Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Mart 2003 Pazar, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  HBO Films , Avenue Pictures Productions
Yönetmen       : Jane Anderson (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jane Anderson (IMDB)(ekşi),Jane Anderson (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Richard Bull (IMDB)(ekşi), Mary Seibel (IMDB), Danny Goldring (IMDB)(ekşi), Jessica Lange (IMDB)(ekşi), Tom Wilkinson (IMDB)(ekşi), Hayden Panettiere (IMDB)(ekşi), Randall Arney (IMDB)(ekşi), Rich Komenich (IMDB), Kirk Anderson (IMDB), Christian Ambrose (IMDB), Joe Foust (IMDB), Sean Rice (IMDB), Mickey Tuman (IMDB), Joseph Sikora (IMDB), Clancy Brown (IMDB), Barbara Ann Grimes (IMDB), Jane Galloway Heitz (IMDB), Paul Lindblad (IMDB), Richard Boice (IMDB), Joan Culler (IMDB), Donna Gruendler (IMDB), Llou Johnson (IMDB), Jeff Kiel (IMDB), Karen Ullberg Peters (IMDB), Jonathan Peters (IMDB), Deb Rodeghero (IMDB), Jim Stahulak (IMDB), Robert Steed (IMDB), Tony Fitzpatrick (IMDB), Dan Conway (IMDB), Rick Touhy (IMDB), Cynthia Baker (IMDB), Caitlin Hart (IMDB), Rondi Reed (IMDB), Gene Janson (IMDB), Robert Marty (IMDB), Faith O'Gorman (IMDB), Lexi Pleasant (IMDB), Peter Renaud (IMDB), Ross Freier (IMDB) >>devamı>>

Normal (~ Eine Frage der Liebe) ' Filminin Konusu :
Normal is a TV movie starring Richard Bull, Mary Seibel, and Danny Goldring. A Midwestern husband and father announces her plan to have a sex change operation.


  • "bulutsuzluk özlemi tarafından coverlanan bulent ortacgil şarkısı."
  • "hagi'nin en cok kullandigi turkce kelime...-mac nasil gecti hagi?-normal.-skor icin ne diyorsun?-normal"
  • ""bazılarının sadece normal olmak icin ne buyuk caba sarf ettigini kimse fark etmiyor..." camus'nun en sevdigim sozudur. ustune fazla bi sey soyleme luzmu duymuyorum."
  • "şarkının orta yerinde nazan'ın "sana normal gelen bana neden anormal? hı?? hı???? hıı?????" şeklinde cozutmasına hastayım. seviyorum seni arıza kadın."
  • "alışılmışın dışına çıktığında, "ben" bu durumdan hoşnutsa, içinde bulunduğu hal.bu durumda etrafın "anormal" yaftası fasa fiso...şayet "ben" bu durumdan yakınırsa, hal; topyekün anormal."
  • "bazen ciddi anlamda bir lüks olabilen kavram."
  • "normlara uygun olan(bkz: norm)(bkz: toplum)(bkz: nereye kadar)"
  • "bulutsuzluk özlemi'nin söylediği halinde düzenlemesi santana esintileri taşıyan bülent ortaçgil şarkısı. ayrıca "nasılsın?" sorusuna verilebilecek en güzel ruh durumu özeti."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "biralar soğuk mu?" dedim, dedi ki: "normal!"

    aile efradının senelik ziyareti sebebiyle, yakın tarihimde sadece bira almak için gittiğim markete, şeker, ekmek, pril ve ona benzer binbir türlü zımbırtı almak için giriyorum bugünlerde. markete girerken, ağzına kadar dolu bira dolaplarına bakmamak için kafamı öne eğiyor ve alacağımı alıp geri çıkıyorum. bu sabah, bir anlık hevesle kafamı çevirip kırmızı tuborg dolabına baktım. yansımam gerçekten oldukça mekanikti, yarısında üst üste dizilmiş bira kutuları diğer yarısında ben. tuborgminatör gibi baktım kendime, bu sırada uzun zamandır satılmayan biralardan yaşlıca olanı söz aldı:

    -hayırdır aslanım, pek fazla takılmıyorsun?
    -bizimkiler geldi de, normalleşme sürecindeyim abi. yoksa aklım sizde. ilk fırsatta bir şeyler yapacağız.
    -neyse, aklını topla. başka yerde de buluşuruz, canını sıkma yeter.
    -tamamdır, bir kayanın üzerinde dikilip denize atlamadan önce dibe bakarken görüşürüz...

