• "100 küsur yıllık geçmişine rağmen hakemsiz maç kazanmaya alışmamış camia. hakemsiz maç mı olur lan?"
  • "son iki maçının skorları art arda yazılırsa 1 9 0 5 rakamları çıkan takım."
  • "adamlar bir sezonda 3 başkan +2 teknik direktör değiştirmesine rağmen şampiyon olabilecek"




Facebook Yorumları
  • comment image

    simdi dusunuyorum, bugun galatasaray'in gosterdigi tepkiyi; ayni olay fenerbahce'nin basina gelse neler hissederdim, ne yapilirdi diye; ve nedense hakkaten bu saygi duydugum ve takdir ettigim durusu sergilemeyecegimizi neredeyse adim gibi biliyorum. kuvvetle muhtemel teknik heyeti kovmak dursun -bogdan tanjevic'e neler yapti sabredildi, bu mu sonu olurdu allah sakina?- , aziz yildirim yuksek ihtimalle cikip "hazirlik macinda ceza da cekmek neymis?" gibilerinden birseyler soylerdi. iste o zaman is adami ile spor adami ayriligi yine yeni yeniden ortaya cikardi.

    velhasil resmi sitesindeki aciklamasi ile olsun, verdigi tepkiyle olsun, gosterdigi durus ve sifir taviz ile olsun saygiyi hakeden asirlik bir camiadir, rakiplerin guzellerindendir.

    (bkz: rakibe sempati duyulan nadir anlar)

    edit : ey kendi takimini dunyanin en yuce insan sanan, rakibinin yaptigi dogrulari bile inkar eden, fanatik olmayanlar kendilernden saymayan, kendi dusuncelerini paylasmayan tum fanatikler ! hepinize kafam girsin ! kafam orda kalsin, bacagim girsin ! zira siz ancak tribun agzindan anlarsiniz. sizin gibiler yuzunden spordan sogudum amina koyim...


    (polifonik osuruk - 19 Kasım 2009 00:21)

  • comment image

    - çocuklar maçlarına bedava giremiyor.
    - kanalını aylık 5 lira vermeyen izleyemiyor.
    - gsbonus'u olmayanlar kombine alamıyor. alanlar da dünyanın en pahalı kombinesini alıyor.
    - gsbonus'u olmayanlar biletler çıktıktan sonraki iki gün bilet alamıyor.
    - içeride çekirdek satılmasına rağmen "stad kirleniyor" bahanesiyle dışarıdan çekirdek sokulmuyor.
    - bilet fiyatlandırmasında "sokabildiğine" politikası uygulanıyor. baktı kimseye sokamıyor, iki gün sonra fiyatlar düşüyor.
    - taraftarın stadı doldurup takımına itici güç olması birinci seçenek değil. stad bomboş olmasına rağmen tribüne yakın biletler hala 150-200 lira arası değişiyor.
    - resmi mağazasında belki de dünyanın en kalitesiz ürünleri lacoste fiyatlarıyla yarışıyor.
    - açılış maçı için forma üretiyor, 175 lira'ya satıyor.

    hani o, il il taraftar haritaları var ya. bak ona, iyi bak. 10 sene sonra bir daha baktığında şaşırma ama. hepsi yukarıda yazıyor.


    (yok boyle bir gol - 3 Mart 2011 00:45)

  • comment image

    durun lan özetleyesim geldi;*

    1-tahir kum ve lube ayar isimli şahıslar ''elimizde denizli-fenerbahçe'' maçıyla ilgili galatasaray'ın şike yaptığına dair bilgiler var der.
    savcı doğal olarak araştırma yapmak için tanık sıfatıyla bu iddianın başrolündeki 2 kişinin ifadesine başvurur.
    arama kararı olmamasına* rağmen bu bahsi geçen belgeler emniyet güçlerine verilmek amacıyla florya-tt arena ve tanık evlerinde aranır.

    haberler;
    -şike saray'ı da vurdu.
    -gs kulübünde luiviton marka çantalarla 1.5 milyon euro teşvik
    -teşvik rigobert song'a verilmiş gibi gösterilmiş.

    galatasaray der ki;
    ''galatasaray spor kulübü'ne ilişkin herhangi bir iddia ve bu iddialara ilişkin bir arama kararı bulunmamaktadır.

    bu süreçte rigobert song dahil, hiçbir eski ve yeni sporcumuzun adı gecmemektedir. hiçbir kulüp çalışanı veya yöneticisi de şüpheli sıfatı ile yer almamaktadır. bir takım medya organlarında çıkan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. galatasaray spor kulubü bugün olduğu gibi her zaman adli makamlara ve emniyet güçlerine her türlü destegi vermeye hazırdır.''

    ama hayıır, boka bulaşanların yanına bok lazım, illa karalayacak bazılarına sevinç çığlıkları attıracaklar bak onlar da yapmış diye.
    ne zekice.

    2-tanıkların gerçekten tanık oldukları anlaşılır, o meşhur arabamla geldim arabamla dönüyorum sözü edilir,
    ama hala anahtar kelimeler;
    -arama, şike, galatasaray

    3- kulübün kendinden emin açıklamaları devam eder;
    ''yürütülen bu süreçte basın ve yayın organlarının kulübümüzü itham edebilecek nitelikte yaptığı yayınlara bir son vermesi ve hukuka tam olarak uygun hareket eden ve hatta benimsemiş olduğu etik değerler gereği mecbur olmamasına rağmen her türlü belge ve bilgiyi paylaşan kulübümüze saygı göstermeleri önemle rica olunur.''

    4- oldu ya kanıt sağlam teşvik primi verildi varsayalım. bu şerefsizliğin spor hukukçularına göre o zaman şartlarında hiçbir cezai hükmü yok,
    ama mehmet ali aydınlar ne buyurmuş bakalım;
    ''biz bu bataklığı kurutmaya geldik, gerekirse o kupayı kim olursa olsun geri alırız.''
    sakin ol şampiyon, sen ki;
    -başkanın, kulübünün yöneticileri içeride tanık değil sanıkken ''delliller yeterli değil, kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz'' diyebiliyorsun
    -''ligler aynen devam'' dediğinde ünal aysal ''bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm hemen olmalı, gerekirse ligler ertelenip komisyon kurulmalı'' tepkisine disiplin talimatlarını uygularım tehtidini savuruyorsan.
    -sonra fenerbahçe'nin zehir zemberek açıklamasına reaksiyonun ''görüşlerini söylediler, demokratik ortam rahatsız olmadım.'' oluyor.
    -ve en düzgün tabirle ünal aysal'ın sözüne geliyor tükürdüğünü yalıyorsun, daha sonra ''ağustos zaten çok sıcak'' deme pişkinliğinde bulunuyorsun.
    bataklık filan demişsin de;
    aynı emenike gibi oynamadan git artık.

