Mr. Sardonicus (~ Der unheimliche Mr. Sardonicus) ' Filminin Konusu : Mr. Sardonicus is a movie starring Ronald Lewis, Audrey Dalton, and Guy Rolfe. A search for a winning lottery ticket in his dead father's grave causes Sardonicus' face to freeze in a horrible grimace, until he forces a doctor to...
Paranoiac(1963)(7,0-2076)
Homicidal(1961)(6,9-2445)
Strait-Jacket(1964)(6,8-4076)
The Tingler(1959)(6,7-6243)
The Night Walker(1965)(6,4-1431)
20 Million Miles to Earth(1957)(6,4-6205)
13 Ghosts(1961)(6,1-4596)
Zotz!(1963)(5,9-672)
Have Rocket -- Will Travel(1959)(5,8-644)
The Old Dark House(1963)(5,4-1258)
13 Frightened Girls(1963)(5,2-523)
The Leech Woman(1960)(4,4-1468)
gerçektir, inandığınız sürece.bu kitaptaki birçok telkini kullanarak bir sürü rahatsızlığımı fiziksel tedaviler olmaksızın iyileştirdim. bir diğeri üzerinde çalışıyorum şu an, eminim ki onu da ortadan kaldıracağım.ayrıca telkinin ruhsal ve fiziksel tedavilerde oldukça etkili ilaçlar olarak kullanıldığını da gayet iyi biliyoruz değil mi?
(brnnn - 9 Aralık 2010 00:41)
bir nevi şamanizm bu. yani hastalığın kendisi her ne kadar virütik, mikrobik, mekanik vs olsa bile, mevcut düşünsel, zihinsel kalıpların o hastalıkları getiren, çağıran, davet eden, yakınlaştıran bir tarafı olduğu, bunu ise belli telkin, tekrarlar çerçevesinde temizlenmesinin mümkün olduğu felsefesine dayanıyor anladığım kadarıyla. velev ki doğru. ben yine de tehlikeli buluyorum. bunları bilerek yaşamayı çok tehlikeli buluyorum. insanın şifasının bu arızaların tamirinden geçtiği inancının farkındalığı ile yaşaması, bence bunu bilmeden yaşamasından daha zor, sürekli bir içedönük sorgulama ile yaşaması demek, ki bu en iyi ihtimalle kişiyi takıntılı biri haline getirir. eğer doğru ise kişinin bunları bilmeden ve uygulamadan önce bu farkındalıklarla uğraşma enerjisinin olup olmadığını sorgulaması bence daha doğru. çünkü şifacılık var ise bile kişinin istekliliği ölçüsünde fayda sağlayan bir şey olduğu için sadece hastalık hastası yeni bünyeler üretebilir yeterli enerjiye sahip değilse. biliyorsunuz odada saatten başka bir ses olmayınca insan sadece o sesi duyar, ama başka sesler girdiğinde o saatin sesi duyulmaz olur. mesele o saat sesini duymak isteyip istemediğimizde. hayatı yaşamak mı, hayatı uzatmak ve sağlıklı kılmak mı tercihimiz olan?
