Van Diemen's Land (~ Hell's Gates) ' Filminin Konusu : 1822 yılında Macqurie limanı bölgesinde mahkumların toplama kamplarında mahkumların zorla çalıştırılmaktadır.. İngiliz imparatorluğundan getirilen bu köle mahkumların büyük kısmı aslında toplumu ve alt tabakasını oluşturan ve pek sevilmeyen azınlıklardı.. Bu mahkumlardan 7 si bu kamptan kaçarlar ve ıssız ormana doğru yol alırlar.. Ama bu ormanda ne bir yiyecek yetişmektedir, nede bir hayvan yaşamaktadır.. Açlıktan artık birbirlerini yemeye başlayan bu insanların vahşice ve trajedik öyküsü.. Gerçek hayattan uyarlanmış yamyamlık üzerine korkunç bir hikaye..
Hell's Gates(2008)(6,9-35)
The Last Confession of Alexander Pearce(2008)(6,6-592)
(bkz: no man s land)
(schlingel - 28 Mart 2007 18:11)
sözleri de şöyledir.hold me now, oh hold me now'til this hour has gone aroundand i'm gone on the rising tidefor to face van diemen's landit's a bitter pill i swallow hereto be rent from one so dearwe fought for justice and not for gainbut the magistrate sent me awaynow kings will rule and the poor will toiland tear their hands as they tear the soilbut a day will come in this dawning agewhen an honest man sees an honest wagehold me now, oh hold me now'til this hour has gone aroundand i'm gone on the rising tidefor to face van diemen's land
(b166er - 1 Ocak 2008 22:04)
yakında gösterime girecek olan aynı adlı film sayesinde bu başlık şenlenir birazdan, biz öncesinde notumuzu düşmüş olalım david howell evans'ın bu güzel şarkısı hakkında... bu şarkı john boyle o'reilly'ye ithafen yazılmış olup, konu ile ilgilenenler (veya "bu dünyanın düzeni neden böyle acep?" diye merak edenler) şu başlıklara yönelebilirler hemen:(bkz: irlanda'daki büyük patates kıtlığı)(bkz: guns germs and steel)şarkının sözlerini de naçizane çevirirsek:sarıl bana, n'olur vaktimiz dolana kadar sarıl bana seher vakti yolluyorlar beni, van diemen'in diyarına bu kadar sevdigim birinden* zorla ayrılmak, boğazıma oturdu bir yumruk gibicebimizi doldurmak için degil, adalet içindi kavgamız; ancak hakimler sürülmemi emrettişimdi hüküm sürsün krallar ve [ırgat gibi] çalışsın garibanlarve işlemek için bu toprakları, ellerini parçalasınlarama bir gün gelecek, bu yeni doğan çağdadürüst bir adamın eline geçecek, hakettiği para
(tcfkatpou - 27 Eylül 2009 14:16)
gerçek olaylara dayanan 2009 avustralya yapımı etkileyici ve güzel bir film. aynı olayı anlatan ama şu an adını anımsayamadığım başka bir film de izlediydim vakti zamanında ve o sanki daha güzeldi gibi. neyse, bu da gayet izlenilesi bir film. bence kaçırmayın.imdb: http://us.imdb.com/title/tt1361843/trailer: http://www.youtube.com/watch?v=fmoxahbjl0yafiş: http://www.movieposterdb.com/poster/6be1c262
(sierra leone - 22 Ocak 2010 23:47)