    5-bir iddia sonucu ismi karalanmaya çalışılan, başkasının acısı büyük diye ''aha bu da kader mahkumu kardeşin'' şeklinde boka çekilmeye çalışılan kulüp bu. o tahir kum, lube ayar ve mehmet baransu üçlüsünden song, 1.5 milyon euro filan iddialarını ortaya koyan mehmet baransu;

    -gsyle ilgili bilgileri öğrendik teşvik iddialarından sonuç çıkmaz teşvik yok. para futbolculara veriliyor akşam 21.15 haberturkte ayrıntılar
    -dün şike iddiasıyla ilgili bir maç vardı. belgesi varsa gs düşer dedim. bugun öğrendim. o iddia doğru değil. soruşturma mektupla ilgili
    -iddia edilen para gs li futbolculara veriliyor.

    lan olm mehmet baransu bile hakkımızda sallayamıyor anlayın artık. maske yok, direğe çıkma yok, darağacında olsak bile tshirtü yapıp 40tl ye satmak yok, heykel dikmek yok anlayın.

    birebir iddialar doğru değil ya da doğru demiyorum ama soruşturma fenerbahçelilerin gazını alma ''onları da araştırdık işte'' deme amaçlıdır. 89'da hasan vezir transferi şaibeli, kaçırıldı şu anda bosman kurallarına uymuyor bence galatasaray şikeci demek gibi bir şey.

    6-fenerbahçelilerin medyaya karşı takındıkları tavır reaksiyonlarını tasvip etmesem de bir yerde haklı, istediklerinde çok yanlı olabiliyorlar.


    (sicarken aklima geldi - 6 Ağustos 2011 03:59)

  • comment image

    rakip takım yöneticileri tarafından ısrarla yok sayılmaya çalışılan kulüptür. siz yok sayınca yok olmuyor işte.
    ''beşiktaş isterse arena'da oynar.'' fikret orman
    ''fenerbahçe isterse hamit'i alır'' ali yıldırım

    ''hamit'i alıyorum, stadı da vermiyorum amk.'' ünal aysal.


    (bananazura - 11 Temmuz 2012 03:41)

  • comment image

    galatasaray bir anda nasil bu kadar para sahibi oldu diye soruluyor. aslinda bu soruyu sorarken yaptiklari bir kabul var cevap verirken de bu kabulu gercekmis gibi ele alip oyle cevap veriyoruz. oncelikle galatasaray sanildigi gibi "bir anda" para sahibi olmadi ve bunu ilerde aciklayacagim. bu soruyu soran insanlarin sormalarini bekledigim bir soru var galatasaray nasil bu kadar fakir olmustu ? bunu hatirlayan var mi, eger bu sorunun cevabini biliyorsaniz zaten galatasaray nasil bu kadar para sahibi oldu onu da anlarsiniz. bu nedenle oncelikle galatasaray nasil bu kadar fakirlesti onu anlatayim zaten sonrasini anlatmak daha kolay olacak.

    96-2000 arasi galatasaray futbolculara maaslari disinda bir cok prim odemesi yapti. o donemde su anda gordugumuz gibi duzenli mali yapilar yerine besiktasi yenin primi alin ya da maca 1 gun kala fenerbahce maci primini 2 katina cikardik seklinde bir sistem vardi. o donemde galatasaray cok harcama yapti ama bu harcamalar futbolcu maaslari primleri vs.. seklinde idi ve bu harcamalar bizi basariya goturdu. ardindan hep bahsedilen, harcanan paranin finansal olarak geri donusumu olmadi kismi gerceklesti. burda onemli bir nokta var herkes o donemde yeteri kadar gs store olmadigini gerekli alt yapi olmadigini dile getiriyor ama atlanan cok daha onemli bir konu var. o donemde galatasarayin amblemli urun uretmesinin onunde lisecilerin buyuk engeli vardi. bu kullanim hakkini devretmediler. inan kirac onderliginde galatasaraya logoyu kullanmaya izin vermedi. bu nedenler galatasaray urun uretip bu basariyi paraya ceviremedi. uefadan gelen basarinin paraya donusememesinin asil sebebi de budur ve nedense ne zaman bu konu acilsa bu gercek dile getirilmez. o donemde farkli alternatifler ortaya koyulabilirdi farkli logolar veya logosuz urunler gibi. bu surec hem cok uzadi hem de gereksiz ic kavgalara neden oldu sonuc olarak galatasaray verilmeyen lisans hakki yuzunden urun satamadi.

    ayni sekilde uefadan sonra galatasaray futbolcularini iyi paraya satabilirdi ama o donemdeki yoneticiler yeni cikan bossman kanunlarini yeteri kadar bilmedigi icin hakan sukur bedavaya gitti. hatta hakan sukur intere gitmeden once burak elmasa ( faruk surenin damati) eger galatasaray'a imza atarak mi atmayarak mi gidersem daha iyi olur diye sordu ve imza atmadan gidersen galatasaray daha cok para kazanacak cevabini aldigi icin hakan sukur bedavaya gitti (asagida aciklamasi var). bunlari gazete sayfalarindan degil hakan sukurun canli olarak baglandigi programda onun agzindan, burak elmasin aciklamalarini da yine televizyona kendi verdigi roportajdan izledim. ama nedense bu buyuk beceriksizlik hic gundeme gelmedi. zaten okan emre nasil gitti biliyorsunuz ve oradan da hic para kazanamadik.