    arkadaşları gerçekten özlemiştim ve zamanı ileri almaktan başka bir isteğim yoktu. şu eşyaları bir anda kaybedebilecek bir sihirbaz arayışlarım son hızla devam ederken, milyonlarca işe yaramaz insanın arasında bir tane eşya sihirbazı bulamadığıma hayıflanıyordum. ağzına kadar dolu otobüsler, yollar, metrolar ve denizler; birbirinin aynısı bir sürü adam. stereotip insanların mekkesi, yaşıyormuş taklidi yapan insanların medinesi! doğu'nun paris'i olamayacak kadar batı, batı'nın bağdat'ı olamayacak kadar doğu: tuhaf bir şehirdin istanbul.

    normal ev gereksinimleriyle eve geri döndüm, uzun zaman sonra gördüğüm en geniş kapsamlı kahvaltı sofrasıydı; oysa domatesli kaşarlı bir tost yeterdi. eve döneceğim zamanların tatbikatı başarıyla geçiyor, ara sıra "acaba" diye sormaktan başka bir şey yapmıyordum. bu sürede, hayatımdaki son pisliklerin tahliyesiyle uğraşıyor ve son kez sinirleniyordum.

    normalliğe ve düşünemeyecek kadar fiziksel yorgunluğa gidiyorum, kilometrelerce ötedeki bir adaya yüzerek ulaşmaya çalışmak şimdilik tek kariyer planım.


    (mies - 19 Ağustos 2009 14:00)

  • comment image

    "bazılarının sadece normal olmak icin ne buyuk caba sarf ettigini kimse fark etmiyor..."

    camus'nun en sevdigim sozudur. ustune fazla bi sey soyleme luzmu duymuyorum.


    (tuzbuzz - 30 Haziran 2010 14:09)

  • comment image

    "norm'u kim buyuruyor ki, bir de ona özgün bir formata bürüneceğiz? nedir ki normal? iktidarın, güç odaklarının seni kontrol altına almak adına üzerine yapıştırmaya, seni içine sığdırmaya çalıştığı kalıptır o! hafiften sert olmalı insan, sert olmalı ki bir anlık rehavetin hamur kıvamıyla şeklini alıvermesin o kalıbın, aksi ne de fena!

    normali buyurdular, buna uymayana da anormal, deli, eşcinsel, sapık, azınlık, anarşist, terörist, hain, satanist, bölücü, tehlikeli, komünist, punk, hippi, serseri, keş, dinsiz, toplum düşmanı dediler! bizleri etiketlemeye, kendi istediklerinin içine dahil etmeye, eğer buna direnirsek de hedef göstermeye çalışıyorlar. özümüz birken, ruhlarımız bin. özgürüz, ne isek oyuz. normal olmak zorunda değiliz!

    normal olma, kendin ol!"

    felsefe taşı'nı kemirirken - cihangir / 2010


    (magick - 28 Aralık 2010 11:28)

  • comment image

    nazan öncel'in hayvan isimli albümünün açılış parçası.

    geldin gittin bir laf soktun
    kırdın kırdın doymadın
    gözüm arkada kaldı da
    baktın baktın görmedin
    alçak, alçak
    benden arta kalmadı
    içim gitti durmadı
    amma zalimmişsin hain
    sana bir şey koymadı
    normal, normal, normal
    normal, normal, normal

    uyudu uyandı gözlerim
    nasıl hastadır yüreğim
    ilaç felan istemez
    bakmadığından eminim
    hayvan, hayvan!
    bana artık bir şey sorma
    cevaplarım da komada
    ne içerde ne dışarda
    sana bir şey koymadı
    normal, normal, normal
    normal, normal, normal

    sana normal gelen bana neden anormal? (hı?)
    kapılarını aç kapatma
    bir kuş girerse odana
    kanadı kırık bırakma kurtar, kurtar
    benden arta kalmadı
    içim gitti durmadı
    amma zalimmişsin hain
    sana bir şey koymadı
    normal, normal, normal
    normal, normal, normal


    (sallew - 6 Haziran 2011 17:10)

  • comment image

    şarkının orta yerinde nazan'ın "sana normal gelen bana neden anormal? hı?? hı???? hıı?????" şeklinde cozutmasına hastayım.
    seviyorum seni arıza kadın.