gerçek bir hikayeden uyarlanmış bu film. anlatım oldukça yavaş ve bir o kadar da gerçekçi. yönetmeni pek çok açıdan takdir etmemek elde değil.hemen koşup şukelayı basmak isterdim, ancak...--- spoiler ---konuya kısaca değinirsek, binsekizyüzeskilerde bir grup mahkum türlü eziyetlere maruz kaldıkları hapisane ortamından kaçıp kendilerini tazmanya'nın ormanlarına vururlar. bir süre sonra açlıkla yüz yüze geldiklerinde birbirlerini kesip yemeye başlarlar. bu süreç bir kişi kurtulana kadar devam eder.şimdi, açıkçası film bana ne survival ile cannibalism arasındaki çelişkiyi yaşattı, ne de yeterli dramatik etkiyi uyandırdı. filmin başlarında sadece bir kere ormanda yiyecek olmadığı belirtiliyor, ancak hiç bir arama çalışması görmüyoruz. çölde değilsin, karlı dağ zirvesinde değilsin, tazmanya gibi binlerce türün bulunduğu devasa ağaçlarla dolu bir ormandasın, vıcır vıcır kuş sesleri geliyor, nehirler çağlıyor, hatta adamlardan birini yılan sokuyor, nasıl yiyecvek yok yahu? aslında bulma yönünde herhangi bir çabalarını da görmüyoruz zaten, ne bir ağaca tırmanıp bu öten kuşların bir yuvası yumurtası var mıdır diye bakıyorlar, ne bir taşın altını kaldırıp böcek larvası arıyorlar, ne yaprak kemiriyorlar... hepsini geçtim, bir sal yapıp nehrin akıntısına da vermiyorlar kendilerini... ellerinde bir tane balta var, direk birbirlerini kesip yemeye başlıyorlar. dolayısıyla işin survival mecburiyeti kısmının çok bir anlamı kalmıyor. yani, kısaca off çok fenaymış ben olsam ne yapardım acaba çelişkileriyle tırnaklarımı kemirmem gerekirken, topunuz orospu çocuğuymuşsunuz bilader, hepiniz geberin de film bitsin artık kurtulayım, ruhum çürüm çürüm çürüdü dedirtmiştir.--- spoiler ---
(soulstalker - 23 Ocak 2010 22:01)
bear grylls'i koltuğa bağlayıp seyrettirmeyi planladığım film.
(gilbertus albans - 17 Şubat 2010 11:45)
oldukça yavaş ilerleyen, pek bir sürprizi olmayan bir neredeyse "sanat" filmi. tek elle tutulur yanı gerçek bir hikayeden alınmış olduğudur. hemen hemen benzer temaya sahip novaya zemlya bundan kat kat daha iyiydi denilebilir.
(eugenol - 23 Nisan 2010 21:30)
güzel bir u2 parçası. girişinin ilk kısmı, birkaç saniyelik bölümü lynyrrd skynyd'ın simple man'ine çok benzer.
(judas priest fan - 26 Temmuz 2010 23:05)
nedense yaşananların gerçekliğinden hiç şüphe etmediğim film. insan evladı harikulade yansıtılmıştır. pierce - uyku tutmuyor mu robert?robert- evet
(solidsession - 25 Kasım 2010 20:35)
geri planda kalmi$ oysa ki cok guzel bir u2 sarkisi...
(guru - 19 Nisan 2003 02:59)
hollandali denizci tasman'in 17.yy'da tasmanya'ya verdigi ad.(bkz: tazmanya)(bkz: tasman)(bkz: ceza somurgesi)
(zebercet - 19 Nisan 2003 03:14)
bu harika şarkının bir dörtlüğü daha vardır albümün kitapçığına göre... oysa şarkı fade-out'a bağlar, ufak bi sessizliğin ardından belgeselden* alınma bir ses duyarız: bir gazeteci the joshua tree'den sonra ne olduğunu, yeni şarkıların nasıl çıktığını falan sorar. bono anında adam clayton'a atar topu. adam 'i don't know' der, hepsi güler. albümün üçüncü şarkısı desire'a geçilir.
(edved - 12 Ağustos 2005 17:26)
rattle and hum'in incisi.. sarkiyi bono degil, yanik sesiyle the edge söyler.. soz konusu land, avustralya'nin tasmania'sina denk duser..
(aritmi - 27 Kasım 2001 13:30)
Yorum Kaynak Link : van diemen's land