    son olarakda stad projesi. galatasaray sirf hayata gecirilmeyen bu projelere maketlere 13 milyon dolar harcadi. bu projeler atil olarak kaldi. peki bunlar bir klubun batmasi icin yeter sebeperler mi derseniz tabi ki degil. fakat simdiye nazaran o donemde bu tip kayiplar cok daha onemliydi hakan sukur mesela az bir transfer ucreti ile mesela 10 milyon euroya bile gitse yeterdi (cok daha fazlasi ederdi o donem). galatasarayin lucescu ile sampiyon oldugumuz donemde futbolcu masraflari yillik 14 ya da 16 milyon euroydu. umarim bu rakamlar size kayibin boyutu hakkinda bir fikir veriyor. ama asil sorun galatasaray aig birlesmesinde oldu. bu anlasma galatasarayin ipini ceken bir anlasmaydi. galatasaray yonetimi kazanilan basarilarin gazi ile yonetime tam destek verdi ve sicak para girisi icin galatasarayin sevr anlasmasi imzalandi. iddialara gore faruk suren yonetimi ayrilirken alacaklarini alabilmek icin sicak para girisine ihtiyac duydular ve buradan gelen para ile verdiklerini pesinen geri aldilar. aig'den gelen nakit para da 20 milyon dolar civari diye hatirliyorum. anlasmaya gore galatasaray sadece kari paylasiyordu onun disindaki harcamalara ise mudahil olunmuyordu. sirket sadece kara ortak oldugu yetmezmis gibi bir de galatasarayin yapacagi yatirimlari da engelliyordu. gs store un bu kadar gec ataga kalkmasi bu nedendir. aig sadece kari aliyor hicbir riske girmiyor ve bunu yaparken sahip oldugu hisse miktari %20 cunku yonetim oyle bir anlasma yapmisti ki oradan gelecek 20 milyon dolara galatasarayin gelecegi satilmisti.

    bu saydigim olanlarin hepsi 1 2 sene icinde oldu. zaten bu tarihten sonra para kazanmamiz basariyi paraya cevirmemiz mumkun degildi. ozhan canaydin yonetimini sportif olarak cok basarisiz bulsam da, ali sami yen arazisini kaybettigi icin hala kizgin olsam da 2000 li yillardaki basarisizliklarin sucunu onlara atmak yanlis olur. zaten o donemde gelen basarisizliklar yonetim ici cekismeler, elini tasin altina sokmayip konusan uyelerle birlikte katlandi. sonuc olarak galatasaray uzunca bir sure duzgun transfer yapamadi istikrarsiz sportif basarilar elde etti. ayni donemde ali samiyen stadindan gereksiz yere uzak kaldik parasizliktan genelde patlayan transferler yaptik. ribery gibi bir piyango vurdu ama onu da yine beceriksizlik ve parasizlik yuzunden kaybettik.

    zaten bu donemde dunya futbolunda kluplerin gelirleri artti. kendi ligimizde fenerbahce stad sayesinde buyuk fark acti. simdi galatasaray nasil zenginlesti diyenler ayni donemde fenerbahce nasil bir anda bu kadar zenginlesti diyemedi. soranlara da direkt stad para basiyor localar para basiyor denildi. diger tarafta besiktas seba doneminden kalan guclu bir mali yapiyi yildirim demiroren gibi birisine emanet etti. fenerbahce uzun sure yalniz kaldi ekonomik ucurumu arttirdi. sanki bu donemler yasanmamis ve sanki galatasaray kuruldugu gunden beri parasizmis gibi yorumlar yapilmasi ilginc. klupler arasi ekonomik ucurumun olusmasi bu 7 8 yillik periyodu kapsiyor.

    yazinin buraya kadar olan kismi galatasaray neden parasiz kaldiyi anlatmak icindi. simdi nasil duzeldi ona bakalim. bahsettigim gibi galatasarayin bu donemdeki en buyuk sorunu aig anlasmasiydi bu anlasma sonlandirilmadan galatasarayin ayaga kalkmasi mumkun degildi. bu anlasmayi sonlandirmak icin ozhan canaydin cok mucadele etti ama kimse boyle kolay getirisi olan bir anlasmayi birakmaz. bu nedenle aig'e para odememiz lazimdi. galatasarayi surekli sahiplenen ama is para vermeye tasini elinin altina sokmaya gelince ortadan kaybolan lisecilerden zaten umut yoktu. logoyu kluple paylasmayan inan kirac zaten aklimiza gelecek son isim. galatasaray anlasmayi feshetmek icin gerekli parayi unal aysaldan aldi. aslinda unal aysalin klubun hisselerini aldi sonra da sanki bunu para kazanmak icin yapiyormus gibi yansitildigindan bunlari geri satti kisa surede. zaten bunun uzerine de bu isi kar icin yapmis gibi haberler cikti. ama zaten ettigi kari da klube vermisti bu da 10 12 milyon dolar civari bir para. sonra yine ayni para ile unal aysala olan borcumuz odendi.

    gordugumuz gibi daha ozhan canaydinin son doneminde ancak aigden kurtuldu ama bu hala yeterli degil. cunku kar ortakligi kismi hala devam ediyordu. bir tarafta kara zarar ortak olan, kaynak olusturan, risk alan sirket diger tarafta da sadece karlara ortak olan sirket vardi. aig anlasmasinin bitimi sadece bu sirketlerin birlesebilmesi icin bir yol acti. zaten aigden kurtuldugumuz icin ozhan canaydinin son secimlerinde bir cok aday cikti. yoksa yine ancak bir tane aday sayilabilecek kisi cikardi. burada da adnan polat yonetiminin bir basarisi var bu birlesme icin 70 80 milyon dolari bir para gerekiyordu. eger bu para bulunmasaydi galatasaray yine duzluge cikamazdi. bu paranin bulunmasinda da en buyuk etken stadin bitirilmesi oldu. stad sadece gelirleri ile degil ayni zamanda bir guvence oldu ve birlesme icin gerekli para saglandi.

    adnan polat yonetimi gidene kadar surecte olan hersey galatasarayi ancak normal bir konuma getirmek icindi. kazandigi parayi kullanabilmesi, karini duzgun sekilde paylasmasi duzluge cikaran asil etmenler oldu. ama bu donemde yapilan yeni reklam anlasmalari, ve cok daha onemlisi yeniden yapilandirilan borclar ile mali yapi saglandi. unal aysal yonetimi adnan polat yonetimi veya ozhan canaydin yonetimine gore cok daha sansli ve cok daha iyi sartlarda calismaya basladi. onceki yonetimler borc yonetimi yapmak zorundayken, mevcut yonetim parayi yonetme sansina sahip oldu. acikcasi parayi yonetme konusunda da su ana kadar haklarini vermek lazim.