    (uslanmadim - 7 Haziran 2011 14:25)

  • comment image

    alışılmışın dışına çıktığında, "ben" bu durumdan hoşnutsa, içinde bulunduğu hal.
    bu durumda etrafın "anormal" yaftası fasa fiso...
    şayet "ben" bu durumdan yakınırsa, hal; topyekün anormal.


    (pasif laura - 29 Ağustos 2011 19:06)

  • comment image

    sahip olduğumuz özelliklerden birini anormal bulduğumuz zaman, şayet özelliğin normaline aklımız yatıyor ise o halde, anormalliğimiz eğlencelidir. kendisinden -ulu orta- dem vurarak etraftan hayret toplamak haz vericidir.
    sahip olduğumuz özelliklerin birçoğunu normal bulduğumuz halde şayet bu, "esas" normal tabirinin kapsama dışında kalıyor ise; bu türden bir anormallik azap vericidir. kendisinden -ulu orta- bahsetmemek, normaline prim verip, etraftan tepki toplamamak ve mevcudiyeti, yok kılmak lazımdır.

    *normal ve anormal, izafi kavramlardır.
    görünmez bkz ile renk değiştirmiş kelimelerin yerine başka "karşıt çiftler" de gelebilir. dileyene bu kelimeler, metafor da olabilir.


    (pasif laura - 2 Nisan 2012 04:42)

  • comment image

    anne karnındaki kızınıza afp değeri yüksekliği ile ntd riski yüksek çıktığından dolayı spina bifida olma ihtimali olduğu söylenir. bir doktor tavsiye edilir. en yakın randevuyu ancak üç gün sonrasına alabilmişsinizdir. hayatınızın şimdiye kadar ki en çaresiz, en soğuk, en durgun üç gününü geçirirsiniz. sonunda beklenen gün gelir. doktorun bekleme odasında beklerken herkesin yüzünde o korkunç ifadeyi görürsünüz. muayeneye girip çıkanların ıslak gülüşlerini kıskanırsınız. iyi dilekleriyle uçarak çıkan anne babalar görürsünüz. randevu saati 15 dakika sarkmıştır. bir üç gün daha geçer o kapı açılıp siz çağırılana kadar. önce kızınız ve annesi çağırılır içeriye. zaman durur, konuşmalar birbirine girer sadece bir uğultu olur kulaklarda. tek bir noktaya bakarsınız ama görüntü bulanıklaşır. isminiz odada yankılanmıştır ama size ulaşamamıştır. bir el uzanır baktığınız noktayla düşüncelerinizin arasına. doktorun yanına girebilirsiniz artık der. önce doktora bakarsınız, sanki mümkünmüş gibi hiç konuşmadan yüzünden anlamaya çalışırsınız. bir adım daha atarsınız en kötü korkularınızın olduğu o ekrana doğru. ekrana bakamazsınız sanki kötü bir şey diyecek sanırsınız. son bir gayret ile ultrason ile bebeğinize bakan doktorun yanına oturursunuz. önce silin şu ifadeyi yüzlerinizden der. beceremezsiniz. sonrasında kızınız pek bir hareketliymiş der.

    sonra o garip ifadeyi yüzünüze iliştirecek cümleyi kurar: "her şey normal. korkulacak bir şey yok."

    önce elleri karnında uzanan eşinizin suratında belirir o ifade. peşi sıra ıslak ve hafif bir gülüş belirir yüzünüzde. ayaklarınızın yerle bağlantısı kesilir ve kayarak çıkarsınız odadan.

    o günden sonra her şeyin "normal" olması bir basitlik ifadesi değildir.

    normal güzeldir, iyidir, sağlıktır, kıymetlidir.


    (meriandree - 6 Mayıs 2013 14:00)

  • comment image

    düz bir çizgi var, büyük bir hızla o çizgiden gitmeye çalışıyorsun, kontrolü kaybedip yanındaki çizgiden yürümeye çalışanlara çarpıyorsun, onlar da çizgilerinden çıkıyorlar. ve sen, onlar, herkes çarptıkça, başkalarının çizgilerine geçtikçe, devinim devam ettikçe normalleşiyorsun, çünkü bu süreçte herkes birbirini etkiliyor, hareket ve değişim normalleşiyor. sonra iki çizgiye ve hatta daha fazlasına sahip olmak istiyorsun, çapraz koşularla normalin içinde yeni bir normal başlıyor, ve en-nihayetinde çizginin yanlarına set çekiyorsun ve hizanı kontrol etmeye başlıyorsun, normal olan başlangıç sürecinin içinde yine durum normalleşiyor.

    normal dışına çıkmak için çizgiyi silmeye kalkıyorsun. sildikçe yeni bir çizgi çıkıyor altından. ve anlıyorsun ki normal. biralar soğuk mu dedim? dedi ki normal diyorsun. peki ya havalar? valla gayet normal diyorlar.. peki ya ben? vücudundaki tüm çizgilerin dışındayım.

    peki ya sen? nedir bu normal?


