• "charles dickens'ın yetimhanelerde yetişen bir çocuğun hayatını anlatan çocuk romanı."
  • "vefa lisesi hazırlık öğrencileri ingiliz öğretmen aw* yönetmenliğinde uzun seneler, yıl bitiminde müzikalini sahnelediler."
  • "an itibari ile trt'de izlenebilen enfes öyküdür."
  • "hakkında şöyle bir esprimsi bulunan yapıttır:charles dickens goes into a bar: "i'd like a martini, please." bartender: "certainly, sir. olive or twist?""
  • "filmdeki en mükemmel şahsiyet hiç kuşkusuz fagindir."
  • "ya çocuklara ya da ingilizce öğrenmek isteyenlere dayatılır bu eşsiz roman. (bi' rahat bıraksalar da herkes edebiyatın tadını çıkarsa keşke.)"
  • "kedimin isim babası. bu ismi benim sarmana koyduktan bir süre sonra disney'in şu çizgifilmini gördüm. oliver'ın kedilere uygun bir isim olacağını düşünen tek ben değilmişim demek ki..."
  • "charles dickens'ın 1909 senesinden bu yana tam 20 kere sinemaya uyarlanmış hikayesi..... son versiyon roman polanski tarafından çekilmiş...."
  • "eski versiyonunu sevdiğim film. polanskinin ustalığına bir şey diyeceğimiz yok ama bazı hikayeler naif halleriyle daha güzeller."
  • "roman polanski nin elinde muhteşem olmuş hikaye, dekor ve kostümler büyülüyor. kesinlikle izlenmeli.- karakarga times -"




Facebook Yorumları
  • comment image

    vefa lisesi hazırlık sınıfı öğrencileri tarafından 97ye kadar 5 sene boyunca ingilizce müzikal olarak sahneye konmuştur güzide bir eserdir.. az iş değildir 11 yaşında 180 adet ingilizce bilmeyen çocuğa ingilizce müzikal hazırlatmak. ellerinden öpülesi insan a.w nun şahaseridir. çocukluk günlerinin en güzel anısıdır...
    97den sonra anadolu liseleri sınavı liseye girişe alındığı ve gelen öğrenciler de kazık kadar olduğu için sürdürülememiştir. öz vefalı olmanın göstergelerinden biridir oliver da rol almış olmak...


    (kedikara - 6 Kasım 2007 21:19)

  • comment image

    ortaokulda reading derslerinde epeyce sadeleştirilmiş versiyonunu üç kuruşluk ingiilzcemle okur iken faginden nefret etmiştim, asılmasına filan da hiç üzülmemiş; gidip ona sarılıp ağlayan oliver kardeşimizi de pek bir embesil bulmuş idim; yakın zamanda roman polanskinin çektiği filmini izleyince, kemale ermiş olan yaşımın da etkisiyle anladım ki esas nefret edilmesi gerekenler yetimhandeki iğrenç yaratıklarmış...

    çocukları bataklığa iten, aç bırakan, her tür psikolojik ve fizyolojik işkenceye maruz bırakan, ölmelerinden zerre kadar üzüntü duymayan, hatta çocukları üç kuruşa satan ve karnı tok, sırtı pek olanlar değil; o düştükleri bataklıkta boğulmadan yaşamayı öğreten ve belki kendisi de bir yetimhane eseri olan zavallı bir bataklık yaratığının tu kaka olması; azılı bir hırsız, bir serseri, bir suçlu olduğu halde çocuklara insan gibi davranan adam (fagin) aklını kaçırarak hücresinde idamını beklerken o yetimhanedekilerin tıkır tıkır işleyen, sıcacık düzenleri içinde kremalı börekler, sütlü çörekler yemeye devam etmeleri adaletsizliğin baki olduğunun çarpıcı bir anlatımıydı kanımca. adaletin şiirsel bir nokta atışıyla yerini bulduğu tek an ise bill sykies'ın kendi elindeki iple asılmasıydı.

    "iyiler zengin olur, kötüler ve hırsızlar hapse girer ya da ölür" çıkarımından çok fazlası vardı sanki. hikayeden çıkarılacak ders: "dünya kurulalı beri esas hırsızlar, yetim hakkı yiyenler, egolarını başkalarının eti ve ruhuyla besleyenler daima semirmeye ve güçlenmeye devam ederler. geri kalanlar da ikiye ayrılır, şanslılar ve şanssızlar..."


