Wild Is the Wind (~ Vahsi ask) ' Filminin Konusu : Wild Is the Wind is a movie starring Anthony Quinn, Anna Magnani, and Anthony Franciosa. An immigrant Nevada rancher brings a woman from Italy to be his second wife but when he neglects her, she becomes involved with his trusted...
Ödüller :
The Heart Is a Lonely Hunter(1968)(7,7-3234)
Music Box(1990)(7,3-6105)
The Rose Tattoo(1955)(7,2-3090)
A Hatful of Rain(1957)(7,2-947)
The Fugitive Kind(1960)(7,2-4711)
Moulin Rouge(1953)(7,1-4506)
The Roman Spring of Mrs. Stone(1961)(6,6-2204)
The Actress(1953)(6,5-1179)
The Black Orchid(1959)(6,4-907)
Pete 'n' Tillie(1973)(6,2-705)
Heller in Pink Tights(1960)(6,1-1060)
Romance(1930)(6,0-574)
Berlin Film Festivali : "Silver Berlin Bear-Best Actress"
askla olduren, uyusturan bir cat power yorumu vardir bu sarkinintutulmamak lazim, fakattutulmayi koseye koy, ondan once bu sarkiya bu kadar hislenmemenin elde olmasi lazimdi,elde degil. aynen ruzgarin bazen acimasizca savurdugu gibi insani.
(unearth - 1 Kasım 2006 09:39)
david bowie versiyonunu dinledikten sonra farkına varırsınız ki, saat epey ilerlemiştir. çünkü repeate almışsınızdır o esnada, kederlenmişsinizdir; alkol, sigara tüketiminiz artmış, dolmuştur gözleriniz... bowie versiyonu zehirleyicidir.
(monochrome - 6 Kasım 2007 16:51)
o muhteşem kaydının varolduğu link daha önce bu başlık altında verilmiş olmasına karşın, kurbaa olmuş yerini esen yellere bırakmış...azimle düzeltip azimle dinletmek istiyorum..çünkü çok başka bir formhttp://www.youtube.com/…-xgbgz5eawu&feature=related
(mock caterpillar - 3 Ağustos 2009 00:28)
david bowie'nin sesiyle dinlendiğinde insanın gözünün önünden film kareleri gibi kendi hayatını geçirten şarkıdır.
(adore - 6 Ağustos 2009 11:12)
david bowie yorumunun can acıtıcı olduğu şarkı.
(nightling - 21 Ekim 2002 22:27)
aynen malmsteen'in now is the time'i gibi buram buram pozitif enerji yuklu saglam bir hard'n'heavy parca. bu calarken bol benzin yakan guclu bir amerikan arabasina binip tam gaz bi yerlere kacasi geliyor insanin.
(kusmuk - 25 Nisan 2010 14:44)
önce nina simone, sonra david bowie'den dinleyiniz. sonra da george michael ile üstüne cila geçiniz. gözler tamamen kapalı.
(gumussuyu dansozu - 22 Kasım 2010 21:22)
david bowie'nin insanlığa attığı en büyük kazıklardan biri. durduk yere bünyeye damardan anason enjekte etsen daha yavaş kafayı bulursun. derinlere itilmiş ne kadar dert, tasa, acı varsa toplam 3 dakika içerisinde yüzeye çıkaran adeta zehirli bir şarkı. yapılır mı bu bowie, derdin ne senin bizimle?
(ridleyscott - 19 Eylül 2011 22:45)
nina simone'un soyleyisine de, david bowie'nin soyleyisine de ayri ayri asigim.simone'un dinleyeni kendiliginden, simone'un ruhundan, icine surukledigi karanliga, o karanlik ve umutsuz ama bir o kadar da aci icinde mutlu karayip voodoo'suna asigim.ama gorunen o ki david bowie'nin kendinden yirtinarak gecen, yumusak deliligi daha cok yakiyor yuzumu. alev alev yanan degil de tukenen o habis ruh benim bedenimi daha kolay ev belliyor sanirim. ne aci ki oyle..bir insanin yada bir cylonun su sarkiyi dinlerken bir kez bile olsa aglamamasi olanaksiz..