    aslinda yazinin bu kisminda sirket birlesmesi ile ilgili yazacaktim ama yazi haddinden uzun olmus. buraya kadar okunmasi bile zor. zaten buraya kadar okuduysaniz galatasarayli olmaniz buyuk ihtimal. bu nedenle sizden bir ricam var. lutfen fenerbahce taraftarinin dustugu hataya dusmeyin. iyi transfer yaptik o zaman en iyi biziz seklinde insanlara laf atmayin. bu siralar bir cok yerde okuyorum ve surekli bu para konusu uzerinden biz sizden daha iyiyiz muhabbetini goruyorum ve uzuluyorum. eger soz konusu sey sadece para ise 10 yildir fenerbahce en iyiydi acank simdi mi daha iyi olduk bunu mu diyorsunuz. herseyden once bu tip laflar bizi itici yapmaktan baska bir seye yaramaz.

    not: bir cok arkadastan mesaj geldigi icin buradan eklemek istedim. hakan sukur o donemki hesaplara gore primleri sozlesme suresi gittigi ulke vs.. gibi bir cok etmene gore yapilacak hesaba gore 18 milyon dolar bonservis verilmesi gereken bir oyuncuydu. tabi bu burak elmasin heasbi. ınter bu parayi odemedi sonra akillanmadigimiz icin okan ve emre de gitti. konu uefaya gitti, uefa konuyu fifaya birakti. o donemde kimi kaynaklar 7 milyon euro kimiler 7 milyon dolar gibi rakamlar telafuz etti. ama sonucta alinan para sanirim 7 milyon dolardi ve bu 7 milyon dolara 2 milyon dolar emrenin yetistirme parasi da dahildi. ve daha onemlisi benim de anlatmaya calistigim galatasarayin 20 milyon dolar icin aıg le anlasma yaptigi donemde sicak para bulamadig donemde bu para girisi olmadi. hatta bu paranin bu kadari bile odendi mi bilmiyorum. o donemde ayni ribery olayinda oldugu gibi taraftari oyalamak icin 18 milyon dolardan asagi almayiz gerekirse geri doner gibi iddiali aciklamalar yapti ama gercek degildi. o donem mali yapi seffaf olmadigi icin aslinda ne kadar para girdi kesin ispatlayamam. eger elinde resmi bir kaynak olan varsa lutfen paylassin ben de bir hata varsa duzelteyim


    (bartsimpson - 31 Ocak 2013 00:01)

  • comment image

    şunu anlayamıyorum.

    manchester united 5 atar dedi bazıları, olmadı.
    2 maçta gol atamadık. sıfır çeker dedi bazıları, olmadı.
    cluj'dan braga'dan umutlandı bazıları, olmadı.
    manu'yu yendik, "çoluk çocukla geldiler" dedi bazıları.
    drogba'ya, sneijder'e "hepsi birden oynamaz" dedi bazıları, olmadı.
    schalke çakar dedi bazıları, olmadı.
    1-0 oldu, fark olur dedi bazıları, olmadı.

    malaga'yı çekip elesek ballı, psg'yi çekip elesek "e ibrahimovic" yok denilecekti.

    bu takım, şampiyonlar ligi çeyrek finalinde real madrid ile oynayacak arkadaş. real orada 4 tane atsa ne farkeder? sen dün adı sanı duyulmayan takıma karşı, (maalesef o teknik direktörünün sayesinde) son dakikalarda 8 defans, 1 salih, 1 kuyt taktiğiyle kıçından solurken, biz bugün "real madrid'i eleyebiliriz lan belki" gibi bir histeyiz.

    işte bu hisleri, alışkanlıkları, insana kazandıran şeydir "galatasaray"..


    (baykus - 15 Mart 2013 18:34)

  • comment image

    hakkında bir kaç samimi hissimi yazmam gerekiyor sanırım..

    dün geceki maçı, üzerimde fenerbahçe formamla eski ingiliz sömürgesi olan uzak bir afrika ülkesinde elit bir mekanda bir kaç beyaz ispanyol ve aslında manu taraftarı ama o maçta real madrid'i tutan siyah afrikalı kanka grubuyla izledim.. sanırım mekandaki tek türk bendim.. aslında soğuk biramdan hafif yudumlar eşliğinde gayet relax izliyordum maçı.. gs ilk golü yediğinde sevinç çığlıklarından sonra türlü şakalar komiklikler yapılmaya başlandı şahsıma.. "ben fenerbahçe fanıyım gs'den nefret ediyorum" falan desem de dinletemedim.. yan masalarda yanlarındaki siyah hatunlarla fingirdeşen beyazlar da birden real madrid fanatiği kesildiler.. ilk yarı biterken ben hariç hemen hemen tüm pub real madrid taraftarı oldu hafız..! hiç hoşuma gitmeyen garip bi ortam oluştu ve hiç istemeden gs'yi savunan adam pozisyonuna düştüm..

    sonra ikinci yarı başladı.. ben yine relax şekilde biramı yudumlarken 1-1 oldu.. sonra 2-1.. coşan, bağıran çağıran pub bi anda sus pus oldu.. hemen akabinde drogba 3-1 yaptı.. biraz da biranın verdiği rahatlıkla sırf gıcıklık olsun diye ayağa kalkıp "goooooooool" diye inlettim pub'ı resmen.. "bu takım sizi 5-1 yenecek arkadaşım" diye bağırdım ispanyollardan birine.. tüm pub duydu.. gözleri faltaşı gibi açılmış adam cevap veremedi, diğerlerinden kimse de "olmaz öyle şey" diyemedi.. ofsayt diye sayılmayan golde de inlettim ortalığı.. gs'nin üçüncü golünden ronaldo'nun son dakika golüne kadar geçen zaman, abartısız şekilde şahsi orgazmdan daha zevkli anlar listemde ilk 3 içerisindedir.

    ve...

    ezeli rakip ebedi dost galatasaray !

    türkiye'den binlerce kilometre uzakta avrupalı yavşakları içerisinde , gs'den nefret eden bana bile türk olmanın gururunu yaşattın ya.. sana olan nefretim bakidir...ama sağolun lan..! cidden sağolun..!