    (paninormanperisi - 17 Temmuz 2008 10:50)

  • comment image

    defalarca sinemaya uyarlanan bir öyküdür. en ünlüsü, gösterildiği yılın oscarlarını da toparlayan, 1968 yapımı "oliver!" isimli müzikaldir. yönetmenliğini efsanevi sinemacı carol reed* yapmıştır. oliver rolünde mark lester*, bill skyes rolünde oliver reed* oynamıştır. müzikleri de mükemmeldir, insana albümünü aldıracak kadar hem de. who will buy this wonderful morninnnngg..?


    (usak - 9 Eylül 2002 13:14)

  • comment image

    sinema eleştrimeni alper turgut'un, roman kahramanları dergisinde yayınlanan yazısında "meşhur bastıbacak" diye bahsettiği karakterdir. yazının bir kısmını alıntılayarak aşağı koydum. geri kalan için dergiye bakılabilir. ama hangi sayısına!? değil mi? sayın okur maalesef derginin sayısı aklımda değil. ama yinede "dergiyi gecen ay bir rafta gördüm" diyerek yardımcı olmak isterim.

    --- spoiler ---

    siz, bakmayın görünüşüne, bu pek meşhur bastıbacak, neredeyse 173 yaşına girecek. düşünün, tam zıt bir karakter olan, haylaz, afacan ve gerçekten ünlü tom sawyer (mark twain) bile oliver’dan 38 yıl sonra doğdu. kaç nesil çocuğa eşlik etti öyküsü ve daha nice torun var gelecekte, onunla tanışacak. açlık, çıraklık, yankesicilik, dayak, eziyet, yolculuk… yeni bir başlangıç, kötülük, iyilik, suçlu, suçsuz, hain, masum, yaralanma, yaranma ve altın bir kalp. işte oliver twist, dertli, kimsesiz ve ölümsüz bir çocuk.

    ingiliz yazar charles dickens (7 şubat 1812 – 9 haziran 1870), ilk kitabı “bay pikvik’in maceraları”nın (1837) ardından henüz 26 yaşındayken oliver twist’i (oliver twist: parish boy’s progress) yazdı. oliver’in maceraları, ilk olarak “bentley’s miscellany” adlı aylık bir dergide seri olarak yayımlandı, dickens, iki yıl boyunca bu derginin editörlüğünü üstlendi. charles dickens, 1865’e dek 10 roman daha yazdı, bunlar sırasıyla; “nicholas nickelby” (1839), “antikacı dükkânı” (1841), “bir noel şarkısı” (1843), “martin chuzzlewit” (1844), “david copperfield” (1850), “kasvetli ev” (1853), “zor yıllar” (1854), “iki şehrin hikâyesi” (1859), “büyük umutlar” (1861) ve “müşterek dostumuz” (1865) idi.

    şimdi, yaratıcısı charles dickens’in hem yaşarken hem de ölümünden sonra ırkçı olarak suçlanmasına dair şeylerden bahsederek, zaten yaşamın sillesini yemiş, hep acıların çocuğu olmuş oliver twist’i daha da üzmek istemeyiz ancak oliver’in, beş yıl önce sinemadaki son uyarlamasını çeken roman polanski’nin 13 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanmasını ondan nasıl saklayacağız? asır geçse de çilesi bitmiyor ki, zavallının…
    ---
    spoiler ---


    (yaklasmayin yoksa keserim bu damacanayi - 3 Nisan 2011 01:36)

  • comment image

    ya çocuklara ya da ingilizce öğrenmek isteyenlere dayatılır bu eşsiz roman. (bi' rahat bıraksalar da herkes edebiyatın tadını çıkarsa keşke.)


    (bir nick bulamadim ki - 24 Mart 2012 02:14)

  • comment image

    bu kitapta dair beni etkileyen karakter, nedendir bilmem, nancy idi.

    --- spoiler ---

    hani charles dickens' ı çok severim; ama oliver twist öyle tekrar tekrar okunacak bir kitap gelmemişti bana hiç. şu aralar tekrar okumayı düşünüyorum; zira ilk okuduğumda ben de çocuk yaştaydım. aklımda net olarak kalmış birkaç sahnenin büyük çoğunu da nancy oluşturuyor, ölümü o kadar etkilemiş ki beni.

    ki nancy klişe bir karakterdir aslında. iyi kalpli fahişemizdir o bizim. hani kötü yola düşmüş de hâlâ iyi kalpli... magdalalı meryem ya da pretty woman gibi... tabi onun hatası isa mesih' e ya da richard gere' e değil de bill sykes' a aşık olmasıydı.

