dunya guzeli bir disi kediymis... bayildim kendisine... ogluma isteyecegim ben bu kizi ve hemen tum feminist ogretileri bir kenara birakiyorum... kedinin yeri kocasinin yanidir... disi kedinin! arada gelip gorebilirsiniz tabi guzel gelinimi efenim. saygilar.

(tatei matinyeri - 30 Haziran 2010 19:57)

where the oceans end albümünden bir cocoon şarkısı. neşeli neşeli söylenip de dinleyenin içini eritenlerden. ama çok güzel. zaten bunların bütün şarkıları böyle. hele bir de comets var ki...

işte sushi.

in the morning i'll go down the graveyard
to make sure you're gone for good
to make sure you won't hurt again
may you rest in peace
poney riding, sushi cooking
may you be where you wanted
oh we talked about it
after 1 or 2 beers
and the worst days that life brings
all the bad movies and all the earthquakes
all the worst days are just buried into the snow
holy water
plastic flowers
at the end you got what you got what you are
always running after, always running after
and the worst days that life brings
all the bad movies and all the earthquakes
all the worst days are just burned into the snow
and the worst days that life brings
all the bad movies and all the earthquakes
all the worst days i've just burned into the snow

(hyphen - 2 Şubat 2011 02:12)

new girl'ün schmidt'i sağolsun : (bkz: samurai snack)

(parabol parabola - 24 Aralık 2011 20:24)

(bkz: suşi)

(furio - 1 Mart 2012 09:17)

birinci nesil yazar. 13 entry girmiş, çekmiş gitmiş. 13 yıldır da yazmıyor..

hesabı da kapatmamış. hala yazar görünüyor

(ilbertus - 9 Şubat 2013 12:47)

en hüzünlü gecenin ardından sabahın olması gibi huzur veriyor insana bu şarkı. o an seni hissizleştirip daha mı mutlu yapıyor yoksa birazcık umut aşılayıp daha huzurlu olmanızı mı sağlıyor ben anlamadım. ama çok güzel şarkı; bi onu anladım.

(elroy - 22 Nisan 2013 23:09)

wasabisiz gitmeyen zalım gıda.

(direct my wrath - 4 Mayıs 2013 18:12)

su gibi akan şarkı. banyo suyu gibi yalnız, tüm kirlerinizi de alıp götürüyor. arınıp hafiflediğinizi hissediyorsunuz bu şarkıyı dinledikçe.

(phoenixologist - 25 Ağustos 2013 23:59)

simdi benim ota boka midem bulanir, 2 dakikadan uzun disimi bile fircalayamam ögürmeden. tv'de bile az biraz igrenc bisi görsem ögürmeye baslarim, mizacim böyle. bu yüzden de cig balik mi? iyy ben yiyemem diye diye su yasima kadar hic sushi yemedim. bu aksam denk geldi bir arkadasla bir porsiyon paylastik. bir kac türlü^* degisik versiyonu vardi. hepsini denedim. hicbirinin tadi güzel degildi acikcasi, cok da aromatik bir tadi da yoktu gerci. neyse hepsinden birer tane yedim denemis olmak icin. kusmamis olmam büyük bir mucize. bunun neresini seviyorsunuz demiyorum tabii ki, herkesin kendi damak zevki ama 28 yildir yemeyisimin de bir nedeni varmis iste. insanin kendini bilmesi cok güzel bisi.

(mamu - 28 Eylül 2013 04:01)

sushinin anavatanı olan japonya'da roll türü sushi yoktur ve sushiye hiçbir şekilde krem peynir (örneğin philadelphia cheese) konulmaz.

(wad - 28 Eylül 2013 07:17)

tazesi ve usulüne uygun yapılmış olanı gerçekten güzel japon icadı, sanat eseri. bıçağından, balığı dilimleme açısına kadar inceliklerle dolu bir kültür. yapanın saygıyı hakettiği bir yiyecek. japon geleneği ve disiplinin bir örneği. bu nedenlerle defalarca tattığım ama yine de çok beğenmediğim yemek. ama hata muhtemelen yediğim yerlerle alakalı, denemeye devam edeceğim.