(grampus - 26 Mart 2013 16:53)
* anksiyete: tüm psikosomatik hastalıkların nedeni limitleyici nefes alışkanlıklarıdır. anksiyete de bunlardan biri… yürek sıkışması, nefes alamama, daralma hislerinin karışımından bahsediyorum. bu hastalığın kaynağı da hayatın akışına güvensizliktir.* basur: sandığınız gibi acı tükettiğimizde değil, geçmiş düşünce ve yaşam alışkanlıklarına duyulan öfke ve onları bırakmaktan korkulduğu için nükseder… geçmişe tutunurken, nefesimizi de tutarız. bu da bedenimizi kasar ve basur problemi oluşur. * depresyon: bu rahatsızlığın altında “kendimi hiçbir gruba, sisteme, kişiye ait hissetmiyorum” düşüncesi yatar. bir başka deyişle sahip olabilme hakkına sahip olmadığını hissetmekten kaynaklanan kızgınlık diyebiliriz. * dizlerle ilgili problemler: aynı eklem problemleri gibi inat, gurur, kibir ve egoyla alakalıdır. bu problem gerçek dışı düşüncelere uzun zamandır tutunuyor olduğunuzu gösterir. esnek olamamanın bir belirtisidir. * fıtık: kopmuş ve uyumu bozulmuş ilişkileri sembolize eder. istemediğimiz bir durumun içine itildiğimizi düşündüğümüzde meydana gelebilir. * astigmat: kişinin kendini olduğu gibi görme korkusuyla alakalıdır. kendini beğenmeyen, güzelliğini, bütünlüğünü görmek istemeyenlerin genel hastalığıdır.* hipermetrop: şu an ile şu anda olamamakla ilgilidir. bu kişiler, yaşamı içlerine çekmeden geçmişi geride bırakmadan beklerler. zihinlerinde bir seçim yapmışlardır. anı yaşamazlar. * guatr: yaşamlarında fiziksel ve duygusal acı çektiğine, cezalandırıldığına ve kurban olduklarına inanan insanlarda görülür. * horlama: çalıştığım her beş kişiden birinde bu problem var. horlamanın altında yatan düşünce “geçmişi, geçmiş düşünceleri bırakmayayım, eğer yaşamımda bir tehdit oluşturursa o zaman belki bırakırım”dır. horlayan insan için bağımlı diyebilirim. * iktidarsızlık: eski eş ya da sevgiliye duyulan öfke, cinsel baskı, suçluluk duygularının artmasına neden olan “ayıp, gizli, kötü” gibi düşüncelerin etkisi ve bu kişilerin hemen hepsinin annelerinin aşırı otoriter, katı ve sevgisiz olmaları dolayısıyla oluşan korku sonucu ortaya çıkar.* kalp hastalıkları: hastaların hemen hepsi dediğim dedik, kararlı, maddi dünyada başarılı, manevi olarak ise aradıklarını bulamamış, genelde kullanılırım düşüncesiyle “kalbini başkalarına açmaktan çekinen” insanlardır.* kanser: gerçekte hasta olan tek yer var, o da zihnimiz. kendimiz olma yerine diğerlerinin istediği gibi olmaya çalışmanın, bitmek tükenmek bilmeyen bir onay alma çabasının sonucudur. egonun devreye girip inanılmaz boyutlara ulaşması, özün yok olması ve yaşam boyu bir “rol oynanması”… işte kanser bu… zihnimizde kansere neden olan çarpıklığı gidermediğimiz müddetçe hepimiz bu hastalığa yakalanabiliriz. kanser, kişinin kendine ihanetidir.* kilo problemleri: aşırı duyarlılık ve korkuyu temsil eder. kişinin “ben” olmaktan, eleştiriden, cinsellikten, incinmekten ve hatta kendi kendinden korunma ihtiyacını gösterir. * migren: şu ana kadar çalıştığım birçok kronik migrenli, gördüğüm kadarıyla mükemmeliyetçilik çabasıyla kendileri üzerinde aşırı baskı kuruyorlar. her şeyi mükemmel yapmak ile ilgili tükenmeyen çabaları vardır.