(malmoth - 4 Ekim 2011 00:57)
bi şarkıyı vokalin her bir vurgusundan en ufak davul tuşesine kadar ezberlemenin kötü yanı, başka versiyonlarına ısınamıyorsun. dawid bowie de bana öyle yaptı, ne cat power tanıyor ne nina simone dinliyor. let me fly away with you demeden önceki o nefes verişi, o ritm çalan akustik gitarı, tok davul tonu ve kulakta çınlayan tiz zilleri olmadan, bi de dawid bowie'nin o 'dünyayı siktir ettim, sadece gel birer sigara yakalım' vokali olmadan dinleyemiyorum bu şarkıyı. öyle olsun madem.
(sylarcan - 21 Kasım 2011 01:01)
gecenin bir körü garip bir şekilde aklına takılıp, kendisini buldurup var olan bütün versiyonlarını defalarca dinlettiren parçadır. bazı şarkılar böyledir. bu da o şarkılardan biridir. george michael yorumu için: http://ff.im/vromf
(miocaro - 16 Haziran 2012 02:39)
david bowie'nin marifetinin net olarak anlaşıldığı şarkıdır bu.
(catharsis - 24 Haziran 2012 01:42)
muhteşem şarkı. nina simone'a hayranım, david bowie takip ettiğim bir şarkıcı bile değil, ama bu şarkıyı bowie'den diinlemeye bayılıyorum. o nasıl "don't you know you're life, itself!" demektir. kalbini titretiyor insanın.
(hesperis - 14 Aralık 2012 09:03)
eğer çok tanrılı din döneminde yaşasaydı david bowie'nin baş tanrılardan biri olacağını gosteren eserdir. başka açıklaması yok bu şarkının.
(canka - 27 Ekim 2013 00:45)
bu şarkı, sana bazen hatırlatır, gömdüklerini...hazırlıksız yakalanırsın, vakit geçirmek için izlediğin bir dizide kulağına çalınır hem de.zaman orada durur işte. tek kelime ingilizce bilmeden, ne dediğini anlarsın...bakalım yeniden unutabilecek misin?
(mjorate - 20 Kasım 2013 22:44)
her hali başka güzel; şimdi kalkıp kediyle dans edeceğim o olacak.
(mayalilithowsky - 30 Kasım 2013 19:03)
en crooner, en kadife yorumlarindan biri david bowenin station to station plaginda bulunur. yavas yavas elektronik muzik ile hasir nesir olacaginin sinyallerini veren bowie, bu plakla birlikte young americansin soulundan uzaklasmistir. yine de wild is the wind gibi bir standardin yorumlanmasi bile bowienin soula caktigi bir selam olarak dusunulebilir. bowienin beyin yontan ses oyunlari sayesinde kulaklarda yer eden, tadina doyulmaz bir deneme cikmistir ortaya.
(electric warrior - 10 Ağustos 2004 14:48)
david bowie ömrünce sadece şu şarkıyı okumuş olsaydı yine ölümsüz olacaktı... nina simone hayranı biri olarak şarkıyı en çok bowie'ye yakıştırıyorum.nasıl tutkulu bir şarkıdır öyle, bildiğin sevişme başlatan şarkı. resmen libido yükseltiyor...
(yercekimsiz karanfil - 18 Mart 2014 00:38)
david bowie versionunun kanatıcı oldugu sarki.
(mybraveface - 13 Haziran 2005 13:34)
david bowie ile nina simon'u seviştirip elde ettiğim ürüne söylettiğim şarkıdır.kırşehir'in yeşillenmeye başlamış bozkırından geçerken nina simona söylettim, piano akarken yollar da aktı tepelerin arasından, yağmurun ara vermesini fırsat bilerek güneşin dibinde gübre serpiştiren ırgatların az ötesinden geçerken dinledim bu şarkıyı. sonra güneşin batmaya yeltendiği saatlerde kendisini tam kızılırmağın karşısına konumlandıran ahşaptan bir köy lokantasına gittim. üst kattaki balkonundan, akşamın bittiği ve akşamın başladığı o sır dolu iki keharet vaktinde balıkların yaşama sevinciyle yüzeye yaklaştıklarını bilen zeki balıkçıları izlerken david bowie' ye söylettim. sonra sigaradan bir nefes çekerken tütünün kavruluşunu duydum ve "we're creatures of the wind" diye mırıldandım. otele döndüğümde hareket ve durağanlık birleşmişti, yeni bir elementten dinledim şarkıyı
(penisinde felsefe yazan adam - 28 Mart 2015 13:28)
Yorum Kaynak Link : wild is the wind