birsuru insanin sekere kosan karincalar gibi paranin ardindan kostuklari en cok kimi seviyorsunuz yarismalarindan kesinlikle ayri tutulmasi gereken rekabet ortami. bu insanlar yaraticiliklarini, birseyler yaratma azimlerini gostermek ve mumkun olduklarinca kendileri gibi kalmak icin bu projeye katilmislar, secilmisler. kesinlikle izlemesi cok zevkli, kazanan halk oylamasi ile degil uzman kisilerce belileniyor cok sukur ki. ayrica karincalarin hemen hemen hepsi kotu cizgi film karakterleri tadinda oldugundan yillardir orda burda duydugumuz moda dunyasinin acimasizliginin ne menem birsey oldugunu da anlamis olduyoruz. surdan fikir edinebilrsiniz:
http://www.bravotv.com/project_runway/

(islakkedisudankorkmaz - 15 Şubat 2007 04:02)

tanimi:
moda anlayisi her allahin gunu giydigi kotu ayda bir yikamaktan ibaret olan biri olarak bu kadar fanatigi olmami bos gezenin bos kalfasi olmamla aciklamaya calisirken gordum ki aslinda her tur insani zivanadan cikarabilecek bir programmis. bugune kadar entelizani, akademisyeni olsun, mahallenin kabadayisi gecineni olsun kimin onunde acip izlediysem kendine esir etti, nice akli basinda insanimizi ziyan etti bu proce.

aktif maddeleri:
her ne kadar bugune degin igrenc igrenc seyler yaratan bir kac insani sirf drama devam etsin diye tuttuklari gun gibi asikarsa da gerilim olayinin bokunu cikarmiyorlar bir kere. juri uyeleri laflarini esirgemeyen tipler de olsalar, gene bir denge soz konusu, terbiyesizlesip cirkeflesmiyorlar, efendilik sinirlari icinde olup bitiyor olay. haliyle goze oldukca hitap eden ayrica takdir hisleri uyandiran bir yarisma. mankeni olsun, abuk sabuk malzemelerden yapilan kiyafetleri olsun. eh yarisanlar modaci olunca manyagi ruh hastasi da bol oluyor, kimini severek kimini allah senin belani versin itt diyerek takip ediyoruz, bir sonraki bolumu hasretle bekliyoruz.

asiri doz belirtileri:
programi sizin kadar cok izlemis bir arkadasla insan icine cikinca direk milletin kiyafetlerini elestirmeye baslamak, bi kere o tayt olmus mu simdi o elbisenin altina, salak o pantolon kac sene oncesinin modasi, hmm hip imaj yapmaya calismissin ama cok fazla susleyip bezemissin, biraz edit etmeliydin… seklinde carcarcar konusup durmak. bu esnada gomlegimizdeki spagetti sosuna, ayakkabilarimizin partalligina, omuzumuza astigimiz onbes senelik cantaya bakmiyoruz tabii. neden? cunku egonun dibine vurmus bu designer bozuntularini izleye izleye biz de kendimizi bok saniyoruz artik!

arkadasla yapilan bu fikriyat alisverisi sirasinda yaninizdaki programdan bihaber insanlarin “hasta misin nesin be” “lahavlevelakuvvete” seklindeki kotu bakislarina maruz kalmak.

ileriki safhalarda mood’a alisverise gitmek istemek, ve hatta dugme alma bahanesiyle gitmek, mekanda durduk yere sacma sapan heyecan yapmak, tim gunn fotograflarina filan bakip ricky martin gormus 12lik kizlar misali ciglik cigliga el cirpmak, milletin lahavle, yahut wtf oh cizuz kirayst seklindeki bakislari altinda mekani terk etmek, eldeki mood torbasini hatira olarak yatagin basucuna asmak.

birilerinden en ufak bir elestiri aldiginizda this is who i am as a designer taaam maaaa cevabini yapistirip aglamakli bir ifade takinmak.

geceleri yataga yatinca su heidi klum da ne zaman yaslanacak, sarkacak, dombililesecek kardesim ya gibi sorularin beyinde donup durmasindan mutevellit uykusuzluk.

edit: son safha bu sanirim... bir arkadasim project runway yarismacilarini facebook arkadasi olarak eklemeye basladi. ben de bokunu cikartan tek benim saniyordum, cok sukur daha o kadar kacirmamisim kecileri. varsin heidi klum yuzunden uykusuz geceler gecireyim.

