başta steven moffat ve sue verte olmak üzere dizi ekibinin cbs'ye karşı yasal yaptırıma geçmesinden dolayı, bbc sherlock'a ait olan ve telif hakkına giren öğelerin - sherlock'un atkı takması ve eldiven giymesi, nikotin bandı kullanması, john'un blog yazması, ekranda görünen sms, blog ve deduction yazıları vs. - kullanımına yasal olarak yasak getirilince hiçbir halta benzemeyeceğine inandığım dizidir. bu duruma da içten içe sevinmekteyim.^***

(black lola - 26 Şubat 2012 12:55)

john watson yerine joan watson karakteri yaratılarak bir de lucy liu'nun oynatılacağını duyduğumda iyi ki modern sherlock uyarlaması yapmak önce ingilizlerin aklına gelmiş diye beni sevindiren amerikan sherlock uyarlaması dizinin adı. şu anda tarafımca kötü sinyaller verse de yine de elimden geldiğince önyargılı olmayıp izlemeye çalışacağım, bakalım ne çıkacak...

(deli kusun sarkisi - 1 Mart 2012 19:56)

ilk kamera arkası/trailer ortaya karışık videosu yayınlandıktan sonra hakkında birkaç kelam etmeden duramayacağım amerikan sherlock uyarlaması.

şimdi bu diziden haberdar olan sherlock dizisinden de elbet haberdardır. sherlock dizisinde john ile sherlock'un ilk tanışmalarını hatırlarsınız elbet. mike ile o zamanlar henüz topallamakta olan john içeri girer. sherlock elindeki nesneyi bir kenara bırakıp saniyelik bir bakış atar john'a. o saniyelik bakışı ve tekrar işine dönüşü bence çok güzel bir sahnedir, sherlock'un gözlerindeki zeka kıvılcımlarını, içeri giren ve ilk defa gördüğü birisi için "çözdüm bile seni" der gibi kafayı çevirişini görürüz. sherlock'un karşılaştığı yeni şeyleri-kişileri birer araştırma nesnesi olarak görüşü john ile ilk tanıştıkları gün ortaya çıkar.

işte şimdi izlediğim videoda maalesef jonny lee miller'da o keskinliği/zeka ışığını göremiyorum, bakışları ve konuşmaları durağan. ha şunu kabul etmeliyim, sempatik görünüyor kesinlikle, olumlu bir enerjisi var ki ben kendisini aktör olarak çok başarılı buluyorum. ama izlediğim performansıyla şu anda ortalama bir sherlock holmes sunacak gibi görünüyor.

olmamış ikinci nokta ise bence joan watson. bilmiyorum ya lucy liu kötü bir oyuncu ya da jonny lee miller'ın yanında olmuyor. yerde yatan bedeni görünce sıçrayıp kaçan doktor mu olur yahu? ayrıca, sherlock dizisindeki veya sherlock holmes filmlerindeki sherlock&john kimyası izlediğim videoda bence yok.

bunun dışında videoda güzel birkaç sahne yakaladımsa da şu anda sherlock holmes filmleri ile sherlock dizisinin, özellikle de dizinin, çıtayı bayağı yükselttiğini düşünürsek bu yapım ne kadar o çıtayı aşabilir, ne kadar yaklaşabilir, bekleyip görmek lazım. kötü bir zamanlama yaptılar bence, trendi yakalayalım dediler ama ortada böyle herkesin sevdiği ve çokça sahiplendiği yapımlar varken tutar mı bilinmez.

(deli kusun sarkisi - 17 Mayıs 2012 21:52)

pilot bölümünü an itibariyle izlemiş olduğum yeni bir sherlock holmes dizisi.aylardır merak ediyordum hayranı olduğum sherlock un amerikan versiyonu nasıl olucak diye sonunda izledim ve ilk izlenimlerimi aktarayım.bu karşılaştırmaları kitaplardan değil bizzat günümüz modern sherlock un dan yapıyorum bilginize.

