Facebook Yorumları
  • comment image

    32. uluslararası istanbul film festivali kapsamında, "uluslararası yarışma" bölümünde gösterilen ukrayna yapımı eva neymann filmi. konusu kısaca şöyle anlatılmış;

    "karlarla kaplı savaştan bitap düşmüş bir ülke... sekiz yaşında bir çocuk ve hasta annesi trenle seyahat ediyor; fakat yolda annenin durumu kötüleşiyor ve hiç bilmediği bir kasabada trenden inmek zorunda kalıyorlar. anne hastaneye yatırılıyor ve oğluna, eğer ona bir şey olursa geri dönüp kuleli evi aramasını söylüyor. çocuğun gözlerinden, daima orada olan ölüm tarafından felç edilmiş, başkalarının acılarına karşı hissizleştirilmiş bir toplumun haline şahit oluyoruz. film, tarkovski´nin solaris´inin senaryosunu da kaleme almış olan ukraynalı yahudi yazar friedrich gorenstein´ın bir öyküsüne dayanıyor. "gorenstein´ın çıkış noktası acı, yaralanma ve öfke. ve yıllarca peşimi bırakmayan inanılmaz bir insanlık ve insani sıcaklık özlemi. tüm bu yıllar boyunca bu metne dayalı filmler yapmayı çok istedim. bu hikâyeyi filme çekmek isteyenler arasında yuri klepikov ve gorenstein´ın yakın arkadaşı andrey tarkovski de vardı. hikâyenin ana karakteri gorenstein´ın kendisinden esinlendiği, gerçek çile ve acılara katlanan küçük bir erkek çocuğu." - eva neymann"

    bu akşam dağıtılan festival ödüllerinden "radikal halk ödülleri uluslararası yarışma" ödülünü alan film, daha önce de 2012 karlovy vary batının doğusu ödülü, 2012 batum jüri ödülü ve 2012 talinn büyük ödül gibi ödüllerin sahibi olmuş.

    izleyici notu: festivalin kapanış filmiydi benim için. dokusu, kokusu, tadı, havası, siyahı beyazı o kadar yerli yerindeydi ki, kapanışa yakışan güzellikte bir "festivale veda filmi" oldu.


    (dolls - 14 Nisan 2013 23:48)

  • comment image

    (bkz: kuleli ev)
    http://www.imdb.com/title/tt2292844/
    http://film.iksv.org/tr/film/2398

    az buçuk sinema geçmişi yaşamış ve yaşamaya çalışan birisi olarak çocuk oyuncularla çalışmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. ve bir filmde çocuk oyuncular varsa ilk aklıma gelen eski tatsız anılarım oluyor. bir ilkokulda çekim yapma gibi bir gaflete düşmüştüm zamanında. o zaman saçımı başımı yolmadıysam daha da bir şey bilmiyorum. kısacası belli bir yaşın altındaki çocukları profesyonel bir düşünceye sokmak, filmin dünyasına sokmak yeterince zor bir konu. tüm bunların üstüne bir dönem filmine çocuğu yerleştirebilmek, o ruha girmesini sağlayabilmek büyük bir başarıdır gözümde.

    sadece bu yüzden bile kuleli ev bu konuda gördüğüm en başarılı filmlerdendi. annesiz kalan çocuğu canlandıran dmitriy kobetskoy o kadar tatlı bir çocuktu ki, o bakışları, yalnızlığı insanın içine oturuyor. filmin gösterimine gelseydi kucaklayıp yemeğe götürecektim herhalde. gel yavrum açsındır. hehehe. (bkz: türk olduğunu belli etmenin yolları)

    - bak benim flütüm var arkadaşım olur musun?

    çok tatlıydı gerçekten.

    benim gittiğim seans yönetmen katılımlıydı. ve ben yine anladım ki festival takipçisi bile olsa çok abuk sabuk sorular sorabiliyorlar. filmin o sade, duygusal öyküsünden sıyrılıp abuk sabuk nesnel sorulara boğdular yönetmen kadını. içim sıkıldı dinlerken.

    filmi izlemeden önce tarkovski bağlantısını bilmiyordum ama filmden bir tarkovski etkisi almıştım. öğrenciyken yaptığı bitirme projesi silindir ve keman'a benzetmiştim. (bkz: #20864601) çocuk garibanlığı üzerinden anlatan hikayeler beni etkiliyor. ben de gariban bir çocuktum çünkü. bir de umberto d.'deki yaşlı adamın hallerini anımsamıştım çocuğun yalnızlığında. hani şu bir kap sıcak yemek yiyebilmek için hasta numarası yapan ve kendini hastaneye yatırmaya çalışan yaşlı adam. hatırladın mı sözlükçü?

    işte öyle bir şey.

    sonra söyleşide söylenince farkettim ki öykü zaten tarkovski'nin de kullandığı bir öyküden çıkmış.

    bir de rus aksanlı ingilizce duymak çok hoşuma gidiyor sözlük. bunu söyleşide bir kez daha farkettim.

    we are not americans. we hate americans. where's my vodka. *


    (cncn - 15 Nisan 2013 12:26)

Yorum Kaynak Link : dom s bashenkoy