(blacksmoke - 15 Aralık 2008 04:01)

insanı ''her genç kızın rüyası neden gerçekten de bir dikiş makinası olmasın ayol?'' diye ciddi ciddi düşündüren reality show. ben bu yarışmanın müptalası oldum, manyaa oldum a dostlar. yatıyorum tim gunn, kalkıyorum nina garcia. yarışmacılar fenalık geçirdi, ben geçirmedim, bir gecede kaç sezon devirdim bir ben bilirim. üstelik ajitasyon yooğ, drama yooğ! hak eden de kazanmasın mı sana! sırf mood'dan düğme almak için nev yorka gidesim var.

(ruprect - 8 Şubat 2010 00:33)

empire interactive'in geliştirdiği, atari tarafından dağıtılan bir adet oyunu da vardır. elbise dizaynı, model seçimi, modelin makyajının yapılması ve en sonunda da catwalk ile tüm detayları oyuncular belirleyebiliyor. bir erkek olarak bana bile şaşırtıcı şekilde kendisini beğendiren bir oyundur.

http://www.atari.com/games/project_runway/

--- spoiler ---

michael kors bana dizaynım hakkında "i was surprised, your design was very harmonious and very feminine" dedi. lan ne demek istiyon sen be ibne kılıklı herif...

--- spoiler ---

(lexluthor - 21 Mart 2010 02:52)

heidi klum'un "moda dünyasında bugün varsınız, diğer gün yoksunuz" lafını söylerken kasım kasım kasıldığı, o ciddi ifade ile söylenenlere "ayağınızı denk alın" tavrı koyduğu ve milleti gerim gerim gerdiği, tasarımı beğenilmeyen modacılara da illa ki "auf wiedersehen" diye uğurladığı program. sinir oluyorum kadına.

(caglayantilsim - 12 Mayıs 2010 05:14)

bu yarışma yüzünden önümüzdeki ay dikişe başlıyorum. öyle şahane, imrendirici bir nanedir bu.

hadi micheal kors ve nina garcia'yı atalım bir kenara, ama jüri koltuğuna kimi zaman vera wang'den tutun diane von furstenberg'e konuk isimleri oturtuyorlar, ekran başımda benim bile gadanallah diye elim ayağım titriyor onları görünce. designer olmaya kasıyor olsam ve karşımda jüri diye vera wang i görsem herhalde iki seksen yeri kucaklardım... yarışmacıları takdir ediyorum bu açıdan hepsi iyi yetenekli çocuklar diyecegim inanmayın, allah belasını versin topunun lan, altı saatte şahane elbise dikip insanı beceriksizlik komasına sokuyor ibneler. (zaten çoğu nonoş cidden)

(black wings gray eyes - 23 Ağustos 2010 15:52)

dikis makineleri abd versiyonunda brother, kanada versiyonunda singer markadir.

(summer son - 5 Ocak 2011 09:33)

yarışmacılara çok kısa süre ve bir konsept verip başlayın diyorlar. o yarışmacılar gece gündüz uyumadan çalışıyor. bazen çok eğreti işler ortaya çıkıyor. jürinin suratı ekşiyor. bir keresinde heidi klum'un kocasının kendi programında giyeceği kostüm tasarlanmıştı. bu arada erkek yarışmacılar genelde gay oluyor.

(ingenue - 22 Mayıs 2011 19:30)

hipnotize ediyor beni seyrederken.

yarismacilarin yaraticiliklarina, sahip olduklari becerilere hayran olmamak elde degil. sen koltukta yaymis kicini, oturup onlari seyrederken, millet orda iki gidim kumas, 3 boncuk ve bir minik fermuarla sahane bir gece elbisesi dikiyor ya, saka gibi. bir de ben hep sey dusunuyordum ne bileyim, bu moda tasarimcilarinin yaptigi tek is; sadece cizmek, yonlendirmek vs... ama yoo, bildigin elde igne iplik dikebiliyorlar da sifirdan catir catir. ben hazir kotumu bile kesip sort yapmayi beceremezken :/

uyuz heidi klum'un kasintili sunumuna ragmen bile seyrediliyor bu ya, seyrediyorum.

(the spy in the attic - 10 Nisan 2012 05:21)

ikinci sezonu çok başarılıdır, lakin santino'nun tim gunn taklidi ve "where's andre?" hikayesi yıllar geçse de hatırlanır, güldürür.