--- spoiler ---

kahramanımız sherlock holmes çok içine kapanık bir karakter değildi.dizide her ne kadar öyle söylensede o yalnızlık içine kapanıklık aktarılamıyordu.bbc de daha insanlardan kaçan asosyal hatta bakir bir sherlock varken bu dizide fahişelerle birlikte olan operaya giden vs çokta insanlardan korktuğunu görmeyen bir sherlock gördüm.

bbc de daha hafifletilmiş sigara yı bırakmaya çalışan sherlockumuz vardı burda ise olay direk uyuşturucuyu bırakmaya çalışan olarak geçmiş nitekim bu bağımlılığı watson la tanışmalarına sebep oluyor.

watson un kadın olması meselesine gelirsek aslına normalde şikayetçi olmam farklı olmuş diyebilirim ama şu bir gerçek ki dizi boyunca her an sevişecek ya da ileride aşık olabilecek iki karakter gibi gördüm.watsonla sherlock çok yakın olsalarda en azından orjinaline sadık kalınarak burdada erkek ve kadının çok sıkı dostluğu izlenilebilir umarım senaristler aşık etme gibi bir hataya düşmezler ileride.

watsona biçilen hastasını öldürmüş eski cerrah hikayesi güzel ancak kadının ceset görmesinde fena olması hiç olmamış cerrah bu yahu !

ilk bölümün polisiye hikayesi çok tatmin etmedi beni ortalama bir polisiye gibiydi.oysa bbc de sinema filmlerinde rastlanan polisiye hikayeleri izliyoruz.

sherlockun çıkarımları varsayımları analizleri çok çiğ geldi.belki de bbc nin haklarını satmayıp orjinalindeki hallerini kullanamamasından (ekranda beliren yazılar gibi) kaynaklı olabilir ona bir şey demiyorum.

bbc deki daha hüzünlü bir havadayken bu lay lay lom gibi olmuş dramatik ağını güçlü kursalarmış daha iyiymiş.

sherlockun abisinin olmayacağını anlayabiliyoruz anlaşılan dizide babası üstünden gidilecek bakalım ordan hikaye nasıl yön bulacak.

ve son olarak normalde sherlock ta her ayrıntının bir sebebi varken burda vakit doldurmak için geldi.mesela ilk başta sherlockun filmdeki metinleri ezberlemesi güzeldi ama niye ezberlemiş neye varacak diyorsunuz bir yere çıkmıyor.bbc de olsaydı eminim sonunda o ufak sahne bile bir işe yarardı.kızıp arabaya çarpmasına ise bir şey diyemiyorum.

he bir şey daha var kahramanımız londra dan abd ye gelmiş ama neden gelmiş nolmuş bilinmiyor belli ki sonraları anlatırlar belki de üstünde durmazlar bilemiyorum.neyse ilk bölümünden fazla yüklenmeyelim bakalım nasıl olacak ancak bir sherlock değil diyorum.yine de kahramana olan hayranlığımdan şansı hakediyor en azından bir sezonluk.izleyip göreceğiz.

--- spoiler ---

(retro sokagi mudavimi - 15 Eylül 2012 20:00)

önyargılarımı boşa çıkarmamış dizidir, sağolsun.

--- spoiler ---

oyunculuklara diyeceğim bir şey yok. jonny lee miller oldukça iyi. benedict cumberbatch'in efsane oyunculuğundan çok farklı olsa da, yine de hiç de kötü bir iş çıkarmamış. lucy liu, düşündüğümden daha iyi. harika ya da muhteşem değil, bir martin freeman kesinlikle değil, ancak rezalet de değil.

ancak, ortalamanın üzerindeki oyunculuk diziyi kurtarmaya yetmemiş.

