Süre                : 1 Saat 17 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Şubat 2009 Cuma, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Cinayet,Drama,Tarih
Taglar             : kadın düşmanı,Silahşör,Medias res,Montreal Quebec,Delilik
Ülke                : Kanada
Yapımcı          :  Remstar Media Partners , Remstar Productions , Don Carmody Productions
Yönetmen       : Denis Villeneuve (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jacques Davidts (IMDB),Eric Leca (IMDB),Denis Villeneuve (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Maxim Gaudette (IMDB)(ekşi), Sébastien Huberdeau (IMDB)(ekşi), Karine Vanasse (IMDB)(ekşi), Martin Watier (IMDB), Evelyne Brochu (IMDB)(ekşi), Johanne-Marie Tremblay (IMDB)(ekşi), Natalie Hamel-Roy (IMDB), Pierre-Yves Cardinal (IMDB)(ekşi), Pierre Leblanc (IMDB), Francesca Barcenas (IMDB), Eve Duranceau (IMDB), Mathieu Ledoux (IMDB), Adam Kosh (IMDB), Larissa Corriveau (IMDB), Manon Lapointe (IMDB), Kim Lavack Paquin (IMDB), Mireille Brullemans (IMDB), Pier-Olivier Paquet (IMDB), Louise Proulx (IMDB), Lily Thibeault (IMDB), Robert Reynaert (IMDB), Stéphane Julien (IMDB), Pierre-Xavier Martel (IMDB), Marc-Andre Brisebois (IMDB), François-Xavier Dufour (IMDB), Sophie Desmarais (IMDB), Antoine Touchette (IMDB), Emmanuelle Girard (IMDB), Anne Trudel (IMDB), Nathalie Girard (IMDB), Eve Gaudouas (IMDB), Marie-Évelyne Baribeau (IMDB), Valerie Cadieux (IMDB), Valérie Charland (IMDB), Cathy Labrecque (IMDB), Cynthia Wu-Maheux (IMDB), Josee Lacombe (IMDB), Alexis Lefebvre (IMDB), Julien Maranda (IMDB), Alexandre St-Martin (IMDB) >>devamı>>

Polytechnique (~ Politehnika) ' Filminin Konusu :
6 Aralık 1989’da olanlar hâlâ Montreallilerin belleğinden silinmedi. O gün, Montreal Politeknik Okulu’nda bir sınıfı basan silahlı bir genç, tam on dört kadını öldürmüştü. ?Politeknik Katliamı? olarak bilinen bu olayı iki öğrencinin gözünden anlatan Polytechnique, Quebec’te büyük tartışmalara yol açmasına rağmen Kanada’da en çok gişe geliri elde eden filmlerden biri oldu. Olayları bakış açılarından izlediğimiz (ve yönetmen Villeneuve’ün gerçek kurbanların bir bileşimi olarak şekillendirdiği) iki öğrenci Jean-François ve Valérie, şahit oldukları bu katliamın yarattığı travmadan hiç tahmin edilemez biçimlerde etkilenirler. Filmin siyah-beyaz çekilmesinin nedeni, ekranda kanın görünmesini engellemek.


  • "bu yıl film ekiminde de gösterilecek yapım..."
  • "filmle ilgili olarak (bkz: mizojini)"
  • "güzel katliam sahneleri barındıran derin bir film"
  • "(bkz: école polytechnique katliamı)"
  • "su an cnbc-e'de denk geldigim film. yarisinda denk gelmeme ragmen izliyorum."
  • "dünyanın en gerzek ve boş filmi. bunu feministlerin dünyanın en ezik insan grubu olduğu gerçeğinden bağımsız söylüyorum."
  • "(bkz: ecole polytechnique)"
  • "insan bu filmi izledikten sonra düşünüyor; aradan geçen yılların misojinistin azaltmadığını aynı paralellikte arttırdığını. sonra da üzülüyor, sinirleniyor, o da nefret ediyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yönetmenliğini denis villeneuve'nin yaptığı, sinemada minimali kara filmle buluşturan, postmodernle undergraundı sentezleyen, kaotik olmadan melankoliyi duyumsatan ve herşeye ama herşeye rağmen umudu empoze eden mükemmel film.

    sinemayla optik varoluşun ve newrotik toplumsallığın sessiz ve derin bir panoraması.


