canlandırma sinemasının şahane örneklerinden biridir. hint destanı ramayana'yı temel alır. filmin senaristi, yönetmeni ve yapımcısı olan `nina paley` bunlarla yetinmemiş, filmin tasarım ve animasyonlarına da imza atmıştır. iyi de yapmıştır.
ayrıca kendisinin bir kediyle yaşamanın ne demek olduğunu gayet iyi bildiği daha filmin başından anlaşılmaktadır.
bir ay kadar sonra istanbullu sinemaseverler bu filmin tadına bakma şansı bulacaktır.

(takitani - 15 Ocak 2009 14:13)

film boyunca sita'nın söylediği ve her birini çocuksu bir ses tonunda that's all ile bitirdiği parçalar annette hanshaw'ın sesindendir.

(me - 22 Şubat 2009 15:52)

creative commons ile lisanslı olduğu için http://www.sitasingstheblues.com/ adresinden istenildiği gibi indirilebilir, paylaşılabilir vs.

film gerçekten çok güzel. ramayana destanı esprilli bir dille anlatılmış ve aradaki annette hanshaw şarkıları cuk diye oturmuş. izleyin, izlettirim efenim.

(atomant - 7 Kasım 2009 11:34)

2000'lerin en iyi filmlerinden biri. internetten izlemesi iyi değil derseniz amazon'dan alınabiliyor, fakat region one olarak. (bkz: pal) versiyonu üstünde çalışıyorlar şu anda.

(alibeyler - 14 Şubat 2010 18:34)

""hindistan’ın ramayana destanının kahramanı hindu tanrıça sita, kocası rama’yı ormanlarda geçecek 14 senelik bir sürgünde takip ederken sri lankalı kötü niyetli bir kral tarafından kaçırılır. kocasına sadık kalmasına rağmen, sita birbirinden zorlu sınavlardan geçirilir.

sita blues söylüyor’da yönetmen nina paley, sita’nın hikayesi ile kendi hikayesi arasında ortak bir noktadan yola çıkmış. bir proje için hindistan’da bulunan kocası evliliklerini bitirmeye karar verir ve bunu nina’ya bir e-postayla bildirir. bu hindistan destanının yapımı beş yıl süren bu harika animasyon yorumunda, hint aksanıyla ingilizce konuşan üç şamatacı gölge kuklası, hem ramayana’nın geniş bir coğrafya üzerindeki etkisinin, hem eski bir trajedinin, hem de çağdaş bir komedinin anlatıcılığına soyunuyorlar.

paley bu ilk uzun metraj filminde, farklı hikaye anlatım tarzları ve görsel stilleri birleştirerek, ramayana destanının son derece eğlenceli, bir o kadar da dokunaklı bir versiyonunu yaratıyor. 1920’lerin caz vokalisti annette hanshaw’ın müziklerine, yüzlerce karakter muhteşem koreografilerle eşlik ediyor: uçan maymunlar, kötü ruhlu canavarlar, tanrılar, tanrıçalar, savaşçılar, bilgeler ve kanatlı göz küreleri. hakikatin, adaletin ve eşitlik için feryat eden bir kadının hikayesini anlatan sita blues söylüyor, “anlatılmış en büyük ayrılık hikayesi” sloganını fazlasıyla hak ediyor.""

kaynak: www.filimadami.com

(vercingetorix - 11 Mayıs 2010 00:33)

olağanüstü bir güzellik..
rama ve sita'nın kavuşması filmin birinci perdesi (hanuman'ın konusu da buydu..) sita işte ateşe yürüyerek masum/kirletilmemiş olduğunu ispatlıyordu.. ikinci perdede (ki, film de bildiğin ara veriyor 2'45''..), bu defa sita'nın hamile kalışını, iyiliğin (ve erdemin..) simgesi rama'nınsa ondan hala ve ısrarla şüphelenmesini (çocukların ravana'dan olduğu fikri..) ve sita'nın "eh sikerim, masumum ulan ben.." dedikten sonra toprak ana'nın rahmine geri dönüşünü anlatıyor..
paralel hikayeyse, nina ve dave adındaki bir çiftimizi anlatıyor (yönetmenin kendisi..)
(http://yucitek.blogspot.com/…/sita-sings-blues.html)

(ug tek - 30 Ağustos 2010 17:25)

istismar etmeden anlatılan bir ayrılık olmasının ötesinde narrasyonuyla, mizah anlayışıyla müzikale getirdiği yeni soluk ve dedikodulu voice over'ı ile de çok iyi bir film. bunların yanında nina paley'nin görsel dünyası en az sylvain chomet kadar zengin, daha ne olsun.

(shocktheworld - 14 Eylül 2010 00:07)

sylvain chomet'i de pek beğenmem ama bir konuda hakkını teslim etmek isterim. kanımca nina paley'in görsel dünyası, en az chomet kadar zengin değil maalesef. hint efsanelerinin kendi görsellikleri zaten çok güçlü. bana kalırsa zayıf bir otobiyografik hikayeyi, hint efsanesiyle başarılı bir şekilde birleştirmiş. ayrıca 80lerde ölen bir blues solistinin, şarkılarını filme yedirebilmek de her kulun harcı değil. filmin, profesyonelleşme aşamasındaki amatör coşkusuna ve yönetmenin yaratıcılığına saygı duysam da; içerik olarak pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. üzgünüm nina.

(monochrome - 16 Mayıs 2012 22:04)

nina paley'in filmin başında dünyayı bir kadın, ay ile güneşi de etrafında dönen erkeklerden oluşturması da güzel bir ayrıntı. 5 yılda yapılan bir filmin içinde bu tarz ayrıntılardan ne kadar çok olabileceğini düşünürsek bile izlenir. çeşitli animasyon yöntemleri kullanılmış bir de, bir tanesiyle yetinilmemiş. afişi bile yeterince ilgi çekici.

kadınların nasıl acı çektiğini de çok güzel bir şekilde harmanlayıp aktarmış.

(guyamas sonora - 25 Mart 2013 03:22)

her ayrıntısı, çizgileri, renkleri, müzikleri ve diyaloglarıyla inanılmaz güzel ve yaratıcı bir çalışma. takdire şayan.

(aphelion - 25 Mart 2013 03:34)

--- spoiler ---

ikinci yarısındaki şu ilk videoda animasyonda gösterilen dans, devdas filminde madhuri dixit'in dans ettiği maar dala'nın şu kısmından alıntıdır. defalarca izledikten sonra farkettim :)

bir de şurda kuklaların bahsettiği sessiz film olan pushpaka vimanam da 1987 yılında çekilmiş kamal haasan'ın oynadığı bir filmdir.

--- spoiler ---

(aspirinforte - 1 Mayıs 2015 22:38)