(araxes - 16 Ekim 2013 17:35)

bir gün hayli canım çektikten sonra paraya kıyıp bir porsiyon sushi yedim. yedikten sonra içimde böyle sanki tüm evren yerli yerine oturmuş artık dünyada isteyebileceğim bir şey kalmamış gibi hissettikten sonra gerçekten çok rahatsız oldum. bu his bağımlılık ve bir yiyeceğe böyle absürt bir şekilde bağımlı olmak rahatsız edici. acaba içine beyni etkileyen msg gibi bir madde mi katıyorlar diye kıllandım. sushi addiction diye aratınca bu konuda hiç yalnız olmadığımı gördüm. tırt bir sonbahar günü idi ve tüm hikayem böyle başladı...

http://answers.yahoo.com/…qid=20060720133242aaggpul
http://www.mariamedia.net/…-am-i-addicted-to-sushi/

yukarıda bazı cevaplar bulunmakta mesela 4 farklı tadın(tatlı,tuzlu,ekşi,acı) aynı anda ve çok dengeli bir şekilde sushi içinde bulunması bir yana bir de 5. bir tat daha varmış. (beşinci element) japonlar "umami" diyormuş. bu da aminoasidik bir yapının ağızda bırakabileceği tada benziyormuş(?!?) yani sushinin çoğu çeşidinde baskın olan deniz yosunu tadı. bu tat da bizim yemeklerde pek bulamayacağımız bir tat olduğu için bu tadı özlüyoruz özleyince de sushi arıyoruz.

biraz daha mistik bir açıklamaya girecek olursak: sushi yin-yang dengesinin harikulade şekilde ayarlandığı bir yemekmiş! yalnız insanı kendine dolayısıyla duyulara böyle saplantılı kılması hoş değil. cidden.

başka bir açıklama (damak zevki daha gelişkin insanlar için) tek bir yiyecekten büyük miktarlarda yemektense(yani sırf et sırf patlıcan vs) her şeyin küçük miktarlardan katılarak oluştuğu bir yemek yemek daha zevkli imiş. sanırım kulağın eğitildikçe daha karmaşık sesleri anlayıp zevk alması gibi bir şey.

bir de bir yerde mi okudum nereden aklıma geldi tam olarak hatırlamıyorum şu an ama midye dolmanın yaptığı etkinin aynını yapıyor ve içerik benzer.

son olarak biraz da zorlama belki ama; sushinin inanılmaz derecede kurallarla çevrili bir kültürü var. yani hem yapan hem yiyen inanılmaz ciddi bakıyor olaya. tüm okuduklarımdan çıkardığım sonuç eğer japonyada üstelik iyi bir restoranda sushi yiyecekseniz öyle bir tabak makarna yiyormuş gibi davranamazsınız. belli şekilde oturup mutlaka chopstik ya da ellerinizi kullanıp belli ritüllere uymanız gerekiyor. artık restorandan mı atıyorlar uymazsanız ne yapıyorlar bilmem. eğer sushi ustası iyi yapamamışsa çıkışta kapının önüne bırakılan tuzdan bir parmak yiyorsunuz bu da ustanın utancı oluyor vb. deli divane japon ritüelleri yani. demem o ki bunlar acaba yemeğin damak tarafından algılanışında etki ediyor mu?

sonuç olarak: deniz börülcesi yediğimde bünyemde sushi aklıma düşse bile acil ve aşırı bir yönelim gözlemlemedim dolayısıyla büynenin sadece deniz yosununda olan bir maddeye ihtiyaç duyuyor olması olası. ayrıca deniz ürünü ve pirincin birleşiminde simyasal bir şey var, bu sırrı anlamak için daha fazla zamana ihtiyacım var...
son olarak beni bilgisayar başına saatlerce bağlayıp bana salt boğazıma yönelik bu araştırmayı yaptırmış olmasından mütevellit mucidini ve sushinin kendisini tebrik ederim.

