Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Ekim 1964 Cumartesi, Yapım Yılı : 1964
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Revue Studios
Yönetmen       : Don Siegel (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ernest Hemingway (IMDB)(ekşi),Gene L. Coon (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Lee Marvin (IMDB)(ekşi), Angie Dickinson (IMDB)(ekşi), John Cassavetes (IMDB)(ekşi), Clu Gulager (IMDB)(ekşi), Claude Akins (IMDB)(ekşi), Norman Fell (IMDB)(ekşi), Ronald Reagan (IMDB), Virginia Christine (IMDB)(ekşi), Don Haggerty (IMDB), Robert Phillips (IMDB), Kathleen O'Malley (IMDB), Ted Jacques (IMDB), Irvin Mosley Jr. (IMDB), Jimmy Joyce (IMDB), Davis Roberts (IMDB), Hall Brock (IMDB), Burt Mustin (IMDB), Peter Hobbs (IMDB), John Copage (IMDB), Tyler McVey (IMDB), Seymour Cassel (IMDB), Scott Hale (IMDB), Richard Lane (IMDB), Don Siegel (IMDB), Bert Stevens (IMDB), Nancy Wilson (IMDB)

The Killers (~ Ölüm saçanlar) ' Filminin Konusu :
Uzun yıllar saklandığı kasabada kimliği belirsiz kişilerce vurularak öldürülen Andersen'ın olayı sigorta şirketinin en gözüpek çalışanlarından Jim Reardon'ın ilgisini çeker. Cinayeti araştırmaya başlayan Jim, İsveçli olarak da bilinen Andersen'in tanıdıklarıyla konuştukça makdülün karanlık geçmişine tanık olur. Bağlantıları kurdukça geçmişte yaşanan bir hırsızlık olayına ulaşır. Sigorta şirketine 250 bin dolara mal olan bu dava kapanalı altı yıl olsa da Jim'in vazgeçmeye niyeti yoktur.


  • "az once mtv europe music awards'da best rock odulunu kapmis, odulu alirken de "bizce muse kazanmaliydi, ama adaylar arasinda bile diildiler" diye yorum yapan mutevazi grup."
  • "sam s town albümü ile birilerinin devamı filan olmadığını, gayet taş gibi bir grup olduğunu kanıtlayan, üstelik harika sesli bir soliste sahip grup."
  • "türkiyeye gelmesini heyecanla beklediğim grup. bence 2008 yılının radarlive'ına çok yakışırlar.*"
  • "grubun biraz geri planda kalmış ama asla atlanmaması gereken iki parças içinı:(bkz: indie rock'n'roll)(bkz: desperate)"
  • "ne kadar dinlenirse dinlensin asla bıktırmayan parçaları olan grup."
  • "alternative rock grubu. inatla türkiye'ye gelmemesiyle tanınır ."
  • "(bkz: shot at the night)"
  • "the strokes'la beraber en çok dinlediğim ikinci grup. adamlar aşmış olduğu için kimseyle kıyaslama yapmayacağım. canlı performansları da mükemmel ötesi!"
  • "son dönem cikan indie gruplarinin icinde en saglam davulcuya sahip gruptur kanimca..."
  • "kim aricak simdi arsivin icinden furs'leri, house of love'ları, gary numan'ları diyen 30+ kimseler icin "paket program" sunan abd'li topluluk."




Facebook Yorumları
  • comment image

    human adındaki şarkılarını dinledikten sonra bazı çıkarımlara vardığım grup: the killersla ve keanele tanıştığımda tamamen alakasız, pop-rock'ın zıt kutuplarında iki oluşumdular. (keane-somewhere only we know ve the killers-somebody told meyi hatırlayalım çıkış şarkıları olarak) sonra olaylar öyle bir gelişti ki, iki grup çok yakın bir bölgede buluştular. humanı dinlerken keanein perfect symmetrysinden bir şarkı çalıyormuş gibi hissettim. gerçi günümüzde akım bu dans soslu rock yönünde, bu yüzden pek çok grup bu yola giriyor. ama bu iki enteresan grubun aynı yerde kesişebilmesi daha çok ilgimi çekti.