(hot space - 10 Ağustos 2012 00:41)

birinci sezon, ardından onuncu sezon izlendiğinde heidi klum'un azıcık olsun değişmediği gözlenmiştir.

tanım: sözlükte pek popüler olmayı başaramasa da (bkz: bir lost değil) iyi kötü 10 yıldır süren tv şovu.

(uyumsuzpenguen - 15 Ekim 2012 02:11)

on birinci sezonda jüride michael kors'un yerini zac posen almıştır.

(xena29 - 16 Şubat 2013 23:21)

çocugumu emzirirken can sıkıntısından sezon 7 den 12 ye kadar komple izledim. 3 aylık bebeğe uyusun da büyüsün ninni diyeceğime 'make it work!' diyecek hale geldim o derece. son sezonlarında dramaaaa! yapacağız diye suyunu çıkarsalar da, yine de seviyorum. özellikle unconventional material challenge'larda yaratıcılığın dibine vuran yetenekleri görmek çok zevkli.
gelen gideni aratır misali michael kors yerine gelen çıtkırıldım zac posen geldi, çok gıcık. sen o çemçük ağzınla görümce gibi millete ağız burun eğmeden önce git de kırmızı halı rüküş listelerine basılan boy boy elbiselerini teğelle yavrum.
elti kategorisinde nina garcia var ki sanki her an elinde kısır tabağı kolunda altın bilezikler belirecek, 'ayy bizim şazimentin kayınçosunun düğününde aynnı bunun eflatununu giymiştim kızz' diye designer'ların sırtını sıvazlayacak. ama yok, onun yerine beğendiklerine 'that dress is phenomenal, can ı see the back?' diyor papağan gibi, beğenmediklerine de 'too costumy, kind of boring' gibi kalıplar..
heidi klum bildiğin gibi, olaylardan en çok zevk alan benim modunda geziniyor.
tim gunn a sempati mi duyuyorum yoksa falakaya mı yatırmak istiyorum farkında değilim. kararsızım. o elini bilekten büküp gözleri belertmiyor mu, kravatını biraz daha sıkasım geliyor.
bence en güzeli designer olan gayler tim gunn'ı halay başı yapsın 'hele loyy gey gey kibar yarim esmerim hop' diye halaya dursunlar. 13. sezon olacaksa iyi fikir. yoksa sevdiceği ile evlenemeyen gözü yaşlı gay, eltisigilden dayak yediği için lisede kahrolmuş çıtkırıldım tip falan artık yeterince sürükleyici gelmiyor. (zaten her sezon bir egzantirik teyze, bir tane bitchy gay, bir tane yetenekli eli yüzü düzgün cool tip, bir de kendini beğenmiş ukala olmazsa olmazımız.)

çok uykusuzum sözlük.

(black wings gray eyes - 18 Kasım 2013 00:18)

michael kors insanının final defilelerinde inatla güneş gözlüğüyle takıldığı, şahaneli harikalı yarışma.
herkes izlesindir, herkes sevsindir. çogzeldir vallahi.

(yipyipyip - 20 Şubat 2014 22:59)

'ulan bunun da tadı tuzu michael kors'muş be arkadaş!' dedirten, bağımlılık yapan yarışma.

11.sezonda yok kendisi. nasıl eksik, nasıl tatsız. yani yine kitlenip izliyorum ama böyle bi yakınlık duyamıyorum niyeyse. böyle hisseden bi ben değilmişim ama; tim gunn'da feedback verirken devamlı 'michael olsaydı böyle böyle derdi' demeden duramıyo.

10.sezonu kazanan dmitry sholokhov gay değildi galiba. belki de öyleydi. bilemiyorum. bi onu, bi de 11.sezondaki stanley'i kardeşimi çözemedim. onca zamandır adamlar bi kere bile dudaklarını büzüştürmedi. şaşırtıcı.