    (humanistyamyam - 11 Ekim 2009 21:04)

  • comment image

    yarın film ekimi'nde son gösterimi gerçekleştirilecek olan 2009 kanada yapımı film.

    --- spoiler ---

    6 aralık 1989'da olanlar hâlâ montreallilerin belleğinden silinmedi. o gün, montreal politeknik okulu'nda bir sınıfı basan silahlı bir genç, tam on dört kadını öldürmüştü. “politeknik katliamı” olarak bilinen bu olayı iki öğrencinin gözünden anlatan polytechnique, quebec'te büyük tartışmalara yol açmasına rağmen kanada'da en çok gişe geliri elde eden filmlerden biri oldu. olayları bakış açılarından izlediğimiz (ve yönetmen villeneuve'ün gerçek kurbanların bir bileşimi olarak şekillendirdiği) iki öğrenci jean-françois ve valérie, şahit oldukları bu katliamın yarattığı travmadan hiç tahmin edilemez biçimlerde etkilenirler. filmin siyah-beyaz çekilmesinin nedeni, ekranda kanın görünmesini engellemek.
    ---
    spoiler ---


    (deliberte - 23 Ekim 2009 21:46)

  • comment image

    dakikasına bakmamıştım. beklediğimden biraz kısa geldi. filmin süresinin, derdiğini anlatmak açısından doğru bir uzunlukta olduğu söylenebilir; ancak akılda kalıcılık konusunda aynı şey söylenemiyor.

    89' montrö katliamından sonra sayısı onu bulan, belki de geçen okul katliamı oldu. elephant'tan başka da sanırım bu konuyu inceleyen film olmamıştı. polytechnique, bu özellikle kadınlara yönelik olan katliamı, dramatize etme yoluna gitmiş. kadınların çıkış yolu bulamamasını anlatma konusunda oldukça başarılı; fakat neden olduğunu bilmediğim bir biçimde, sanki katliam, herhangi bir biçimde hoşgörülü karşılanacak da, bize tutacağımız taraf gösteriliyor.

    --- spoiler ---

    oğlum olursa ona sevgiyi öğreteceğim. kızım olursa ona dünyanın onun olduğunu söyleyeceğim.

    ---
    spoiler ---

    seyri güzel, sıkmıyor. heyecanlı da. ancak film, "acınızı paylaşıyoruz" filmi olmaktan öteye geçememiş.

    edit: bu arada yönetmeni nereden hatırlıyorum diyorum. next floor isimli kısa filmi bol ödüllüdür. hatta 9. izmir kısa film fest'te de uluslararası kurmaca birinciliği vardır.


    (nihilanth - 23 Ekim 2009 22:08)

  • comment image

    gus van sant'ın seyircinin sabrını zorlayan elephant'ından sonra bir öğrenci cinneti daha izlemek isteyenler için bu sefer kanada'dan geliyor filmimiz. elephant'ta odanın içindeki koskoca fili göremeyen, silah satanların masum ve mağdur kardeşleri vardı . oldukça seyirci çekmişti columbine cinneti. bu sefer de tam da globalist ve bir o kadar da kapitalist heriflerin oyununa gelinmemesi için kurulan politekniklerden birinde oldukça ironik bir şiddet yaşanıyor. ideolojik altyapısı ile dışlanmama, yabancılaşmama yeri olması lazım gelen mekteplerdir politeknikler(kanada'dakinin bu ideoloji ile pek alakası yok pek tabii ki de) işte bu yüzden orada tüfekli ve olamamış bir herif görmek pek bir ironik.

    siyah beyaz çekilen filmin detayları iyi kullandığını söyleyebiliriz. yine de bu tarz filmlerin doğal akışının yarattığı dinginliği sıkıcılığa çevirmeden edememiş. bu yüzden pekçok izleyicinin detaylara rağmen sıkıldığını tahmin edebiliyorum.

    kanada tarihinin önemli olaylarından biri olan bu olay , sinemaya da aslına olabildiğince sadık kalınarak aktarılmıştır. hatta öldürme sahneleri , mektup kısmı, kurtulanların psikolojik durumlarını açıklayan sahneler olabildiğince gerçeğe yakındır. bu tarz filmleri sevenler bu filmi de sevecektir.


