simdi ingilizcesi act of god dir, bu dallama fransizlar cok sekulerdir ondan hukuki teriminde tanri adi gecmez gibi yanilgiya dusulmemesi gereken terim. act of god la olan farki suc, grev, savas gibi insani kokenli durumlari icermesidir. kontrata act of god dersen yirtamayabilirsin ama force majeure iceriklerini eklersen sirtin yere gelmez.

(draconian - 12 Eylül 2006 17:31)

mücbir sebep

(wrathful lilith - 18 Eylül 2006 18:49)

isveçli yönetmen ruben östlund'un film ekimi'nde gösterilecek olan son filmi. guardian gazetesinde filme ilişkin eleştiriler pozitif.
http://www.theguardian.com/…14-force-majuere-review

(manlyphall - 1 Ekim 2014 01:03)

evlilik kurumunun ve insan ilişkilerinin absürt kırılganlığına dair yapılmış en iyi filmlerinden biri. ses ve görüntünün olağanüstü kombinasyonuyla meydana gelen sinematografik güzelliği ile yüzde tebessüm yaratan, usul usul başlayıp birden tırmanışa geçen ve katılımcılarını abukluğun ortasında bırakan, seyircisini kasvetli kahkahalara boğan dikkat çekici bir iş, 2014'ün mutlaka görülmesi gereken bir diğer filmi.

(kahmut - 12 Ekim 2014 14:46)

erkek ve kadın doğasını çok net bir şekilde ortaya koyan film. erkeklerin içgüdüsel davranışları karşısında kadınların olaylara daha mantıksal ve duygusal yaklaşmasını ustalıkla işlemiştir. erkek doğasını anlayıp hayvanlıklarına göz yummak üzerine bir film de denebilir.

(minotauros - 12 Ekim 2014 22:50)

cannes film festivali'nde "belirli bir bakış" seçkisinde yer alan isveçli sinemacı ruben östlund'un yazıp yönettiği film.

"aile olgusunun kendisine, tüm farklı ilişkilerin (çok eşlilik, çekirdek aile, boşanmış çiftler) diğeri tarafından olumsuzlanmasına, etiğe dayalı doğruculuğa ve en temelde de hata kabul etmeyen otoriteye -babaya / erkeğe- dair en keskin eleştirilerini sunan force majeure, ekseriyetle şunu haykırıyor: önce kendini tanı!"

ruhu sınamayı kendini tanıma olarak yorumlayabilir ve bu ilk karşılaşmanın “ben”den insana doğru ilerlediğini söyleyebiliriz; çünkü insanı salt düşünen bir varlık olarak ele alırsak ve duygulanan özelliğini geri plana itersek elde kalana insan değil, “ben” denir. ilişkilerin seyri de bu yöndedir: “ben”in iktidarlığından duygusal fırtınalar nedeni ile kendini tanımaya uzanır. ruben östlund’un filmimini izlediğim ilk andan itibaren aklımın bir köşesinde raskolnikov’un kendini tanıma seyri ve ruhun sınanması olgusu var. çünkü film boyunca, alplere kayak tatiline giden ve konformist yaşamın tüm devinimlerine sahip bir çekirdek ailenin kendilerini ve ilişkilerini tanıma seyirlerine anbean tanıklık ediyoruz; ve bu tanıklık, içinde birden çok yüzleşmeyi barındırıyor.

(budemu - 6 Kasım 2014 10:38)

muhteşem bir kara mizah. güldüğüm o kadar sahne oldu ki, kadın-erkek ilişkileri üzerine yaptığı tespitler varsa da hepsini unuttum.

(okuryazamaz - 6 Ocak 2015 20:23)

#48470341

yönetmen ruben östlund ve yapımcı erik hemmendorff akademi adaylıklarının açıklandıkları andaki tepkilerini kayda almışlar.

(wakuman - 16 Ocak 2015 20:50)

okuduğum bir eleştiride konusunun rahatlıkla curb your enthusiasm'ın bir bölümünün konusu da olabileceği şeklinde isabetli bir saptama yapmışlar. filmdeki baba larry david'in çocuklarına yapabileceği bir hareket yapıyor ve o şekilde olaylar kara mizah düzeyinde gelişiyor.
son zamanların en iyi filmlerinden kesinlikle.

(gaip - 16 Ocak 2015 21:10)

yönetmenin oscar'a gidemediğini öğrendiği anda verdiği tepki filmle bütünleşmektedir.