    (dreamwalker - 29 Kasım 2008 13:03)

  • comment image

    haklarında söyleyecek pek çok sözüm var fakat ne kadarını dillendirebilirim, ne kadarını sığdırabilirim bilmiyorum. zamanın ruhunu bu kadar iyi yakalayabilen ( kabaca ticari diyebiliriz) aynı zamanda da bu kadar ruha dokunabilen (on numara lirikler yazabilme yetisinden bahsediyorum), bıkmak usanmak bilmeden dinlenebilen şarkıları nasıl yaratabildikleri hakkında da bi fikrim yok. tahmin ediyorum ki the killers rock müziğin yeni tanrıları olsa gerek.. pek çok grupla kıyaslandığında pek de uzun sayılmayacak kariyerlerine bu kadar şaheser sığdırabilmelerinin akla yatkın gelen açıklaması bu olabilir.

    smile like you mean it in bütün bir rock müzik tarihinde kendine afilli bi yer edindiğini düşünüyorum belki iddialı olacak ama tranquilize, all these things that i've done, all the pretty faces şaheser tanımına yakın şarkılardır. her dinleyen kesinlikle kendi ruhuna iyi gelecek bir şarkı bulabilir the killers şarkıları arasından b sideları bile özenli ve niteliklidir, kimisi de benim gibi hepsine ayrı ayrı tapabilir. the killers mucizeler yaratmaktan vazgeçecek gibi gözükmüyor.
    killersdan diğer kişisel şaheserlerim:

    bling
    daddy's eyes
    midnight show
    for reasons unknown
    when you were young

    başımızdan eksik olmazlar umarım*


    (joker the one - 20 Ağustos 2010 00:40)

  • comment image

    2000li yılların queen'i olma yolunda ilerlemeye çalışan grup. imajları, klipleri olsun, farklı tarzlar arasında salınmaları olsun, son olarak brandon flowers'ın solo albümünde bambaşka işler olması ve son klibinde (bkz: only the young) müzik haricindeki sanat dallarına düşkünlüğünü gözümüze sokması olsun, bilinçli veya bilinçsiz olarak bende queen esintileri yaratıyorlar durmaksızın...


    (jugband blues - 9 Ekim 2010 19:00)

  • comment image

    robert siodmak’ın ernest hemingway’in bir öyküsüne dayanarak çektiği the killers öncü filmlerden biri olarak kara filmlerin hemen bütün özelliklerini bünyesinde barındıran bir anlatıdır. filmin femme fatale’i kitty collins’e bakalım hemen: kitty her ne kadar swede’yle evli değilse de bütün varlık ve aidiyetini ona teslim etmiş gibi gözükmektedir. mücevher hırsızlığı şüphesiyle bir polis şefince tutuklanması an meselesiyken swede, sevgilisi kitty’i kurtarır ve üstelik bunun faturasını içeride yatarak öder. evet, kitty’i içeride 3 yıl yatacak denli ölesiye seven swede, aldatılmakla, terkedilmekle kalmaz; ölümü de, kitty’nin sevgilisi ve ortağı jim ile birlikte tuttuğu kiralık katillerin elinden olacaktır. kitty kusursuz bir femme fatale’dir. seksapalitesini kullanır, dişiliğini öne çıkartır, gerektiğinde masum rolü yapar, karşısındakinin kendisine acımasını ister; gerektiğinde planlar kurar, kiralıkları harekete geçirir, yalanlar söyler, soyguncuları birbirine düşürür. trajik karşıtlık bir femme fatale’in nasıl olduğu hakkında genelgeçer fikirler vermektedir. rita hayworth’ın affair in trinidad’ın son bölümünde kameraya bakarak söylediği şarkının;