    (excaliboor - 10 Nisan 2013 16:39)

  • comment image

    22 ekim 2014 galatasaray borussia dortmund maçıyla birlikte bu saçma sapan oyun yapısından artık iyiden iyiye illallah dedirtti. üşenmedim, maç boyunca ara ara screenshot alıp, bu gerzek futbol mantalitesini -naçizane- üç beş okla çözümlemeye çalıştım.

    profesyonel olduğum alan futbol değil, reklamcılık yapıyorum. amatör olarak falan da futbol oynamadım ama aklım ve mantığım bu oyunun böyle oynanmaması gerektiğini söylüyor.

    melo ve sneijder -arada bir de selçuk harici tek bir allahın kulunun bile top -dolayısıyla sorumluluk- almaya meyilli olmayışı. "pası verdim bitti abi. nasılsa döner dolaşır geri gelir bana. ha yan pasla, ha geri pasla". gelgelelim öyle de yürümüyor işler maalesef. uzun topla çıkayım diyorsun, öyle bir yetin yok. yine melo ve sneijder harici atılan toplar banko takılıyor rakip savunmaya. demek ki pas yapacaksın. ama yarı sahanın gerisinde değil, adamlar orada zaten alan daratlmıyorlar. yarı sahanın öteki tarafında. yani, duvarın arkasındaki dışarıyla artık...

    aşağıda sırayla maddelendirdiğim bütün ataklar, bir şekilde ya rakip tarafından kesilmiş ya da açığa adam çıkmaması sebebiyle yapılan pas hatalarının bir derlemesinden ibaret. gelin izleyelim. oynatalım uğurcum*:

    1. http://i.imgur.com/ovpmipk.jpg

    bu çocukcağız kime pas versin amına kodumun yerinde? sike sike geri dönüyor. oyun semih ve chedjou arasında gidip geliyor, hasbelkader melo'ya uğrarsa belki bi' uzun top yerini buluyor falan.

    2. http://i.imgur.com/2kl143g.jpg

    la bu hamit ne yaptı size ya. yıllarca ortasahanın tüm hammaliyetini çekti adamcağız. tamam sevmem çok, yaratıcı değil ama olması da beklenmiyor rolü gereği. ama chedjou'cum, niye dalıyorsun ortaya. ver arkadaşına. he gerçi hamit alsa ne yapacak? pas verecek adam var da ben mi göremiyorum?

    3. http://i.imgur.com/0tpbjki.jpg

    melo'nun pas alışverişinde bulunacağı tek bir allahın kulu yine yok. ne sağında ne solunda. oysa sağında birisi olsa mis gibi dönecek sağ kanada hızlıca. burak defans arkasına koşu yapıp 18 üzerini boşaltabilir ve belki hamit'e bir şut şansı doğar. falan.

    4. http://i.imgur.com/gryzaxv.jpg

    melo'nun yerinde olsam ana avrat söverdim sahada herhalde. pas atması gereken yerde yine kimsecikler yok. olsa mesela, selçuk'un ceza sahası önünde etrafında yaklaşık 5 metrelik bir çapta kimsecikler yokken topla buluşması 2, bilemedin 3 saniye. chedjou bu sefer de pasın atılması durumunda rakibin kesebileceği kör noktada, adamın arkasında. zaten yanıbaşında duran dortmundlu sayesinde çok da büyük bir hareket alanı yok.

    5. http://i.imgur.com/bfusbb1.jpg

    melo'nun yine ana avrat sövmeyi anasının ak sütü gibi hakettiği anlardan biri daha. oyunu dikine kurabileceği tek arkadaşı, rakip savunmacının olası bir pasın önünü kesmek için hazır ve nazır olduğu bir konumda. bu işte bi' terslik var.

    6. http://i.imgur.com/l3gnukc.jpg

    ortasahanın göbeği kabbbak gibi boş. tertemiz. domates momates ek, kimseler de basmaz, misler gibi yetişir, serpilir. bir tek melo var, o zaman dön geri ona. çöp bir çıkamayış daha.

    7. http://i.imgur.com/glzxjaw.jpg

    selçuk'un dikine pas bırakabileceği tek adam, topu alıp yönelmesi en muhtemel pozisyondaki savunmacının varlığından habersiz. ve de zaten yürüyor, savunmacı atak halinde ve hazır. evet, belki de saydıklarım içerisinde tek makul gibi görünen pozisyon bu ama kusura bakmayın beyler, bu da sıçarro.

    gelelim dortmund ataklarına. tabii ki geçtiğimiz yıllardaki dortmundla uzaktan yakından alakası yoktu heriflerin. keşkül gibilerdi. psg falan eline geçirse belki silkeleyecekti bu akşam ama ölüleri bile hoplatıyor bizi görüldüğü gibi.

    8. http://i.imgur.com/xwzseyl.jpg

    soldan soldan geliyorlar yine. her zaman olduğu gibi, şu an da pas verip boşa kaçıp tekrar top alabileceği bir arkadaşı var. 2 pasta 3 galatasaraylıyı ekarte edebilme imkanı var. zaten bu tür ikramları boş da çevirmiyorlar, tıkıyorlar kaleye paralel ortayı kesip.

    9. http://i.imgur.com/saemkzm.jpg

    nasıl pozisyon? koç gibi sıralanmışlar ve üç tane top alabilecek, müsait adam var. hele ki okların yönünde ilerlediğinde pozisyon bir anda taa sol kanada bağlanıveriyor. sonra biz de salyalarımız aka aka, şaşkın şaşkın izliyoruz "ulan gavur ne güzel döndürüyor oyunu bi' anda diğer kanada" diye. döndürür tabii.

    10. http://i.imgur.com/btoq7mt.jpg

    favorim bu pozisyon. zaten şampiyonlar ligi kalibresinde top oynayan takımlar da maç genelinde böyleler büyük oranda. pozisyonun gelişiminin şairaneliğine bakar mısın arkadaş. melo olsa o pası verecek adamın yerinde, gözleri doluverir bir anda, oturur gözyaşlarına boğulur yeşil çimlerin üzerinde. bi' kere oyun yine sol kanatta booomboş duran adama 3 saniyede falan dönebilir. üç kişi pas almak için yine bekliyor. sağında defansın arkasındaki dortmundlu ise kendini çoktan unutturmuş, ceza sahasının köşesine doğru hareketlenmek ve ebemizi sikmek için an kolluyor.

    falan filan. bir bu kadar daha ekran görüntüsü vardı masaüstümde fakat işimiz var gücümüz var değil mi? bütün gece bunlarla uğraşılmaz.

    hayır şunu merak ediyorum. milyonlarca dolar alan onlarca adam, başlarında en az onlar kadar milyonu cebe indiren, yıllardır bu işten ekmek yiyen bir teknik adam, kalkıp da tüm bunları neden anlatmıyor arkadaşım birine? nedir bu taktik idmanların amacı?

    halısaha maçı mı oynuyonuz ne oynuyonuz la florya'da.


