Lucía y el sexo (~ Lucia) ' Filminin Konusu : Lucia, bir süredir Madrid'de sıradan bir restoranda garsonluk yaparak hayatını kazanan, genç yaşlarındaki bir kadındır. Uzun süredir bir yazar ile bir birlikteliği vardır ancak artık ayrılmışlardır. Lucia, artık yalnız kalmasının bir süre kendisi için en doğru şey olduğunu düşünür ve kendiyle başbaşa kalabilmek adına bir Akdeniz kasabasına doğru yolculuğa çıkar. Deniz ve güneş ile iç içe geçen bu tatil, Lucia'ya geçmişini ve geleceğini hatırlatacaktır.
Los amantes del Círculo Polar(1998)(7,7-18112)
La ardilla roja(1994)(7,3-3943)
Vacas(1993)(7,2-3207)
Caótica Ana(2007)(6,4-4188)
Habitación en Roma(2010)(6,1-22292)
kendi kendini anlatan film. bu hikayenin sonu yoktur. sonu zannettiğiniz yerde hikaye sizi fuuuuuuuuv diye içine çeker ve kendinizi tekrar ortasında bulursunuz. gelgitlerle dolu bir filmdir. lodos gibi çarpar, dengenizi kaybedersiniz, sendelersiniz... paz vega her zamanki gibi enfestir. tesadüflerle dolu başka bir julio medem filmi için;(bkz: los amantes del circulo polar)
(erlichte - 27 Ocak 2007 00:48)
paz vega dedik alalım dedik sorduk:-"sex and lucia" varmıdır ustam ?-maalesef, "içimdekiler" var, onu vereyim ?-ee yok sağol kardeş.not: azim sonuç vermiş ve bulunup izlenmiştir. daha sonra da "içimdekiler" alınıp izlenmiştir.
(chak 666 - 21 Şubat 2007 03:01)
paz veganın lucia karakterine hayat verdiği senaryosuyla da mükemmel bir görsel şölen. ayrıca pek çok sahnede ekran güneşle kaplandığından oluşan parlaklık migreni olan bünyeleri rahatsız edebilir.
(damn - 30 Kasım 2007 19:09)
yeryüzünde varoluşunun ilk gününden beri kadın ve erkeğe yüklenen görevleri sembolik bir anlatımla dile getiren, cinselliği estetik kaygı güdmeden olduğu gibi - yaşanıldığı gibi veren film. kadın bekleyendir, her zaman karada ve güvendedir, manzaranın en güzel yanını görendir. erkek ise derinlere dalmak, kayalıkların en karanlık kısımlarıyla yüzleşmek zorunda olandır. (avlanan, savaşa giden erkektir.) erkeğin içsel yolcuğu kadına göre çok daha zordur bu yüzden film boyunca en hastalıklı karakterin lorenzo olduğunu görüyoruz. julio medem'in -hiç çaktırmadan- sembolik anlatım konusunda başarısını bu filmde ve bir sonraki filmi chaotic ana'da görmek mümkün. erkeklik sembolü olan güneş, genellikle lorenzo'nun hemen ardında kameranın gözüne gözüne girerken ve sevişme sahnelerinde kızın çıplak bedenine yansırken görülmektedir. tabi ki kadınlığın ve doğumun sembolü olan dolunaylı gecede yaşanan sevişmenin -ki bi de bu denizin içerisinde yaşanıyorsa- sonucunda kadının hamile kalması o kadar doğal ve bi o kadar anlamlı ki... özellikle adamın yazdığı romana gömüldüğü anlardaki halleri bitter moon'u hatırlattı. öyküyü karakterlerin gözünden yaşadığımız için adamın içsel gel-gitlerini tam da bu sahnelerde iyice karmaşıklaşıyor. lorenzo diğer erkek karakterle yer yer birleşiyor ve kaybolduğu anda o adam ortaya çıkıyor, geri geldiğinde ise o adam ortadan kayboluyor...
(anahita - 17 Mayıs 2008 16:25)
türkiye'de lucia adı ile gösterime giren, 16 yaşından küçüklerin girmesi sakıncalı olan film.
(psi - 10 Temmuz 2002 23:47)
--- spoiler ---pornografik içeriklerle fazla dolu, en kalabalık yalnız izlenir. ama içine çeken, vicdan hesaplaşmasını yansıtan bir film. ve ismiyle müsemma değil kesinlikle. olay lucia'nın seks hayatında değil lorenzo'nun seks hayatında ilerliyor. en enteresan kısmı ise bence ismi "lucía y el sexo" olan bir filmde salya sümük ağlamış olmam bence... seks sahneleri için de o kadar detay görmesek de olurdu.--- spoiler ---
(lastras - 23 Haziran 2009 22:39)
insanda şipşak fotoğraf makinası* alma isteği uyandıran julio medem filmi.--- spoiler ---bol miktarda seviş içermesi, bir zamanların cumartesi geceleri show tvsini izlemek gibidir. lorenzo'nun sevişmediği kadın kalmadı filmde lan. bunu geçersek gelelim konuya... derken gelmek! izleyin lan işte güzel sevişmeler var. alt mesajına bakamadım. uzun uzun çıkarım yapamayacağım, çıkaran çıkarmış zaten filmde.--- spoiler ---*: çektiğinde şak diye önden fotoğraf karesi çıkaran makina. adını bilemedim, anladınız siz onu. * = polaroidmiş,yalnux'a teşekkür.