    “ben sadece istediğimi yaparım
    yaptığım şeyi de severim
    içinde sakladığın
    çılgın arzulara karşı gelemem
    hata bende değil, biliyorsun
    bütün suç sende
    elde edemeyeceğin şeyleri istiyorsun
    sen hep böylesin…”

    biçimindeki basit sözlerinden anlaşılabileceği gibi femme fatale, erkek-özneye açık bir mesaj gönderir. mesajın içeriği bütün suçun kendisinde olmadığı yönünde açık bir işaret taşısa da sorunun salt spesifik bir yanına vurgu yapar. en eski genel çerçeve içerisinde kitty’nin ait olduğu yer bellidir: ölümcüllüğü, entrikacılığı, cinsel çekiciliği, erkek-öznenin kişilik yapısı hakkında önemli ipuçları verir. her şeyden önce -the killers’ın da dâhil olduğu birçok kara anlatıda- cazibeli bir kadını arzulamamak, sevmemek için hiçbir neden yok gibi görünmektedir. erkeğin dişinin seksapalite ve cazibesindeden etkilenerek normalin
    ötesinde bir saflık sergilediği göze çarpar. erkek, saplantısının gölgesinde cazibeli dişiyi ölesiye arzular. kadının, bir güzellik abidesi olarak gördüğü arzu nesnesinin bütün söylediklerine inanır. bütün söylediklerini yapar. the killers’da söz konusu tavrın saplantı derecesinde farklı bir boyuta taşındığını görüyoruz. söz konusu boyut, sevgilisi için hapis yatmayı göze alabilecek denli masumca, coşkuyla seven erkek tipidir. boksör eskisi, aidiyetini hepten kitty collins’e teslim eder. handiyse bir mazoşist gibi acı ve işkencenin kucağına bile isteye atlar. burt lancaster gibi robert mitchum’un da çağdaş bir mazoşist tipini oyunlaştırdıkları öne sürülebilir. cool imajının ardındaki erkek-özne kırılgan bir doğaya sahiptir. kaderinin üstesinden gelmek ister, kendine çıkar yol arar. kimi kez şeytansı dişinin peşinden bir gölge gibi sürüklenir. bazen bile isteye ölüme yürür.
    kitty’nin, isveçliyle karşılaştıkları partide söylediği şarkının;

    “daha çok tanıdıkça aşkı
    daha az anlıyorum onu
    daha çok verdikçe kendimi aşka
    daha çok kaptırıyorum kendimi.”

    sözlerinden anlaşılabileceği gibi mesaj doğrudan erkek-özneye, onun erkeksi düşüncelerine, zaaflarına, genel hissiyatına yöneliktir. ama erkeğin gözleri gerçek için henüz kördür. aşkın gözü kördür. sevdiği kadını daha çok sevip daha çok arzuladıkça yine aynı ölçüde ondan uzaklaşmaktadır. kadınları tanımak için her çaba onlardan biraz daha kopuşu beraberinde getirir. bunun esprisi nedir? şu: çünkü eni sonu kadın-erkek ilişkisinin doğası yanılsama üzerine inşa edilmiştir. şöyle bir genelleme yapılabilir: kara filmlerde mutlu aileler, çocukların oyun oynadığı yeşil ve ferah bahçeler, ebeveynlerini öpüp bir koşu okul servisine binen çocuklar, mutfakta eşinin işten dönüşünü mutlulukla bekleyen anaç kadınlar, yardımsever komşular yoktur. bunun yerine aile kurumunun karşısında mutlak bir tehdit oluşturan femme fatale sahneyi doldurur. sıkı dost görünümündeki erkekler birbirlerini arkadan vururlar. kadınlar kocalarını boğazlamak için başka bir erkekle entrika kurarlar. satılmış polisler yozlaşmış burjuvanın yanında saf utarlar. para hiçbir zaman mutluluğun garantisi değildir. alkolün su gibi tüketildiği gece kulüplerinde evden kaçmış genç kızlar boy gösterir. (mevcut anlayış hollywood sinemasının kadınları cinsel doğurganlığına hapseden, onları sosyal yaşamdan koparıp eve, mutfağa, yatak odasına kapatan anlayışıyla paralel düzlemde okunmalı) the killers’da mutlu aileler, birliktelikler, evlilikler yoktur. isveçli’nin sığındığı taşra uzamı bir ölçüde modern şehrin yozlaşmış görüntüsünden, yanılsamalı arkadaşlık ilişkilerinden uzaksa da tehlikeye, ölümcül risklere açıktır. geçmiş, hiçbir zaman anti-kahramanın peşini bırakmaz, onu içine çekmeye çalışır. out of the past bilindik bir örnektir: kirli geçmişinden, hayal kırıklığı yaratmış aşk düşüncesinden kaçıp taşraya sığınan jeff bir süre sonra kendini yine eski dolapların, entrikaların içinde bulur. isveçli de geçmişinden kaçamayacaktır.