    (karnak - 23 Ekim 2014 00:15)

  • comment image

    skor odaklı bir taraftar olmadığımı ön bilgi olarak sunarak; biri fener derbisi olmak üzere son 5 maçının 4'ünü kazanmış, son 4 senenin en iyi 8 haftalık açılışını yapmış, sezon başında teknik direktör, sezon içinde yönetim değiştirmiş bir takım olmasına rağmen maç fazlasıyla da olsa an itibari ile zirvede... aynı durumda fenerbahçe olsaydı, an itibariyle tüm gazeteler:

    - ismail kartal'ın anka kuşu gibi küllerinden doğuşunu,
    - emenike'nin afrika'daki fakir günlerini,
    - sow'un müslümanlığını,
    - aziz yıldırım'ın ileri görüşlülüğünü,
    - emre b.'nin nasıl bir lider olduğunu,
    - meireles'in nasıl şarkı söylediğini,
    - fenerbahçe'nin şampiyonlar ligindeki tek temsilcimiz olduğunu,
    - volkan demirel'in ( lan bunun yine ayılığından bahsederler, ayı her zaman ayıdır ) yazıyor olurdu.

    aynı basın cimbom için neler konuşuyor?

    * sabri'nin yönetim tarafından affedilmesi,
    * kadronun yönetim tarafından kurulması,
    * sneijder'ın ilk 11'den kesilmesi,
    * sneijder'ın kaprisleri,
    * sneijder'ın karısı,
    * prandelli'nin vizyonsuzluğu,
    * prandelli'nin disiplini elinde tutumaması,
    * prandelli'nin bugün yarın kovulacağı,
    * yeni yönetimin, emanetçi olduğu,
    * bu futbolla almanya'da kaç yiyeceğimizi

    bunlar konuşuluyor. bizim mal taraftar da bunları her zaman ki gibi yiyor.


    (evde black smoke besleyen adam - 1 Kasım 2014 12:58)

  • comment image

    işten çıkarttıklarından biri de benim. bana göre galatasaray, çalışanına değer vermeyen bir kurumdur. kurumsallaşma bahanesiyle kulüp kaynaklarının her geçen gün daha fazla oranda tanıdıklara ve birinin adamı olanlara peşkeş çekilmiş olduğunu düşünüyorum. bence kulüp bakkal dükkanından hallice yönetiliyor. çalışanlardan biri olarak yaşadıklarımı ve gördüklerimi anlatsam palavra attığımı düşüneceğiniz kadar berbat şeyler oluyor içeride. şu anda da aldığım duyumlara göre idari çalışanlar arasında isyan varmış ve kalem oynamıyormuş.

    türkiye'de şebinkarahisar gücü kulübünün kurumsallaşması ihtimali var ama galatasaray'da böyle bir ihtimal yok bence. liselilerin ahbap çavuş ilişkisi nedeniyle işini iyi yapan insanlar asla hak ettikleri yerlere gelemeyecekler, nerede bir baltaya sap olamamış bir gs liseli, onun karısı, çocuğu, kardeşi, kuzeni varsa donanım(sızlık)larına bakılmadan, tepeden, pozisyonların üzerine çökecek bana göre. böyle gelmiş ve böyle gidecek, değiştirmenin hiçbir yolu yok... "bu harcama gereksiz, bu şirket bize vermediği hizmetin faturasını kesiyor!" diye kıçımı yırttığım durumlarda, aldığım cevap aşağı yukarı hep şöyle oldu: "ya o şirketin sahibi benim liseden devrem, maddi zorluk yaşıyor, biz de ona destek olacağız."

    bu kulüpte çalışmaya başlamadan önce tutkulu bir galatasaray taraftarıydım. hayatını beşiktaş'a göre belirleyen ruh hastası babama rağmen galatasaraylıydım üstelik. 12-13 yaşında, yaşıtları hey girl okurken fotomaç alıp transferleri takip eden, odasının duvarları maçlardan karelerle kaplı, okan'ın bacağı kırıldığında hüngür hüngür ağlayan, prekazi'nin monaco'ya attığı golden sonra çığlık çığlığa tek başına evden sokağa fırlayan bir çocuktum. şurada çalışmaya başladıktan galatasaray'a dair ne varsa tiksindim. en çok dokunan şeylerden biri de bu; çocukluk hayallerimi öldürdüler resmen.

    tasarruf tedbirlerinden bahsedilmiş... şahsi kanaatimce bırakın sneijder'ı, sevgili yöneticiler yedikleri yemekleri ayda 1 hafta kulübe fatura etmeseler hepimizin maaşı fazlasıyla çıkar, üstüne bir de zam alırız. bunu yazarken bile kahkaha attım, zira biz bileğinin hakkıyla çalışanlar, siz taraftarlar, şişko adamların göbeğini daha da büyütmek için oraya buraya koşuşturup duran böcekleriz sadece. insan değiliz. geçindirmemiz gereken evlerimiz, ailelerimiz, çocuklarımız yok.

    şu iki yıldır bu kulüpte yaşadıklarımdan sonra artık insan gibi hissetmiyorum. elimden de hiçbir şey gelmiyor, öyle boktan bir çaresizlik hissi yaşatılan şey... bana bunları yaşatanların, benim yaşadıklarımı yaşamadan ölmemelerini diliyorum ama bu düşünceye de gülüyorum. kötüye bir şey olmayacağını burada öğrendim ben. yine de çocuklarımın hakkının kursaklarında kalmasını temenni ediyorum. yediğiniz haklarımız size haram olsun.


    (romica - 13 Kasım 2014 14:52)

  • comment image

    bir spor kulübünün, kazandığı kupalarla değil kendisini ziyaret edenlerle övünmesini normalmış gibi anlatan uçuk zekalıları ortaya çıkartmıştır.

    bir de atatürk'ü karıştırmışlar işin içine (bkz: hamaset overdose)

    anladığınız dilden: atatürk, galatasaray lisesi'ni 1930, 1932 ve 1933 yıllarında olmak üzere toplam 3 kez ziyaret etmiştir. birinci ziyaretinde, kendi fotoğrafını ''galatasaray'a'' şeklinde imzalamış ve camiaya hediye etmiştir. ikinci ziyaretinde, anadolu'dan gelen çocuklar da yatılı okuyabilsin diye galatasaray'a ortaköy'deki feriye sarayının bir bölümünü tahsis etmiştir. sözkonusu bina 1993 yılına kadar galatasaray'ın ilkokul, ortaokul ve lise kısmına hizmet etmiş, 1993 yılından itibaren galatasaray üniversitesi tarafından kullanılmaya başlamıştır.

    bunlar yetmediği gibi bir de ''ben devrimci ruhumu ondan aldım'' diyerek rahmetli tevfik fikret'i onore etmiş, 1935 yılında galatasaray kulübü'ne ait yarış kayığını alarak kullanmıştır. şimdi ayriyetten kulübü ziyaret etse ne olacak, etmese ne olacak?

    hadi velev ki atatürk galatasaraylı olmasın, hatta galatasaray'ı sevmesin, bu neyi değiştirecek? ben zaten 100 yıl önce nevi beşer milletim ruyi zemin vatanım diyen bir adamın fahri başkanlık yaptığı kulübü tutuyorum, bundan da şeref duyuyorum.

    ha bir galatasaraylı olarak şunu söyleyebilirim ki: bugün atatürk yaşasaydı, kesin fenerbahçe'yi tutar ve desteklerdi.