(nickiminkahyasi - 18 Ekim 2011 06:20)
boş olmasına rağmen hakkında birşeyler hatırlayabildiğim film. hatırlıyorum zira o derece boş.
(kmtetrfn - 27 Kasım 2011 01:27)
lucia ile ayışığında tango yapma isteği uyandıran film. ayışığı burda. tango burda. aylak burda. lucia burda. yaparız belki bir gün iki kişilik bir uzak adada.
(ya iste boyle senden naber - 20 Aralık 2011 11:23)
sözlükçü aynştaynların hakkında "yuaaaa lucia'nın değil ki çocuğun seks hayatını anlatıyorlar niye adı lucia...." gibi yorumlar yaptığı film.. evet lucia'nın seks hayatını değil, bir yanda lucia'nın boşlukları -karmaşaları dururken bir yandan da erkeğin içi boş seksi anlatılıyor filmde genç beyinler..boş verin izlemeyin siz bunları, otomatik portakal'ı izleyin ama bakın orada da hiç portakal yoktu..
(a puck - 2 Ağustos 2012 00:58)
çok samimi olmadığınız kişilerin yanında izlemeniz halinde yüzünüzü fena halde kızartacak türden sahnelerin olduğu, konusu itibariyle biraz akıl karıştıran julio medem filmi.
(purple is bliss - 14 Temmuz 2003 16:03)
iyi güzel cinselliği estetik kaygı gütmeden seyirciye buluşturdu lakin slow motion'da dikelen, orman içinde yükselen baba yadigari görmekte pek iç açıcı değil. afedersin de sokarlar öyle estetiğe, kaygıya. neyse, dağınık film. ahçı, bahçıvan, uşak herkes işin içinde.ayrıca lucia'nın sahilde tek başına çıplak dolaştığı sahnelerde gözlerim hep birini aradı. işte bu adam filmi başka bi boyuta taşır, kült haline getirebilirdi. denizin buz gibi soğuk sularından gelen şahin k!
(furio - 8 Mayıs 2013 11:56)
filmden bir müthiş dialog da şöyledir:- niye filmin orjinal isminin* diil de ingilizce çevirisinin* altına yazıyosunuz arkadaşım??- nerde nerde hani göster? (başlık içeriği orijinal dilinin altına taşınmıştır)- iyi hadi bundan yırttın. peki replikleri niye ingilizce yazıyosun? ingilterede akrabalar mı var?- yes. but i'm lost.
(rhy - 31 Ekim 2003 07:12)
geçtiğimiz ağustos ayıydı; öğle vakitlerinde, kadıköy sahilindeki çay bahçelerinden birinde yalnız başıma oturuyordum. eski sevdiğimle aramdaki neredeyse tüm köprüleri atalı sadece birkaç ay olmuştu. ben de, o çay bahçesinde, önümdeki kitapta** yazan şu satırları hayatıma uygulamaya çalışıyordum:~~«ben kendi hayatımı yaşıyorum krestyan ivanoviç. şunu da söyleyeyim, kendi yolumda ilerlemeyi seviyorum. hiç kimseye bağımlı olmadan kendi yolumda ilerliyorum. ben de herkes gibi dışarı çıkıyorum, gezip dolaşıyorum krestyan ivanoviç.»~~bay golyadkin'in kendisini krestyan ivanoviç'e izâh ederken kulladığı bu ifadeler pekala benim de kendi izâhım haline gelebilirdi. ki, işte, deniyordum; kadıköy'de, bir çay bahçesinde, bir başıma oturmuş, çay içiyordum. fakat tuhaf bir tat vardı bunda. hayır, çayda değildi bu tat; bundaydı, yani bir çay bahçesinde bir başına oturmada. çevremdeki herkes en az iki kişilik gruplar halinde oturmaktaydı. hatta bir masanın etrafında altı kişinin varlığını saymıştım. bir de şu vardı: o çay bahçesinde, rahatlıkla dört kişinin oturabileceği bir masayı tek başıma işgal ediyor olmam, mekanın işletmecisi tarafından nasıl karşılanıyordu acaba? yoksa az sonra bir garson gelip benden, nazik bir dille, masayı boşaltmamı ve kendime işgal edecek başka bir çay bahçesi bulmamı mı isteyecekti? ya da ben, bir an evvel, çaydan ziyade şöyle pahalıca bir şeyler mi sipariş etmeliydim?solumdaki çifte maviliğin tadını çıkaracağım yerde bunlarla dertlendiğim sırada bir şipşak fotoğrafçı girdi çay bahçesine. bahçenin arka ucunda oturuyordum