yönetmen xavier villaverde sanırım bu filmi benim için yapmış. nasıl denir, neredeyse 15 yaşından beri bu filmdeki hayatı hayal ediyorum, karşıma çıkınca hem kıskandım, hem üzüldüm... izlenesi bir film, tabii homofobik değilseniz... yok iki yakışıklı erkeğin öpüşmesi, sevişmesi size de son derece estetik ve tahrikar geliyorsa, kesinlikle kaçırmayın.

--- spoiler ---

birbirini seven çiftimiz, yakışıklı rai'in kızın erkek arkadaşının aklını başından almasıyla büyük çaplı şok yaşar. rai son derece çekici biridir elbette. kız sevgilisiyle rai'ın seviştiğini gördüğünde yıkılır, çocuk sevgilisine aşıktır ama gel gör ki rai'den de kopamaz ve kıza bunu söyler. kızımız clara, yıllarca kıskançlığından çektiği sevgilisinin bu özgürlük anlayışına hayran olur bir taraftan da, ne yapacağını şaşırır. tamam, der, gel yine beraber olalım ama ikinizi yanyana görmek istemiyorum. böylece tuhaf ilişkileri başlar. sevgilisi clara'yı yine çok sevmektedir, kızın; "sana ihtiyacım var", sözüne karşılık, "benim sana ihtiyacım yok, sevdiğim ve istediğim için yanındayım" der. clara ne yapacağını bilmeyen biri haline gelir. aldatıp öc almak ister ama yapamaz.

gel zaman git zaman, bu rai clara'yla arkadaşlık kurma derdine düşer. kızla yakınlaşırlar, hatta kız, sevgilisinin neden bu adama aşık olduğunu bile anlar. rai gerçekten çok şahane bir erkektir, yenir. sonra rai ve clara sevişirler. bu aklı da clara'ya en yakın arkadaşı vermiştir, çünkü eğer clara'nın sevgilisi tüm yaptıklarında ve söylediklerinde samimiyse bunu anlayacak ve kıza gerçekten değer mi veriyor, yoksa klasik bir türk erkeği gibi mi davranacak çözecektir. kız bunu denemek için rai ile yatar ama elbette işin içine duygular girer. bir türlü söyleyemezler yattıklarını ve vicdan azabı çekmeye başlarlar.

velhasıl bunlar öpüşürken diğer adam bunları görür ve şok yaşar. o sıra, "yaa nası oluyomuş" der izleyici.

sonra clara ve rai giderler, daha sonra yanlarına clara'nın sevgilisi de katılır, ben ettim siz etmeyin, siz olmadan yaşayamam, ne büyük bir dallamayım ben" şeklinde özürlerini sunar.

aynı evde, birbirini seven üç kişi olarak yaşamaya başlarlar, aynı yatakta uyuyup, hep beraber sevişen, bazen de ayrı ayrı sevişen tabii, muhteşem insanlar olarak hayatlarını devam ettirirler.

--- spoiler ---

(pia yuitza - 19 Mart 2013 21:54)

drei filmiyle aynı tematikte ancak sinematografik anlamda drei'nin epey gerisinde olan ispanyol filmi.

biseksüel üçlü aşk kategorisi içinde değerlendirilmesi gereken, 2 erkek ve 1 kadının arasındaki seksüel birliktelik ve aşkın anlatıldığı bir çalışma. biseksüel temalı filmler listesi olsaydı bu film o listenin sevişme sahneleri sebebiyle belki de en dikkate değer çalışmalarından biri olurdu. iddialı bir konu ve cinsel sahneler ama vasat bir çalışma...

(mimiko - 19 Nisan 2013 02:37)

ingilizce başlığını "the sex of the angels" duyunca filme biraz önyargıyla yaklaşmadım değil ama önyargılarımı ilk başta kırdı sonra biraz da haklı çıkardı. ya biraz basit, ya da çok derin. aklıma ister istemez vicky cristina barcelona geliyor, o bile asıl kaygısı o olmadığı halde bu konuyu daha iyi işlemişti sanki.

