30. uluslararası istanbul film festivali kapsamında gösterilecek olan türkçe adı "lizbon’un gizleri ", buraya dikkat total süresi "266 dakikalık" bir festival filmi . şimdi bu filmde bir ara verilmesi lazım yoksa ben en önden perdeye doğru kusarım. zira 4 saati geçen bir filmi sinemada ilk defa izleme gafletinde bulunacağım.

(camera lucida - 21 Mart 2011 22:19)

en başta şunu söylemeliyim film ilk başta süresiyle dikkatimi çekti. dönem filmlerine ilgimden dolayı izlemek üzere gittim.izlediğim filmler arasında pişman olarak çıkmadığım tek film diyebilirim. film uzun gibi gözüksede sekanslar arasındaki iyi geçişler sayesinde film izlenebilir kılmış. böyle bir filmi izlemek güzel bir deneyimdi. tek eksiği 4.5 saat bir koltukda oturmak yoruyor olması.

(camera lucida - 1 Haziran 2011 01:47)

uzun olmasına ve başta sıkıcı gibi görünmesine rağmen gittikçe kendini açan ve sonunda insanı tam anlamıyla sersemleten bir film. aslında camilo castelo branco adlı 19. yüzyılda yaşamış oldukça ünlü bir portekizli yazardan uyarlanmıştır ve tipik bir 19. yy pikaresk roman havası vardır, ama yönetmen bunu hem oldukça iyi işlemiş hem de çok incelikli bir şekilde 21. yy filmi haline getirmiştir.

--- spoiler ---

sonu itibariyle bana jacob's ladder filmini hatırlatmış filmdir.

--- spoiler ---

(aclik sampiyonu - 11 Ocak 2013 16:58)

soyadının olmadığı yerden açılır hikaye ve ortaya soylar, aileler, bunlar arasındaki ilişkiler, ayartmalar, engellemeler, ayrılıklar, ölümle biten ya da bitmeyen düellolar, dul kadınlar, yetim ya da piç çocuklar, yeni bir ailede -soyda- başka türlü devam eden çocukların büyüme hikayeleri.. çıkar. birbirine giren soy zincirleri bu ilişkileri her seferinde geride bir ölü bırakarak yeniden tekrarlar ve soyadın bulunamayışıyla kapanır film.

borges'in içlerinde ölümleri de barındıran labirent öykülerinden çok da uzakta değil.

(objet petit a - 28 Eylül 2014 01:58)

sinematografisi çok başarılı, 4.5 saatlik süresine rağmen kesinlikle sıkmayan portekiz filmi.

açık söyleyeyim, azılı bir sinefil olarak portekiz sinemasını beğenmem. ama bu olmuş, cidden olmuş. portekiz sineması denince aklıma gelen ilk filmlerden birisi olacak bundan sonra. daha öncesinde portekiz sinemasından filmler izlemiş birisi olarak aklımda kalan filmler olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. çoook uzun zaman önce izlediğim joão césar monteiro 'nun gayet tuhaf filmi a comedia de deus aklımda kalmış bir tek. konu amacından iyice saptı ama dün hijyen saplantısı ile alakalı yazdığım entri ile doğrudan alakalı o film: (bkz: #51031609)

lizbon'un gizemleri filmine döner isek, maria joão bastos 'a hasta oldum, çok beğendim kendisini. çok farklı bir çekiciliği var, beni de cezbeden bu oldu zaten.

(gunduz avlanan jaguar - 5 Mayıs 2015 16:56)