1. konu acaip bayık. gayet ortalama zekalı birisi ve sıradan bir vatandaş olarak, olayı dizinin yarısında çözdüm. polis tek başına gayet rahat sonuca ulaşırdı. bu kadar basit bir vaka için holmes'un meşhur deduction'larına ihtiyaç yoktu. ki pek öyle "aman yarabbi, müthiş!" dedirtecek bir deduction da yapmadı kendisi. o kadar baydı ki bir ara, gözlerim kapandı resmen.

2. jonny ve lucy arasında hiç varolmayan kimya. iki oyuncu bu kadar mı birbiriyle ilgisiz olur, bu kadar mı birbirinin yanına yakışmaz? hacılar, şimdi siz bize bu ikiliyi 40 dakika boyunca nerdeyse her sahnede yan yana gösterdiniz de, ben şahsen bunların neden hala birlikte çalışmaya devam ettiklerinden emin değilim.

bbc sherlock ile karşılaştırmayım diyorum ama mecbur kalıyorum. orada daha ilk bölümden, john'un ne kadar yalnız ve dibe vurmuş olduğu, sherlock'la karşılaşınca hayatının yeniden anlam kazandığı, silkinip kendine geldiği vurgulanır. burada neyi vurguladınız? joan watson karakteri o kadar havada kalmış, o kadar silik ki, başına gelenleri de hiç umursamıyoruz, ya da sempati filan duymuyoruz kadına. dolayısıyla da sherlock holmes ile arasındaki ilişkiye de eee diye bakıyoruz. yani bu sherlock holmes, joan watson'ın hayatına yeni bir anlam mı kazandırdı? öyleyse bile pek gösterememişsiniz onu. niye bu kadın bu herife katlanıyor bu kadar?

bi de kadını niye başarısız bir cerrah yaptınız? kadın asker olamıyor mu? parayla tutulmuş bir bebek bakıcısı yerine, orjinaldeki gibi askerden gelmiş travma yaşayan bir karakter çok daha etkili olmaz mıydı?

3. "sherlock holmes ve seks, mümkün değil, hayır olamaz" diye kestirip atmak istemiyorum. kendim holmes'ın tam anlamıyla aseksüel olduğuna ikna olmuş değilim ancak böyle önüne geleni götürecek, eve hayat kadını atacak kadar da azılı seks düşkünü bir karakter olduğunu hiç zannetmiyorum. bi de "seksi tiksindirici buluyorum aslında" diyen bir adamın, kelepçeli, zincirli fantazi yapması da gerçekten çok manalı olmuş. biraz kendi içinizde tutarlı olun yahu.

4. o müzikler nedir? sanki vampire diaries ya da gossip girl seyrediyoruz. joan watson koşuya çıkıyor, hop başlıyor bir müzik. dizi bitiyor, başka bir müzik. elvis costello'ya saygımız sonsuz, watching the dedectives'i de pek severim de, ne alaka? teenage dizisi mi bu?

5. bu versiyonun bir kaç küçük ayrıntı dışında (holmes'ın arı takıntısı, meşhur çıkarımları) ne arthur conan doyle'un orjinal sherlock holmes'uyla, ne bugüne kadar çekilen diğer versiyonlarıyla ne de bbc versiyonuyla alakası var. o halde neden bu dizinin adı elementary? ve neden karakterlerin adı sherlock holmes ve joan watson? dizinin adına mahmut, karakterlere de ahmet ve fatma deseniz de olurmuş.

hatta öyle dense daha iyi olurmuş, en azından sıradan bir suç/dedektiflik dizisi, çerezlik iyi gider diye seyrederdik, diğer sherlock versiyonlarıyla karşılaştırmazdık. çünkü şu haliyle bu dizi orta yollu bir csi'dan hallice olmuş.

--- spoiler ---

amerikan seyircisi sever diye düşünüyorum. tam onların dişine göre, fazla kafa yormuyor, çıtır çerez seyrederler. jonny lee miller'ın oyunculuğunun hatrına seyredecek olanlar da olur. o yüzden kesin bu sezonu çıkartır, ama eksiklikleri gidermezlerse sonrası ne olur bilemem.

