Süre                : 1 Saat 56 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Ekim 2012 Perşembe, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Komedi,Drama
Ülke                : ABD,Avustralya
Yapımcı          :  Screen Australia , Story Bridge Films , Zucker Productions
Yönetmen       : P.J. Hogan (IMDB)(ekşi)
Senarist          : P.J. Hogan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Rebecca Gibney (IMDB)(ekşi), Hayley Magnus (IMDB)(ekşi), Nicole Freeman (IMDB)(ekşi), Chelsea Bennett (IMDB)(ekşi), Bethany Whitmore (IMDB)(ekşi), Lily Sullivan (IMDB)(ekşi), Holly Buchanan (IMDB)(ekşi), Malorie O'Neill (IMDB), Kerry Fox (IMDB), Sam Clark (IMDB), Amanda Woodhams (IMDB), Natasha Bassett (IMDB), Liev Schreiber (IMDB), Caroline Goodall (IMDB), Austin Caffin (IMDB), Michael Thomson (IMDB), A.J. Marsh (IMDB), Megan Holloway (IMDB), Anthony LaPaglia (IMDB), Rob Carlton (IMDB), Lisa Michelle (IMDB), Toni Collette (IMDB), Digger Mesch (IMDB), Rob Horton (IMDB), Karen Crone (IMDB), Matthew Penglase (IMDB), Morgan Maguire (IMDB), Deborah Mailman (IMDB), Jacob Davis (IMDB), Tamsin Sutherland (IMDB), Peter Adams (IMDB), Damien Garvey (IMDB), Leon Cain (IMDB), Sophie Matters (IMDB), Steph Gumm (IMDB), Sophie Lee (IMDB), Kearne Blackshire (IMDB), Andrea Moor (IMDB), Kris R. Anderson (IMDB), Sam Bradley (IMDB) >>devamı>>

Mental (~ Kaheli) ' Filminin Konusu :
Moochmore kızları teşhis edilmemiş bir akıl hastalığından muzdarip olduklarına emindirler. Çünkü eğer deli olmazlarsa, popüler de olamazlar. Talepkar kızlarıyle uğraşmakta zorlanan ve sadakatsiz politikacı kocasından hiç destek göremeyen anneleri Shirley sinir krizi geçirir. Barry karısını bir akıl hastanesine yatırınca, neredeyse hiç tanımadığı 5 kızıyla yalnız kalır. Çaresiz adam Shaz isimli bir otostopçuyu eve getirir ve kızlarına dadılık yapmasını ister


  • "yine gec kesfedilmis bir sozluk mucevheri. ah kuzum hepinizi birer birer mi cikartacagiz saklandiginiz nislerden, boyle otomatikman tanisak ya birbirimizi...kac kisiyiz ki sunun surasinda...."
  • "şu entry ile gecemi bambaşka bir hale sokmuş yazar.(bkz: #10705222)bir de bu şarkının üstüne "her mevsim içimden gelir geçersin"e başladı ki perihan altındağ sözeri, anlatılmaz, yaşanır..."
  • "alm. zihinsel"
  • "çok iyi yazar"
  • "ing. argo. acayip, manyak (bi' sey), super, akil almaz.mesela:-dude did you just see that?-shit mate that was mental."
  • "canlı performansları harika, dinleyicilerine müziğin doruklarında anlar yaşatıyor. ilk albümleriyle beraber yollarının açık olmasını diliyorum. kesinlikle dinlenmeli, görülmeli."
  • "dehşet şarkılara sahip muhteşem grup. çok kısa zamanda umarım istedikleri yere gelebilirler. fil şarkısı oldukça güzel."
  • "ilk albümleri olan koyver gitsin cd olarak müzik marketlerde yerini almış diyorlar."
  • "hmmm, (bkz: zihinsel) (bkz: dusunce) (bkz: zeka)"
  • "altinci nesil yazar."
  • "(bkz: mentalite)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    yine gec kesfedilmis bir sozluk mucevheri. ah kuzum hepinizi birer birer mi cikartacagiz saklandiginiz nislerden, boyle otomatikman tanisak ya birbirimizi...kac kisiyiz ki sunun surasinda....


    (sheva shanim - 17 Kasım 2006 15:21)

  • comment image

    türkçeye inceden girmeye başlamış kelimedir.

    açıkçası böyle olacağından neredeyse emindim. zaten "mentalite" gibi kelimeler sıkça kullanılıyor, mental'in de bu haliyle türkçe olarak kullanılmaya başlanmasına şaşırmadım.

    garip olan, bu kelimenin türkçe olarak sık kullanılmasına şahit olduğum ortamın futbol yorum programları olması! bir "mental olarak hazır olamama"dır, "mental durumdur" gidiyor.