* ödem: geçmişte kalan duygu, düşünce ve inançlara saplanıp kalma halidir. genelde tıkanmış, acı veren fikirler ödem yaratır. nefesimizi tuttukça bedenimizdeki toksinleri de dışarı atamayız. bunlar birikir de birikir, biz şişer de şişeriz. ödem de bu değil midir zaten! sakın unutmayın nefes dünyanın en güçlü detoks aracıdır. * sırt ağrıları: her şeyi kendimiz yapmak zorunda olduğumuzu, desteklenmediğimizi düşündüğümüzde ortaya çıkar. kimseye güvenmememiz, özellikle de yakınlarımızdan istediğimiz desteği bulamadığımıza inanmamız buna sebebiyet verir. her şeyi kontrol etmek istediğimiz zaman omurgamızı sıkarız ve işte bu yüzden sırtımız ağrır. * şeker: “keşke” ile başlayıp “olsaydı” ile devam eden düşünceler, geçmiş ile ilgili pişmanlıklar ve derin kederin fiziksel bedene yansımasıdır şeker hastalığı. bir başka deyişle geriye “hiçbir hoşluk kalmadı” duygusu…* tansiyon: uzun zamandır çözülememiş duygusal sorunları sembolize eder. * boğaz hastalıkları: anjin, bademcik iltihabı, boğaz ağrısı içimizdeki yaratıcılığın, coşkunun, çocuksu hevesin bastırılması ile ilgilidir. kişinin yapmak istediklerini yapamadığında ve kendini boğulmuş hissettiğinde bu hastalıklar ortaya çıkar. * kadın hastalıkları: akıntı, yara, iltihap, kaşıntı ve benzeri problemleri yaşayanların dünden bugüne taşıdıkları bir öfkeleri vardır. daha önce ilişki yaşadıkları ve kendilerini güçsüz hissettikleri sevgili ya da eşe hatta babalarına karşı duydukları öfke bile buna neden olabilir. * kolesterol: kolesterolü yüksek çıkan kişilerin çoğunda şu ortak durum var: yaşamın mutlu, keyifli tecrübelerine kendini kapatmış; tüm hayatları iş, para, sorumluluk olmuştur.-alıntıdır-
(isnetus - 26 Ekim 2014 01:43)
(bkz: hastalik hastasi)
(hyperblue - 17 Nisan 2005 18:59)
(bkz: psikosomatik)
(stitch - 17 Nisan 2005 19:01)
(bkz: zihinsel hastaliklarin nedenleri)
(cannibal - 17 Nisan 2005 19:02)
psikosomatik etkiler dışındakiler hurafeler bütünüdür. hastalıkla semptomu karıştıracak (hatta kolesterol'ü hastalık sanacak kadar! yuh be yuh!) kadar tıptan habersiz, pozitif bilimle ve modern tıpla kendini özdeşleştiremeyip, hacı hocadan medet ummak için fazla entellektüel olduğunu düşünüp sonra böyle hurafelere tamah eden insanların varolduğu bir dünyada bu durumdan istifade edecek doktorların ve şarlatanların mevcudiyeti de doğaldır.kuduz gibi virüs kaynaklı olduğu kesinleştirilmiş, tedavi edilmediğinde %100, !istisnasız! ölümcül hastalıklara bile "kuduz: kizginlik. çözüm yolunun siddet oldugu inanci." şeklinde amdan götten uydurma zihinsel nedensellikler ekleyen insan müsvetteleri varmış dünyada demek.hurafelerle insan canına kastedenler kahrolsun!
(superjesus - 22 Mayıs 2005 14:36)
nadide sözlük doktorlarından açık yardım istememe neden olacak kadar kızdırmıştır beni bu temelsiz nedenlendirme çabaları. komik oldukları kadar zayıf dimağlarla karşılaşıp onların içine girdiklerinde tehlikelidirler. madam i. hay'ın kitabını okuyup da tetanoz olan çocuğunu doktora götürmek ve serum tedavisine başlatmak yerine "aman yavrum sakin ol, kızgınlığını at düşüncelerinden kurtul" diyebilecek anneler canlandı gözümün önünde.