ben; fotoğrafçı ise tek tek tüm masaları dolaşıyor ve özellikle çiftlere «fotoğraf çekeyim mi abi? hatıranız olur, he?» diye soruyordu. hatırlıyordum, böyle yalnız değilken, yani bir sevgilim varken, nice şipşak fotoğrafçılar reddetmiştim, nice çiçek satan kadınlar terslemiştim. fakat işte, şimdi yalnızdım; ve nefret ettiğim, kendilerine karşı öfkelendiğim bu mutluluk faydacılarından biri, oturduğum mekana gelmiş ve beni düpedüz yok saymıştı. sanki ben orada hiç yoktum ve asla olmamıştım. ama neden böyleydi? şipşak fotoğraf çekilmek için illa birden fazla sayıda kişinin varlığı mi lazımdı? kendi hayatını yaşayan ben, kendi yolunda ilerleyen ben, kimseye bağlı olmadan dışarı çıkan, gezip dolaşan ben, bir şipşak fotoğraf çektirmek isteyemez miydim? hiç değilse sorulamaz mıydı bu?ama sorulmadı.--- spoiler ---"lucia y el sexo"nun önemle hatırladığım tek sahnesi ise şudur: lucia, terk edildikten sonra, motoruna atlar ve olabildiğince uzaklaşır. gittiği yerde, denizde yüzdüğü bir sırada, hayatıyla ilgili şu kararlara varır;~~«yalnız yaşayacağım. başka kimseyle değil. insanlara ihtiyacım yok.»~~ardından, tıpkı benim ağustos ayında yaptığım gibi, bir lokantaya gider. burada çevresinin çiftlerle dolu olduğunu görür ve gülümser. ardından elindeki menüyü incelemeye başlar. menünün tepesinde "paellas (min. 2 personas)" yazmaktadır. buna göre, ispanya'ya has bir çeşit etli pilav olan paella, bu mekanda, en az iki kişilik porsiyonlar halinde servis edilmektedir. az sonra garson gelir ve lucia'ya ne arzu ettiğini sorar. lucia, sıcak gülümsemesiyle, «paella!» cevabını verir fakat aldığı karşılığın ardından yüzündeki sıcak gülümsemeden eser kalmayacaktır: ~~«üzgünüm, tek kişilik porsiyonumuz yok.»~~--- spoiler ---
(siyah giysili adam - 31 Ocak 2014 00:25)
bu lucia sanki insana müjde arı hatırlatıyor. evet evet, biraz genci.
(daphne - 27 Mayıs 2004 23:34)
estetize edilmemiş kadın çıplaklığından* ötürü izlenebilir ama sarı pipi yüzünden en ufak bir çekiciliği yok gözümde. hele dur deyip, tavsiye üzerine açtığım ikici denememde de bitiremediğim tek film olmuştur kendileri.
(seytan saplagi - 13 Ekim 2014 00:58)
ayışığı sahnelerinin hamam sahneleri tadında olduğu ve delikten düşenlerde darp izine rastlanmaması gibi acaiplikleri olan bir filmdi hatırladığım kadarıyla. e malum, uzun zaman oldu izleyeli. ancak aşka dair ilginç genelleme ve saptamalar, daha doğrusu adı aşk olan bu arzunun cinsel yanının nasıl ağır bastığını gösteren sahneler yer almakta filmde. cinselliğe oryante sanılan senaryo, aslında cinselliğe oryante olmakla kalmayıp, hadiseye romans tuzu ve hissiyat biberi ekerek olaya kaza süsü vermiştir.kanaatimce başarısız, ama orijinal bir deneme.
(spinapubica - 21 Ekim 2004 15:55)
film muthis dialoglar, icice gecmis oykuler, cok guzel muzik ve cok ama cok gereksiz fazla cinsellik içeriyor. filmin cinselligi bu kadar kor gozune parmagim seklinde ve gayriesnetik sekilde ortaya serilmesi, ozden uzaklastirici ve dikkat dagitici olmus.
(ride - 28 Ekim 2004 19:18)
haftalardır, aylardır indirmeye çalışılan ve bir türlü gelmeyen film. ne çok isteyeni varmış, bu kadar zamandır kuyrukta bekliyorum. elbet var bir keramet filmde. var var , çok şey var... muhtemelen indirenler de ne var biliyorlar...(bkz: paz vega ve meziyetleri)
(theoria - 23 Haziran 2005 19:39)
müziklerini alberto iglesias'ın yaptığı medem (bkz: julio medem) yapıtı..
(zarathustra - 4 Şubat 2006 19:50)
Yorum Kaynak Link : lucia y el sexo