantasını açtı ve içinde bir sürü şeyin yanısı sıra bir de küçük çaplı bir havlu çıkardı. hemen o an kafamda şimşekler çaktı ve aklıma hitchhikers guide to the galaxy ve ford prefect geldi...ilginç bir andı.

(streetrider - 16 Ocak 2002 21:56)

hakkındaki yorumlar:
"galaksiye yeni bir bakış..." new tork yimes
"douglas yine yaptı!" san francicso daily new
"gülmekten yerleri temizleyeceksiniz" aktüel
"etkisinden çıkmak için bir hemcinsinizin şefkatine ihtiyacınız olacak!" chaos gl
"acı var mı acı sorusunun cevabı burada" reha muhtar

(portakal - 1 Şubat 2000 22:57)

türkçe çevirisini iki kere, ingilizce aslını üç kere okuduktan sonra gidilen filminden hiddetle çıkılan roman serisi. sana sesleniyorum ey tek dişi kalmış hollywood sineması: stanislaw lem'in solaris'ini aşk hikayesine çevirdiniz - şebek ettiniz. sesimiz çıkmadı, yorumdur dedik. ama bu dünyaya gelmiş sayılı orijinal kitaplardan biri olan the hitchhiker's guide to the galaxy'den, douglas adams'tan ne istediniz? ondan da anladığınız bir aşk hikayesi miydi? bütün dünya yok olunca arthur dent'in tek derdinin sevdiceği mi olacağını düşündünüz? pes ki ne pes.

zaten aynı sinema kafasızları ursula k. le guin'in yerdeniz'inden de pembe dizi yapmışlar, izledim inme geldi. ağzımdaki kalemle yazdım bu yazıyı.

(lego - 7 Kasım 2005 00:27)