    (setheleh - 3 Aralık 2009 00:10)

  • comment image

    filmde eksik olan kismi,katliami yapan gencin katliamdan once yazdigi mektuptaki "bu kadar kisa bir mektup yazdigim icin ozur dilerim" cumlesi ozetliyor.bu olayi gerceklestirebilecek kisinin "feministlerden nefret etme sebepleri" altyapisiyla beraber sunulmasi gerekirdi.ve sebep feminizm ise ironi olusturan ornekler ile desteklenmesi gerekirdi.fakat film sadece kucuk paradigmalar ve bu olay "boyle olmustur" seklinde tamamlanmistir.


    (frkkk - 25 Mayıs 2010 12:02)

  • comment image

    siyah beyaz şahane kanada kış görüntüleri, farklı ve güzel kurgusu, soğukkanlı katliam sahneleriyle şiirsel-duygusal bir okul katliam filmi.
    evet sarsıcı ve hüzünlü ama olayı görüyorsunuz gerisini yada ötesini değil.....
    3/4...


    (pam - 26 Mart 2011 16:25)

  • comment image

    bu tarz filmlerde gidiş yöntemi: önce katilin profilini ver, sonra olaya gidiş sürecini analiz et, olaya maruz kalanların hayatlarından küçük kesitler sun, olayı göster ve bitir. denis villeneuve ise olay sonrası travmaları da göstererek biraz daha farklı bir açıdan duruma yaklaştı. bu farklı yaklaşım tarzındaki tempo baştan beri olsaydı, film belki de başyapıtlar arasına girebilirdi.

    77 dakika (son 7 dakikası jenerik) gibi -uzun metraja göre kısa sayılabilecek bir sürede hikayeni dolu dolu anlatmak zordur. karakterlerin olayın içerisindeki konumlanmalarının nasıl bir sosyo-psikolojik dengede durması gerektiğinin ahlağını sunmak bir o kadar daha zordur. yaşanmış bir katliamı sinemaya uyarlamak ise toplumsal zorlukları da buna ekler. bu yüzden yönetmen denis villeneuve'ün ağır bir yükün altına girdiğini söylemek gerekir. şimdi bu yükün altından kalkabilmiş mi? ona bakacağız:
    filmin başında öncelikle katilin (maxim gaudette) profilini çizmeye çalışmış. çalışmış diyorum çünkü bu konuda çok aceleci davrandığı gözden kaçmıyor. belli donuk yüz ifadeleri, asosyal tip, feminist kadınların onu bu hale getirmesinin ciddi felsefik! ( filozof katil klişesi) nedenleri ve katilimiz katliama hazır. (ortalama 8 dakika) yönetmen belli ki katile direk bir linç girişiminde bulunmak istemedi. ortada kalmaya çalışarak hızlı bir şekilde psikolojisini anlatmak istemiş. keşke paralel kurguyla bunu biraz daha sürdürebilseydi. ha sürdürseydi seyircide stockholm sendromu mu oluşurdu? belki de olabilirdi. bu seferde seven filmindeki katil ama haklı klişesi yeniden canlanabilirdi. işte burada bu riskleri alıp bildik tuzaklara düşmeden ortaya çok farklı bir başyapıt koyabilirdi yönetmen.
    hikayenin iki öğrencinin gözünden anlatılması meselesine gelince, bu öğrencilerin hayatlarından kısa kesitler verildi. verilmesindeki sebep: olay içindeki davranış psikolojilerinin nasıl şekilleneceğine dair seyirciye işaret vermekti. ama bu konuda da fazla netlik yoktu.
    olay planı ise yarı stilize edilmiş şiddet sahneleri ve iki öğrencinin görüş açısından yapılmış kurguyla verildi. ve pat diye kurgu kargaşası içinde olay sonrasına geçiş yapıldı. ve sanki yeni bir filme başlamışız gibi bir kopukluk oldu. ama burada yönetmenin imzasını da görmüş olduk.
    kısaca; filmin bütününe bakıldığında, ortalamanın üstünde iyi sayılabilecek bir eser vermiştir, denis villeneuve.
    birde filmin başında christopher nolan'ın follow me filminin biraz ruhu var gibiydi, ortası ise gus van sant'ın elephant'ı gibi gibiydi ve sona doğru denis villeneuve'ün polytechnique filmi vardı.