    (don tshort - 11 Haziran 2014 10:36)

  • comment image

    normal olmak, ailemizin, toplumun bizden beklentileri doğrultusunda yaşamak demek. çoğunluğun bir parçası olunca da konformizmin o serin sularında yuvarlanıp gidiyorsun. öte yandan normal olmanın en büyük sıkıntısı sıradan olmak, varsa kendi farklılıklarını elalem ne der düşüncesiyle bileylemek oluyor.

    normale uymazsanız/uyamazsanız, ya anormal oluyorsunuz ya da sıradışı. ikisi de aşağı yukarı aynı kapıya çıksa da, biri kendi farklılıklarını topluma kabul ettirememiş, öbürü ise kabul ettirmiş, bir şekilde o kadar başarıya ve takdire ulaşmış ki, farklılıklarını toplum tolere eder hale gelmiş oluyor.

    kimileri için normalin dışına çıkmak imkansızken, kimileri için de normal olmak imkansız oluyor.

    ne boka yaradı normal olmak diye bir haber okudum, aklıma geldi...


    (iwillshowyouwhatitmeans - 5 Temmuz 2014 11:11)

  • comment image

    bazen normal olanı anlarız, baska baska orneklerle fark ederiz

    mesela dusup dizin kanadıgında aglaman normal, bir buyugunun gelip seninle ilgilenip yaranı temizlemesi, gozyasını silmesi normal.

    ama o buyugunun gelip gecti gecti bir sey yok demesi gecistirmesi normal degil. en azından dusup yaralanan, dizi kanayan icin normal degil.

    sevdigin, degerlin, hayatın boyunca yanında olan artık seninle olamayınca uzulmek, aglamak normal. ozlemek normal yine aglamak yine normal.

    ama hicbir sey olmamıs gibi davranmak normal degil. cana zarar


    (hummis - 18 Eylül 2014 23:02)

  • comment image

    bir kelimenin heder edilişine dair bir anımızdır.

    normal çok acayip bir kelime. sıradana, alışıldık olana, çok rastlanana en yakın durumu tarif ediyor "normalde". ama kullanan insanlar "normal" değilse şöyle bir sonuç çıkıyor:

    ben - bugün çok mu sigara içtin?
    o - yoo, normal...
    - çok içtin yani?
    - (yakın çevrede can havliyle bir dayanak arar ve...) aa, bak ne varmış burada, daha önce görmemiştim.
    - ( iç ses: hmm, normal ? ) çok yani?
    - bak şu dükkan da yeni açıldı galiba. kuş mu o? (çırpınırdı karadeniz..)
    - çok diyosun...
    - normal. (ses giderek daha inançsız, piano piano)

    (az sonra)

    ben - bugün çok mu uyuzluk yaptım?
    o - yoo, normal...
    - ha, çok diyorsun yani yine?
    - yok, bu önceki gibi bi normal değil. (kreşendo)
    - ha, önceki çoktu yani?
    - (dışarıdan da duyulabilen bir iç ses ile: oyy, sussam daha iyi olacak) yok, yani öyle değil de... (titre)
    - bu mu çok?
    - (öncekine benzer iç ses: konuştukça batıyor muyum?) ...

    (biraz daha sonra)

    ben - şu nasıl sence?
    o - normal (sırıtarak)
    - hangi normal? (daha çok sırıtarak)
    - (gulp)

    ...ve o günden sonra bir daha hiçbir şey normal olmadı.