(marajade - 29 Eylül 2012 12:12)

hakkında şöyle bir yorum okudum çok doğru bulduğum, diyordu ki: sherlock holmes hikayeleri hiç zaman sadece katil kim tadında hikayeler olmamıştır her zaman bunun yanında bir macera faktörü vardır, ki zaten hikayelerin adında bile görünür bu "the adventure of....", "... macerası" diye adlandırılan bir çok hikaye gibi. bu dizinin eksiği de bu kötü bir yapım değil oyunculuklar da kötü değil hikaye de kötü değil ama bölümün sonunda bir sherlock holmes macerası olmayı da başaramıyor. ben yine de izlemeye devam edeceğim fikrimi değiştiririm umuduyla.

(amarie - 29 Eylül 2012 16:34)

dizinin adı sherlock holmes olmasa, karakterin adı sherlock olmasa, s. holmes'tan esinlenmiş bir dedektif olsa misal güzel denebilecek bir dizi.
ama kesinlikle sherlock holmes değil bu.

(mesgul ve huzursuz - 7 Ekim 2012 19:17)

bbc sherlock ile kıyaslanınca bayağı yavan kalan, ama bir crime-drama örneği olarak aslında kötü olmayan bir yapım. moriarty artık oyuna girdiğine, dizi bir sezonun artık neredeyse yarısını tamamladığına göre en azından dizinin temel unsurları ve karakterlerin işlenişi hakkında iyi bir analiz yapılabilir diye düşünüyorum.

--- spoiler ---

bu diziyi seyretmeye karar verdiğinizde beklentilerinizi iyi ayarlamak gerekiyor bir kere. yani sıkı bir sherlock holmes hayranı olup hatta bu konuda biraz da muhafazakar bir bakış açısına sahipseniz elementary'yi izleyerek hiç vakit kaybetmeyin. boşuna sinir sahibi olursunuz. çünkü evet bu yapım yeni bir "modern" sherlock holmes uyarlaması, sherlock holmes londra'da değil new york'ta, john watson yok joan watson var hem asker de değil eski bir cerrah, artık doktorluk yapmıyor, oldukça zeki ve bazı davalarda sherlock onun sayesinde daha kolay çözüme varıyor, sherlock ayrıca gayet de seks hayatı olan, aşık olan, nerdeyse duygusal bir adam vs vs... yani klasik sherlock çizgisi yok, öyle bir şey arayan açsın jeremy brett'in sherlock holmes'unu izlesin bu diziyle oyalanmasın.

