Süre                : 1 Saat 29 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Ocak 1973 Perşembe, Yapım Yılı : 1973
Türü                : Korku,Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : Kadın tam frontal çıplaklık,Lezbiyen seks,Çıplak güneşlenme,Siyah eldivenli katil,Seks yakaladı
Ülke                : İtalya
Yapımcı          :  Compagnia Cinematografica Champion
Yönetmen       : Sergio Martino (IMDB)
Senarist          : Ernesto Gastaldi (IMDB)(ekşi),Sergio Martino (IMDB),Sergio Martino (IMDB)
Oyuncular      : Suzy Kendall (IMDB)(ekşi), Tina Aumont (IMDB)(ekşi), Luc Merenda (IMDB)(ekşi), John Richardson (IMDB)(ekşi), Roberto Bisacco (IMDB), Ernesto Colli (IMDB)(ekşi), Angela Covello (IMDB), Carla Brait (IMDB), Conchita Airoldi (IMDB), Patrizia Adiutori (IMDB), Luciano Bartoli (IMDB), Gianni Greco (IMDB), Luciano De Ambrosis (IMDB), Enrico DiMarco (IMDB), Giorgio Dolfin (IMDB), Carlo Alighiero (IMDB), Vincenzo Crocitti (IMDB), Luca Bonicalzi (IMDB), Fausto Di Bella (IMDB), Giuseppe Terranova (IMDB), Rosaria della Femmina (IMDB), Ermelinda De Felice (IMDB), Dolores Calò (IMDB), Renato Cestiè (IMDB), Carolyn De Fonseca (IMDB), Vera Drudi (IMDB), Giuseppe Marrocco (IMDB), Barbara Marzano (IMDB), Osvaldo Natale (IMDB), Alberto Sorrentino (IMDB), Susan Spafford (IMDB)

I corpi presentano tracce di violenza carnale (~ Torso: Ölene-ölüme- Kadar seks) ' Filminin Konusu :
I corpi presentano tracce di violenza carnale is a movie starring Suzy Kendall, Tina Aumont, and Luc Merenda. A string of appalling lust murders shocks the University of Perugia as a sadistic serial killer strangles to death...


  • "italyanca, sarı renk"
  • "italyanca: sarı."
  • "$u dunyada en cok lamborghini diablo'ya yaki$an sari."
  • "dario argento nun 2009 yilinda gosterime girmesi planlanan filmi. basrollerde adrien brody oynayacakmis."
  • "(bkz: sette note in nero)"
  • "argento'nun vasat filmi. kısa metrajlı bir yazı için şu adrese bakılabilir.italyan menşeli gillao filmleri ile türk işi giallo mukayesesi üzerine ayrıca bkz.seks ve cinayet"
  • "italya'da başlayan korku filmi alt kültürüdür. giallo sinemasıyla ilgili bir yazı için;link"
  • "türk sinemasındaki en iyi örneklerinden bir şüphesiz ilhan engin'in kadın düşmanıdır"




Facebook Yorumları
  • comment image

    giallo sayılabilecek filmlerin bir diğer özelliği de, mutlaka bir amerikan yalakalığına yer verilmesidir. baş karakterler genelde amerikalı olur ve orta 2 düzeyinde gramer, telaffuz ve berbat bir seslendirme ile, film boyunca dır dır ingilizce konuşurlar. herhangi bir nedenle italya'ya ya da bir diğer avrupa ülkesine gitmişler ve orada belalarını bulmuşlardır. filmin sonunda da genelde hayatta kalmayı başarırlar. mesela, dario argento'nun suspiria filmindeki dans öğrencisi genç kız, inferno'sundaki kız kardeşini arayan abi ya da tenebre'sindeki yazar, ya da lucio fulci'nin hemen hemen tüm filmlerindeki karakterler neden amerikalıdır? bu liste böyle uzar gider...