    (jlborges - 2 Ekim 2014 15:57)

  • comment image

    ölçülebilen, objektif olan her alanda kabullenilebilir olan sıfat. fakat ölçülemeyen, her zaman aynı koşullar altında herkes için aynı sonucu elde edemeyeceğinizden dolayı genelleyemeyeceğiniz, subjektif olaylarda her zaman subjektif sonuçlar verebilecek durumlar için olmayan sıfat.

    normal, norma uygun olan demek. peki bu normları kim koyuyor? ezelden beri toplumu idare eden kurallar stabil kalabilmiş mi? zamanında homoseksüel olduğu için cezaya mahkum edilen binlerce kişi bugün onur yürüyüşleri yapabiliyor mesela. gelinen son nokta şu an için normal sayılabilecekken; 60 yıl önce normal kabul edilmiyordu? bir 60 yıl sonra neyi normal karşılayacağımızı henüz bilmiyoruz.

    bize dayatılan, sorgulamadan kabul ettiğimiz, mantıklı olan bu dedikleri ve başka seçenek göstermedikleri bir düzende farklı seçenekler aramaya üşenen sığırlar olduğumuz için ve nedense başkalarını zapt-u rapt altına almayı pek sevdiğimiz için normu sorgulamak hiçbirimizin işine gelmez. birileri hükmettikçe bazı şeylerin daha da salak bir durum aldığını bir türlü görmek istemeyiz.

    demek istediğim normun tamamen olmadığı ya da gereksiz olduğu değil tabi ki. en basit örneği ile; otomobilinizle şehir içi saatte 50 km hız ile gitmezseniz etrafa zarar verebilecek ve hatta can kaybına neden olabilecek hatalar yapabilirsiniz. bu toplumsal düzeni sağlayan bir normdur ve sizin şehir içi 50 km hızı geçmemeniz normal olandır. ölçülebilir, herkes için geçerli olan bir durum ve mantığa yatkın bir kural. ne güzel. fakat günümüzde taytla dolaşan bir erkek normal değil? evet, ben de estetik bulmuyorum ama anormal de demiyorum. sorun tam olarak bu sanırım. bir şeyi kabul etmek zorunda değilsin, mantıklı bulmak zorunda değilsin, beğenmek zorunda değilsin; fakat o şeyi yapmaktan hoşlanan, o şeyi mantıklı bulan ve beğenen kişilere anormal dersen esas anormal sen olursun. adam işe giderken kravat takmadığı için anormal bir davranış sergiliyor. kravat ne olm? insanın yaptığı işte yeterli olup olmadığını ölçen bir alet mi, ne kravat?

    çok boş beleş işlerle uğraşıyoruz yemin ediyorum. çay var mı?


    (kabak cekirdegi - 30 Nisan 2015 12:23)

  • comment image

    bir bulent ortacgil sarkısı,

    "biralar soğuk mu?" dedim / dedi ki, "normal!"
    "peki ya havalar?" / "valla gayet normal!"
    "işler?" dedim, "gidişler?" dedim? / "hepsi normal!"
    "peki..." dedim, "...ya sen, ben?" / dedi ki, "normal!"
    "peki biz, ikimiz?" / "valla gayet normal!"
    "halimiz?" dedim / ne dese beğenirsin, "normal!"

    mmm, biri anlatsın hemen, nedir bu normal
    mmm, canım sıkıldı artık, yoksa ben miyim anormal

    "peki... dedim "...ya türkiye?" / dedi, "normal!"
    "ya ab?" diye sordum / dedi, "çok normal!"
    "peki ya abd?" / dedi ki, "normal!"
    "peki..." dedim, "...ya dgm?" / dedi ki, "normal!"
    "ya ohal, o kadar yıl?" / "bilmem, normal!"
    "peki gap, zap, hasankeyf?" / "hepsi normal!"

    mmm, biri anlatsın hemen, nedir bu normal
    mmm, canım sıkıldı artık, yoksa ben miyim anormal

    "peki..." dedim "...ya medya, rtük?" / dedi, "normal!"
    "ya reklamlar, rating?" / "valla gayet normal!"
    "yahu hiç mi ikinci yok?" dedim / dedi ki, "normal!"
    "peki ya trafik, katliam?" / dedi, "normal!"
    "ya susurluk, kamyon?" / "valla gayet normal!"
    "yine kaybettik!" dedim / dedi ki, "normal!"

    mmm, biri anlatsın hemen, nedir bu normal
    mmm, canım sıkıldı artık, yoksa ben miyim anormal

    tadında bir şarkıdır


    (kalliste - 22 Ağustos 2001 22:20)

  • comment image

    bulutsuzluk özlemi'nin söylediği halinde düzenlemesi santana esintileri taşıyan bülent ortaçgil şarkısı. ayrıca "nasılsın?" sorusuna verilebilecek en güzel ruh durumu özeti.


    (en kendini bilmez yasam formu - 22 Kasım 2005 21:01)

Yorum Kaynak Link : normal