    (solarise - 11 Ağustos 2012 22:37)

  • comment image

    bugün cnbc-e'de izlediğim güzel konulu fakat boş film. gerçek hikayeye dayanan filmlerin daha sağlam olması beklenir ama ben sevemedim. hem süresi çok kısa hem de karakterlerde ayrıntıya girmemiş. filmin siyah beyaz olması filmin daha vurucu olması için bir artı ama maalesef güzel bir konudan kötü bir film çıkmış.


    (aydaki ayak izi - 12 Kasım 2014 02:05)

  • comment image

    dünyanın en gerzek ve boş filmi. bunu feministlerin dünyanın en ezik insan grubu olduğu gerçeğinden bağımsız söylüyorum.


    (kirkbir - 14 Aralık 2014 15:04)

  • comment image

    gündemin boğuculuğu az gelmiş olsa gerek, 1989 yılında yaşanan gerçek bir katliamı anlatan bu filmi izlerken buldum kendimi geçen akşam. elbette, aynı yönetmenden prisoners, incendies ve enemy adlı filmleri çok beğendiğim için, bunu da izlemek istedim...

    --- spoiler ---

    filmde her karakterle az da olsa empati kurmamızı istiyor yönetmen. hepsinin hayatından kesitler sunuyor. katil'in ve kızları kurtarmaya çalışan kişinin intihar denemeleri yapmalarına rağmen, ne kadar farklı kişilikler olduğu özellikle gösterilmiş. çeşitli kamera açılarıyla bazen ihya etse de yönetmen, biraz abartı geldi. sanki dur şunu da deneyelim, bir de böyle çekelim gibi durmuş. film kısa olduğu için hiç sıkmıyor ve bence çok yeterli bir sürede istediğini verebilmiş. şahsen ben gayet gerilimle izledim.

    ---
    spoiler ---

    nasıl manyaklar arasında yaşadığımızı gözler önüne seren, denis villeneuve külliyatındaki çarpıcı yapımlardan biri olduğunu söyleyebilirim.


    (black rose immortal - 16 Eylül 2015 13:39)

  • comment image

    70 - 75 dakika gerçekten az. karakterlerin psikolojilerine çok girilmediği gibi, olay ile olay sonrası arasındaki geçiş oldu bittiye getirilmiş. dikkatli izlemeyenlerin hemen hemen hepsi filmdeki asıl kız ve oğlanı olay sonrasında beraber olup yuva kurduklarını zannedebilir, lakin değil. filmden çok belgesele benzemiş, ara ara mehmet ali birand girse tam olacak. filmde jean-francois'ı oynayan adam hakan hatipoğlu'nun kayıp kardeşi olsa gerek, kendisini ilk gördüğümde bir kaç dakikalığına filmden koptum diyebilirim. araya bir kaç survivor yorumu sıkıştırsaydı, iyiydi.


    (enel - 13 Aralık 2016 23:18)

  • comment image

    insan bu filmi izledikten sonra düşünüyor; aradan geçen yılların misojinistin azaltmadığını aynı paralellikte arttırdığını. sonra da üzülüyor, sinirleniyor, o da nefret ediyor.


    (pisayisif - 9 Ocak 2017 23:12)

Yorum Kaynak Link : polytechnique