geçen yıl verdiğim bir ukte imiş... diyorum, ben verdiğim ukteleri doldururken öleceğim.
olsun, dolduruyorum anasını satayım.

direkt konuyu anlatıyorum valla, anlamam. zaten okuyan da yok amk.

şimci capulet (qureshi)^* ile montague (chauhan)^* aileleri siyasal nedenlerle, yaşadıkları yeri rule etmeye çalışırken birbirine ölümüne düşman olan, her yerde silah patlatıp karı oynatan, aşiret düğünü gibi parti konvoyu yapan birbirinden mafya kılıklı abuk subuk iki aile.
bunların hindu olan ailenin başındaki herifin torunu, şerefsizin önde gideni, sosyopat ve adi bir it olan parma ve müslüman olan aileden de boyuna posuna bakmadan gelene gidene ayar çeken, atarlı, giderli, tomboy bir kız olan zoya ile aralarında bir parti mitinginde müsibet çıkar. bu müsibetin neticesinde zoya elemana tokat atar, eleman da kıza silah doğrultur. ''errrkeksen çekersin ulan tetiği'' demelerine^* karşın parma iti çekmez, dava orada güya kapanır. akabinde bu parma iti kızı tuvalette kıstırır, özür diler. kız da sıkıysa evime gel de özür dile o zaman affederim der. ablanın birinin tuvalete dayanmasıyla parma bu kızı sıkıştırıp ''bak ikimizi görürlerse adın çıkar, bu kıyağımı unutma. arkadan çıkıyorum ben sen öyle kapıyı aç'' neyim der, kızı bi kendine meyl ettirir. sonra bu parma iti sahiden eve gelir, kızın abileri elemanı eşşek sudan gelinceye kadar döver. neyse işte bu olayların akabinde gel zaman git zaman bunlar aşık olur, itinayla kasabamsı yerden kaçıp buldukları her kuytuda sevişir, yiyişirler. günün birinde parma ''eee sikerim böyle işi, evleniyoruz ulan, bugün gelinliğini de alıp buraya gelmezsen beni sil'' der. kız önce bir ''seçme saçma konuşma parma, seni de beni de kıtır kıtır keserler'' dese de sonra ikna olur. hem imam hem hindu nikahı kıyarlar, boş bir tren bulur gerdeğe girerler. halvet biter kız ''eee bana ne tatlılar börekler alacaksın cnm??'' derken, parma iti ''ehehehe iki nikah da fake idi, virginity'ni aldım errrrkek oldum. o tokatın intikamını aldım. nası siktim ama haoaaaaaa'' der. kız tabi çıldırır, şaka mı yapıyosun lan seni gebertirim der, tetiği çeker fakat tetiği boştur. parma iti adeta bir nuri kahkahası atar elindeki mermileri yere savuştururken.

dım dım dım. gerilim müziği yeeah bebi.

şimci, sonra heh. chauhan ailesi iktidar olur. ulan ne güzel anlatmış erkeklik iktidarını. seçim, siyaset, erkeklik falan derken habib faisal. neysem.
bunların fake evliliği sırasında çekilen düğün fotoğrafları her bir yere yayılır. tabi bir hindu haramzade ile evlenmiş olan kızına sahip çıkamamışsa şehri nasıl yönetecek diye en büyük kozu olan müslüman oylarını daha da fazlası izzetini(!) yitiren baba çılgına döner. bir yandan da zoya kızımız ''ula irz düşmanu parma itu ha buldugum yerde inderecegum seni asaguya'' der, silahına sarılır yollara düşer. taaaam vuracakken...

dım dım dım. gerilim müziği. oouv yea bebi.

parma'nın adeletli anası tarafından yakalanır. vuracagum da vurmayacagum da vesaire derken anası bunu etkisiz hale getirir, parmaya da yemin ettirir kimseye burada olduğunu söylemeyecen diye. neysem işte parmanın anası bu kıza öğütler verir, ''vermişin demek ki sevmişin, sevdiysen bu kadar kolay vazgeçme bu iti yola getir'' der. kız da ''yok amk ne vazgeçmesi adamı kessem bile içim soğumaz ben babamlara gidecem bırak beni'' der iken anası ''he git de ebeni gör e mi, seni liğme liğme etmezlerse ben de parvati değilim'' der. bu olayların üzerine qureshi familya chauhan'ları basar. ''verin lan bizim kızı geberteceğiz'' der. bunu duyan zoya kahrolur. chahuanların dedesi kızın evde olduğunu bilmeden ''yok amk kızın burada yalan borcum mu var sana'' der ailesini yollar, sonra bi bakar kız burada. şunu öldürelim de iş temizlensin derken parvati ana kendini öne atar vurulur, ölmeden evvel oğluna ''bu olayı düzeltmezsen eşşekler gipsin seni'' der. bu parma iti anca aydınlanır. anasının cenazesinde dedesinin topuğuna sıkar, kızı bulur genelevde yaşayan bi uzatmalısının evine bırakır. iki aile de bunların peşine düşer, bu parma da kızı kolay ikna edemez tabi artık değiştiğine. geneleve kadar falan getirmiş amk kızın aklından neler geçiyor doğal olarak. neyse sonra bunlar yerlerini öğrenirler, basarlar, bu elemanlar kaçar, tekrar geneleve gelirler. sonra burada bayaa bi kalırlar, bi ısınırlar birbirilerine günler böyle sevişmeli, aşklı birbirilerini takip ederken, kız bir bayram sabahı ''kalk ulan babamların elini öpmeye gideceğiz'' der. çocuk da ''seçme saçma konuşma topuğumuza sıkarlar'' der, nitekim öyle de olur. zoyanın babası öldürmeye kalkışır, bir şekilde kaçar bir otobüse binerler. sonra burada da parma itinin ailesi bunları basar. en son bir okulda mahsur kalıp iki aile ile çatışırlar uzun uzun, derler üç mermi kaldı neremize şeyapak bunları ordu gibi adamlar geberecez zaten. hadi beraber geberelim derler, ikisi de sıkar birbirine. geberip kurtulurlar vallahi.

onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
bu kadar hikayeyi üşenmeyip niye anlattım?
amme hizmeti yapayım dedim... konuyu merak edip izleyelim diyeceksiniz boşu boşuna iki saat gitti. gidin iki saatte banyo yapın, tırnak kesin, saç kurutun, yarın ne giyeceniz onu hesap edin. bırakın bu işleri, bu işler boş işler.

filmde dikkatimi çeken, gözümüze de sokulan şey, bu çiftin genelevde huzuru bulmaları, başlarına hiçbir şey gelmemesi iken bu mekan dışında her yerde başlarına bir müsibet gelmesidir. hatta bir sahnesinde zoya kızlarla beraber dans ederken parma iti gelir orospu mu olacan kız bunlar gibi oynama valla senin de topuğuna sıkarım der. kız da orospu dediklerin bize evini barkını açtı, hayatımızı kurtardı der. hakkatten lan olurlar bi. bu hoşuma gitmişti evet.

(raavann - 1 Şubat 2016 00:27)