    "zihinsel"in suyu çıktı herhalde


    (bane - 6 Kasım 2008 16:33)

  • comment image

    eels'ın saatlerce dinleseniz bile bıkmayacağınız bir şarkısı. 1996 çıkışlı beautiful freak albümünden. sözleri de aynen şöyle;

    it's like i'm dressed up in my mother's clothing
    it's like i'm talking to a voice that doesn't exist
    it's like i got a wire crossed upstairs
    but all i want is just a little truth and that's it

    they say i'm mental but i'm just confused
    they say i'm mental but i've been abused
    they say i'm mental cause i'm not amused my it all

    another anchor man is on the t.v.
    he's got that far away and vacant look in his eyes
    i turn the channel but nothing's changing
    the only truth is that everything's a lie

    they say i'm mental but i'm just confused
    they say i'm mental but i've been abused
    they say i'm mental cause i'm not amused my it all

    there's truth in everything
    there's truth in lies
    with all this knowledge
    i think i'm gonna be wise

    they say i'm mental but i'm just confused
    they say i'm mental but i've been abused
    they say i'm mental cause i'm not amused my it all
    not at all
    not at all


    (annie - 29 Kasım 2002 02:57)

  • comment image

    geç keşfettiğime hayıflandığım sözlük yazarı.. böyle akılda yol bulamamış bir kaç karın ağrısı hissiyatı alıp, evirip sağlam bir halde olarak ortaya koyabilen bir düşünce insanı, keşke daha çok yazsa.


    (kahlo - 8 Ekim 2011 19:17)

  • comment image

    (uzman entrysi gibi olduğunu sonradan fark ettim. bu konuda hiçbir yetkinliği olmayan, amatör olarak pek çok sporla uğraşıp sporun her türlüsünü seven koca götlü, motivasyon sorunlu bir gencim)

    eurosport spikerlerinin özellikle tenis maçlarında sıkça kullandığı kelime. türkçe anlamı, zihinsel. spikerlerin bahsetmek istediği şeyse, oyuncuların konsantrasyon ve motivasyonu. yani, oyuncuların kendini zihinsel anlamda ne kadar hazır hissettiği, kendini oyuna ne kadar verebildiği, maç içindeki olaylara karşı tepkileri ve bu tepkilerin tutarlılığı...

    genel anlamda "mental yetenek" ise oyuncunun, en basit ifadeyle, ayaklarının yere basmasını ifade ediyor benim için. örneğin, batuhan karadeniz'in efsane olamamasının, sergen yalçın'ın müthiş yeteneklerini inanılmaz bir kariyerle süslememesinin veya süsleyememesinin sebebi, bu adamların mental anlamda zayıf kalmasıdır.

    dünya klasında bir futbolcu olmak, basamakları birer birer tırmanıp avrupa'nın en iyi takımlarında, en zor avrupa kupası maçlarında sahaya çıkmak müthiş bir motivasyon ve kararlılık gerektirir. diğer sporlarda da böyle bu, en bilindik örnek diye futboldan gidiyorum. ve müthiş oyun zekasına, futbol bilgisine rağmen bazı oyuncular yapabileceklerinin belki de yarısını bile yapamaz. çünkü mental anlamda zayıflardır ve onları yukarıya taşıyabilecek motivasyonları, kararlılıkları, sağlam duruşları yoktur.

    sporda başarı için böyle bir faktör gerekmeseydi, inanın "başarılı sporcu" sayısı milyarla ifade edilebilecek seviyede olurdu ve lionel messi, roger federer, michael jordan, timo boll, michael phelps ayarında milyonlarca insan görebilirdik.

    ama bu isimleri diğerlerinden ayıran, sportif kabiliyetlerinin yanında dışardan kimsenin göremediği mental yetenekleri oldu. phelps'in omuzları şahane, adonisler o biçim, bacaklar taş gibi. tamam, demek ki deli yüzüyor. ama bu seviyeye gelebilmesini, "yoruldum lan, bırakıyorum" dememesini, onlarca madalya aldıktan sonra aynı istekle yüzebilmesini sağlayan ne?

    hah, mental de mental diye anlatıp durdukları şey bu. zihinsel anlamda hazır ve motive olma. ve ben bunun nasıl sağlanacağını gerçekten bilmiyorum.