[neyse ki en nadide sözlük doktorlarından birisi (ismini vermek istemiyorum) çağrıma cevap verdi, şu an silinmiş olan bir entrydeki martavallara bir güzel ayar verdi; aynen aktarıyorum, her hakkı mahfuzdur, teşekkürlerim kendisine][ilk satırlar hastalıkların zihinsel nedenleriyle ilgili hurafe bir kitap okuyup ondan edindiği "bilgi"leri aktarmış bir yazarın entrysinden. okla başlayanlar doktorumuzun cevapları]kazalar: istedigini dile getirememe.otoriteye karsi çikma istegi. siddete inanmak.-> amca bey esnaftır, hatta kasabanın önde gelen tüccarlarındandır. her istediğini dile getirmekte, hatta çocukları otoritesinden şikayet edebilmektedir. ancak kibar biridir de, şiddetle işi yoktur. nereden geldiği belli olmayan bir kamyon, dükkanın önünde kendi halinde oturmakta olan amca bey'i çiğner, amca bey sizlere ömür...lenf bezleri: aile çatismalari, kavgalar.çocuk ...-> bunlar hastalıktan ziyade, organ oluyorlaraids: kendini reddetmek. cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu-> mikrobu var bunun [hiv*]ayak bilegi: hareket ve yol belirleme eksikligi.-> bu hastalıktan bende iki tane var, çoğu insan gibi :bapandisit: korku.yasam korkusu.iyi seylerin akisini engellemek.-> bazen de bir meyve çekirdeğinin tıkaması ve iyi şeylerin akışını engellemesi yüzünden olur. kiraz yerken zihninize hakim olun...arterioskloz: direnme,gerginlik. katilasmis dar düsünceler. iyiyi görmeyi reddetmek-> sigara, aşırı yağlı diyet, alkol... gerçi bunlar da zihinsel nedenlerle tüketiliyor galiba, ne desem bilemedim şimdi...dogustan gelen sakatliklar: karmik. böyle gelmeyi siz seçtiniz. ailemizi de biz seçeriz.-> walla bunu bizim hocalardan birine söylesem "hass..." derdi, ama biz kibar insanlarız, söylemeyiz öyle şeyler...kanama: haz alma duygusunu yitirmek. kizginlik. ama neye ?-> neye ben söyleyeyim, mesela şimdi haz alma duygunuzu yitirmiş gecenin bir saati parkta geziyorsunuz. hapçının biri çıktı karşınıza, bir süre sohbet ettiniz, cüzdanınız konusunda paylaşımcı olmadığınızı fark etti ve falçatayı cebinden çıkardı, olaylar gelişti... al sana kanama. daha çok başka örnekleri de var ama...yanma: kizginlik. küplere binmek.-> kardeşimin üstüne kaynar su dökülmüştü, yandı biraz. kaynar su küpten ziyade semaverdeydi, kimse de kızgın değildi, kazaydı bu. aa, dur ya kazalar neden oluyordu, orayı bir daha okuyayım...kemik sorunlari-kirilma: otoriteye karsi tepki.-> mesela ben de askerde düşüp kolumu kırdığımda aslında bölük komutanına karşı tepki duyuyordum...yaniklar: kizginlik. alev alev öfke.-> küplere binmeden önce mi, sonra mı?candidiasis: asiri öfke ve düskirikligi. kendini parçalanmis hissetmek. tahakkümcü ve iliskilere güvenmeyen, alici bir kisilik.-> bir de candida albicanskolesterol: haz kanallarinin tikanmasi. haz alma korkusu.-> geçen gün haz kanallarım tıkanmış, sümkürüyorum sümkürüyorum, çıkmıyor bir şey... sonra marketten mr. muzzle aldım, ohhh, cirrlôp gibi oldu. ( yasal uyarı: evde denemeyin, hatta hiç bir yerde denemeyin...)karaciger sorunlari: sürekli sikayet etmek. kendini kandirmak. hakli çikmak için sürekli baskalarinda hata bulmaya çalismak. kötü hisler tasimak.-> hepatit b virüsü bunu okuduktan sonra istifa etmiş diyorlar, rica ederim ekmeğiyle oynamayın milletin...nefrit: düskirikligi ve basarisizliga gösterilen asiri tepki.-> cık. bence bu nefretten kaynaklanıyor.burun kanamasi: kabul görme istegi. önem verilmeme duygusu. sevgi istiyorum belirtisi.