bunun dışında oturup bbc sherlock gibi bir şey bekleyenler de çok hayal kırıklığına uğrar. birincisi, bu dizimizin sherlock holmes'u size o beklediğiniz zeka ışıltısını, deduction yeteneğini pek gösteremiyor. oyuncudan değil senaryodan kaynaklı bir durum. oyunculara gelirsek, genel olarak iyiler. lucy liu hakkında kafamda soru işareti vardı dizi başlamadan önce, ama kadın iyi oynuyor hakkını vermek lazım. jonny lee miller bazı bazı ışıldıyor, ama bazen de dikkat dağıtacak kadar gereksiz jestlerde bulunuyor. yine de ışıldadığı, çok iyi olduğu anlar daha çok. senaryo desek, ben hiç mi hiç sevemedim. zaten crime-drama denen türü oldum olası sevmemişimdir, bu da gayet standart bir prosedürden gidiyor genelde, her bölümün ana iskeleti hemen hemen aynı, haliyle şu aşamada iyi gitse bile insanların ileride sıkılma ihtimali yüksek. işin kötüsü, sherlock ile joan arasındaki ilişki dışında karakterlerin gelişimi çok sınırlı tutulabilir, bbc sherlock'ta ise karakterin kurgulanışı bu açıdan daha zekice, çünkü karakter gelişimi denen olay orada nerdeyse mecburi. bir de sherlock'ta case'ler hem özel davalardan hem scotland yard'dan geldiğinden haliyle case'ler bir çeşitlilik kazanmaktayken elementary'de sherlock nerdeyse nypd'ye bağlı çalıştığından çalışma alanı oldukça daralıyor, bir nevi bu haftaki cinayeti kim işledi dizisine dönüşüveriyor. bunun dışında da mantıksız bulduğum bir dolu nokta oluyor, bazı bölümlerde izlerken sık sık esniyorum, konuk oyuncular inanılmaz kötü oynayabiliyor, aidan quinn monotonluğuyla beni sinir ediyor, yer yer çok tahmin edilebilir sonuçlara gidiyor, rus casusu gibi artık popomuzla güldüğümüz konuları işleyebiliyor falan filan. üzerinde çok konuşulabilir bir dizi aslında. bu kadar olumsuzluğa rağmen yine de kötü demiyorum. crime-drama seven herkes bu diziyi de izleyebilir. csi, criminal minds gibi dizileri izleyenler bunu da izlerler ve beğenirler bence. ama dediğim gibi, kimse sherlock'taki zekayı, çıkarım sanatını, ince mizahı, sherlock holmes'un ana kaynağından detayları, vurgulamaları, case'lerin moderne uyarlamalarını filan beklemesin, öyle bir şey yok.

iyi noktalarına gelecek olursak, jeneriği gerçekten güzel, jonny lee miller ve lucy liu başlardaki uyumsuzluklarından bir nebze kurtulmuş durumdalar, iyi de oynuyorlar. polisiye işleri seviyorsanız, sıkılmadan izliyorsanız bunu da izlerken sıkılmazsınız diye düşünüyorum.

--- spoiler ---

(deli kusun sarkisi - 15 Ocak 2013 22:01)

sherlock holmes un amerikan versiyonu dizi. ortalama bir polisiye dizisinden farkı olmamakla birlikte,hadi ama sherlock özür diliyor, teşekkür ediyor, geçmişinden dolayı utanç duyuyor!! sherlock holmes hayranlarına sesleniyorum sizin de bu manzara karşısında içiniz acımıyor mu?

(schlucken - 31 Ocak 2013 17:15)

sherlock holmes geniş bir kesim tarafından bilinen, kitaplarla sınırlı kalmamış, sinemadan bilgisayar oyunlarına pek çok uyarlaması yapılmış bir karakter. içinde araştırma geçen neredeyse her yapımda kendisine referanslar var, house gibi kendisinden esinlenilerek oluşturulmuş karakterler var, var oğlu var. dolayısıyla az biraz popüler kültürle veya polisiyeyle ilgisi olmuş herkesin de kendisi hakkında bir fikri var, bu da uyarlama yapmayı epey zorlaştırıyor.

elementary'nin yapımına giden olaylar aslında 2007'de başlıyor. warner bros bir sherlock holmes filmi üzerinde çalışırken steven moffat ve mark gatiss'de sık sık "günümüzde geçen bir uyarlama yapsak ya" diye geyik yapıyorlar. moffat'ın eşi, yapımcı sue vertue "başkası bu fikre atlamadan siz yapın bence" diye gazı verince 2008 yılında dizi için resmi olarak çalışmalara başlanıyor.

bbc başta dizinin tutmayacağını düşünse de ne mutlu ki tahminleri tutmuyor ve dizi acayip başarılı oluyor. warner bros'un filminin de başarılı olması haliyle amerika'daki dizi yapımcılarının aklında bi ampul yanmasına neden oluyor, "niye biz de uyarlamıyoruz ki? bu işte para var..."