    (arsonist - 3 Ekim 2007 01:12)

  • comment image

    ismi gibi bir filmdir ve bu isimli bir filme en çok yakışacak kişinin elinden çıkmıştır. "dario argento bitmemiştir, bitemez" filmi olmuştur bir yandan da... mekanlar, karakterler, cinayetler, hikayenin açılışı, gelişimi ve finali argento hala eskiden olduğu gibi hissiyatını uyandırır. (yok o kadar değil ama eskiden olduğu gibi derken tabii ki de bir deep red ya da -alakası yok ama- suspiria değil, tenebre, opera gibi...) ortalık kana bulanır, aşırı cüretkar cinayetler işlenir, mekanlar anlatıma katkı üstüne katkı sağlar. ve adrien brody, o kadar yakışmış ki. 10 üzerinden 7'dir notum.


    (ercin - 22 Ekim 2009 12:04)

  • comment image

    muhtemelen buralardan bir kaç entry gitmiş, bu yüzden yeniden yazalım. altın çağını 1970 lerde yaşamış, italyan yapımı , suç ve hafiften gizem ögeli film türüne giallo diyoruz. özellikle dario argento 'nun çektiği örnekleri, tüm dünyada sinema severler tarafından kült kabul ediliyor. bunlar temel bilgiler. türü severseniz, diğer özelliklerini zaten arar bulursunuz.


    (tequila - 27 Ocak 2010 14:00)

  • comment image

    dario argento'nun hem yazıp hem yönettiği giallo, gerçekten de izlediğim en lame filmlerden biri olarak hafızama kazındı. o kadar çok mantık hatası vardı ki deveye demişler boynun eğri deve demiş nerem doğru tadını yakaladı bu film.

    --- spoiler ---
    mesela katilimizin junkie annesinin hamileyken h bastığını ve doğduktan kısa bir süre sonra da onu rahibelere verdiğini katilin canlanan hatıralarında görüyoruz. yok artık diyoruz.
    muhtemelen annesinin junkie olmasından mütevellit katilimiz hepatitten muzdariptir ve sapsarı bir cilde sahip olduğu için çocukluğundan beri insanlar tarafından dışlanmış, "saarıı saarıı" diye dalga geçilmiştir. bu keşif üzerine katili yakalama aşamasında hepatit tedavisi için kullanmak durumunda olduğu interferon ve ribavirin ilaçlarını hastaneden temin etme zorunluluğu hesaba katılır ve bir sonraki aşamada evine gidilerek ilaçları lavaboya dökülmek suretiyle ilaçlarından yoksun bırakılır.
    şimdi öncelikle interferon ve ribavirin ömür boyu kullanılan ilaçlar olmadıkları gibi maksimum kullanım dönemi bir yıldır. bebekliğinden beri sapsarı olan bir hepatit hastası ise 40 yaşına geldiğinde de karaciğeri zaten interferon veya ribavirin ile kurtarılamayacak şekilde hasar görmüş olacak (muhtemelen karaciğer kanseri) ve karaciğer nakli peşinde koşması daha mantıklı olacaktır. ayrıca bu ilaçlar almazsa ölecek tipi ilaçlar olmadıklarından onlardan yoksun bırakmanın pek bir anlamı yoktur.
    hem bebekliğinden itibaren sapsarı olan bir hepatit hastasının, değil ortalıkta koşturup psikopatlık yapmak yataktan kalkacak hali olmayacaktır.
    kulaktan dolma bilgilerle film mi yazılıp çekilir be dario, insan azıcık adam gibi araştırır ayıp vallahi...
    sonracııma, katilin güncel kurbanı olan hanım kızımız filme ayrı bir eğretilik katıyor. kızın elleri ayakları bağlanmış, kesip biçme masasına yatırılmıştır. katil tam ağzını burnunu kesecekken elini iplerden kurtarmayı başarır ve katilin kafasına ayaklı spotu geçirip hemen ortamdan uzar. şimdi az önce ayakların bağlıydı, niye kaçamadığını anlıyorduk, elini kurtarınca ayaklar da mı kurtulmuş sayıldı? yok ayaklar zaten bağlı değildiyse niye masada mal gibi yatıyordun beş saattir de adamın bahçe makasıyla bi parmağını uçurmasına gıkın çıkmadı? ha gülüm?
    netekim kız yine kaçamaz, yarı yolda yakalanır. katil tarafından ağzı burnu bağlanıp arabanın bagajına konulur. civarda ayak sesleri duyunca bağlı ağzıyla bağırmaya çalışır. bu arada bilekten bağlı ellerinin ağzının dibinde olduğunu görürüz ama ağzındaki bağı çıkarmamakta ısrarlıdır ve sesinin çıkmamasına çözüm olarak arabayı tekmeleyerek ses çıkarmaya çalışır.