---bi tür üstü kapalı spoiler---

https://www.youtube.com/watch?v=hytwqlmnjt0

---foreshadowing gibi bişey hatta---

(raksotek - 8 Şubat 2015 23:24)

aile üzerine tespitler silsilesi. fakat aile filmi değil.
erkeği, erkekliği gömüyor biraz ama olsun. siz yine de izlerken erkek karakteri unutup, kadına odaklanmayın yalnızca. bütün olarak bakılması gerekiyor diye düşünüyorum. kadın veya erkek olarak değil, "aile" olarak görülmesi, incelenmesi gerekiyor. benim düşüncem bu yönde yani, bilemiyorum.

ayrıca eşinizle, sevgilinizle falan izlerken şüpheye düşüp bir anda "bu durumda sen olsan n'apardın söyle bakalım!" gibi sorular yöneltebilirsiniz sevdiceğinize. böyle sorularla insanları kırmayın.

filmdeki enteresan şeyler de var. spoiler vermeyeceğim. kuzey avrupa insanının dertleri çok acayip, bize göre fazla basit kalıyor. hafife almak gibi düşünmeyin bunu. keşke biz de öyle insanlar olabilseydik. ne bileyim, -bize göre- küçücük ufacık sorunları büyütüp oturup tartışıyorlar falan. türk insanına bu yönden fazlasıyla uzak bir film.

filme tutunamazsanız, kesinlikle bu kuzey avrupalı dertlerini bir türlü içinize sindiremediğinizden, kafanıza yatmadığından dolayıdır. film boyunca "lan keşke şurda bi derdini sikeyim butonu olsa" diye iç geçirebilirsiniz.

final sahnesinin gereksizliğine kesinlikle katılıyorum. fazlasıyla gereksiz. çoğu sinema duayenlerine göre, bunun gibi bir şey ifade etmeyen, senaryoya/ana fikre/konuya vs. katkısı olmayan sahneler kesinlikle atılmalıdır. en güzel resimler bu sahnede olsa bile, çekerken büyük para ve emek harcanmış olsa bile atılmalıdır. çünkü gereksizdir. bu kadar basit. ben demiyorum, kieslowski falan da diyor.

bunun haricinde gayet iyi bir film.
başka sinema'da gösterimde bu aralar.
muazzam resimler var, bu yüzden sinemada izlemenizi tavsiye ederim.

(adin ne zenci - 11 Şubat 2015 23:20)

2014 yılında izlediğim en güzel avrupa filmlerinden biri. spoiler vermemek adına detay yazmayacağım ama izleyenleri mükemmel bir terapi yerine geçecek detay bekliyor.

--- spoiler ---

ailenin annesinin kocasının tüm aileyi yalnız bıraktığı bir ana yönelik anlık tepki vermeyip sinirlerine hakim olma çabası ve bir şekilde her kadın gibi içinde biriktire biriktire beklenmedik anda patlaması gerçeklik adına alkışa şayan bir andı

--- spoiler ---

filmin dili ingilizce bile değildi ama ben türkçe gibi içten hissettim.

(deltasecond - 17 Şubat 2015 11:53)

sonu bütün avrupa filmleri gibi olan güzel bir film. avrupalılar bu konuda bir türlü kendilerini aşamadılar. hep aynı son, bıktık vallahi.

--- ağır spoiler ---

evet biz kadınlar, erkeklerin çocuklar ile ilgili duygularının asla bizimkiler gibi olamayacağının farkındayız.
o sahnede kadın kendi içgüdüleri ile erkek de aynen kadın gibi kendi içgüdüleri ile hareket etti.
dolayısıyla burada kadın için kutlanacak bir şey yok, erkek için de yadırganacak ve kızacak bir şey yok.

bütün bunlar zaten bildiğimiz şeyler olduğu için şaşırılacak bir şey de yok.

ama yine de ben olsam erkeği asla affedemezdim, onu eskisi gibi sevmeye devam edemezdim. bilmek ile yaşamak farklı şeyler. hissetmek ile yüzde yüz emin olmak da çok farklı.

hele ki erkeğin daha sonra yaptıkları, çocukların yanında ağlaması, kadını zor durumda bırakması falan, sıçıp üstüne sıvamaktan başka bir şey değildi.