cbs ilk olarak sherlock'u aynen alıp uyarlamayı düşünüyor. önceden nbc'nin coupling'e yaptığı veya kanal d'nin revenge'e yaptığı gibi. ancak uyarlama hakkını alamıyorlar, belki de moffat coupling'den ders aldığı için olmamıştır, kesin bir bilgi yok bu konuda. sonuçta birebir uyarlama rafa kalkmış oluyor, ancak uyarlama fikri aynen duruyor çünkü "günümüzde geçen bir sherlock holmes" fikri telif yasalarıyla korunabilen bir kavram değil.

bu kez 2011 sonlarında cbs yeni bir dizi üzerinde çalışmaya başlıyor. sherlock yapımcıları bu noktada telif yasalarıyla korunan tüm haklarına sahip çıkacaklarını medyada dile getiriyorlar. bunlar ekranda görülen yazılar gibi diziye orijinallik ve hava katan şeyler. istediklerini de elde ediyorlar ve cbs telif haklarına uyarak bu diziyi oluşturuyor.

farklı olma kaygısı elementary'nin her tarafında hissediliyor. sherlock'un uyuşturucu bağımlılığı vurgulanmış, kadın watson karakteri kullanılmış, polis karakter olarak lestrade yerine gregson seçilmiş vs. vs. aslında bence olaya farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılması güzel. aynı hikayeleri onlarca kez okumak-izlemek hikayeler muhteşem ve karakter sherlock holmes de olsa bir süre sonra sıkıyor. sherlock'da ilk bölümlerinde arthur conan doyle'un yarattığı karakterlerden ve hikayelerden uzaklaşılması nedeniyle eleştirilmişti ancak dizinin mükemmel olması bunları unutturdu.

elementary sherlock'dan farklı olsa da ne yazık ki önceki entrylerde de belirtildiği gibi dizide bir şeyler eksik. olayların çoğu ortalama amerikan polisiye dizisi seviyesinde, dolayısıyla sherlock'un dahil olmasını gerektirecek durumlar değil; daha çok cin fikirli biri "ya dedektifli falan bir dizi çekelim. ama tutmayabilir o yüzden sherlock holmes'ün popülerliğinden yararlanalım" demiş gibi. 1 sezon 24 bölüm olarak tasarlandığı için sherlock'daki yoğunluğu beklemenin de anlamı yok, şu anda klasik "20 bölüm geyik yap 4 bölüm ana konuyu işle" formülünü kullanacak gibi duruyor.

beklenti olmadan çerezlik niyetine izlenebilir, şimdilik ne yazık ki fazlası değil.

(ujell - 9 Şubat 2013 15:53)

bbc'nin sherlock'uyla kıyaslamaktan vazgeçilirse diğer amerikan dizilerine göre zeka katsayısının ve kalitesinin çok daha yüksek olduğunu görülecektir. bir de bayağı eğlenceli bir dizi.

(ventolin - 20 Mart 2013 00:58)

sezon finaliyle diziyle ilgili bir kaç ufak eleştirimi de silip süpürmüş dizidir.

--- spoiler ---

evet, watsonun kadın olması iyi bir fikirdi ve lucy iyi bir seçimdi bu rol için. ancak daha sonrasında holmesun edebi ve ebedi düşmanı jamesi beklerken irene ile karşılaşmak eh biraz olmuştu. ancak master plan bambaşkaymış ve güzelmiş. sevdim.
--- spoiler ---

(jassinpera - 22 Mayıs 2013 02:14)

2. sezonuyla benim gözümde bbc'nin abartılı sherlock'undan çok daha iyi bir sherlock sunuyor bize. ki bbc'nin sherlock'unu cidden severim. ama bu başka ya. çok samimi, çok gerçek, çok.. çok iyi işte.

(batiatus - 8 Kasım 2013 13:30)

sherlock'un 2/9'un sonunda "kendin olmak" ile ilgili cümleler, bir kısmımızı(!) insan ilişkilerinde kıvrandıran şeyleri/kişileri öyle güzel özetlemiş ki.. hem sanırsın ki, maria puder'in new york şubesi sanki..