    yukarıda alıntıladığım şarkının sözlerini işiten isveçli artık sonun başlangıcının dönemecine adım atmıştır bile. kendisini arzuyla seven bir kadın bulunmasına karşılık rotasını yırtıcı kedi kitty’e göre ayarlayacaktır. the killers’daki parti sahnesi, dekor olarak erkeğin, dolayısıyla kadın psikolojisini gözden geçirmek için tasarlanmış izlenimi verir. kadınla erkeğin ilk karşılaşmasını gözden geçirmek. veya loser ve kara panterin birbirlerini ilk gördükleri andaki hislerini kayda geçirmek. karşı cinsler arasındaki cinsel dalgalanmayı betimlemek. sürekli geriye dönüşlerle ilerleyen the killers farklı kişilikleri olaylar zincirine dahil ederek trajik anımsamanın çetelesini tutmaktadır. majör filmdir.


    (hanging rock - 20 Ağustos 2013 23:12)

  • comment image

    the strokes'la beraber en çok dinlediğim ikinci grup. adamlar aşmış olduğu için kimseyle kıyaslama yapmayacağım. canlı performansları da mükemmel ötesi!


    (yol yorgunu - 18 Kasım 2013 20:53)

  • comment image

    müzikal anlamda the strokesla pek bir benzerligini bulamadıgım grup.gaz bir parcayla cıkıs yapmıslar.tek sarkılık grup olma olasılıgı yuksek.

    yıllar sonra ani bir oylamayla gelen edit:gerizekalı nasıl da sallamış havaya şimdi killers gelse diye çırpınıyor fok balıgı gibi.


    (trichina - 26 Ağustos 2004 03:31)

  • comment image

    bu vegaslı dörtlünün müzikleri biraz, depeche mode ve new order'la, ucundan kıyısından yakaladıkları tatlı-ekşi the smiths efsanesi karşılaştırması, katıştırması gibi. the smiths'ın hayaletini, u2'nun cilalanmamış müzigiyle baglayıp onlara da seksenlerin synthlerini, duran duran 'ını; şarkı sözlerine de birazcık morrissey'ın ozanlıgını serptiniz mi.....kulaga ne kadar da ingiliz geliyor, ama zaten onların müzikleri de yemek tarifi degil ki böyle anlatılsın....ancak, kim kimin kız arkadaşının eski sevgilisine benziyormuş, kim gay*, kim degilmiş, pek bir anlaşılmıyor sanki.


    (talkingheads - 4 Aralık 2004 19:31)

  • comment image

    iki adet, kiralık katil, bir iş alırlar ve kurbanlarını öldürmek üzere yola çıkarlar, yeri gelip de kurbanlarını öldürmeye çalıştıklarında, kurban hiç itiraz etmez, katiller, "niye itiraz etmedi acaba, çok yanlış işler dönüyor olmasın" diye düşünerek olayı araştırmaya başladıklarında, ortalıkta milyon dolarların döndüğü, garip bir hikaye içinde bulurlar kendilerini.

    "ernest hemingway"'ın kısa bir öyküsünden, "don siegel"'in çektiği, müzikleri "john williams"'a ait, bir film noir. başrollerde "lee marvin", "ronald reagan" ve femme-fatale'lar war.


    (cyrano - 9 Ekim 2001 13:10)

  • comment image

    kim aricak simdi arsivin icinden furs'leri, house of love'ları, gary numan'ları diyen 30+ kimseler icin "paket program" sunan abd'li topluluk.


    (icpilav - 17 Ekim 2005 16:54)

Yorum Kaynak Link : the killers