kadın bence bariz bir şekilde erkeğin tekrar kendisini iyi hissetmesi için dağda numara yaptı. bunu da asla yapmazdım çünkü o siste çocukları onunla yalnız bırakacak kadar güvenemezdim ona. çok mu acımasızım ne?
--- spoiler ---

(onellibir - 17 Şubat 2015 15:52)

yorumları okuyunca anlamadıgımı düşünüp kendımden süpheye düştügüm film. benim için bu film,kıt zekalı bır adamın kayak tatili hevesiyle ailesıni heba etmesinin, sinir bozucu bir filme dönüşmesi. ama kar manzaraları guzel, iyi bir slayt gösterisi çıkar bu filmden.

(hodigetria - 23 Şubat 2015 00:33)

aynı konu bizde yaşanmış olsa (ki çokca yaşanıyordur bence) pek önemsemeyip hatta hiç sorgulamayıp tam gaz evlilile devam edilir. hiç değilse bu kadın gibi sorgulasak ne olur sanki dediğim filmdir.
işin kötü yanı bu filmi izleyen tatlı erkekler sırf rol icabı kendisinden beklenen hareketi yapabilir. sevgisinden, sorumluluğundan değil de sırf kendisine biçilmiş rolden ötürü yapılan kurtarma, yanında kalma ne kadar erdemlidir bunu sabaha kadar tartışabilirim.
(filmden çıktığımda bi afalladım moralim bozuldu falan).
özetle erkek milletine güvenip de çocuk mocuk yapmayın. kendize güveniyorsanız olabilir.

(role - 23 Şubat 2015 11:43)

ilişkiler üzerine -evlilik, çokeşlilik, dağılmış- sorgulamalar yapmanızı sağlayacak film.

--- spoiler ---

onca konfor içinde "baba" çığlıkları arasında "bir şey olmayacak, kontrollü" dediğiniz şeye karşı tepkiniz telefon ve eldivenleri alıp ortamı terk etmekse bunu ağır şekilde sorgulamak lazım. kadının bunu yapması bunu sorgulaması ve üstüne gitmesi gayet normaldi fakat alkol almadan bunu pek de yapamıyordu. filmin genelindeki tepkiler ise çok naif.

örneğin; telefon kurcalama sahnesinde örneğin kadın yalanını yakalamasına rağmen kahkaha şeklinde verilen tepki gibi.

--- spoiler ---

filmin görselliği de muhteşem.

(nisyan - 2 Mart 2015 09:02)

game of thrones'un tormund'unu da^* görebildiğimiz film.

gayet efendi bir karakterde karşımıza çıktı, nerede o barbar adam diye sorguladım izlerken^*

(73mm pena - 3 Mart 2015 13:07)

--- spoiler ---

hiç değilinilmemiş olmasına şaşırdım. kabataş saldırganları da filmde rol almışlardır.

(bkz: üstleri çıplak deri eldivenli 80-100 kişi)

--- spoiler ---

(nisyan - 9 Mart 2015 14:24)

ing: parties are not liable for a failure to perform any of its obligations in so far as it proves:
• that the failure was due to an impediment beyond its control like earthquake, fire, flood etc.,
• that it could not reasonably be expected to have taken into account the impediment and its effects upon its ability to perform at the time of the conclusion of this contract,
• that it could not reasonably have avoided or overcome the effect of such impediment.

tr: taraflardan birisi aşağıda belirtilen sebeplerden birine maruz kaldığında yükümlülüklerini yerine getirme sorumluluğu ortadan kalkar.
• başarısızlık, taraflardan birisinin kendi kontrolu dışındaki engellerden (deprem, yangın, sel vb. büyük felaketler) ortaya çıkmışsa,
• bu sözleşme imzalanırken mantıksal olarak hiçbir zaman tahmin edilemeyecek bir olay vuku bulduğunda ve bu olayın taraflardan birisinin üzerinde, iş yapamayacak etkisi olması halinde,
• böyle bir engelden kaçınmanın veya üstesinden gelmenin mantıksal olarak bir yolu yoksa ve ilgili taraf bu durumu kanıtlarsa, söz konusu yükümlülükten dolayı sorumlu tutulmayacaktır.

(claustrophobic - 16 Ağustos 2004 12:16)

buyuk zorunluluk manasina tekabul eden fransizca deyim.

(hezarfenn - 28 Ağustos 2005 00:17)