--- spoiler ---

+hayır. ben iyi bir adam değilim. bunu anlaman iyi olur. sana önemli ölçüde zaman kazandırır. içimde açığa çıkmayı bekleyen daha kibar veya iyi bir insan yok. ben dobrayım. zalim olabiliyorum. bu benim. tümüyle. bununla gurur da duymuyorum, bundan utanmıyorum da. basitçe böyle. ve işimde, böyle olmam beni geride tutmaktan çok avantajıma oldu. değişmeyeceğim.
-değiştin, 1.5 yıl önce tanıdığım adam değilsin.
+sana iyiydim, çoğu zaman. seni ayrıcalıklı görüyorum. o yüzden de seni tutmak için olağanüstü çaba sarf ediyorum. ama hayatımda olmayı tercih ettiğin sürece. şunu kabul etmelisin ki, davranışlarım sorun yaratacaktır. anlaşmamızın bir tarafı da bu olmalı.

--- spoiler ---

(hidrellez - 30 Kasım 2013 03:21)

2. sezonun 12. bölümünde sherlock'un moriarty'ye yazdığı mektup:

--- spoiler ---

we have spilled much ink, you and i, in our discussion of human connection...and we're no closer to understanding than we were when the correspondence began. i often feel as if i'm standing on one side of a wide chasm, shouting across, and wondering if the response i hear comes from you, or if it is my own voice echoing back to me. it seems to me, on my side of the canyon, that the search for unity with another is the font of much of the world's unhappiness. i watch as watson, eager as ever to extract some meaning from the prevailing social conventions, endures a series of curated mating rituals. it seems to me that she's incrementally less content each time she returns from one. i conduct myself as though i'm above matters of the heart, chiefly because i have seen them corrode people i respect. but in my candid moments, i sometimes wonder if i take the stance i do because love, for lack of a better word, is a game i fail to understand, and so i opt not to play. after all, if i truly had the purity of all my convictions, i wouldn't regret so many of the things i've done. nor would i persist, against so many of my better instincts, in this correspondence. i find you a challenge, one that, in spite of all that you've done, continues to stimulate. and so the conversation, futile though it may finally be, continues, and we are left to wonder: have we simply failed to find the answers to the questions that preoccupy us... or can they not be answered at all? fortunately for both of us, the world always presents the next diversion... the next elaborate distraction from the problems that vex.

--- spoiler ---

(satine - 3 Ocak 2014 18:42)

2x09 ile zirve yapmış dizi. kesinlikle bu diziye şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

(orkinoslu - 11 Ocak 2014 21:49)

(bkz: it's elementary my dear watson)

(qfwfq - 24 Ocak 2014 19:09)

person of interest ile crossover yapması halinde ortaya çıkacak bölüm tadından yenmeyecek dizi.

düşünün bi': makine, samaritan'la ilgili bir cinayet üzerinde çalışan sherlock'un numarasını veriyor. sonra olaylar olaylar...

(standart orbit - 8 Kasım 2014 02:48)

bana göre en gerçekçi sherlock holmes uyarlaması. jonny lee miller'ın sherlock'u o alıştığımız robotsu adamdan uzak, çok daha insancıl ama bir o kadar da sosyopat bir karakter.

(triggernometry - 14 Şubat 2014 14:21)

dizide bilgisayarlarda kullanılan işletim sisteminin elementary os olması ilginç bir detaydır. bir de naçizane tespitimi paylaşmam gerekli ki;

--- spoiler ---

dizide sherlock new york'ta ikamet ediyor. kardeşi mycroft ise ingiltere'de. sherlock kardeşinden tembel ve hırstan yoksun diye bahsediyor. bu da bana sherlock dizisi ile^* elementary dizisinin^* birbirine karşı olan durumunu anımsattı. hani moffat sezonda 3 bölüm yayınlıyor ya. elementary'nin ilk sezonu 24 bölümdü. ona istinaden.

--- spoiler ---

(221b - 30 Mart 2014 17:23)