    şahsi görüşüm, kişinin mental yeteneklerini en azından sportif alanda test edebileceği en iyi sporun masa tenisiolduğu yönünde. zira oyun çok çabuk değişiyor ve sayılara, olaylara verdiğiniz tepkilerin ne kadar makul olduğunu kendiniz ölçemeseniz dahi oyunun gidişatından anlayabiliyorsunuz. tenis, iyi seviyede bir oyuncu değilseniz bu konuda çok yardımcı olmayacaktır. yine basketbol ve futbol, takım oyunu oldukları için sizin kendi potansiyelinizi, zihinsel olarak kendinizi işinize ne kadar verebildiğinizi gösteremez. en azından halı saha maçında.

    ama masa tenisi gösterir. düzenli olarak değilse de yıllarca masa tenisi oynamış, birkaç haftadır da düzenli olarak oynayan birisiyim ve mental anlamda çok zayıf olduğumu yeni yeni fark ediyor, dolayısıyla artık her maçta yeni bir sinir krizi geçiriyorum. bunu "burda okurum yea, istanbul'a mı gidicem" deyip oks'ye çalışmaktan vazgeçtiğimde ve "kabataş'ta ne işim var?" dediğimde, sonrasında "boğaziçi'ni siktir et yea, ispanyolca yok orda" çıkışını yaptığımda fark ettim. gerçi, ispanyolcayı isteyerek seçmiştim ve gerçekten de boğaziçi'nde yoktu.

    yalnız, beni hayatım boyunca en çok sinirlendiren şey, masa tenisindeki motivasyon eksikliğim oldu. hayatımın yansımasıydı bu. yahu arkadaş, 3 tane güzel sayı alıyorum, adam servis hatası yapıyor, biraz bal ekliyoruz, set 13-5'e geliyor. bu noktadan sonra, genelde 15-7, 18-12, 20-16 şeklinde gidiyor ve böylelikle, kazanıyorum.

    ama, bu setten sonrası kabus oluyor. maçtaki durum hiç önemli değil. bir set kazanırsam, sonrakinde saçmalıyorum. nadiren üst üste 2 veya 3 set alırım ki o da genelde rakibimin benden daha kötü durumda olmasından kaynaklanır.

    kendimi kesinlikle maça veriyorum. aklım başka yerde olmuyor. yalnız, setlerde öne geçtikten ya da eşitliği yakaladıktan sonra gerzekleşiyorum ve saçmasapan vuruşlar denemeye, rahatlıkla içeri düşürebileceğim topları dışarı atmaya, karşılayabileceğim servislere hamle yapmamaya başlıyorum. yeri geliyor seti 15 sayı farkla kaybediyorum, yeri geliyor üst üste 7 sayı alıp yaklaşıyorum ama yine kaybediyorum.

    ve şaka değil, acayip moralim bozuluyor, ağlamak istiyorum oracıkta. neden bu kadar çabuk vazgeçiyorum? vücudunu geliştirirsin de, beyni geliştiremiyorsun ki. ben ne zaman alman disiplinine sahip olup "maç bitene kadar performansını bozmadan, sapasağlam oynamaya devam edeceksin" diyebilirim? ne zaman setlerde 2-0 önde olmama rağmen motivasyonum dibe vurmadan en azından "normal" sayılabilecek bir oyun oynamaya devam edebilirim? ne zaman rakibimin demoralize olmasından değil de kendimden aldığım güçle maç bitiririm?

    kendimi cevize, fındığa, pekmeze veresim, dağlara taşlara vurasım, tüm psikologları gezesim var. normalde şeker gibi adamımdır, maç esnasında kendime olan saygımı tamamen yitiriyorum, insanlıktan çıkıyorum be.

    sonra rakip bir hata yapıyor ve hop, maça yeniden ortağız... bir sayının bu kadar çok şey değiştirmemesi gerekiyor.

    işte bu yüzden dostlar, işte bu yüzden ben hiçbir zaman sportif bir hadisede çok başarılı birisi olamayacağım. yazık bana.


    (der meister - 25 Ocak 2013 00:28)

  • comment image

    canlı performansları harika, dinleyicilerine müziğin doruklarında anlar yaşatıyor. ilk albümleriyle beraber yollarının açık olmasını diliyorum. kesinlikle dinlenmeli, görülmeli.


    (cakkidi - 2 Mart 2013 02:04)

  • comment image

    dehşet şarkılara sahip muhteşem grup. çok kısa zamanda umarım istedikleri yere gelebilirler. fil şarkısı oldukça güzel.


    (aynakol - 2 Mart 2013 02:09)

  • comment image

    hollywood filmlerine kıyasla avustralyalıların biraz farklı mizah anlayışlarının olduğunu görebileceğiniz, "gülüp geçeyim, eğlendirsin yeter filmi arıyorum" dediğiniz zamanlarda izleminizi tavsiye edebileceğim şahsen epey keyif aldığım ve güldüğüm 2012 yapımı +15 yaş sınırı olan komedi filmi. trailer için; youtube


    (iksbaks720 - 30 Ocak 2015 20:36)

  • comment image

    zehirli zihin, sihirli söz sahibi hayal mahsulü.

    nothing which we are to perceive in this world equals
    the power of your intense fragility: whose texture
    compels me with the color of its countries,
    rendering death and forever with each breathing

    demek isterdim kendisine, eğer konuşabilseydim.


    (kit malone - 9 Mayıs 2006 18:30)

Yorum Kaynak Link : mental