    ---
    spoiler ---


    (vetra privili menya - 19 Mayıs 2013 04:08)

  • comment image

    çocukken okuduğum ve unutamadığım bir kitap. sürekli evden kaçıp uzaklara gitmenin hayalini kuran bir çocuk olan beni derinden etkilemişti. dün gece izlediğim roman polanski yapımı film uyarlamasını da oldukça beğendim.


    (ihmenev - 25 Aralık 2013 01:13)

  • comment image

    vefa'da sahnelendiği zamanlarda iki defa kitapta olmayan bir karakter olan arthur canlandırdığım büyük güruh tiyatro dehası a.w (christopher white) ile tanışmamı sağlamış müsamere olmayan, tiyatro ouyunu.


    (guybrush - 22 Mayıs 2004 14:53)

  • comment image

    kedimin isim babası. bu ismi benim sarmana koyduktan bir süre sonra disney'in şu çizgifilmini gördüm. oliver'ın kedilere uygun bir isim olacağını düşünen tek ben değilmişim demek ki...


    (gri balikcil - 8 Ocak 2015 13:54)

  • comment image

    romanin meraklilarini alip goturmesi muhtemel olsada,siradan izleyici kitlesi icin sikici denebilecek tarzda ilerleyen,bugune kadar ki polanski isleriyle pek bir alakasi olmayan yapit.iyi hos filmedilmis ama sanki bu film yonetmenin uzerinde oturmamis yakismamis bir elbise-bir ceket gibi durmus.
    filmde bariz bir muzik eksikligi var.oyuncu secimi,diyaloglar gayet basarili.birde ben kingsley gelmis gecmis en buyuk oyuncu oscarini hak eder tarzda klas oynamis.


    (mascara - 4 Kasım 2005 21:46)

  • comment image

    bir nevi kemalettin tuğcu okumuş gibi hissettiren hikayenin roman polanski tarafından sinemaya uyarlanışı. izlerken de sır kapısıydı, kalp gözüydü, bunları izler gibi hissettiriyor yer yer. bunun filmin iyiliğiyle, kötülüğüyle değil, tamamen televizyon literatürüne hakim sığ bünyenin etkisiyle olduğunu söylemeye gerek yok. charles dickens'ın başkalarının hayalgücüne iş bırakmayan londra tasvirini, sinema perdesinde görüldüğünde de tıpkı kitabı okurkenki hayali prodüksiyon sırasındaki şekliyle görmek şaşırtmıyor. . bu filmi çeken roman polanski'nin yalnızca charles dickens'ın elçisi olduğu söylenebilir. karakterler, kostümler o kadar başarılı ki, ben kingsley'in her sahnesinde o kapkara dişlerinin kokusunu bile duyar gibi oluyor insan. barney clark'ı sinemaya getirseler halk galeyana gelip salya sümük boynuna sarılacak, bağrına basacak o kadar yani.. herkesler babam ve oğlum'a gidip patlamış mısır hışırtıları arasında mendil ıslatırken nasıl da iyi geliyor boş salonda ingiliz aksanıyla iç kıyım izlemek. pal sokağı çocukları'nı da istiyor ve bekliyoruz evet.

    künyesini de yazayım tam olsun:

    yönetmen: roman polanski
    senaryo: ronald harwood
    görüntü yönetmeni: pawel edelman
    müzik: rachel portman
    2005, ingiltere / çek cumhuriyeti / fransa / italya

    oyuncular:

    ben kingsley (fagin) , barney clark (oliver twist) , jamie foreman (bill sykes) , harry eden (the artful dodger) , leanne rowe (nancy) , lewis chase (charley bates) , edward hardwicke (bay brownlow) , jeremy swift (bay bumble) , mark strong (toby crackit) , frances cuka (bayan bedwin) , chris overton (noah claypole) , michael heath (bay sowerberry) , gillian hanna (bayan sowerberry)


    (neriman koksal - 4 Aralık 2005 15:07)

Yorum Kaynak Link : oliver twist