    çünkü kendisi bizzat şöyle demiş ''milli ekonominin temeli tarımdır. bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır. ''

    tarıma bu kadar önem veren bir liderin, temel gayesi tarla sürmek olan bir spor kulübüne sempati beslememesi mümkün olabilir miydi?

    edit: atatürk'ü şike ile mi bağdaştırıyorsun diye mesajlar alıyorum kjdjskkds. tarla meselesi sadece şakaydı, sakin olun şikeciler.


    (brillant comme une larme - 9 Mayıs 2015 01:36)

  • comment image

    çoluk çocuk, iş güç sahibi bir galatasaraylı olmama rağmen ve galatasaray'ı buradaki çoğu ergen galatasaray taraftarı gibi uefa kupasından sonra değil monaco maçından beri tutmama rağmen hiç bir zaman matematiksel olarak kesinleşmedikçe şampiyon ilan etmeyeceğim takımım. belki ergenler hatırlamaz 2007-2008 sezonundaki şampiyonlukta son maçta kaybetseydik yine fener şampiyon olacaktı ama ben o maçta dahi rahat edememiş biri olarak özellikle tribünde olduğunu iddia eden "abi"lere sesleniyorum buradan. takımı adam gibi destekleyin. maç boyunca arabesk şarkı söylemeyin, gaza getirin ve şampiyonluk garanti havası ile maça gitmeyin. oyuncuları da bu psikolojiye sürüklemeyin. sakın şampiyon olmuş bir takımın maçı gibi maç öncesi şovlara girişmeyin. şu an lig tv'deki çakallar başlarını ellerinin arasına almış, nasıl bu yarışı son haftaya taşıyabiliriz diye düşünüyorlar. siz de şampiyonluk zaten bizim havalarına girerseniz ve takımı da bu havaya sokarsanız nah şampiyon oluruz.


    (ilzmel - 15 Mayıs 2015 00:01)

  • comment image

    27 subat 2015 galatasaray sai k. erciyesspor maci basligi altinda suna benzer bir entry okumustum:

    "diger takim taraftarlarinin unuttugu bir sey var: son haftalarda galatasaray ile sampiyonluk yarisina girerseniz kaybedersiniz. icinde galatasaray'in olmadigi bir sampiyonluk yarisini herkes kazanabilir ama boyle bir yarista gecilmek galatasaray'in genlerinde yoktur."

    bunlarin yazildigi tarih 22.haftaya tekabul ediyor; ligin bitmesine daha 12 hafta var.
    simdi yeniden bakacak oldum o entry'ye ama yazar ya hesabini kapatmis ya da ucurulmus.
    ne diyeyim, takimimi benden daha iyi tanidigi icin kutluyorum kendisini.


    (made in siberia - 15 Mayıs 2015 09:54)

  • comment image

    beşiktaşlı'yım...
    beşiktaş'ımın kongre üyesiyim.
    camiamızı çok sever, beşiktaşlı olmanın çok özel ve çok farklı olduğunu bilir, güzelliğini iliklerimde hissederim.

    üstteki değişmez hislerim bir yana, galatasaray camiası çok ama çok başka arkadaş. galatasaray lisesi'nden gelen sevgi, saygı, yardımlaşma ve lise'de verilen değerlere öylesine bağlı, birbirlerine öylesine tutkun camia üyeleri var ki bu insanlar bir hedef doğrultusunda bir araya geldiklerinde önlerinde hiçbir güçlük kalmıyor. zoru kolaylaştırıyor, başarıyı mutlaka yakalıyorlar. bu tutumlarını çok takdir ediyorum. aynı zamanda zor zamanda birlik ve beraberliklerini hiç bozmamaları nedeniyle onlara gıpta ediyorum.

    2015 yılında elde ettikleri 20. lig şampiyonluğunu da ayrıca kutluyor, avrupa kupalarında ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceklerine inanıyorum.


    (blueshaman - 25 Mayıs 2015 22:40)

  • comment image

    üzerinden günlerdir algı yönetimi yapılmaya çalışılan kulüp.

    *ilk olarak kasımpaşa maçında başladı herşey. galatasaray'ın üst üste aldığı galibiyetlerden sonra, baktılar ki galatasaray'ı kimse durduramıyor; mahmut uslu denen zat çıkıp "devre arası çok uzun sürdü, şike var" diye iftira attı. daha sonra gördük ki fenerbahçe'nin maçlarının devre arası galatasaray'ın maçlarından daha uzun sürüyor, ve tekrar öğreniyoruz ki o devre aralarında aziz yıldırım hakemleri, rakipleri tehdit ediyor. ama sesini çıkartan yok. sorsan galatasaray kollanıyor, şike yapıyor.

    *daha sonra galatasaray kazanmaya devam ettikçe konya maçında hasan kabze mevzusu çıkıyor. adamın bariz saçını düzelttiği pozisyon "galatasaray'ın kaçan golüne üzüldü" olarak piyasaya sürülüyor. galatasaraylılar pozisyonu açıklıyor ama bakıyoruz sanki ezberden, tek bir metinden çıkmış gibi rakip taraftarlar galatasaray'a çamur atmaya başlıyor. hasan kabze pozisyonu açıklamak zorunda kalıyor, televizyonlar bunu konuşmaya başlıyor. galatasaray'ın eski futbolcuları baskı altında bırakılıyor. halbuki bu ligde eski takımına en çok gol atan futbolcular galatasaray'ın eski futbolcuları. ama kendi eski futbolcularından 1 tane bile gol yememiş takımlar değil, galatasaray baskı altında bırakılıyor.