(suser - 9 Kasım 2013 18:25)

sünni ve şii mezheplerinin birleşiminden meydana gelmiş olan melez bir mezhep.

http://i.imgur.com/9xswfyk.jpg

(kaynak kicim - 22 Haziran 2014 05:25)

turkiye'de kesinlikle yenilmemesi gereken yemek. balik taze olmadigindan igrenc kokuyor ve insani tiksindiriyor. aksi halde mukemmel bir sey.

http://imgur.com/a/mhddb/layout/horizontal

(frenkymerlin - 23 Kasım 2014 07:31)

sushi yapılırken, japonya dahil hemen her yerde ve hemen her zaman donmuş balık ikram edildiğinden, bu bakımdan çekinmeye mahal olmayan bir yiyecektir. okuma parçası

sushi'de kullanılan balıkların bir kısmı parazitlerinin ölmesi için, bir kısmı da lojistik sebeplerden taze servis edilemez. taze balık kullanımı çok nadirdir ve belli balık çeşitleriyle ve balığa erişimin lojistik olarak çok kolay olduğu yerlerle sınırlıdır.

(yuki - 23 Kasım 2014 08:25)

ramen-noodle farkını bilmeyen bunun üstüne uzak doğu mutfağı ile ilgili atıp tutan, sushico'yu da uzak doğu mutfağının iyi bir temsilcisi olarak gösteren sitelerin burada öneri nihayetinde paylaşılması çok komik kaçıyor. bu mantıkla mcdonald's da hamburgerin en nadide örneklerini sunuyor bizlere.

sushico'nun sushileri oldukça yenilebilirdir evet ama ne ucuzdur ne de kalitelidir. tek avantajı bizim gibi öküzler 60 küsür tane sushi yiyebilsin diye yaptıkları sınırsız kampanyalarıdır.

(we work in the dark to serve the light - 30 Kasım 2014 16:58)

turkiye'de pahali ve uzakdogu'da yapilanlar kadar taze/lezzetli olmayan japon mutfagi yiyecegi.

eger uzakdogu'da yediyseniz turkiye'de bir daha sushi yemek istemezsiniz. tipki italya'da pizza yedikten sonra dominos, pizza hut gibi yerlerden bir daha pizza yemek istemeyeceginiz gibi.

(kenyali cilgin forvet - 13 Aralık 2014 19:07)

türkiye'de düzgün yapan yer udonya'dır.

(white chocolate - 15 Mart 2015 15:02)

aylarca tadını merak edip durdum. japonlar yiyorsa bi bildikleri vardır dedim. göruntusu ve yeme şekli iştah açıcıydı. bugun yeme fırsatım oldu. kırmızı eti neredeyse çiğ yiyen, ahtapot, kalamar , karides, kurutulmus et (ev yapimi), tuzlama balik, beyin-kafa-göz, iskembe ve benzeri seyleri hamuduyla goturen birisi olarak söyluyorum ki recep ivedik'in haklı olduğu tek konudur sushi. 4 tane manhatten roll yedim ama nasıl yedigimi bende bilmiyorum. sonuncusunu yerken bayilacaktim. agzimda tadi var hala. geçsin diye koyun bacagi emiyorum.

(italyankokenli - 13 Aralık 2014 19:03)

japon ustası olan bir restoran var en çok orada seviyorum. orası dışında yapan yerler eh işte. hatta bir kaç kere evde yapmayı denemişliğim var fena da olmadı.
birde desert selection var 4 çeşit tatlısı (cheesecake with lime, cake of chocolate truffle, dorayaki and japanese green tea ice cream) servis ediliyor ve mükemmel bence.

(red and black - 15 Mart 2015 15:18)