-> yalnız dikkat etmek gerek, bu duygular karşınızdakinin burnunun kanamasına da sebep olabilir.uyusma: baskalarini umursamamak. sevgi vermemek. zihinsel duyarsizlik.-> çok merak ettim şimdi, karpal tünel sendromuna ne sebep oluyor acaba?peptik ülser: yeterli olmama inanci. baskalarini memnun etme kaygisi.-> helicobacter pylori dava açmaya hazırlanıyormuş...zatürre: umutsuzluk, hayattan bikkinlik. duygusal yaralarin iyilesmesine izin verilmemesi.-> stafilokok ve streptokoklar da taksim'de eylem yapacakmış...karin agrisi: zihinsel tahris, sabirsizlik, çevreden duyulan rahatsizlik.-> bence bu daha çok "karin agrisi: korku. baslamis bir olayi,süreci durdurmak." yüzünden oluyorödem: kimi ya da neyi birakamiyorsun ?-> idrarımı bırakamıyorum, böbrek yetmezliğim var...bitkinlik: can sikintisi. yaptigi isi sevmemek.-> saygılarrrr, durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.iktidarsizlik: cinsel baski, gergilik, suçluluk. toplum baskisi. ese duyulan öfke. anne korkusu.-> dedik "iki defa" diye de mi? yalnız diyabetten de olabilir, o niye oluyordu bulamadım ama...disk kaymasi: hayatta hiçbir destegin olmadigi duygusu. kararsizlik.-> ağır kaldırmayın derler bir de, ne hurafeler var ya...disk kaymasi: hayatta hiçbir destegin olmadigi duygusu, kararsizlik.-> sık sık oluyor bu, mesela 5-6 satır arayla...omurilik menenjiti: asiri aile uyumsuzlugu. kizginlik ve öfke dolu bir ortamda yasamak. asiri içsel karmasa. destek yoksunlugu.-> meningokok diye bir şey yok aslında...dalak: obsesyon, bir seylere asiri tutku.-> dalak, salakla kafiyeli bir kelimedir. bir organdır. bir hastalık mıdır bilemem, ama bir yaşama biçimi, hayata bir bakış olabilir, hani böyle vapurlar, martılar, salvador dali'nin bıyıkları...kisirlik: hayat sürecine duyulan korku ve direnç ya da anne baba olmaya ihtiyaç duymamak.-> infertilite mi, sterilite mi? bütün türleri dahil mi? anakin skywalker'in babası palpatine mi?tetanoz: kizginlik, yiyip bitiren düsüncelerden kurtulma istegi.-> bunun da mikrobu vardı, adı aklıma gelmedi şimdi [clostridium tetani*]. tetanus olanlarda risus sardonicus diye bir belirti ortaya çıkabilir, türkçesi alaycı gülümseme. bu sayfayı okurken hiç bozmadan aynaya bakın mesela, öyle bir şey...tüberküloz: bencillikle kendi kendini yok etmek. hükmedici sadist düsünceler. öç alma ihtiyaci.-> bencilliğe karşı aşı bulunamadı hâlâ, o yüzden bcg ile idare ediyoruz...sigil: küçük nefretler duyma. çirkin olduguna inanmak.-> bir de kurbağaya dokunursanız siğil olur. tedavisi şöyle: gece yarısı mezarlığa gidip bir kedi kesiyorsunuz. kanını mürekkeple karıştırıp siğillerinize sürüyorsunuz. sonra sol elinizin küçük parmağı üzerinde amuda kalkıp tarzan wookie şarkısını söylüyorsunuz.yirmi yas disi: saglam bir temel yaratmak için gereken zihinsel hazirligi yapmamak.-> mesela ben her sene yirmi yaşıma gelince sağlam bir temel yaratmak için gereken zihinsel hazırlığı yaparım, o yüzden hiç böyle bir hastalığım olmaz benim.
(superjesus - 22 Mayıs 2005 20:41)
"hastaliklarin zihinsel nedenleri" ile "kazalarin zihinsel nedenleri" arasindaki farki ifade eder.
(filozof - 4 Temmuz 2005 03:47)
Yorum Kaynak Link : hastalıkların zihinsel nedenleri