(amandur - 26 Nisan 2013 07:32)

tam hafta sonu izlemelik gençlik filmi. bir de gey temalı. oh mis. aslında biseksüel temalı. geçtiğimiz cumartesi bomboş geçme ihtimali olan günüme renk verdi. bilhassa her çiçekten bal alan rolüyle álvaro cervantes isimli tatlı ve yakışıklı oyuncu ateşlenip yataklara düşmeme ve ümitsiz bir aşka yakalanmama sebep oldu.

film gayet keyifli, akıcı, yer yer hüzünlü, yer yer eğlenceli. gerçi bir yerden sonra filmdeki ilişkilerin boyutu ve derinliği seyirciyi şok etse de kendini izletiyor. ama biseksüel temalı filmlerin çok daha başarılı örneklerinin olduğu da bir gerçek.

(feministim ben - 30 Aralık 2013 18:26)

duygusal alt tabanını yeterince dolu bulmadığım, poliamori filmi.

i origins'den tanıdığım astrid bergès frisbey gene çok güzel.

bunu ilgi çekici bulan bunları da ilgi çekici buldu:

(bkz: vicky cristina barcelona)
(bkz: acı aşk)
(bkz: drei)
(bkz: y tu mama tambien)
(bkz: the dreamers)

(ge ji kai - 19 Eylül 2015 15:05)

kötü film, muadilleri kadar gerçekçi değil.

en iyisi filmdeki bruno karakterini kaldırsak da onun yerine ben gelsem, öyle bir üçlü ilişki yaşasak o zaman olur işte.^*

alvaro yaktın ben alvaro, cayır cayır.

(yoruichi - 28 Ağustos 2017 22:25)

permütasyon kombinasyon açısından oldukça zengin ve ufuk açıcı bir film. astrid berges frisbey denen insanüstü yaratık için bile izlenir.

--- spoiler ---
liseden beri devam eden kendi halinde rutin bir ilişkinin birdenbire bambaşka bir boyuta geçişini izlerken kâh şaşırıyor, kâh duygulanıyor, kâh libido patlaması yaşıyor insan. rai'nin dayanılmaz cazibesi karşısında maymuna dönen çiftçimizin duygu durum bozuklukları, dramları, direnişleri ve en sonunda eeah sikerler deyip kendilerini aşkın, seksin ve tutkunun koynuna bırakarak işi çözmeleri çok eğlenceliydi.
izlerken sürekli bir empati yaparken buluyorsun kendini, onun yerinde olsam napardım bunun yerinde olsam napardım. ben şahsen hep aşkı aradım, ortada gerçekten bir aşk var mıydı yoksa her şey birtakım fantezi arayışlarından kaynaklı küçük orospuluklardan ibaret miydi diye. ve zaman zaman şüpheye düşsem de sonunda arkadaşlar beni ikna etti açıkçası. özellikle bruno'nun ne yardan ne yaraktan geçemeyen duygusal sıkışmışlığını samimi buldum. kız da buna inandığı için mevzuyu kabullendi zaten, burayı çok takdir ettim mesela, her babayiğidin harcı değildir bu, aferin sağlam kızmış. tabi sonra o da dayanamayıp topa girdi ama olsun, zaten işin o noktaya geleceği belliydi.
oha lan bu nasıl ilişki bu ne gavatlık diyenler de olabilir tabi ama ortada tam bir alan razı veren razı durumu olduğu için bence hiçbir sakıncası yok. kendi içinde bu durumu kabullenebiliyorsan bu tarz enteresan deneyimleri her zaman desteklerim. zaten filmin sonunda dans ettikleri sahneden ne kadar eğlenceli bir ekip oldukları anlaşılıyor.
--- spoiler ---

belki bir başyapıt değil ama, hareketli hikayesi, sağlam draması astrid hanımın eşsiz güzelliğiyle son derece izlenesi bir film diyebiliriz. 7'lik film ama astrid için +1 daha veriyorum 8.

(tekyoldevrim - 9 Ekim 2018 23:38)

astrid berges-frisbey olmasa izlenmeyecek cidden alanında yeni hiçbir şey yapmamış, bomboş bir film.

yani ''çarpık 2 ilişki yapayım, biseksüellik, gaylik, gavatlık içine her şey koyayım; nasılsa tutar bir de güzel bir kız, daha ne olsun'' mantığı ile film çevrilince böyle oluyor.

ha, yönetmen belki bu film taa gitsin ekşi sözlük'te eleştirilsin kadar büyük düşünmedi ama olmamış bu. beni cidden sıktı. açıp bu kadar sürede porno izleseniz daha konsantre bir aktivite yapmış olursunuz.

(belkigelmezyarin - 5 Ocak 2019 03:25)