    vs, vs...
    daha gider bu

    ---
    spoiler ---

    sevenleri kusura bakmasın ama paranormal activity örneğinde de görüldüğü gibi kurban(lar)ın has öz andavallı olması durumunda benim için bir gerilim falan kalmıyor, geberip gitmesini doğal seleksiyondan sayıyorum.
    ne diyeyim, kocaman bir vakit kaybı...


    (soulstalker - 6 Mart 2010 13:08)

  • comment image

    dario argento'nun yonetmeni oldugu filmin adi. bas kadin oyuncusu roman polanski'nin guzel karisi emmanual seigner'dir. sanki katili de agir makyaj altinda adrien brody oynamis izlenimi edindim. vasatin altinda bir film. hey gidi argento, bir turlu toparlayamadin...


    (chance the gardener - 17 Kasım 2010 19:04)

  • comment image

    yedinci sanata italyan sineması tarafından armağan edilen, bir bakıma italian b-movie de denilebilecek korku ve gerilim unsurlarının ön planda olduğu seri katilli polisiye filmlerine karşılık gelip, korku sinemasının alt türlerinden birisidir.

    altın çağını 70 li yıllarda yaşamıştır. türün en önemli temsilcileri argento ve fulci olsa da sayısız italyan yönetmen 70 li ve 80 li yıllarda giallo türünde nice örnekler ortaya koymuştur.

    giallo deyince özellikle akla sergio martino da gelmelidir. en azından benim aklıma bu üstat da geliyor. çevirdiği giallolar ile türe hakkını vermiş, cult kabul edilmiş nice filmi sinema tutkunlarına armağan etmiştir. adı neden şimdiye kadar bu başlıkta zikredilmemiş hayret ettim doğrusu. lo strano vizio della signora wardh, la coda dello scorpione, ı corpi presentano tracce di violenza carnale benim için gerçekten baş tacı edilesi filmlerinden birkaç tanesidir.

    sadece bu kadar mı ? elbette başka yönetmenlerde vardır, giallo ya harika eserlerle katkı sunmuş. bir diğer italyan yönetmen emilio miraglia tek bir film ile benim gönlümde taht kurmayı başarmıştır. 1972 yapımı la dama rossa uccide sette volte bulunup mutlaka izlenmelidir.

    peki bu kadar mı ? yo tabi ki hayır. bir diğer kıyıda köşede kalmış italyan yönetmen paolo cavara dır. bu yönetmende bende tek bir film ile yer etmektedir. 1971 yapımı la tarantola dal ventre nero. biraz da şansınız varsa bulup izleyin efenim.

    giallo ya özgü bir takım karakteristik özellikler vardır. dikkatli sinema delileri bilir. bir kere ustura vazgeçilmez cinayet aletidir. katil ya da katiller ki, çoğu giallo da cinayeti işleyen bir katil vardır, siyah ve bazen kahverengi deri eldivenlerini giyer ve de ellerinde maharetle kullandıkları ustura ile kurbanlarını özenle keser.

    kurbanlar hep alımlı, güzel kadınlar olur. genelde çıplaktırlar ve ya duşta yakalanırlar katile ya da, yatak odalarında soyunurken. bir kovalamaca olur elbet. bazen kurbanların kafası pencereden kırarak dışarı çıkar, bazen sivri köşelere vurulur, kimi zamanda bıçakla ya karınları deşilir, ya boğazları kesilir ya da boğularak öldürülürler.

    giallo yu gore unsurlarından ayrı tutmak olmaz elbette. kanın, şiddetin, vahşetin ta kendisi olan gore nin giallo da ustaca kullanılması, filmlere daha bir tutku katmıştır. hal böyle olunca da italyan korku sineması, diğer ülke korku sinemalarının birkaç adım önüne geçmiştir.


    (redvelve - 11 Ocak 2015 01:09)

Yorum Kaynak Link : giallo