(yipyipyip - 27 Mart 2014 22:59)

keşke katılabilecek kadar dikiş bilgim olsaydı dedirten yarışma. çocukluğumdan beri tasarımdı, dikişti ilgiliyim ancak, annem sen okuluna bak diye diye öğrenmemi engelledi bi nevi. tabi yine de şimdiye kadar tasarladığım diktiğim ve de beğenilen çok şey oldu ama şöyle kip diye oturan şeyler yapan müthiş dikişi olan bi tasarımcı olmayı çok isterdim.

ama ne oldu, alışverişte millete kıyafet aldırmayan "ne var bunda, bunu ben dikerim", "dikişleri çok kötü çok ucuz duruyo" diyip icraate gelince vakti olmayan bi insan oldum. artık beni alışverişe götürmüyolar sözlük. gerçi ben abartıp " bunu ben örerim ne var bunda" demiyorum kadın anam gibi.

ama hala hayalim. çalışırken bi yandan da akşam dikiş okuluna^* ya da moda akademisine filan gidicem. çok ünlü modacı olursam sözlüğe gelip hakkımda güzel yazanlara slm nbr yazıcam. kötü yazanları eksilere boğucam.

velhasıl müptelası oldum yarışmanın bi kaç bölümde. harika tasarımlar var. allaam nolur ben de katılim. ayrıca zac posen inadına şeker bi adam.hıh.

(pshasha - 26 Ağustos 2014 01:03)

her sezon illa kaçık kadın ve gey erkeklerin bulunduğu harika yarışma. tim gunn hem karizmatik, elegan be ağırlığı olan bi adam hem de duygusal içten ve ağlak adam olmasıyla kendine hayran etti beni. ölesiye seviyorum seni top gun. hele cici yarışmacı justin i duygusal bi şekilde korumana alman...

ve yarışmayı izledikçe farkediyorum ki, geyler çok daha duygusal, romantik ve iyi yürekli insanlar. hepsi ailelerine, kocalarına ve çocuklarına inanılmaz bağlılar ve sevgi dolular. tabi aralarında bazıları fazla hırstan çirkef olabiliyor ama genel itibariyle çoğunun dostum olmalarını isterdim.
bi de nina garcia çok hoş ve iyi bi kadın kesin, yüzünden ve davranışlarından anlaşılıyor.

(pshasha - 10 Eylül 2014 19:38)

sezon aralarinda project runway all star adiyla devam edip gecmis sezonlarda elenen guclu yarismacilarin birbirine karsi yaristigi program.

(eastanbool - 26 Aralık 2014 13:39)

bravo'da yayinlanmaya baslanan project runway su hepsi birbirinden farkli, birbirinden cilgin bir grup insanin katildigi, yavas yavas aralarindan birilerinin elendigi, zorlu sartlar altinda, stresli ortamlarda kiran kirana (klisenin ustasiyim) cekismelerin gectigi yeni nesil yarisma programlarindan biri. bir grup kadin ve erkek moda tasarimcisi parsons school of design'da bir atolyeye kapanip cesitli projeler gelistirip, verilen problemleri cozmeye calisacaklardir, olaylar gelisir. misal innovation diye bir problem mi sunuldu? bir gecede kiyafet tasarlamalari gereken yarismacilar gristedes'e goturulduler, ki bilmeyenler icin gristede's in super market oldugunu soylemeliyim- falafel ekmegi ile, utu masasiyla cilgin tasarimlar pesinde kosanlar, yesil biberle ise koyulanlar oldugu gozlemlendi. yarismacilara bakacak olursak erkeklerin hepsi gey ve aralarinda en gey olani numarasiz sise dibi gozlukleriyle austin. butun grubun ayar oldugu tek malzeme dus perdesiyle calisan mario adli eleman haliyle tavriyla tam bir laid back amerikali portresi ciziyor. benim favorim ise houston texas'tan katilan berrrrbat taklit ingiliz aksaniyla odule aday vanessa. yine bu memlekette cok makbul oldugu uzere en guzel sallayan, yaptigi ise oldugundan fazla deger bicip ustunde en uzun konusan kazanacak onu biliyorum ama istiyorum ki esas meslegi avukatlik olan kucuk ceneli sevimli starr yarismayi kazansin; bir de biri su kendini begenmis orospu cocugu daniel'i evire cevire dovsun, kicina dikis ignesi batirsin.

erkek okuyucu icin hemen ozet geceyim: yarismacilar modellere kiyafetleri giydirip cikarirlarken soyunma odasi atmosferi yasaniyor, got bas gozukuyor.

(cheja - 2 Aralık 2004 05:33)

sunuculugunu yapan heidi klum'un elenenleri auf wiedersehen diyerekten yolcu ettigi, izleyenlerin akina almancaya ne gerek vardi ya simdi, almayada miyiz kardesim gibi soru getiren, oldukca ilginc yarisma.

(ivy - 9 Ocak 2005 06:54)