    *daha sonra baktılar hasan kabze olayı tutmadı durduk yere "galatasaray kırmızı kart görmüyor" haberleri çıkmaya başlıyor. ama aynı anda. çok ilginç bir şekilde birden bire çıkıyor bu konu. galatasaray'ın o güne kadar 1-2 tartışmalı pozisyonu dışında "%100 kırmızı kart" denebilecek pozisyonu da yok. bunu konuşan da yok ama birden bire "galatasaray niye kırmızı görmüyor?" diyerek algı yaratılıyor. takip eden maçta melo sarı kartlık hareket yapınca bunun sonucunda televizyonlar "yahu melo niye kırmızı görmüyor" demeye başlıyor. aynı maçta melo'nun sadece ayağa bastığı harekete avazı çıktığı kadar bağıranlar rakibin görmediği 2 tane kırmızı karta seslerini bile çıkartmıyorlar. çünkü galatasaray 30 hafta kırmızı kart görmemiş, bütün hafta bu konuşulmuş, psikolojik olarak akıl galatasaray'ın pozisyonunu konuşturuyor.

    *sonra geliyoruz gençlerbirliği maçındaki gole. daha önce türkiye liginde hiç kaleci hatasıyla gol yenilmemiş gibi, sanki gençlerbirliği kalecisi dünyanın sayılı kalecilerindenmiş gibi birden bire "maçı sattılar", "şike yapıldı" diye bir çığırtkanlık başlıyor. fenerbahçe balıkesir deplasmanında şut bile çekemezken 30 metreden yapılan ortayı kaleci içeri tokatlıyor, 1 gün zar zor konuşuluyor, ama ters ayakta kalan gençlerbirliği kalecisi için hafta boyunca iftiralar, suç duyuruları havada uçuşuyor. tüm programlar bu mevzuyu konuşuyor, internet sitelerinde bakıyorum herkes tek bir metinden çıkmış gibi "galatasaray şike yaptı" tarzı yazılarla çalkalanıyor. ortada fol yok yumurta yok.

    *gelelim türkiye kupası maçına. burası işte en ilginç bulduğum kısım. bu maçtan sonra olanlar ise benim görüp görebileceğim en yüzsüz serseniş.
    sivasspor maçında galatasaray ucuz bir penatı kazanıyor. galatasaray taraftarının %90'ı pozisyon penaltı değil derken, birden bakıyoruz mevzu "galatasaray kollanıyor"a geliyor. sene başından beri maçlarının çoğunu uyduruk penaltılarla kazanmış fenerbahçe taraftarı tek bir metinden çıkmışçasına "galatasaray sene başından beri kollanıyor" denilerek inanılması güç bir iftiraya maruz bırakılıyor. maçları gözüyle izleyen herkes, buraları takip eden herkes galatasaray'ın sene başından beri hakemleri de yendiğini, galatasaray taraftarının her maç hakem yüzünden çıldırdığını görür. ama sene başından bari hakemlerin ite kaka potada tuttuğu fenerbahçe değil, "galatasaray kollanıyor"a getiriliyor mevzu, algı yaratılmaya çalışılıyor.

    *sonra bakıyorlar aynı hakem, aynı kupada fenerbahçeye karşı aynı uyduruk penaltıdan fenerbahçe lehine de vermiş, bu konu tutmamış; hop "galatasaray aksaray ziyaretinin meyvelerini yiyor"a geliyor mevzu. hapishaneden çıkmak için başbakan'a yapmadığı yalakalık kalmayan aziz yıldırım değil, hükümetin rüşvetçi, tokatçılarıyla el sıkışan fikret orman değil, ama akp ile yakınlığı herkes tarafından bilinen, galatasaray yönetiminin bile haberi olmadan yalakalık yapacağım diye galatasaraylıların bile tepkisini çekecek şekilde galatasaray'ı cumhurbaşkanlığı sarayına götüren abdurrahim albayrak yüzünden galatasaray meyvesini yemiş oluyor bu ziyaretin. o gidilen saraydaki adam da fanatik, gözü kör bir fenerbahçeli. federasyonun başında da beşiktaşlı görünümlü bir fenerbahçe sempatizanı, şikeyi aklamak için maşa olarak gelmiş yıldırım demirören var ama "kollanan", "hükümet tarafından şampiyon yapılmak istenen", "şike yapan" hep ilginç bir şekilde galatasaray.

    sözün özü, son 1-2 aydır galatasaray kazandıkça iftiralar ve saldırılar artıyor.

    şimdi beşiktaş maçında melo en ufak yaptığı harekette hakem tarafından büyük ihtimalle mimlendiği için atılacak, beşiktaş kalecisi hafta içi söylemediği sözleri aklamak zorunda bırakıldığı için bu maçta iyi oynamak ihtiyacı duyacak ve ekstra motive olacak, hakem galatasaray kollanıyor algısı yüzünden galatasaray'a yapılan faulleri 1 kere düşünecekse 10 kere düşünerek, tereddüt ederek verecek. "galatasaray hiç kırmızı kart görmemiş" diyerek galatasaray'a kırmızı kart vermeye meyilli olacak. galatasaray futbolcuları baskı altında kalacak, şike iftiraları yüzünden telaş yapacaklar.

    yapılmak istenen senaryo bu.

    ve malesef bu yüzsüzce yapılan şeyler galatasaray taraftarını oldukça etkilemiş durumda. herkes takımına konsantre olacağına bu iftiracı şerefsizlere laf anlatmakla uğraşıyor.

    kendinize gelin galatasaraylılar. takımınıza bakın. bu takım nerelerden buraya geldi. kimlerle mücadele ederek bu günleri gördü. herkesin 4 yemesiyle dalga geçtiği takım şampiyonluğa, 4.yıldıza yürüyor. takımınıza bakın, onları destekleyin, gerisini allah'a havale edin. herkesin adaleti şaşar, allah'ın asla.


    (nlrms - 21 Mayıs 2015 11:59)

  • comment image

    bir beşiktaşlı olarak tebrik ettiğim takım. adamlar sezon başında her maçta 4 yemelerine, teknik direktör ve başkan degismelerine, biz ise son 4.haftaya lider olarak girmemize rağmen inançlarını kaybetmeyen onlar oldu. hiç stadımız yoktu aglakligina da girmeyecegim, son ana kadar ittirmissin, böyle rezilli, basitlik olamaz.

    helal olsun galatasaray, helal olsun.


    (1zenciolmasamda - 24 Mayıs 2015 22:07)

Yorum Kaynak Link : galatasaray